Güncelleme Tarihi:
Ayşe Nimet Seydem, Suudi Arabistan'da büyük dedesi Hacı Emin Paşa'dan kalma bir arazi bulunduğunu, bu arazinin de 50'nin üzerinde mirasçısı olduğunu bildirdi.
Seydem, anneannesi Zehra Öztan, Bülent Ecevit'in anneannesi Adviye Sargut ve Ferhande Oktay'ın kardeş olduğunu, üç kız kardeşin Hacı Emin Paşa'nın kızı Hasene Hanım'ın çocukları olduğunu söyledi.
Ayşe Nimet Seydem, Osmanlı Hanedanı ile kan bağları bulunmadığını, sadece Ferhande Oktay'ın eşi İsmail Hakkı Oktay'ın, ilk evliliğini Osmanlı Padişahı Vahdettin'in kızı Ulviye Sultan'la yaptığını anlattı.
Seydem, mirastan pay alabilmek için açılan davalara ilişkin hukuki sürecin devam ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:
“Bu mirasta, bizim de tıpkı sayın Bülent Ecevit gibi payımız var. Sayın Bülent Ecevit'ten intikal edecek veya başka birinden intikal edecek payın peşinde değiliz. Fakat bu davanın sürdürebilmesi için veraset ilamlarının tam olması gerekiyor.
Sayın Bülent Ecevit'in vefatından sonra da düşündük. Suudi Arabistan'daki dava sıcakken, herhangi bir olurluk ortaya çıktığı zaman veraset ilamlarında bir noksanlık olmasın, veraset ilamımızı tamamlatalım dedik. Veraset ilamı almak için avukatımız aracılığıyla mahkemeye başvurduk.”
“TÜRKİYE'DEKİ MİRASLA İLGİLENMİYORUZ”
Ayşe Nimet Seydem, Şişli Adliyesinde açılan veraset davasının, tamamen Suudi Arabistan'la ilgili olduğunu vurguladı. Seydem, “Türkiye'deki mirasla ilgilenmiyoruz. Dava, Suudi Arabistan'daki araziyle ilgilidir. Amacımız, kimseyi kırmak veya sansasyon yaratmak değildi. Normal yasal hakkımızı kullanarak açtığımız bir dava olarak düşünüyoruz. Son derece iyi niyetle, Suudi Arabistan'daki işimizi engellememesi adına açılmış bir davadır” dedi.
Suudi Arabistan'daki davanın uzun yıllardır sürdüğünü kaydeden Seydem, ellerinde bu davaya ilişkin veraset ilamları bulunduğunu, ancak zaman içerisinde ölümler olduğunu dile getirdi.
Seydem, annelerinin ölümünden sonra, ondan kendilerine intikal eden pay için de veraset ilamı çıkardıklarını ifade ederek, “Sayın Bülent Ecevit'in veraset ilamında, annesi Nazlı Ecevit'ten devreden pay dolayısıyla adı var. Veraset ilamında adı olan bir kişi için, vefat ettiği için veraset ilamının çıkması gerekiyor. Bu nedenle biz bu davayı açtık” diye konuştu.
Bülent Ecevit'e saygıları olduğunu, hayatta bulunduğu sırada çok önemli mevkilerde bulunmasına rağmen hiçbir zaman ismini kullanmadıklarını kaydeden Seydem, “Ona olan saygımız halen devam ediyor. Bülent Ecevit'in aman neleri var, hemen veraset ilamı çıkaralım, bir şeyler alabilir miyiz düşüncesiyle dava açmadık. Açmayız da. Bülent ağabeyimiz o bizim. Amacımız sadece Suudi Arabistan'da süregelen dedemizden kalma mirasla ilgili davanın kesintiye uğramamasıdır” dedi.
“BİZ DE BÜLENT BEY'İN AİLESİYİZ”
Mustafa Sermet Aşar da, Hacı Emin Paşa'nın torunları olmaları dolayısıyla mirastan pay alabilmek için açılan davanın sürdüğünü belirterek, “Bülent Ecevit'in ölümünden sonra açılan veraset ilamına ilişkin dava, basit bir hukuki prosedür olayı. Olayı başka açılara çekmemek lazım. Başka şekilde boyutlandırmamak lazım” diye konuştu.
Bülent Ecevit'in kuzenleri olmaktan onur duyduklarını anlatan Aşar, Ecevit'e hasta olduğu dönemde ulaşamadığını, cenazesine katılacağı sırada da sıkıntılar yaşadığını ileri sürdü. Aşar, “Bülent Bey'in ailesi sadece Rahşan hanım ve Asude Aral değildir. Biz de Bülent beyin yakınları ve ailesiyiz. Bu çok önemli bir olaydır. Bunu kamuoyuna iletmiş olmaktan dolayı kendimi rahatlamış hissediyorum” dedi.
PAY ALMAYA ÇALIŞILMIYOR
Seydem ve Aşar kardeşlerin avukatı Olgun Polatsoy da, Suudi Arabistan'da süren Hacı Emin Paşa'nın terekesiyle ilgili dava hakkında bilgi verdi.
Davanın yaklaşık 60 yıldır sürdüğünü, kendisinin 4-5 yıldır davayla ilgilendiğini anlatan Polatsoy, Şişli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinden bu davayla ilgili 47 kişiye veraset ilamı aldıklarını, daha sonra bu rakamın 60'a yaklaştığını bildirdi.
Polatsoy, Suudi Arabistan'daki davanın çözüm aşamasına geldiğini belirterek, ”Bülent Ecevit de, sağlığında bana vekalet vermişti. Ölümünden sonra, tamamlanması gereken veraset ilamı alınması ortaya çıktı. Bu nedenle Mustafa Aşar ve Ayşe Nimet Seydem adına veraset davası açtık. Rahşan Ecevit de itiraz etmiş. Biz yasal hakkımızı kullandık, o da yasal hakkını kullanıyor. Bu bir hukuki süreç, bir prosedür” diye konuştu.
Müvekkillerinin, Bülent Ecevit'in mirasçıları diye ortaya çıkıp Suudi Arabistan'daki işinden pay almaya çalışmadıklarını ifade eden Polatsoy, “Benim müvekkillerim orada da büyük mirasçı. Hacı Emin Paşa'nın torunları. Ama Bülent Ecevit'ten dolayı, Suudi Arabistan'da payları varsa onu almak istiyorlar. Bülent Ecevit'in nesi varmış, nerede neyi varmış, bu konuyla ilgili dosyalarımda bir tane not bulamazsınız. Oraya odaklanmadık, öyle bir düşüncemiz yok” dedi.
“DÜNYANIN EN DEĞERLİ YERİ”
Hacı Emin Paşa'nın terekesinin olduğu toprakların Medine'de bulunduğunu hatırlatan Olgun Polatsoy, “Medine de yer çok değerli. Manhattan'dan daha değerli. Şu anda dünyanın en değerli yeri. Mekke keza öyle” diye konuştu.
Polatsoy, “Hacı Emin Paşa'dan kalma ve istimlak edilen yerin maddi değeri yaklaşık 300 milyon dolar, işgal edilen ya da boş olan yerlerin değeri de 1 milyar dolar civarında” diye konuştu.
Olgun Polatsoy, Bülent Ecevit'in bu yerden yüzde 4-5, Ayşe Nimet Seydem ve Mustafa Servet Aşar'ın da yüzde 2-2,5'ar gibi oranlarla en büyük mirasçılar olduğunu sözlerine ekledi.