Güncelleme Tarihi:
-Yardım malzemelerinin depo edilerek sevk edileceği lojistik depolar belirlenmiş, ileri dağıtım depoları tespit edilerek planlamaları gerçekleştirilmiştir. Yine ilde gıda maddeleri üreten veya depolayan firmaların ve depoların envanteri çıkarılmış, kapasitelerine uygun olarak afet planlaması gerçekleştirilmiştir.
-Afet sırasında kullanılabilecek kamu ve özel kurumlara ait tüm kurtarma amaçlı iş makineleri ile hava, deniz, kara araçlarının envanteri ve helikopterlerin inip kalkabilecekleri tüm alanlar belirlendi.
-Deprem hakkında, halkın bilinçlendirilmesi amacıyla kitap, video CD ve deprem eğitim kasetleri hazırlandı.
-17 Ağustos 1999'da tüm İstanbul'da 300 kişi olan arama-kurtarma birlikleri sayısı, yapılan çalışmalar neticesinde 5 bin 350'ye ulaşmıştır. -İl Sivil Savunma Müdürlüğü'nün bina, tesis ve arama kurtarma amaçlı araç, gereç ve teçhizat bakımından güçlendirilmesi sağlandı. İlve ilçe sivil savunma müdürlüklerine ait birliklerin eğitim ve donatımı için yabancı gönüllü kuruluşlar ile protokol imzalandı.
-Sağlık kurumlarının envanteri çıkarıldı ve acil durum planları hazırlandı. İl Sağlık Müdürlüğü'ne 15 yeni ambulans alınarak 112 Acil Yardım Servisi'ne takviye yapıldı. Ayrıca, il sağlık müdürlüğü tarafından tam donanımlı bir sahra hastanesinin kurulabilmesi için çalışmalar devam etmektedir.
-Tüm okulların deprem tahliye planları hazırlandı. Bu planlara uygun tahliye tatbikatları öğrencilerin katılımı ile yapılmaya devam edilecek. Tüm öğrencilerin temel ilk yardım eğitimi konusunda bilinçlendirilmesi için çalışmalar devam etmektedir.
-İlin tüm altyapı tesisleri ve stratejik öneme haiz tesisleriyle ilgili bilgiler toplandı, olası bir afet sırasında acil durum planlarıyapıldı. Alternatif çözümler geliştiriliyor.
-İl genelinde öncelikli yol planlaması yapıldı, sivil halk trafiğinin ana yollar dışına kaydırılarak acil yardım ekiplerinin ulaşımını sağlamaya yönelik planlamalar bitirildi. Ana arteller üzerindeki tüm köprü ve viyadüklerin alternatif geçiş güzergahları planlandı.
-Deprem acil durum planlarının uygulanmasındaki aksaklıkların en alt düzeye indirilmesi için İl Afet Yönetim Merkezi, ilçe afet yönetimmerkezleri, il emniyet müdürlüğü, il sivil savunma müdürlüğü ve tüm kamu kurumlarının katıldığı tatbikatlar yapılıyor.
-İli çevreleyen denizlerde ve boğazda olabilecek deniz kazalarıylailgili kurtarma faaliyetleri ulusal kurtarma planına uygun olarak afetyönetim merkezi tarafından plandı.
-İl sınırları dahilinde çıkabilecek orman yangınlarına müdahale planları hazırlandı. Olası bir orman yangını sırasında yapılacak faaliyetler organize edildi. Bu yangınlarla mücadele için gerekli ekipve araç, gereç ihtiyaçları karşılandı.
DEPREM KONSEYİ KURULDU
Başbakan Bülent Ecevit, depremle ilgili bilgilerin bilimsel bir süzgeçten geçirildikten sonra en doğru biçimde kamuoyuna duyurulabilmesi amacıyla Ulusal Deprem Konseyi kurulduğunu belirterek, ''Gerçeklerin kamuoyundan saklanması biçimindebir yaklaşım hiçbir zaman benimsenmemiştir'' dedi. Başbakan Ecevit, gazetecilerin deprem konusunda yazılı olarak yönelttiği sorulara, yazılı yanıtlar verdi.''İstanbul'da deprem olasılığına ilişkin hiçbir bilgiye sansür koydunuz mu? Deprem bölgesindeki belediyelere yapılan yardımlarda partizanlık yapıldı mı?'' şeklindeki soruyu Başbakan Ecevit, şöyle yanıtladı:
''İstanbul'da olası bir depremle ilgili olarak Başbakanlık'a ve Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi'ne çeşitli zamanlarda bazı ihbarlar yapılmıştır. Bunların ciddiyeti, kaynağı ve bilimselliği belirlenmedenkamuoyuna açıklanması elbette düşünülemez. Bu nedenle, bu tür bilgiler, konuya ilişkin yetkili kurum olan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Deprem Araştırma Enstitüsü Başkanlığı'na iletilmiş ve açıklamaların bu kuruluş tarafından yapılması sağlanmıştır.
Ayrıca depremle ilgili bilgilerin bilimsel bir süzgeçten geçirildikten sonra en doğru biçimde kamuoyuna duyurulabilmesi amacıyla Ulusal Deprem Konseyi kurulmuş bulunmaktadır. Konsey, Haziranayında çalışmalarına başlamıştır. Gerçeklerin kamuoyundan saklanması biçiminde bir yaklaşım hiçbir zaman benimsenmemiştir.
Depremden zarar gören il, ilçe ve beldelerde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca oluşturulan teknik heyetlerce yerinde yapılan hasar belirleme çalışmaları sonunda, belediyelerin ve il özel idarelerinin payları artırılmakta ve ödemeler buna göre yapılmaktadır.''
Başbakan Ecevit, deprem bölgesinde yapılan çalışmaların ''hükümetine kadar tatmin ettiği ve bundan sonra neler yapılacağı'' biçimindeki soruya da şu karşılığı verdi:
''17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremleri, gerek ülkemizde halk ve devlet dayanışmasının, gerekse bütün dünyada insanlık dayanışmasının önemli birer vesilesi olmuştur.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Bakanlıklar ve ilgili tüm kamu kuruluşları, o arada sivil toplum örgütleri ve özel sektör, verimli bir işbirliği kurabilmiş, devletimiz de her bakımdan büyüklüğünü ve gücünü kanıtlamıştır. Depremlerin büyüklüğüne, kapsadığı yüzölçümü ve nüfusun genişliğine ve yoğunluğuna rağmen sorunların çözümünde önemli aşamalarsağlanmıştır. 17 Ağustos 2000 günü Bakanlar Kurulu'nda yapılan açıklamalar sonrasında basına da dağıtılan 'Depremler 1999' adlı kitapta bu çalışmalar, ayrıntılarıyla gösterilmektedir.
Gelinen noktada üzerinde duyarlılıkla durulan konuların başında kalıcı konutların yapımı gelmektedir. Ayrıca bölgede ekonomik yaşamın yeniden eski canlılığına kavuşması, sosyal sorunların çözümü, kamu hizmetlerine ilişkin hastane, okul ve benzeri tesislerin yeniden yapımı önem taşımaktadır.''
KİRA YARDIMI SÜRESİ UZATILACAK MI?
Başbakan Ecevit'e yöneltilen bir başka soru ise ''Bölgede depremzedelere yapılan 100 milyon lira tutarında kira yardımı 1 yıl için öngörülmüştü. Bakanlar Kurulu Kararı ile sürenin uzatılması söz konusu mu?'' şeklindeydi. Ecevit, bu soruyu, ''17 Ağustos 2000 günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında konu görüşülmüştür. Bu ve benzeri öteki konuların ayrıntılarıyla ele alınabilmesi için 5 bakandan oluşan bir komisyon kurulmuştur. Komisyonun çalışmaları sonucunda Bakanlar Kurulu'nda bir karara varılacaktır'' diye yanıtladı.Başbakan Ecevit, ''Yaşanan felaketin ardından ihmali bulunan kamu görevlileri tespit edildi mi? Hukuki işlemler başlatıldı mı?'' şeklindeki bir başka soruyu şöyle yanıtladı:
''Adalet Bakanlığı'ndan alınan bilgilere göre, deprem bölgelerindemeydana gelen zararlar dolayısıyla görevi ihmal ya da tedbirsizlikle ölüme sebebiyet verme iddiaları ile Bursa'da 11, Düzce'de 15, Eskişehir'de 10, İstanbul'da 8, Kocaeli'nde 64, Sakarya'da 19, Yalova'da 43 olmak üzere toplam 170 dosya ile 170'den fazla kamu görevlisi hakkında soruşturma ve kamu davası açıldığı, bir kısım kamu görevlileri hakkında açılan kamu davalarının ve soruşturmaların sürdüğü, bazıları hakkında men-i muhakeme kararı verildiği, bir kısım kamu görevlileri için 4483 sayılı Yasa'ya göre istenen iznin beklendiği, bazıları için de tedbirsizlikle ölüme sebebiyetten MemurinMuhakemat Yasası'na göre görevsizlik kararı verilerek, evraklarının ilgili makamlara gönderildiği anlaşılmıştır.'' Bölgede 40 bin 665 kalıcı konut planlanırken 23 bin kalıcı konutunKasım ya da Aralık aylarında tamamlanacağı belirtilerek, ''Depremzedelerin çoğu hala çadırlarda yaşıyor. Kış mevsiminin yaklaştığı gözönüne alınırsa kalıcı konutlar açısından net bir takvim var mı?'' şeklinde yöneltilen soruya Başbakan Ecevit, şu yanıtı verdi:
''40 bin 665 kalıcı konuttan 12 bin 68'i Dünya Bankası'ndan sağlanan kredi ile Başbakanlık Proje Uygulama Birimi'nce, 2 bin 610'u çeşitli kuruluşlar ve bazı valiliklerce, 15 bin 460'ı Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası'ndan sağlanan kredi ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca, 10 bin 527'si ise bütçe kaynaklarından karşılanarak yine Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca yapılacaktır. Gerek Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca, gerek hibe yoluyla yaptırılacak olan konutlardan 25 bin 720'sinin yapım süresi 5 ay olup, bunların 2000 yılı sonuna kadar bitirilmesi planlanmıştır.
Dünya Bankası kredisiyle yaptırılacak konutların inşası ağustos ayında başlamış olup yapım süresi 8 aydır.
Şu anda deprem bölgesinde yaptırılan prefabrike konutlara taşınmayıp kendi isteğiyle çadırkentlerde barınan depremzede sayısı 20bin civarındadır. Yalova ve Sakarya'da çadırkentler tamamen kaldırılmıştır. Prefabrike konutlarda kalanların sayısı ise 150 bin kadardır.''
TEM OTOYULUNUN ONARIMI
Başbakan Ecevit'e yöneltilen sorulardan bir diğeri de, TEM otoyolundaki hasarın onarımıyla ilgiliydi. 5 trilyon liralık tahmini hasarın, ''deprem bağışlarının toplandığı hesaptan karşılandığına'' işaret edilerek, ''Bu harcamanın, kişi ve kurumların; depremzede vatandaşların giyecek, yiyecek ve barınma gibi acil ihtiyaçları için yaptıkları bağışlardan karşılanması, hukuken ve vicdanen doğru mudur? TEM otoyolunun ücretli bir otoyol olduğu da dikkate alındığında, onarım, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün bütçe imkanları dahilinde halledilmesi gereken bir konu değil midir?'' şeklinde yöneltilen soru,Başbakan Ecevit tarafından şöyle yanıtlandı:''17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri sonrası, felaket anında müdahale edebilmenin en etkin yolunun, depremin vurduğu alanlara acil yardım ekiplerinin 24 saat içerisinde ulaştırılabilmesinden ve derhal müdahale edebilmek için de her türlü ulaşımın sağlanmasından geçtiği açıktır. Karayollarının deprem sonrasında afet bölgesi için ne kadar önemli olduğu bilinmektedir. Yollar iaşe, barınma, sağlık gibi acil gereksinmelerin karşılanması başta olmak üzere bölgeye götürülecek hertürlü hizmet için vazgeçilmezdir. Dolayısıyla, depremde hasar gören otoyolun onarımının bir an önce yapılabilmesi için merkezi hesaptan harcama yapılmasının bir sakıncası olduğu düşünülmemektedir. Zira, buradaki düşünce, merkezi hesapta toplanan yardımların deprem bölgesinin acil gereksinimleri için kullanılacağı ve bu kullanım için de yasal prosedürün yapıldığı yolundadır.''
YURTTAŞA HİZMET SÜRECEK
Ecevit, ''Yurttaşlarımız, depremler dolayısıyla büyük acılar yaşamışlardır. Dolayısıyla onlar istek, dilek ve yakınmalarını dile getireceklerdir. Devletimiz ve hükümetimiz de, bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle detüm olanaklarıyla yurttaşlarımıza hizmet edecektir'' dedi.Başbakan Ecevit, deprem konusunda gazeteciler tarafından yazılı olarak yöneltilen, ''Marmara deprem felaketinin birinci yıldönümü olan 17 Ağustos 2000 gecesi, yaklaşık 10 ulusal televizyon deprem bölgesinde saatlerce canlı yayın gerçekleştirmişlerdir. Bu yayınlarda yüzlerce depremzede 'isyankar' ifadelerle sıkıntılarını dile getirmişler, ancak bir tek vatandaş dahi 'Allah devletten razı olsun' dememiştir. Bu durumdan hareketle, devletin bölgedeki çalışmalarında önemli ölçüde yetersiz kaldığı ileri sürülebilir mi?'' şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:
''17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri, gerek ülkemizde halk ve devlet dayanışmasının gerek bütün dünyada insanlık dayanışmasının önemli birer vesilesi olmuştur.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Bakanlıklar ve ilgili tüm kamu kuruluşları, bu arada sivil toplum örgütleri ve özel sektör, verimli bir işbirliği kurabilmiş, devletimiz de her bakımdan büyüklüğünü ve gücünü kanıtlamıştır. Depremlerin büyüklüğüne, kapsadığı alanın genişliğine ve nüfusun yoğunluğuna rağmen sorunların çözümünde önemli aşamalar sağlanmıştır.
Yurttaşlarımız, depremler dolayısıyla büyük acılar yaşamışlardır. Dolayısıyla onlar istek, dilek ve yakınmalarını dile getireceklerdir. Devletimiz ve hükümetimiz de bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de tüm olanaklarıyla yurttaşlarımıza hizmet edecektir. Bugüne kadar böylesine büyük bir afetle karşılaşmayan ülkemizin, devlet ve vatandaşolarak yaptığı çalışmalar dünya ülkeleri tarafından da takdirle karşılanmış ve bu durum uluslararası tüm toplantılarda dile getirilmiştir.''
Başbakan Ecevit, ''Marmara depreminde, bölgeye daha fazla sayıda asker sevkedilmiş olsa, hayatını kaybeden vatandaşların sayısında bir azalmanın söz konusu olup olmayacağı'' yönündeki bir soruya da şu karşılığı verdi:
''17 Ağustos 1999 günü saat 03.02'de meydana gelen 7.4 şiddetindeki büyük deprem sonrası, derhal faaliyete geçen Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi'nce 06.59 saati itibariyle Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı'na acil yardım ve kurtarma ekiplerinin hazır edilip derhal Valiliklerle temasa geçmeleri ve faaliyetlerini rapor halinde bildirmeleri, faks emirle istenilmiş ve çalışmalara anında başlanılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri 64 bin personeliyle bölgede görev üstlenmiştir. Ayrıca, tümkamu kurum ve kuruluşlarına ait ekipler, maden işçileri, gönüllü aramave kurtarma derneklerinin üyeleri, yabancı kurtarma elemanları bunun yanında kamuya ait iş makinaları ve ekipmanları kısa sürede deprem bölgesine gönderilmiştir.
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olarak çok daha fazla arama kurtarmapersoneline, teknik araç ve gereçlere ve bu konuda yaygın bir eğitim ve bilinç düzeyine sahip olması gerektiği bu depremlerde görülmüştür. Dolayısıyla depremlerden sonra çalışmalar bu yönde geliştirilmiş ve yaygınlaştırılmıştır.''
HATALARIN MUHASEBESİ
Ecevit, ''deprem yaralarının sarılmasında yapılan hataların muhasebesini yapıyor musunuz? Hata olarak nitelendirilebilecek öncelikli tutumlar hangileridir?'' şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı:''Gelinen noktada hükümetimizce başta barınma sorununun çözümlenmesi olmak üzere deprem yaralarının sarılmasına yönelik olarakalınan kararların ve sürdürülen uygulamaların yerinde olduğu açıkça görülmektedir.
Depremler sonrasında görülen eksiklik ve aksaklıkların, büyük ölçüde deprem öncesinde devlet, sivil toplum örgütleri ve yurttaşlar olarak doğal afetlere gerektiği gibi hazırlıklı olmamamızdan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Dünyada yüzyılın depremi olarak yankılanan böylesine büyük bir afet sonrası yaşanan olumlu ve olumsuz olaylar, gelişmeler ve sorun olarak ortaya çıkan hususlar ile bunların çözümüne ilişkin geliştirilen ve geliştirilmesinde yarar görülen tedbirler, BaşbakanlıkKriz Yönetim Merkezi tarafından Bakanlık ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarından istenilmiştir. Gelen cevaplar değerlendirilmektedir.
Devlet, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların bilinçli ve eğitimli olarak afetlere hazırlıklı olması yönünde de her düzeyde etkin çalışmalar sürdürülmektedir.''
HAK SAHİPLERİ
''Yapılacak kalıcı konutlar tüm depremzedelerin ihtiyaçlarına karşılık verebilecek mi?'' şeklindeki bir başka soruya Başbakan Ecevit'in yanıtı ise şöyle oldu:''Deprem bölgesinden yapılan hak sahipliği çalışmaları sonucunda kendilerine konut yapılmasını talep eden hak sahiplerine yapılacak toplam 40 bin 665 konuta ek olarak;
-Deprem bölgesi dışında kendi evini satın almak isteyen 9 bin 729 hak sahibi depremzedeye şehirlerde 6 milyar lira, köylerde 3.5 milyar lira ödenerek konut sahibi olmaları sağlanmaktadır. (Bunlardan evraklarını tamamlayan 2 bin civarında depremzede halihazırda bu yardımdan istifadeyle evlerini satın almışlardır.)
-Diğer taraftan kendi evini yapana yardım metodu çerçevesinde hak sahibi olan 5 bin 867 kişi ve yine 4133 sayılı Kanun kapsamında aynı metoda göre 2 bin 691 kişiye yardım yapılacaktır.
Bu yardımlar da dikkate alındığında, sağlanan tüm bu imkanlarla depremzedelerin konut ihtiyaçlarına karşılık verilebileceği anlaşılmaktadır.''
İŞSİZLİK
Başbakan Ecevit, ''Deprem bölgesinde işsizlik çok yoğun, depremzedelere istihdam alanı yaratılması için bir çalışma yapılıyor mu?'' şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı:''Devletimiz deprem bölgesindeki işsizlik sorununun çözümü üzerinde önemle durmakta ve bölgedeki ekonomiyi canlandıracak faaliyetlere ağırlık vermektedir. 17 Ağustos depremi sonrası İş ve İşçi Bulma Kurumu'nca işe alınmalarda depremzedelere öncelik verilmiş olup uygulama devam ettirilmektedir.
Diğer taraftan deprem bölgesi için Devlet Memurları Sınavı ertelenerek tüm depremzede memur adaylarının bu sınava katılımı sağlanmıştır.
Öte yandan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca istihdama yönelik çalışmalar yapılmakta olup, bu kapsamda, Dünya Bankası ile imzalanan ikraz anlaşması çerçevesinde deprem bölgesindeki 5 ilimizde İş ve İşçi Bulma Kurumu'nca istihdam amaçlı Toplum Yararına Çalışma Programı uygulanmaktadır.
Bu program, ekonomik kriz, özelleştirme, doğal afet gibi nedenlerle işsizliğin yoğun olduğu dönemler ve yörelerde kişilerin iş yaşamından uzun süre koparak maddi sıkıntıya düşmelerini önlemek amacıyla uygulanan bir istihdam ve eğitim modeli olup, depremzede işsizlere 6 aya kadar istihdam olanağı sağlamakta ayrıca yörede ihtiyaç duyulan altyapı ve kamu hizmetlerinin sunumuna katkıda bulunmaktadır.
Program kapsamında 5 ilde toplam 134 projede toplam 4 bin 487 depremzede geçici süreli olarak istihdam edilmektedir. Projelerde çalışan depremzedelere aylık asgari ücret tutarında ödeme yapılmakta, ayrıca SSK primleri ödenmektedir.''