OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 09, 2000 00:00
EFSANE BİR ŞARKI: AMERICAN PIE (III. Bölüm) Don McLean'in efsane şarkısı "American Pie"ın sözleri hakkındaki yorumları bu üçüncü ve son bölümümüzde de aktarmaya devam ediyoruz..."Now, the half-time air was sweet perfumeWhile the Sergeants played a marching tune.We all got up to dance,Oh, but we never got the chance.'Cause the players tried to take the field,The marching band refused to yield.Do you recall what was revealed,The day the music died? We started singin':"Buradaki "Hoş kokulu parfümün" anlamı uyuşturucu maddeler olabilir. Bob Dylan, The Beatles'ı ABD'ye geldiklerinde Kennedy Havaalanı'nda karşılayanlar arasındaydı. Dylan, grubu orada marihuana ile tanıştıran kişi oldu. "The Sergeants" yani çavuşlar, büyük olasılıkla The Beatles üyeleridir. Grubun, "Sergeant Pepper's Lonely Hearts Club Band" adı ile yayınlanmış bir plağı var. Bu bölümde adı geçen "players" yani oyuncular/çalgıcılar müzik piyasasında kendilerine yer edinmek isteyen diğer gruplar olabilir. Ama o dönemde The Beatles o kadar büyük bir isimdi ki başka grupların piyasada kendilerini göstermesi neredeyse olanaksızdı. Monkees grubu başarılı olabilmiş gruplardan biriydi. Oyuncular/çalgıcılar bu gruba da gönderme olabilir. 1966'da, The Beatles'ın Candlestick Park'ta 33 dakikalık bir konseri olmuştu. "We never got the chance" sözü ile bu konsere gönderme yapılıyor olabilir. Bu, grubun ABD'deki son konseriydi. Los Angeles'teki şovlarından sonra Londra'ya dönme kararı aldılar. Ancak grubun KYA radyosu ile sözleşmeleri vardı. Candlestick Park'ta çalmaları gerekiyordu. Grup buna gönüllü değildi. Hollywood Bowl şovunun olacağı gece, ellerine resmi celpname gelince grup, konseri vermeye mecbur kaldı. 29 Ağustos 1966'da sahneye çıktılar. Grup, kalabalığın gürültüsü arasında sesini duyurmayı başaramadı. Zaten orada olmak da istemiyorlardı. Diğer taraftan, star olmak grup elemanları arasındaki ilişkiyi bozmuştu. 1968'de Apple Corp. adlı plak şirketini kurmaları da bu bozulmayı durduramadı. 1970'in başlarında şirket kapandı. "Do you recall what was revealed?" (Yaşananları hatırlıyor musun?) sorusu ise çeşitli hayır işleri için bağış yapmayı ve sanat ve barış için büyük işler gerçekleştirme planları kuran grubun, Paul McCartney'nin kayınpederi olan ünlü bir avukat tarafından engellenişlerine bir gönderme olabilir. O sırada grup ile Paul'ün kayınpederi arasında çok şiddetli anlaşmazlıklar ve geçimsizlikler yaşanıyordu. (Paul'ün eşi Linda McCartney 1998'de vefat etti. Kızlık soyadı Eastman idi.)"Bye bye, Miss American Pie.Drove my Chevy to the leveeBut the levee was dry.And them good old boys were drinking whiskey and rye, singin':This'll be the day that I die:This'll be the day that I die.Oh, and then there we were, all in one place;A generation lost in space,With no time left to start again." "We were, all in one place" sözü ile Woodstock müzik festivalinden (15 Ağustos 1969) söz edildiği son derece açık. Aynı sene yapılan Ay yürüyüşü ("The Moon walk") da burada etkili olmuş olabilir. Ancak hippi çağına da bir gönderme olma ihtimali hayli yüksek çünkü o günlerde uyuşturucu kullanımına "spaced out" (uzaya gitme) denirdi. Aynı dönem, çocukların aileleri ile aralarındaki ilişkilerin son derece zayıf olduğu, aile bağlarının kolay koptuğu bir dönemdi. O dönemde yetişen nesle bu nedenle "Lost Generation" yani "Kayıp Nesil" dendi. Zamanla ilgili göndermelerin arkasında uyuşturucu kullanan insanların zamanlarını israf etmeleri ve gerçek dünyadan uzak yaşamaları olabilir. Diğer taraftan düzeltilmesi mümkün olmayacak şekilde çevrenin tahribi de yine aynı ifade ile dile getirilmek istenmiş olabilir. "So come on, Jack, be nimble, Jack be quickJack Flash sat on a candlestick,Cause fire is the devils only friend.Oh, and as I watched him on the stage,My hands were clenched in fists of rage." Jack, burada Rolling Stones'un Mick Jagger'ı olabilir. Grubun, "Jumpin' Jack Flash" adlı bir şarkısı var. Grup, Candlestick'te bir konser vermişti. Diğer taraftan "Jack Flash" eroin için kullanılan argo bir söz. Ateş (=fire) ise uyuşturucuların mel'un gücüne bir gönderme olabilir. "No angel born in HellCould break that Satan's spellAnd as flames climbed high into the nightTo moonlight the sacrificial rightI saw Satan laughing with delightThe day the music died, He was singin'." Burada Hell's Angels adlı bir çeteden söz ediliyor olma ihtimali yüksek. Hell's Angels, Türkçe ifadesi ile Cehennem Melekleri, Rolling Stones'un Aralık 1969'da Altamont Speedway'de verdikleri konserde güvenliği sağlamıştı. Hell's Angels, konser sırasında sahnenin önüne yakın bir yerde bulunan Meredith Hunter adlı bir adamı bıçaklayarak öldürdüler. Olay, "Sympathy for the Devil" şarkısı çalınırken meydana geldi. Mick Jagger o gün orada, bu şarkıyı bir daha asla çalmayacaklarını söyledi. McLean dini inançları güçlü bir insan. The Stones'un Şeytan'a övgü niteliği taşıyan şarkılar ("Satanic Majesties' Request" ve "Sympathy for the Devil") yapmasını eleştiriyor olabilir. "And as flames climbed high into the night…" satırında geçen alevler (=flames) konserin düzenlendiği yerdeki şenlik ateşleri ve öldürülen kişi de bir kurban olarak görülüyor olabilir. Zevkle gülen Şeytan da bu durumda, Meredith öldürüldüğü sırada sahnede dans edip şarkı söyleyen Mick Jagger'dan başkası değildir. ("I saw Satan laughing with delight".)"Bye bye, Miss American Pie.Drove my Chevy to the leveeBut the levee was dry.And them good old boys were drinkin' whiskey and rye, singin':This'll be the day that I die:This'll be the day that I die.I met a girl who sang the blues,And I asked her for some happy newsShe just smiled and turned away." Blues söyleyen kız büyük ihtimalle Janis Joplin'dir. Don McLean ondan iyi
haberler vermesini ister. Kız ise sadece gülümser. Joplin, 4 Ekim 1970'te aşırı doz uyuÅŸturucudan öldü."I went down to the sacred store,Where I'd heard the music years before,But the man there said the music wouldn't playAnd in the streets the children screamed,The lovers cried, and the poets dreamed.But not a word was spokenThe church bells all were broken." Kutsal dükkan ("The sacred store") olarak sözü edilen yer büyük olasılıkla bir plakçı dükkanı. O günlerde plakçı dükkanları müşterilerine sattıkları plakları dinleme olanağı verirlerdi. BaÄŸrışan çocuklar ise Vietnam Savaşı'nı protesto eden gençler olabilir. Büyük olasılıkla da polisin sık sık sopaladığı Çiçek Çocuklar'dır. Bu türden olaylar özellikle 1969-70'te Berkeley'deki People's Park'ta yaÅŸanırdı. Bu çocuklar aynı zamanda Vietnam Savaşı'nda acı çeken çocuklar da olabilir. Life dergisi o dönemde bu çocukların yürek burkan resimlerini yayınlamış, resimler ABD halkının büyük tepkisini çekmiÅŸti. Aynı pasajda söz edilen sevgililer ("The lovers") barış çığlıkları atan hippiler olabilir. Åžairler ise ("The poets") ÅŸiirleri yolu ile barış çaÄŸrıları yapan duyarlı sanatçılardır. Kırık kilise çanları, ölmüş müzisyenler olabileceÄŸi gibi "Time" dergisinde yer almış ve semavi dinlerin sonunun geldiÄŸine deÄŸinen "God is Dead" baÅŸlıklı yazıya gönderme de olabilir. O dönemlerde insanlar çağın gerektirdiÄŸi yenilikleri benimseyemeyen Hıristiyanlıktan uzaklaÅŸarak daha mistik DoÄŸu dinlerine, çeÅŸitli kültlere ve diÄŸer yollara yönelmiÅŸlerdi. Kilise, cinselliÄŸin günah, doÄŸum kontrolünün haram, dans etmenin kötü olduÄŸunu ileri sürüyordu. Derken 60'ların sonlarına doÄŸru kilise, deÄŸiÅŸme kararı aldı. Artık ayinler Latince deÄŸil Ä°ngilizce yapılıyordu. Gençler düşünülerek kiliselere müzik aletleri girmesine izin verildi. Bu tür ÅŸeyler bugün de sürmekte. Ne var ki her geçen gün din görevlisi ve ayinlere katılan sayısı azalıyor."And the three men I admire the most,The Father, Son and The Holy Ghost,They caught the last train for The CoastThe day the music died." Burada Don McLean'in dini inançlarına deÄŸiniliyor gibi gözükse de "Baba, OÄŸul ve Kutsal Ruh" üçlemesinin Buddy Holly, Richie Valens ve Big Bopper olma olasılığı da hayli yüksek. Bu üç starın ölümü ile Rock müziÄŸin masumiyetini yitirdiÄŸini düşünüyor Don McLean. Dörtlükte söz edilen "tren" ise ölümü simgeliyor olabilir. Ä°ngilizce'de "to go west" (Batı'ya gitmek) deyimi ölmek anlamına kullanılır. Dörtlüğün sonundaki "The day the music died" sözü de yine ölüme dair bir söz olması nedeniyle bu yorumu destekliyor. Her ne kadar Baba'nın Martin Luther King, JFK'in, OÄŸul ve Malcom X'in Kutsal Ruh olabileceÄŸine dair yorumlar mevcut olsa da bu yorum ÅŸarkının geneli ile uyum göstermiyor. "And they were singin';Bye bye, Miss American Pie.Drove my Chevy to the leveeBut the levee was dry.And them good old boys were drinkin' whiskey and rye, singin':This'll be the day that I die:This'll be the day that I die.And they were singin';Bye bye, Miss American Pie.Drove my Chevy to the levyBut the levy was dry.And them good old boys were drinkin' whiskey and rye, singin':This'll be the day that I die:This'll be the day that I die." Don McLean ÅŸarkının sözleri hakkında çok az konuÅŸtu. Åžarkının bir numarada olduÄŸu günlerde bir radyoya verdiÄŸi mülakatta ÅŸarkısı hakkında ÅŸunları söylüyordu: "Bu ÅŸarkı, Buddy Holly'nin ölümünü düşündüğüm günlerde bir fikir olarak doÄŸmuÅŸtu. O zamanlar ergenlik çağını yaÅŸayan biriydim ve kafam sürekli bu olayla doluydu. Daha sonra o günlerde hissettiklerimi müziÄŸe dökmeyi düşündüm. Daha sonra bu ÅŸarkının ibret verici bir masal yanı olması gerektiÄŸine karar verdim. O zamanlarda bu ÅŸarkının ne Bob Dylan ile ne The Beatles ile ne de The Rolling Stones ile bir alakası vardı.""Åžarkı Amerika'ya dair bir çalışma. Åžarkıda kullandığım semboller sayesinde insanlar ÅŸarkıya ilgi gösterdiler ki ben de zaten o sembolleri bunu düşünerek kullandım."Bu sözleri ile Don McLean aslında bir açıklık getirmiyor ÅŸarkıya. Tam tersine biraz daha gizem katıyor. Yıllar boyunca ÅŸarkısını canlı seslendirmekten kaçındı. Ancak yakın zamanlarda nadir de olsa "American Pie"ı seslendirmeye baÅŸladı. Bunda, ÅŸarkısının sözlerini bir sabah Life dergisinin kapağında görmesinin etkili olduÄŸu düşünülüyor.K. BÄ°LECÄ° - 9 Ekim 2000, Pazartesi Â
button