Toygun ATİLLA / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2011 00:00
Amirallere Suikast soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı çıkartıldıktan sonra intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar’ın silahında parmak izi rastlanmadığı yönünde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarı’nın verdiği raporu haberleştiren ve intiharda şüpheler bulunduğu şeklindeki yayınlara cevap, Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar’dan geldi.
Ahmet Tatar, kardeşi Ali Tatar’ın ölümünden sonra kurdukları www.yarbayalitatar.com adlı internet sitesinden “Edep- Ya hu” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Neymiş bizim AlimizAğabey Tatar, internet sitesinde yayınladığı mektupta, birtakım yayın organlarının kendilerine sızdırılan belgelerin içinden bazı cümlelerin cımbızlanarak Ali
Tatar’ın ölümü üzerinde şüphe yaratılmak istendiği ifade ederek, “Bunlara göre: ‘Silah üzerinde parmak izi yok, avuç içinde barut izi yok, dolayısıyla silahını kendisi ateşlemedi, onu başkası vurdu, hatta katiline karşı mücadele etti. Çünkü o Ergenekon’un kilit noktasında ve herkesi tanıyan kişi. Bu nedenle susturuldu.’ Aman Allahım neymiş bizim Alimiz. Dirisinden daha fazla korku salmaya devam ediyor hâlâ. Bunları söyleyip yazanların adamlığına azıcık inansak, kendi kendimizden şüphe edeceğiz. Sanki olayın en yakın tanıkları biz değiliz. Sanki olup biteni biz yaşamadık” dedi.
Kara yazıcılara mektup
Ağabey Tatar, bazı gazetelerin, Yarbay Ali Tatar’ı toplum gözünde itibarsızlaştırmaya yönelik
haberler yayınladığını belirttiği ve “Kara yazıcılara açık mektup” diyerek başladığı mektubuna, şöyle devam etti: ”Zalime, haksıza karşı, eldeki tek silah olan hukukla karşı koymaya çalışıyoruz. Ama gel gör ki hikâyedeki gibi itleri salanlar taşları da bir bir bağlıyorlar. Yolumuzu kesmek için kanun üstüne kanun çıkıyor. Dahası dün mazluma saplanan Mervan bıçağı, bugün zamane kara cübbeli yezitlerinin elinde, dehşet saçmaya devam ediyor.”
Her soruya yanıt verdik Kardeşinin ölümünün ardından tüm basın mensupları ile ayırım gözetmeden konuştuklarını ve olayı anlattıklarını söyleyen Ahmet Tatar, “Sorulan bütün sorulara samimiyetle cevap verdik. Kendileri de bunları inkâr edemezler. Aynı şekilde gerek olayın sıcaklığı devam ederken, gerekse de daha sonra defalarca savcıların sorularını bütün aile bireyleri ayrı ayrı cevaplandırdık. Demek ki hepimiz sözleşip yalan söyledik. Hepimiz sözleşip, Ergenekoncularla el ele verip, kendi kardeşimizi susturduk; katline ferman eyleyip, kavil kıldık” dedi.