Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2005 00:005dk okuma
13. Uluslararası Teknoloji Konferansı"Stratejik işbirlikleri; Teknolojiyi işbirliği ağlarıyla yönetmek" başlıklı Uluslararası Teknoloji Konferansı, 22-23 Eylül’de Sabancı Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Teknolojide yenilikçilik, teknoloji transferi ve kullanımı konusunda geliştirilen ağların, işbirliklerinin ya da problemlerin ele alındığı konferansta, Türkiye’de hem firma bazında hem de ülke düzeyinde uygulanan teknoloji yönetimi, strateji ve işbirlikleri konularının tartışılması, teorik ve pratik bilgilerin paylaşılması ve arttırılması gündeme geldi. Şirketlerin genel müdür ve yardımcıları, Ar-Ge müdürleri, proje ve üretim müdürleri, dizayn ve üretimde çalışan mühendisler, finans, pazarlama ve halkla ilişkiler müdürleri, teknoloji ve yönetim konularında eğitim verenler, teknoloji politikalarının yapımında bulunan politikacılar, sektör dernek ve kurumlarının profesyonel yöneticileri ve MBA öğrencilerinden oluşan geniş bir yelpazede ilgililerin katıldığı konferansta ana sponsor Pfizer’in Bilim ve Teknoloji’den sorumlu Başkan Yardımcısı Peter Corr’un yanısıra, Festo Genel Müdürü Otto Bauer, IBM İspanya ve İspanya & Portekiz Teknik Uzmanlık Komitesi Üyesi Constantino Veiga Rodriguez, ProTon Europe Yönetim Kurulu Başkanı Gilles Capart gibi isimler de konuşmacı olarak vardı. Konferans süresince şu sorulara yanıt arandı:Teknoloji geliştirme ne demektir?Teknoloji planlaması ne demektir?Teknoloji işbirlikleri türleri nelerdir?İşbirliklerinde başarının sırrı nerededir?Bir firma/ ülke teknoloji çağında nasıl kendi rekabet gücünü arttırır?Sürekli değişen ve kompleks teknoloji ortamında nasıl ayakta kalınabilir?Teknoloji transferi sırasında nelere dikkat etmek gerekir?Ortaklardan yetenekler ve yetkinlikler öğrenmenin yolları nelerdir?Uluslararası değer zincirlerinde nasıl yer alınır? İşbirliklerinde fikri mülkiyet hakları nasıl korunur?Bir firma mevcut finansal kaynakları başta olmak üzere kısıtlı kaynaklarını işbirliklerinde nasıl yönetebilir?Teknoloji işbirliklerinde girişimcilerin rolü nedir?Dünyada meydana gelen yeni teknolojik gelişmelerin sistematik olarak incelenmesi nasıl sağlanabilir?Bir firma geleceğe yönelik yeni ürün ve üretim düşüncelerini nasıl geliştirebilir?"Öğrenme Merkezi" projesi Bilimsel ve Teknik Araştırma Vakfı (BİTAV), AB'nin desteklediği ve İŞKUR tarafından yönetilen 'Aktif İşgücü Programları Projesi Yeni Fırsatlar Hibe Programı' kapsamında 'Öğrenme Merkezi' (ÖMer) projesini uyguluyor. 'Türkiye yoksulluğu yenebilir, yeter ki öğrenmeyi öğren!' sloganını kullanan projenin koordinatörlüğünü, eski İstihdam, Bilim ve Teknolojiden sorumlu Devlet Bakanı (1985-88) ve eski Kültür ve Turizm Bakanı (1988-89) M. Tınaz Titiz yapıyor. ÖMer, 'herhangi bir bilgi, beceri ve/veya davranışı kendi çabası ile öğrenmeyi' isteyenlerin eğitildiği çok yönlü öğrenme ortamı olarak faaliyet gösterecek.Proje, 25-40 yaş arasındaki İstanbullu 500 işsizin ve/veya işsiz kalma riski altında bulunanların istihdam edilebilirliğini artırmayı hedefliyor. Proje, söz konusu kişilerin gelirlerini artırma temel amacına yönelik olarak, 'iş bulma', 'kendi işini kurma', 'ek gelir yaratma', 'tasarruf sağlama', 'geçimini sağlayanlar üzerindeki yükünü azaltma' ya da genel olarak herhangi bir yönde kendini değiştirerek 'gelirini artırmak' üzere 'öğrenebilirliklerini harekete geçirme' esasına dayalı olarak eğitim çalışmaları düzenleyecek.Proje ilk çalışmasında başarılı oldu ve 500 kişi başvurdu. 'Öğrenme Merkezi' projesi hakkında ayrıntılı bilgi www.yapabilirsin.com adresinde. Programa kimlerin katılabileceği hakkında ayrıntılı bilgi için: http://www.denizce.com/tinaztitiz34.aspİtalyanlar ile ortak matematik kampıOkulumuz Manisa Özel Şehzade Mehmet Lisesi Matematik Olimpiyat takımı ile İtalya’nın Cosenza Bilim Lisesi öğrencileri ortak matematik kampı için bir araya geldi. 04-11 Eylül tarihleri arasında yapılacak kamp çalışmasının bilim danışmanlığını Ege Üniversitesi öğretim üyesi Prf.Dr. Ali Çalışkan ve Celal Bayar Üniversitesi öğretim üyesi Prf.Dr. Mehmet Pakdemirli yapıyor. Her gün 6 saat matematik çalışması yapan öğrenciler yoğun bir program izliyor. Öğrenciler Aralık ayında TÜBİTAK tarafından Ankara’da yapılacak 13. Ulusal Bilim Olimpiyatları için de hazırlıklarını başlatmış oldu.İlkyardım kursuDokuz Eylül Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenmekte olan Sağlık Bakanlığı onaylı "İlkyardım Eğitici Eğitimi" kursunun II. si 28-29-30 Eylül 2005 tarihlerinde Izmir'de yapılacaktır. Ayrıntılı bilgiye http://web.deu.edu.tr/aciltip/main.htm adresinden ulaşılabilir.KehanetBunca bilim konusu dururken, Nostradamus’u bir de editör köşesine almanın ne gereği var, diyebilirsiniz. Öyle değil, bu önemli bir konu. Çünkü Nostradamus’la ilgili yazıyı sayfalara yerleştirirken web’de yaptığım kısa bir gezinti, bu "káhin" üzerine yüzlerce sayfanın olduğunu gösteriyordu. Bizde de kitapları yayımlanmıştı ve her büyük olayda "Nostradamus bunu da bilmişti" haberleri gazetelerimizde manşete tırmanıyordu. Hayat öyküsünü okuduğunuzda sıradan bir adam olmadığını görüyorsunuz. Öncelikle iyi bir doktor. Veba’yı iyileştiren yöntemler geliştirmiş. Fakat anlaşılan, kahramanımız kafayı en çok, "Önümüzdeki yüzyıllarda adımı en iyi nasıl sürdürür ve kendimden bahsettirebilirim" konusuna yormuş. Yaklaşık 400 yıl sonra, bugün çok başarılı olduğunu görüyoruz! Çünkü dünyalıların önemli bir "kaymak tabakası" ondan konuşuyor! Tabii bu "ondan konuşmanın" nedeni, Nostradamus’u ikide bir öne sürenler açısından, iyi bir ticaret kaynağı olması. Kitapları basıp satıyor, web siteleri okunurluğunu arttırıp ilan alıyor, insanlar hobi olarak Nostradamusçuluk oynayıp manevi tatmin oluyor!. Biz de, sunulan haberleri okuyup vay be diyoruz. Farkındaysanız, sistem, bizim vay be dememiz üzerine kurulu!Ardında bıraktığı "eser"e bakıyorsunuz, somut hiçbir şey yok. Sadece, çok yönlü yoruma açık cümlelerle karşılaşıyorsunuz. "Yorumcu"cular Sarajevo suikastından İkiz Kulelerin vurulmasına kadar bütün önemli olayları Nostradamus’un bildiğini dayatıyorlar. Káhinlik diye bir şey olabilir mi? "Bilicilik" konusunun hiçbir ciddi yönü olmadığı bellidir. Bu oyunu her zaman bilerek oynarız. Yıldız falcılığından tutun, bakla falcılığına kadar!.. Bunlar genellikle "sosyal sporlar" sınıfına girer. Zararları yoktur, tam tersine, sosyal ilişkilerde çok yönlü getirileri bile vardır denebilir. Káhinlik, günümüzde yok. Niye yok? Çünkü onların yerini fütürolog dediğimiz, bilimsel verilerle çalışan, bu verileri geleceğe projeksiyonlayarak, gelişmelerin yönü ve seyri konusunda akla yakın veya uzak ama ciddiye alınabilecek gelecek senaryoları üreten "araştırmacılar" aldı. Fütürologluk, bugün ciddi bir meslektir. Büyük kazançlar sağlar. Sezgi, öngörü, değerlendirme, ana gidişatı görme becerisi gibi yetenekleri gerektirir. Saydığımız hiçbir yeteneğe sahip olmayan, ama insanlarla nasıl oynayabileceğini bilen Nostradamus, geçmişin fütüroloğu bile olamamıış ve "şarlatan" olarak kalmıştır. Ama bu dünyanın şarlatanlara da ihtiyacı yok mu?!..* * *Gelecek cumartesiye kadar sevgi ve dostlukla..Editör�
button