Güncelleme Tarihi:
Edirne'de bölgenin aşırı yağış alması ve Bulgaristan'ın baraj kapaklarını açmasıyla 13 Ocak'ta Tunca Nehri'nde yaşanan taşkın, Osmanlı'dan günümüze kalan tarihi yapılar için de tehlike oluşturuyor. Taşkın suları, tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin yapıldığı Er Meydanı ve Edirne Sarayı'nı sular altında bıraktı. Suların biriktiği alanda, Edirne Valiliği İl Kültür Müdürlüğü ile Trakya Üniversitesi'nin ortaklaşa yürüttüğü Edirne Sarayı’ndaki kazı çalışmalarına ara verildi. Suların çekilmesiyle taşkının getirdiği ktütükler ise 1560 yılında Edirne Sarayı'ndan Hasbahçe'ye geçişleri sağlamak amacıyla yapılan ve Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fetih seferinde kullandığı, kendi adıyla anılan Fatih Köprüsü’nün kemer gözlerini tıkadı. Bu da tarihi köprüyü hasar görme tehlikesiyle karşı karşıya getirdi.
'KÖPRÜ ÇOK CİDDİ ZARAR GÖREBİLİR'
Söz konusu kütüklerin köprüye zarar verdiğini söyleyen Edirneli tarihçi Altay Bayatlı, "Öncelikle bu ağaçların dikkatli şekilde toplanması lazım. Kesinlikle gözlerin içerisinden toplanmaması lazım. Aynı zamanda nehrin zeminine çeşitli aletlerin inmemesi gerekiyor. Çok dikkatli olunması lazım. Bunların çok ciddi bir ağırlığı var ve köprüye baskı uyguluyorlar. Bu baskı sonucunda da köprünün zarar görmesi çok olası" dedi.
'SARAYIN İÇİNDEN GEÇEN NADİDE BİR KÖPRÜ'
Köprünün çok önemli bir geçmişi olduğunu, Fatih döneminde yapıldığını vurgulayan Bayatlı, "Fatih bu sarayı yaparken, Topkapı Sarayı ile birlikte inşa ediyor. Buranın en büyük özelliği de kanal olması. Tunca’nın kanalla ikiye bölünmesi sonucu burası özel mermer ve taşlarla döşeniyor. Edirne'nin altın çağında 4'üncü Mehmet'in döneminde burada ciddi derecede kayık sefaları düzenleniyor. Venedik'in Edirne'yi örnek alarak şu anki kano sefalarına geçtiği belirtiliyor. Eskiden padişahlar bu bölgede seyir kasırlarının önünde nehir sefaları yaparlarmış. Burası da en güzel örneklerinden bir tanesi. Sarayın içerisinden geçen nadide bir kanaldır bu. Umarım gün yüzüne çıkarılır" diye konuştu.
'DEĞERİ ÇOK BÜYÜK'
Bayatlı, "Burası Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılan, Osmanlı'nın erken dönemine tekabül eden bir köprü. İstanbul alınmadan önce Fatih, Edirne'de ikamet etmiştir. Bu sarayda yaşamıştır. Sarayı geliştirirken, İstanbul'u da aldıktan sonra iki sarayı daha da büyüterek, imar etmiştir. Bu köprünün değeri o nedenle çok büyük. Hemen yanımızda olan yer de Hasbahçe’dir. Hasbahçe ile sarayın Enderun bölümünü bağlayan köprüdür bu. Bu, aslında sarayın iç köprüsüdür, diyebiliriz. Buraya halk giremezdi o zamanlar, özel bir bölümdü. Tamamen padişahın, Enderun’un kontrolünde olan bir bölge" ifadelerini kullandı.
'BİR AN ÖNCE TEMİZLENMESİ GEREKİYOR'
Köprünün temizliği sırasında çok dikkatli olunması gerektiğini de sözlerine ekleyen Bayatlı, "Çok ciddi bir moloz. Hafife alınmayacak derecede. Bir an önce temizlenip, nehir yatağının açılması gerekiyor. Temizliğin de çok dikkatli şekilde yapılması gerekiyor. Şu an molozlardan dolayı zarar gören yeri var mı göremiyoruz. Zemine de zarar vermemek için dikkatli şekilde temizlenmesi gerekiyor" dedi.