Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2001 00:00
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilen Egebank'ı, "Teşekkül oluşturmak suretiyle sistemli ve planlı olarak 1 milyar 200 milyon dolar zarara uğrattıkları" öne sürülen bankanın eski sahibi Yahya Murat Demirel'in de aralarında bulunduğu 11 sanığın ifadelerinin alınması tamamlandı. Duruşma, diğer sanıkların ifadelerinin alınması için yarına ertelendi.
İstanbul 1 No’lu DGM’deki duruşmada, Egebank’ı, "Teşekkül oluşturmak suretiyle sistemli ve planlı olarak 1 milyar 200 milyon dolar zarara uğrattıkları" öne sürülen bankanın eski sahibi Yahya Murat Demirel ile 10 sanığın ifade verme işlemi sona erdi.
Mahkeme, diğer sanıkların da ifadelerinin alınması için duruşmayı yarın saat 11.00’e erteledi.
Diğer sanıkların ifadelerinin alınmasına, yarın İstanbul 1 No’lu DGM’de devam edilecek.
İstanbul 1 No'lu DGM'deki duruşmaya, Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi'nde tutuklu olan Yahya Murat Demirel, Ali Süha Paya, Kevin Hood, Aykut Karabulut, Hüsnü Barbaros Olcay, Şükrü Esat Erkuş, Gökalp Baştürk, Şaban Ayhan Tatlıgil, Aydoğan Semizer, Muzaffer Aygün, Özkul Arkadaş, Ömer Özbay, Erol Ergin, Nail Keçili ve Turan Turanoğlu, Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'nde olan Sevtap Arslan, Ayşenur Demirel (Esenler) ve Emine Mehtap Ceylan ile tutuksuz yargılanan Mehmet Suat Çelebi, Ali Ertunç Yalçın, Hüseyin Bayraktar, Özcan Tangu,Cemal Birol Meral, Şakir Gürel, Abdüllatif Yoldüz, Ahmet Yalçın, Salih Suavi Arslan, Volkan Olcay ve Mustafa Tugay katıldı. Bayrampaşa Cezaevi'nde tutuklu olan sanık Özgen Tamuman ile diğer tutuksuz 6 sanık ise duruşmaya gelmedi.
"5 GÜN İŞKENCE YAPTILAR"
Yahya Murat Demirel kalın bir dosyayla geldiği duruşmada sözlü olarak savunma yapacağını, ancak bazı hususları da yazılı olarak sunacağını söyledi.
|
| Demirel: Aklımı kaybetmedim | |
| | Egebank davası kapsamında savunmasını sürdüren Yahya Murat Demirel, 9 aydır tutuklu olduğu cezaevinde "aklını kaybetmediğini" belirterek, amacının tahliye olmak değil, sakatlanmadan cezaevinden çıkmak olduğunu söyledi.
Demirel, Prudential Off-Shore'nin, KKTC kanunlarına göre, iddianamede belirtildiği gibi 10 bin dolar değil 1 milyon dolar sermayeyle kurulduğunu bildirdi.
Yine iddia edildiği gibi kuruluş maksadının mevduat toplama olmadığını anlatan Demirel, amaçlarının tamamıyla yurtdışında kurulacak banka ve finansal şirketlere bankacılık hizmeti vermek olduğunu ifade etti. Demirel, "Nasıl oluyorsa, o kadar azılı ve gözü dönmüş insanlarız ki, mevduat toplayamayınca Egebank Off-Shore kurmuşuz. Bu topyekun yalandır, gerçek dışıdır" dedi.
Demirel, KKTC'de 1999 yılında da Egebank Off-Shore'u kurmak için başvuruda bulunduklarını ve gerekli yerlerden izin alındığını belirtti.
SAVCI VİTRİN İÇİN İDDİANAME YAZDI
KKTC'de 100'e yakın off-shore banka bulunduğunu söyleyen Demirel, Egebank Off-Shore'un 1 milyon dolarlık en yüksek sermayeli banka olduğunu kaydetti. Demirel, bankanın paravan ve tabela şirketi olduğu yönündeki iddiaları da reddetti.
İddianamenin, olaylar ve eylemler üzerinden yazılmadığını öne süren Demirel, "Tabii ki bunu tek başıma yapamazdım. Vitrinin çok güzel görünmesi gerekiyordu. Çünkü 65 milyon kişinin bu işi yutması gerekiyordu" şeklinde konuştu.
KENDİMİ DOLANDIRMIŞ MI OLUYORUM?
Off-shore bankacılığın "Öcü", "Dehşet", "Dolandırıcılık mekanizması" gibi yansıtıldığını anlatan Yahya Murat Demirel, şöyle devam etti:
"Cari hesaplarımıza baktığımızda, off-shore mudilerinden birinin de benim şirketimin olduğu gözüküyor. Şimdi ben, kendimi mi dolandırmış oluyorum? Allah'a çok şükür, aklımı 9 ayda kaybetmedim. Amacım tahliye olmak değil. Tek arzum sakat kalmadan cezaevinden çıkmaktır."
MARMARİS TOPLANTISINDA TEHDİT YOKTU
Doğru ve dürüst çalışan bankaların her yılın 1 ve 2. yarısında durum değerlendirmesi yapmak için toplandığını hatırlatan Demirel, "İddianamede bir Marmaris toplantısı var ki, o milat gibi bir şey. Sanki o olmasa burada olmayacaktık" diye konuştu.
Bankacılığın teknolojiye açık olduğunu söyleyen Demirel, Marmaris toplantısında planlanan hedefleri verdiğini, "2000 yılında müşteri adedi ne olacak, bireysel kredi ne olacak?" gibi konulara değindiğini söyledi.
Demirel, iddia edildiği gibi bu toplantıda, şirket yetkililerine off-shore para toplama konusunda tehdit ve sindirme amaçlı konuşma yapmadığını savundu.
BANKALAR SÜPERMARKET OLDU
Off-shore bankacılıkta "Az parası olan insan bankanın tel örgüsünden korkar, içeri bile giremez" düşüncesini yıkmak istediklerini kaydeden Demirel, hızla gelişen bir sektör olan bankacılığın, sadece mevduat toplayan, kredi açan bir sistem olmaktan çıktığını ve tamamen hizmet üreten bir süpermarket konumuna geldiğini ifade etti.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel'i "Ankara'daki yetkisiz Savcı Nuh Mete" diye nitelendiren Demirel, "Olayda ne 213, ne de 4422 sayılı kanun vardır. Ankara'daki yetkisiz Savcı Nuh Mete, yetkisizlik belgesini gönderdiğinde bunu bağlamıştır. Ben buradaki arkadaşların avukatlığını yapmıyorum. Öyle bir niyetim de yok. Ama dosya 4.5 ay Ankara'da beklemeseydi, belki de bu celse buradaki insanların 3., 4. celsesi olacaktı" dedi.
| |
|