Yerel seçimler öncesinde adaylar arasında kıyasıya bir rekabet sürüyor. Ancak, programlardan çok, siyasi çekişmeler öne çıkıyor. Adana HiltonSA’daki toplantıya ev sahipliği yapan Çukurova GİAD’ın Başkanı, Ömer Faruk Sakarya’nın açılış konuşmasında vurguladığı gibi, “ Bir hayal ne kadar canlı olursa, hedefe de o kadar çabuk gidiliyor”. Bu bağlamda, büyük düşünmek isteyen tüm yerel yönetici adayları için, iki efsanevi belediye başkanının öykülerinin ve çözüm önerilerinin bir özetini sunuyorum. Dilerim, büyük düşünen ve hayallerinin peşinden gitmeyi dileyen siyasilerimize ilham kaynağı olur.
Yoculuk nasıl başlamış?
Sorunlar, krizler, eleştiriler… 1.Toronto ve Londra’da “tarih yazan” iki başkanın öyküsü benzer bir biçimde başlamış. Her ikisi de, seçildiklerinde “bir enkaz devralmışlar” . Kendilerinden önce, kentlerinde çok uzun bir dönem altyapı yatırımlarına ara verilmiş. İdareler yolsuzluk iddialarıyla sarsılmış. Yatırımcılar için cazip bir ortam sunulamadığı için, yeni iş olanakları yaratılamamış. Yöneticiler, karmaşık bir etnik dokuya sahip olan kentlerindeki farklılıkları ortak paydalar çerçevesinde birleştirmeyi başaramamışlar. Her etnik grup, kendi “getto”sunda, kendi dünyasında yaşamaktaymış. Yetenekli gençler ve çalışanlar başka kentleri tercih etmeye başlamışlar. Giderek her iki kent de cazibe merkezi olma özelliklerini yitirmişler.
2.Merkezi iktidar yeterli kaynak sağlamadığı için, belediyelerin maddi gücü zayıflamış. Bu da, problemlerin çözülme ihtimalini daha da azaltmış. Kentlerdeki, su kaynakları, doğal yapı ve tarihi miras yeterince değerlendirilememiş. Ulaşım hizmetleri yetersiz kalmış. Yaşam kalitesi düşmüş. Kent sakinleri, sürekli olarak sorunları dile getirir olmuşlar.
3.Her iki başkan da, büyük halk desteğine rağmen, çok acımasız bir rekabetle karşı karşıya gelmiş. Suçlamalar ve saldırılarla mücadele ettikleri bir kariyer yaşamışlar. Ancak, asla yılmadan yola devam etmişler.
Sorunları nasıl aşmışlar?
Toronto vatandaşın sesine kulak vermiş
1.Bir hukukçu olan, Toronto Belediye Başkanı, ilk adım olarak “Mükemmel bir şehir nasıl olur?” sorusuna cevap aramış. Şehrin yönetimini şeffaflaştırarak yolsuzluğu önlemeye çalışmış. Görevli denetçileri daha fazla kontrol etmek için ombdusman’lar görevlendirmiş.
2.Kendisinden önceki 30 yılda yapılmamış olan altyapı yatırımlarını yapmak için, vergileri artıracağını ancak yeni yatırımcılar çekerek kenti zenginleştireceğini Toronto’lulara anlatmış. Seçmenleri, kendisine büyük destek vermiş. Miller, yüzde 60 oranında oyla başkan seçilmiş.
3.İktidara gelir gelmez, komisyonlar oluşturmuş. “Agenda for Prosperity”, (Refah Programı) adı verilen bir proje kapsamında kalabalık grupların katıldığı arama toplantıları düzenlenmiş. Binlerce Toronto’lu, bu toplantılarda nasıl bir Toronto hayal ettiklerini dile getirmişler. Bunun yanısıra, akademisyenler, iş, finans, kültür ve sanat dünyasının önde gelen temsilcileri Toronto’nun sorunlarının çözümü için yaklaşımlar üretmişler. Bütçenin nasıl kullanılacağı konusunda öncelikleri belirlemişler. Strateji komite tarafından yazıldığı için, mecliste de oybirliğiyle kabul görmüş. Demokratik bir katılımla hazırlanan plan halkın büyük desteğini almış.
Ekonomik başarı için 4 Hedef David Miller ve ekibi, Toronto’yu yaşanabilir ve refah seviyesi yüksek bir kent haline getirmek için 4 temel hedefe odaklanmışlar;
1.Küresel Toronto:Kanada geniş yüzölçümüne karşın, nüfusu az olan bir ülke. Bu yüzden göçmenlere karşı esnek bir politika yürütüyor. Miller döneminde yerel yönetim, “Bizim kentimizde dünyanın bir küçük maketi var. Biz küresel bir kentiz” diyerek, tüm kıtalardan gelen yatırımcılara, girişimcilere ve öğrencilere kucak açmış.
2.Pro-aktif Toronto:“Ağır sanayisi olan bir kentte başka hangi alanlara yatırım yapılabilir?” sorusuna, Toronto’nun önderleri “Dünya çapında hastaneler, okullar ve araştırma merkezleri” yanıtını vermişler. Dolayısıyla, Toronto’daki yeni yatırımlar bu çerçevede yapılmış. Kent giderek daha renkli bir yapıya bürünerek, IT gibi genç istihdamının yoğun olduğu sektörler için bir cazibe merkezi haline gelmiş.
3. “Herkes için Tek Toronto”Ekonomik başarı, sosyal refahın yükselmesine de destek olmuş. “İnsanlar stratejilere değil, sonuçlara bakarlar” düşüncesiyle, günlük yaşamın iyileştirilmesi için çalışılmış . Ulaşım, kanalizasyon, halk sağlığı, parklar, bahçeler, kültürel alanlar için planlar çerçevesinde öncelikli yatırımlar yapılmış. Bazı bölgelerde, yatırımcılara sıfır-vergi avantajı sunularak, sermayenin kente gelmesi sağlanmış. Böylece, Toronto halkı için yeni iş imkanları yaratılmış. Kentin ünlü zengin kütüphaneleri ön plana çıkmış. Boş alanlar yeniden düzenlenerek, halka açılmış ve kent sakinlerinin yaşam kalitesi yükseltilmiş.
4.Toronto’yu yeniden inşa etmekDavid Miller, toplu taşım sorunlarını çözmeye öncelik vermiş. Ulaşımda boşa giden zamanın, sadece ekonomik değil, sosyal bir sorun olduğunu kabul ederek, çözüm geliştirmiş. Bunu yaparken, maliyetleri aşağıda tutmak için mevcut raylı sistem üzerinde, daha hızlı giden ve daha geniş kapasiteli vagonlarla, hizmet hızını ve sefer sayısını artırmış.
Yeni işler yaratılması ve ülke ekonomisine destek verilmesi için, yeni vagonların yerel tesislerde üretimini sağlayarak, harcanan bütçenin Kanada ekonomisinde kalmasını sağlamış. Ayrıca, daha yaşanabilir bir çevre sağlamak amacıyla binaların enerji tasarrufunu artıracak çalışmalar çerçevesinde, tüm kamu binalarını yenilemiş. Yeşil ve sulak alanlarda inşaat yapma yasağı olduğu için, kent bir cennete dönüşmüş.
Sonuç: En yaşanabilir kentler sıralamasında 8 yıldır ilk 5'de yer alanToronto, yemyeşil doğası, temiz havası, sakin ortamı, Amerika’nın en uzun yaylı sitemine sahip ulaşım altyapısıyla bir cazibe merkezi halinde. New York’tan sonra Kuzey Amerika’nın en büyük ikinci finans merkezi, Los Angeles’tan sonra dünyanın en büyük ikinci
film üretim merkezi olarak gençlere yeni iş imkanları sunuyor.
Miller diyor ki: “Tarihe damga vurmak isteyen kişiler, Başkanlıkların bir kaç yılını feda etmeli ve geleceğe yatırım yapmalılar”
Yeni Londra’nın mimarından öneriler İngiltere parlamentosu eski üyesi, kentsel gelişim konusunda uzman Londra’nın 2000-2008 yılları arasındaki efsanevi belediye başkanı Ken Livingstone da,.
belediye başkan adaylarına şu tavsiyeleri veriyor:
1. 25 yılık planlar yapınBir belediye başkanı en az 25 yıl vadeli planlar yapmalı ve 2-3 yılda bir konsensüs sağlamak için çalışmalı. 25 yıllık bir stratejik plana sahip olan bir kentte, belediye başkanı değişse bile, şehrin gelişme planları bozulmadan istikrarla ilerleyebilir.
2. Büyük düşünün2050’de dünya nüfusunun 3’te 2’si şehirlerde yaşayacak. Başta ulaşım olmak üzere altyapısına yatırım yapan tüm kentler bunun ödülünü büyüyerek alacaklar. İngiltere’nin yirminci yüzyılda Avrupa’da çok etkin bir rol oynamasının temel nedeni, bir önceki yüzyılda GSMH’nın yüzde 7’sini altyapı yatırımlarına ayıran ilk ülke olmasıdır. ABD, Japonya, Çin küresel rekabet güçlerini ülkelerinin geleceğine çok büyük yatırım yapmalarına borçlular.
3.Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapınEnerji verimliliğine yatırım yapmak büyük kazançlar sağlar. Karbon emisyonların azalması kente canlılık getirir. Binaları dönüştürün. Örneğin, Londra'da otomobil yerine bisiklet kullanılması, tasarruflu ampuller ve binalardaki ısı yalıtım sistemleri ile sağlanan tasarruf, kente istihdam ve yatırım olarak geri dönmektedir.
4. Faaliyetlerinizi ÇeşitlendirinABD’nin Detroit kentinin yaptığı gibi tek bir ekonomik aktiviteye odaklanmak büyük bir risktir. Bir zamanlar dünyanın 3 en büyük otomobil üreticisinin merkezi olan, Detroit’in bugün 1 milyon nüfuslu küçük bir kent haline gelmiş olması, bu tehlikenin en somut göstergesidir. Kentler, turizme, eğitime, sağlık hizmetlerine, eğlence alanlarına yatırım yapmayı ihmal etmemelidirler.
5. Raylı sistemi geliştirinMutlu bir kent yaratmak için metro ve tramwayı geliştirin. Böylece, insanlar arabalarından insinler. Bisikletlerin sayısı artsın. Yollarda boşa geçen zaman azalsın.
6. Kaynak yaratınİkinci Dünya Savaşı sonrasındaki 30 yıl içinde boşalarak nüfusu 6.5 milyona düşen Londra’nın yaptığı gibi, kamu, yerel yönetim ve özel sektör elele vererek kaynak yaratın. Yenilenen Londra bugün 8.5 milyon nüfusuyla dünyanın en önemli merkezlerinden birisidir. 2030’da nüfusunun 30 milyona çıkacağı tahmin ediliyor. Siz de kentlerinizi canlandırmak ve yeni iş alanları yaratmak için neler yapabileceğiniz üzerinde çalışın
7. Çekici ortamlar oluşturunİnsanlar Londra’ya müzeleri bahçeler, farklı mutfaklar olduğu için geliyor. Yetenekleri çekmek için, kentinizdeki eğitici ve eğlendirici ortamları artırım.
Ken Livingstone diyor ki: “Bir kaç yılınızı kentinizin 30 yıl sonra nasıl olacağı üzerine çalışarak geçirin, fikir birliğine varın.”