Güncelleme Tarihi:
Yunanistan'a ait savaş uçakları, kuzey Ege'nin uluslararası sularında hidrografik alanda bilimsel ve teknik araştırmalar yapan TCG Çeşme gemisini taciz etti. Araştırma gemisine yaklaşan 4 Yunan savaş uçağından biri 2 deniz mili mesafede chaff fişeği bırakarak tacizde bulundu.
TCG Çeşme araştırma gemisi, kuzey Ege'nin uluslararası sularında hidrografik alandaki bilimsel ve teknik araştırmalarına başladı.
Yıllık planlı faaliyet programı kapsamında 2 Mart'a kadar kuzey Ege'de bilimsel ve teknik araştırmalarını yapacak gemi Yunanistan'a bağlı savaş uçakları tarafından taciz edildi.
Yunanistan Hava Kuvvetlerine bağlı 4 F-16 uçağı Limni Adası batısında TCG Çeşme'ye yaklaştı. Savaş uçaklarından biri TCG Çeşme'ye 2 deniz mili mesafede bir chaff fişeği atarak tacizde bulundu.
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Yunan savaş uçaklarının 1000 metre irtifadan yaptıkları tacize yönelik gerekli karşılığın verildiğini belirtti.
Isı ve radar güdümlü füzeleri kandırmak için kullanılan Chaff önleme sistemi askeri uçakların çoğunda bulunuyor. Sistem pilotlar tarafından veya uçaktaki sistemler tarafından otomatik olarak fırlatılıyor.
HULUSİ AKAR: TAVRIMIZ BELLİ, KİMSE ENDİŞE ETMESİN
Hulusi Akar az önce bu konuya ilişkin sıcak açıklamalarda bulundu. Akar açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Bu maalesef Yunanlı komşularımızın yaptığı talihsiz hareketlerden biri. Dün meydana geldi, bizim de kendimize göre kurallarımız var. Gerekli karşılık verildi. Bizim orada yaptığımız depremle ilgili bilimsel çalışma. Teknik ve bilimsel çalışmamızı yaparken bu şekilde bir tacizin uygun olmadığını komşuluk ilişkilerine yakışmadığını hep birlikte görüyoruz. Biz uluslararası hukuka uyulmasından yanayız. Bizim tavrımız belli, kimse endişe etmesin"
CEM GÜRDENİZ: BİRİLERİ ATİNA’YA BUNU SUFLE EDİYOR
CNN Türk canlı yayınına bağlanan Cem Gürdeniz şu ifadeleri kullandı:
“Birileri Atina’ya bunu sufle ediyor. Araştırma yapan geminin böyle saçma sapan, boyundan büyük bir güç gösterisiyle taciz edilmesini başka şekilde ifade edemem. Yunanistan başkalarının dediğiyle iş yapar.
Şu an o geminin yaptığı işler, Doğu Akdeniz’de Oruç Reis’i, Barbaros’u kamuoyu duyuyordu. Bu gemilerin yaptığı, ülkelerin egemen haklarına yönelik. Kıta sahanlığı vatanınızın bir parçası gibidir. Çeşme gemisinin yaptığı ise su ile ilgili bir iş. 11 Kasım 1976 Bern mutabakatına aykırı bir şey değil. Onlar da yapıyor. Bunu bahane edip üzerinde savaş uçağa uçurmaları kesinlikle büyük bir tırmanmayı yaratma, Türkiye’nin dikkatini Ege’ye çekme ve Doğu Akdeniz’den uzaklaştırma olarak değerlendiriyorum.
Yaramaz bir çocuğa ‘git şu evin önünde çatapat patlat kaç’ demek gibi bir şey… O gemiye silah kullanmasının nasıl sonuçlara gideceğini onlar da biliyor. Bu sık sık NATO tatbikatlarında da gördüğümüz şeylerdi.
Burada verilecek mesaj, stratejik açıdan çok önemli. Ekonomik olarak çöktüm, 2060’a kadar borçlarımı ödeyecek durumum yok, AB ve ABD tarafından işgal edilmiş durumdayım. Bana görev verilmiş durumda, seni kışkırtacağım ve Doğu Akdeniz’den uzaklaştıracağım mesajı veriyorlar. Türkiye çok çok dikkatli olması lazım.
Türk-Yunan gerginliği artmalı ki kamuoylarına ‘Türkler size çok kötü davranıyor’ desinler. Ben bu zeminin bunun için kullanıldığını düşünüyorum. Yunanistan’ı çok iyi kullanıyorlar. Hükümet ağır başlı bir cevap verir umarım. Uluslararası dengeleri de sağlarlar diyorum. Bu dengeleri çok iyi görmek lazım. Batı resmen dişini göstermeye başladı. Düğmeye bastı. Buna dikkat etmek lazım. Türkiye'nin bu tuzaklara düşmemesi gerekir.
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de oldu bitti ile, Doğu Akdeniz'den KKTC'den geri çekilmesi, elinin zayıf düşmesi için her şeyi yapacaklardır.”
O kadar çocukça ki, geminin bir bilimsel gemi olduğu açık. Bir bilimsel gemi, nasıl bir kilit atabilir ki Yunan savaş uçağına? Bir bilim gemisinden korkup 'bana güdümlü füze atacak, kilitlenecek' diyor. Bir diğer taraftan da aklınca gözdağı veriyor. Bizim F-16'larımız direkt devreye girmişlerdir. Bir taraftan bizim bölgede savaş gemilerimiz var, radar sistemlerimiz var; hepsi devreye girip silahlı kuvvetlerimiz onların bölgeden çıkmasını sağlayacak gerekli etkiyi ortaya koymuşlardır. Şu an bölgeden uzaklaştıkları gözüküyor. Ama şuna dikkat, tekrar tekrar yapabilirler.
Milli Savunma Bakanlığımız ve devletimizin en üst kademesinden sayın Erdoğan, iyi komşuluk çerçevesinde son derece önemli diplomatik adımlar atmışken Yunanistan gerginlik politikası üzerinden menfaat peşinde.
‘BİR BARDAK SUYLA FIRTINA ÇIKARTMAK İSTİYORLAR’
Uluslararası Dr. Celalettin Yavuz Prof. Dr. Celalettin Yavuz:
Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanlarıyla ilgili konuda ben çok fazla iddialı olduğunu zannetmiyorum. Ama önemli olan onlar için tehdit olarak gördükleri Türkiye'yi bir an önce etkisiz hale getirmektir. Bunu tıpkı 1829'da kuruluşunda başlatmış oldukları gibi diğer ülkelerin desteğiyle yapmak istemektedir. Bu burada da durmayacaktır. Tekrar söylüyorum, bana göre Çeşme'nin taciz edilmesi en azından 1976 tarihli Bern mutabakatının ruhuna da uymamaktadır.
Dün Bakanlık slaytlarla açıklama yapmıştı. Geminin hidrografik araştırma yaptığını söylemişti. Bir bardak suyla fırtına çıkartmak isteyen Yunanistan var karşımızda. Bunu da AB ve yeni Biden yönetimiyle yapmak istemektedir.
YUNANİSTAN'DAN PROVOKATİF EYLEMLER
Türkiye Ege ve Doğu Akdeniz'de sorunların uluslararası hukuk, diyalog ve iyi komşuluk ilişkileri içinde çözümüne yönelik duruşunu korurken, Yunanistan bölgede gerginliği tırmandıracak her türlü faaliyeti sürdürüyor.
İstişari görüşmelerin başladığı 25 Ocak'tan bu yana Yunanistan, İskiri Adası kuzeybatısındaki uluslararası suları da kapsayan alanda 20 gemi ve çok sayıda hava unsuru ile Şimşek-21 Tatbikatı'nı gerçekleştirdi.
Bunun yanı sıra 10-17 Şubat 2021 tarihlerindeki denizaltı faaliyetlerine ilişkin yayınladığı denizaltı ilanlarında (SUBDANGER-Denizaltı Tehlike Sahası) gayri askeri statüdeki Bozbaba, Semadirek, Limni, Taşoz, Midilli, Sakız, İpsara, Ahikerya ve Sisam adalarının karasularını kapsayan sahaları ilan etti.
Aynı şekilde Ege Denizi ve Akdeniz'de 17 Mart-27 Nisan 2021'de atışlı eğitim yapılacağına yönelik denizaltı ilanında gayrı askeri statüdeki Limni, Bozbaba, Midilli, Meis, İpsara, Sakız, Semadirek adalarının karasularını kapsayan sahalara yer verdi.
Güvenlik uzmanları söz konusu faaliyetleri, Yunanistan'ın sorunların görüşmeler ve diyalog yoluyla çözülmesini arzulamayan, gerginlikten yana ve uzlaşmaz tavrının açık bir göstergesi olarak nitelendirmişti.