Güncelleme Tarihi:
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilen Egebank'ı, ''Teşekkül oluşturmak suretiyle sistemli ve planlı olarak 1 milyar 200 milyon dolar zarara uğrattıkları'' öne sürülen, bankanın eski sahibi Yahya Murat Demirel'in de aralarında bulunduğu, 19'u tutuklu 36 sanığın ifadelerinin alınma işlemi tamamlandı. Murat Demirel dünkü duruşmada 4 saatlik bir savunma yapmıştı.
Mahkeme Heyeti, sanıklardan Turan Turanoğlu’nun, tutuklu kaldığı süre ve atılı suçun niteliği göz önüne alınarak tahliye edilmesini kararlaştırdı.
Diğer tutuklu sanıkların, iddianamede belirtildiği üzere atılı suçlarla ilgili kanunda öngörülen cezaların üst sınırı, suçun toplumda infial uyandıracak nitelikte suçlardan olması ve delil durumuna göre tutukluluk hallerinin devamına karar veren Mahkeme Heyeti, saat 23.20’de duruşmayı bitirdi.
Dün başlanan ve bugüne bırakılan duruşmaya,Yahya Murat Demirel, Nail Keçili, Aydoğan Semizer, Ayşenur Demirel (Esenler), Sevtap Arslan ile Emine Mehtap Ceylan'ın da aralarında bulunduğu bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar katıldı.
Sanıklar, saat 11.05 sıralarında duruşma salonuna alınırken, dün ifadeleri alınamayan tutuklu ve tutuksuz sanıkların sorgularının yapılmasına başlandı. Davanın dünkü duruşmasında, Yahya Murat Demirel, eşi Ayşenur Demirel (Esenler), Sevtap Arslan, Gökalp Baştürk, Şaban Ayhan Tatlıgil, Aykut Karabulut, Turan Turanoğlu, Hüsnü Barbaros Olcay, Kevin Hood, Emine Mehtap Ceylan ve Ali Süha Paya'nın ifadeleri alınmıştı.
KEÇİLİ: KAYBETTİĞİM İTİBARIMI ADALET GERİ VERMELİ
İstanbul 1 No'lu DGM'de devam eden Egebank Davası'nın duruşmasında ifade veren Cen Ajans Grey'in sahibi işadamı Nail Keçili, bankacı olmadığını, 30 yıldır iş dünyasında binin üzerindeki kuruluşa sahibi bulunduğu Cenajans Grey vasıtasıyla halkla ilişkiler, reklam ve danışmanlık hizmeti verdiğini belirterek, Egebank'ın da reklam işlerini yaptığını, buna karşılık ajansının bankadan alacaklı olduğunu anlattı.
Devlet başkanlarına bile reklam hizmeti veren kuruluşunun son 7 ayda iflasın eşiğine geldiğini savunan Keçili, şunları söyledi:
''Hileli ve dolaylı yollardan kimseye kredi kullandırtmadım. Cenajans A.Ş'nin hissedarı olarak banka sahibi Murat Demirel ile çalışmam kadar doğal bir şey yok. Bu işbirliğini çarpıtarak bankanın içini boşaltan çeteye beni dahil etmek, bana yapılmış çok büyük ve kabul edilemez bir suçlamadır. Ankara DGM tarafından medyaya sızdırılan haberler nedeniyle şerefim ayaklar altına alınmıştır. Şimdidüşünüyorum, almadığım, kullanmadığım, kimseye aktarmadığım kredi, tahsil edemediğim fatura nedeniyle cezaevindeyim. Kaybettiğim şerefim,haysiyetim, itibarımı sizin temsil ettiğiniz adaletin bana geri vermesini istiyorum. Çünkü bunu yapacak başka bir yer yok.''
İşadamı Nail Keçili'nin ifadesinin alınmasının ardından, sanık Ayşenur Demirel, salondan dışarı çıkarak şeker ölçümü yaptı.
SEMİZER: BİZE YAPILAN SOSYO-EKONOMİK İDAMDIR
Duruşmada daha sonra ifadesi alınan Aydoğan Semizer sözlerine, ''35 yıllık avukatım. Ama parmaklığın bu tarafına alışık değilim, onun için duygusal anlar yaşarsam beni bağışlayın'' diyerek başladı.
Semizer, 1998 yılının Mart ayından Mayıs ayı başına kadar Egebank'ın Bayraktar grubundan Demirel grubuna devri sırasında, Demirel grubunun avukatlığını yaptığını belirterek, bu devir işlemlerinden sonra Murat ve Neslihan Demirel'in isteği üzerine bankanın yönetim kurulu üyeliğine geçtiğini kaydetti.
Defterdarlığın açıkladığı listede, gelir vergisi ödemede birinci olduğunu ileri süren Semizer, kendisinin profesyonel bir kişi olduğunu, işi yapıp parasını aldığını söyleyerek üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
Türkiye'de son 10 yılda en yüksek vergi verenler arasında ön sıralarda geldiğini anlatan Semizer, ''Mesleki becerilerim başıma dert oldu. Kazandığım avukatlık ücretini ne poliste, ne savcılıkta ne de yedek hakimlikte anlatamadım'' dedi.
Semizer, ''Bu tutuklama geçmişimi sildi. Geleceğimi kararttı. Bir hamalın bacaklarının kesilmesiyle benim tutuklanmam arasında ne fark vardır. Paralarıma mallarıma tedbir konuldu. Yurtdışına çıkışım yasaklandı, bunun adı sosyo-ekonomik idamdır'' şeklinde konuştu.
Duruşmada, Nail Keçili ve Aydoğan Semizer’in ardından ifade veren bankanın eski genel müdürlerinden Şükrü Esat Erkuş, Egebank’ta 1 Haziran 1998 tarihinde 3 milyon dolar transfer ücretiyle göreve başladığını, 6 ay kadar çalıştıktan sonra Yahya Murat Demirel ile aralarında yönetim konusunda çıkan anlaşmazlık nedeniyle de ayrıldığını anlattı.
Ayrılırken, aldığı transfer ücretini geri ödediğini ifade eden Erkuş, çalıştığı süre içerisinde bankanın yeniden yapılandırılması için çaba gösterdiğini söyledi.
Erkuş, „Bankayı incelediğimde, bana söylendiği gibi karda olmadığını gördüm. Bankayı kısa sürede piyasada yeni bir imaj sahibi yaptım. 6 ay kadar sırf bankayı toparlamak, sağlam ekonomik boyut kazandırmak için çalıştım. Personel ve hizmet kalitesini artırdım, altyapıyı düzelttim“ dedi.
İfadesi sırasında hıçkıra hıçkıra ağlayan Erkuş, bankanın çıkar amaçlı bir örgüt merkezi olmadığını, yasalara ve ahlaka aykırı hiçbir iş yapılmadığını sözlerine ekledi.
Erkuş’un görevden ayrılmasından sonra genel müdürlük görevine getirilen Muzaffer Aygün de ifadesinde, görevi sırasında kanun ve mevzuata aykırı hiçbir işlem yapmadığını savundu.
Bankada göreve başlamadan önce Yahya Murat Demirel ile yönetim kurulu üyelerini tanımadığını belirten Aygün, “Çıkar amaçlı suç örgütü üyesi olsam, bankadan neden istifa ederek ayrılayım? Ben adli hata kurbanıyım. Vicdanım hür, bedenim tutukludur. Adalet bir gün herkese lazım olacak“ dedi.
HÜSEYİN BAYRAKTAR’IN İFADESİ
Davanın tutuksuz sanıklarından işadamı Hüseyin Bayraktar da, Egebank’ı satın almasını ve banka işlerinden çekilme kararı alarak bankayı Demirel grubuna satışını anlattı.
Hakkındaki suçlamaları reddeden Bayraktar, „Ben bir şey yaptım, şirketler topluluğumu sattım. Bu yanlış bir iş ise beni Taksim Meydanı’nda assınlar. ’Bayraktar bankayı hortumladı’ sözlerini kesinlikle kabul etmiyorum. Evliya değilim, kusurum olabilir. Bankayı satarken yanlış seçim yapmış olabilirim“ şeklinde konuştu. Duruşmada, diğer tutuklu sanıklar Özkul Arkadaş, Ömer Özbay ve Erol Ergin ile diğer tutuksuz sanıklar Mehmet Suat Çelebi, Ali Ertunç Yalçın, Özcan Tangu, Cemal Birol Meral, Şakir Gürel, Abdüllatif Yoldüz, Salih Suavi Arslan, Ahmet Yalçın, Volkan Olcay ve Mustafa Tugay’ın da ifadeleri alındı.
Bu sanıklar da ifadelerinde, haklarındaki suçlamaları reddettiler.
Böylece davada, dün ve bugünkü duruşmalara getirilmeyen tutuklu sanık Özgen Tamuman ile tutuksuz sanıklar Neslihan Demirel, Pembe Jale Oktay, Muhteşem Ekenler, Hakan Ferhatoğlu, Murat Budanaz ve Hatice Behlül Özbay, ifadesi alınmayan sanıklar olarak kaldı.
DEMİREL SÖZ ALDI
Duruşmaya katılan tüm sanıkların ifadelerini vermesinin ardından Egebank’ın eski sahibi Yahya Murat Demirel, tutukluluğunun artık hükümlülük pozisyonunda ceza çektirme durumuna düştüğünü belirterek, „Lütfen, sizden şahsi, vicdani ricam, ne olursunuz birkaç dakika süre verin“ diyerek, söz almak istedi.
Mahkeme Başkanı Nurettin Ak’ın, dün yaklaşık 4 saat 15 dakika ifade verdiğini hatırlatması üzerine Demirel, “9 ay adına rica ediyorum. Söylediğim bazı şeyler zapta geçmemiş. Onları başlıklar halinde sıralamak istiyorum“ dedi.
Motivasyon adına şirketteki yöneticilerine söylediği birtakım şeylerin kendisini mafya lideri yaptığını ileri süren Demirel, “4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu’na muhalefeti topyekün reddediyorum. Bu bana karşı yapılabilecek en büyük haksızlıktır, komplodur“ dedi.
Demirel, hakkındaki iddialarla ilgili olarak, „Her şeyin sebebi benim. 2. Dünya Savaşı’nın çıkmasının sebebi benim. Susurlukta’da adım geçti. Hikmet Uluğbay’ın intihar teşebbüsüne de ben sebep oldum“ şeklinde konuşdu.
Tutuklu ve tutuksuz sanıkların ifadelerinin alınmasının ardından duruşmaya yaklaşık 1 saat ara verildi. Aradan sonra sanık avukatlarının savunmalarına geçildi.
Avukatlar, 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu ile „Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak“ suçunu düzenleyen TCK’nın 313. maddesinin dışında kalan suçlarla ilgili görevsizlik ve tefrik kararı verilmesini talep ettiler.
Ayrıca tutuksuz sanıkların avukatları, müvekkilleri hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasını ve müvekkillerinin duruşmalardan vareste tutulmasını istediler.
Bu arada, söz alan sanık Ayşenur Demirel’in avukatı Şehmuz Önen, müvekkilinin Ankara DGM tarafından 4422 Sayılı Kanun’a muhalefet ettiği gerekçesiyle tutuklandığını, ancak hakkında TCK’nın 313. maddesinden dava açıldığını belirterek, müvekkilinin CMUK’a göre 3 aydır haksız yere tutuklu bulunduğunu kaydetti.
Avukatlar müvekkillerinin tahliyelerini talep ederken, Mahkeme Heyeti ara karar için duruşmaya saat 22.30’da ara verdi.
Yaklaşık 1 saat sonra kararını açıklayan Mahkeme Heyeti, sanıklardan Turan Turanoğlu’nun tutuklu kaldığı süre ve atılı suçun niteliği göz önüne alınarak tahliyesine karar verirken, tutuklu diğer sanıkların, tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırdı.
Sanık Yahya Murat Demirel, duruşma sonunda nezaretten cezaevi aracına götürülürken basın mensuplarına, „Halimizi görüyorsunuz değil mi“ dedi.
Bu arada, sayıları 70’i bulan sanık avukatları, Mahkeme Heyeti’nin kararı kendilerine okumamasına tepki göstererek, bunun usule uygun olmadığını ifade ettiler.
Ayşenur Demirel’in avukatı Şehmuz Önen ise duruşma sonunda, Mahkeme Heyeti’nin müvekkilini “4422 Sayılı Kanun’a muhalefet etmek“ suçundan tahliye ettiğini, ancak TCK’nın 313. maddesinden tekrar tutukladığını söyledi.
Duruşmanın bugünkü bölümünde basın mensuplarının duruşma salonuna fotoğraf makinalarıyla girmelerine izin verilmedi.
Sanıklardan avukat Aydoğan Semizer’in ifade verirken zaman zaman sesinin kesildiği, titrediği ve ağlamaklı olduğu gözlendi.
Egebank’ın eski Genel Müdürü Şükrü Esat Erkuş da ifade verirken ağladı.
Öğle saatlerinde verilen arada, sanıklara dışarıdan getirtilen yemeklerin nezarete alınmasına güvenlik nedeniyle jandarma tarafından izin verilmedi. (İstanbul/aa)
• Hortumcu kelimesini literatürden sileceğim