Güncelleme Tarihi:
Süreyya Ciliv bir dönem Türkiye’nin en çok konuşulan şirket yöneticilerinden biriydi. ABD’de dijital teknoloji alanında başarılı girişimlere imza attı. Microsoft Türkiye Genel Müdürü olarak İstanbul’a döndü. Daha sonra da Microsoft’un ABD’deki merkezine terfi etti ve Bill Gates’in yakın çalışma ekibi içinde yer aldı. Ciliv, 2007’de bu kez Türkiye’deki en büyük iletişim operatörlerinden Turkcell’in genel müdürü olarak tekrar Türkiye’ye döndü. 8 yıl süren bu görevinin ardından da kendi şirketini kurarak yazılım ve biyokimya alanında çalışmaya başladı. Ciliv’in öğrencilik yıllarından itibaren hayatını anlatan “Global İş Dünyasında Sıradışı Bir Lider/Süreyya Ciliv” adlı kitap Kronik Yayınları’ndan çıktı. Kitapta Ciliv’in eğitim ve iş hayatına dair detaylarla birlikte renkli anekdotlar da var.
OKUL TAKSİTİNİ HARCAYINCA...
Ciliv, Harvard Business School’daki iki yılın ardından diplomasını alacaktır. Diploma alan her öğrencinin ülkesinin bayrağı törende göndere çekileceği için heyecanlıdır. Ama bir sorun vardır. Okul başkanı Ciliv’i çağırır “Okulun son taksitini ödemeden diplomanı alamazsın” der. Durum endişe vericidir. Derdini anlatmaya başlar: “Sayın başkan nakit paraya ihtiyacım olduğu için okul taksitini kullanmak zorunda kaldım. Diğer ihtiyaçlarım için de bu parayı kullanmaktan başka bir yol bulamadım. Borcumu işe başladıktan sonra mutlaka ödeyeceğimden şüpheniz olmasın.” Okulun başkanı şöyle bir çözüm bulur: “Mezuniyet törenine katıl ama sana gerçek bir diploma yerine kurdeleyle sarılmış bir kâğıt vereceğiz, gerçek diplomanı da borcunu ödeyince alırsın.” Böylece Ciliv okulda “rehin” bıraktığı diplomasını ancak son taksiti ödeyince alabilir…
İSTANBUL TRAFİĞİ GATES’İN ORTAĞINI DA VURMUŞ
- Microsoft’un ortağı ve en az Bill Gates kadar ünlü Steve Ballmer, 2001’de genel müdürlüğünü Ciliv’in yaptığı Microsoft’un Türkiye birimini ziyarete gelir. Ciliv, onun için Tarkan’ın da kullandığı lüks minibüsü kiralar. Bir polis aracı da trafikte rahat hareket edebilmeleri için öncülük edecektir. Sonrasında yaşananlar kitapta şöyle anlatılıyor: “Ballmer, 18 saatlik yorucu uçak yolculuğuna rağmen heyecanlı konuşma tarzından bir şey kaybetmemişti. Önde polis aracı, arkada davetli minibüsü trafikte hızla yol almaya başladı. Süreyya tam rahatlamaya başlamıştı ki trafik tıkandı. Kulağı Ballmer’da, gözü yoldaydı. Öndeki polis aracı yavaşladı ve aniden durunca Ballmer’ı taşıyan aracın polis arabasına çarpması bir saniye sürdü. Çarpmanın etkisiyle dünyanın en zengin adamlarından biri yere düşmüştü. Minibüsteki televizyonun Süreyya’nın ekip arkadaşı Ebru Çapa’nın üstüne düşmesi olayı daha trajikomik hale getirmişti. Durum endişe vericiydi. Ebru yerinden kalkarken, Süreyya hemen minibüsten atlayıp polis aracının yanına gitti. Ciddi bir şey olmadığını görünce rahatladı. Minibüse dönünce Ballmer’ın düştüğü yerden kalktığını, heyecanla hikâyesini anlatmaya devam ettiğini gördü.”