Güncelleme Tarihi:
Ecevit, Ritz Carlton Oteli`nde bir basın toplantısı düzenleyerek ABD gezisini değerlendirdi. Sözlerine, ABD gezisinin son derece olumlu olduğunu belirterek başlayan Başbakan, Türkiye`nin artık tüm dünya sorunları ile ilgilenen bir dünya devleti haline geldiğini söyledi. Ecevit bir gazetecinin "Beklentileriniz ve yaptığımız temaslar açısından ABD gezisi için bir not vermeniz gerekse kaç verirdiniz?" sorusunu "10 puan" sözleriyle yanıtladı.
ABD ile ilişkilerde en zayıf halka olan ekonomi konusunda önemli gelişmeler sağlandığını kaydeden Ecevit, şu bilgileri verdi:
"Ekonomik Ortaklık Komisyonu Şubat ayından itibaren çalışmalara başlayacak. Şimdiden bazı olanakların sağlanabileceği belli oldu.  Ürdün ile İsrail arasında ABD'ye yönelik bir nitelikli sanayi bölgeler anlaşması vardır. Bu ABD'ye dış satımda bu ülkelere büyük olanaklar sağlamaktadır.Biz böyle bir kuruluşun bir nitelikli sanayi bölgeleri kuruluşunun, daha doğrusu kuruluşlarının Türkiye`de yapılmasının çok önem taşıdığını belirttik görüşmelerimizde. Bunu ABD`li dostlarımız olumlu karşıladılar. Bu yönde çalışmaları başlatacaklarını söylediler
Ayrıca Türkiye'de daha çok ekonomik yatırım yapılmasını istedik. Bu talebimizi içtenlikle paylaştılar. Onlar da bürokrotik engellerle ilgili şikayetlerini dile getirdiler. Bundan bir kaç gün önce yapılan yasa değişikliğiyle bu engelleri zaten kaldırdık. Artık yabancı ve yerli işadamları 40 kapı yerine tek kapı çalacak, bir kaç yıl yerine üç ayda sonuç alacak. Bunu da tüm dünyaya duyurmaya başladık."
TÃœRKÄ°YE ARTIK DÃœNYA DEVLETÄ°
Ecevit, Türkiye'nin artık bütün dünya sorunlarıyla ilgilendiğini belirterek "Şimdiye kadar yakın yıllara kadar Türkiye, dış ilişkiler konusunda daha çok ikili temaslarda bulunurdu. Fakat artık durum değişti. Washington'da yaptığımız görüşmelerde de Orta Asya'dan Orta Doğu`ya kadar, Uzakdoğu'dan AB'ye kadar, Bosna`dan Kafkasya'dan Afganistan'a kadar bütün dünya Washington görüşmelerimizin gündemindeydi. Bu Türkiye'nin bir dünya devleti durumuna geldiğini gösteriyor" dedi.
Ecevit, ABD'nin 11 Eylül saldırılarının ardından dinler arası çelişki ve çatışmalardan tedirdiğin olduğunu ifade ederek "Türkiye'nin bu endişeleri giderecek örnek ülke konumunda olduğunu vurguluyorlar" dedi.
Başbakan Ecevit, yaptığı açıklamanın ardından soruları yanıtladı.
Gazetecilerin "en çok merak edilen konu olan Irak'a dair ABD yönetimi ne düşünüyor. Siz Irak yönelik dileklerinizi ve kaygılarınızı dile getirdiniz mi" sorusuna Başbakan Ecevit, "Dün Başkan Bush ile yaptığımız görüşme sırasında Sayın Bush tarafından dile getirildi. Ondan önceki görüşmelerimizde bu konuya pekdeğinilmemişti. Çok kısa değinilmişti. Sayın Bush, çok açık bir şekilde düşüncelerini söyledi. Sayın Saddam Hüseyin'le işbirliği, herhangi bir şekilde ilişki kuramayacaklarını çok açık bir şekilde ifade etti. Onun ötesinde, herhangi bir harekat ile ilgili olarak bir şey söylemedi ve bir niyet belirtmedi şu aşamada. O konudaki, zaten bildiğimiz hassasiyetini ve duyarlılığını bir kere daha çok belirgin bir şekilde dile getirmiş oldu. Fakat şu aşamada Irak'a yönelik herhangi bir harekatın söz konusu olmadığı anlaşılıyor. Fakat Sayın Bush bize şu güvenceyi verdi. Irak'la ilgili olarak herhangi bir adım atılması söz konusu olduğunda mutlaka Türkiye ile diyalog kurulacağınıbir kaç kere vurgulayarak belirtti. Bu kadar duyarlı, bu kadar hassas bir konuda varsayımlar üzerinde konuşamam. Yani sanki harekat kaçınılmazmış, biz de o kaçınılmaz harekata nasıl tavır alacakmışız izlenimini verecek bir sözsöylemem, benim bu konuya ayrıntılı olarak girmem doğru olmaz diye düşünüyorum."
Başka bir gazetecinin "Yunanistan, AGSP'ye yönelik Ankara anlaşmasını kabul edemeyeceklerini söylemişti. Görüşmelerde bu durum gündeme geldi mi?" sorusuna ise "Hayır, bu konu üzerinde fazla durulmadı. Ben bir iki kere değindim bazı görüşmelerimizde. Değinmemin de nedeni, biliyorsunuz, İngiltere ile aramızda bu konudaki görüşmelere ABD aracılık etmişti veçok değerli katkılarda bulunmuştu. Bunun için şükranlarımızı belirttimABD'ye. Bunun dışında söz konusu olmadı. Tabii, bu NATO olanaklarındanyararlanmaksızın Avrupa Birliği ordusunun kendi başına yapacağı harekatta Türkiye'ye hiçbir yer vermemesini, hatta Türkiye'ye de danışmamasını kabul edilemeyeceğini biz, 2.5 yıldan beri bütün dünyayaduyuruyoruz. Ve sonunda bizim görüşümüz kabul edildi. Biz, şunun üzerinde özellikle duruyorduk, bu Avrupa ordusunun kendi olanaklarıylayapacağı harekatta hiçbir şekilde Türkiye'ye değinilmemesi, Türkiye'yekarşı bir tavır, somut bir tutum, davranış olmaması gerektii vurguluyorduk. Buna karşı çıkması Yunanistan'ın çok şaşırtıcı bir şey.Bu, ister istemez akla acaba Yunanistan'ın zihninde Türkiye'ye yönelikbir harekat eğilimi mi var kuşkusunu akla getiriyor. Böyle bir düşüncesi olmadığına inanıyorum Yunanistan'ın. Ama, bu izlenim doğabilir. Onun için Yunanistan'ın da bu konudaki karşı çıkışında direnmeyeceğini umuyorum."
BaÅŸka bir gazetecinin "para alıyor muyuz, alıyorsak ne kadar alıyoruz. Bu konuda neler görüşüldü, her ÅŸey komisyonlara mı sevk edildi" sorusunu ise BaÅŸbakan Ecevit, şöyle yanıtladı: "Uluslararası Para Fonu'nun ve Dünya Bankası'nın son 1 yıl içinde Türkiye'ye yaptığı yardımlarda ABD'nin çok önemli bir etkisi olmuÅŸtur. Çok büyük miktarda Türkiye'ye Uluslararası Para Fonu'ndan, Dünya Bankası'ndan yardım taahhütleri gelmiÅŸtir. Bunda ABD'nin büyük payı olduÄŸu herhalde gözardı edilemez. Bu açıktan ifade edilmese dahi,bilinen bir gerçek.Â
   Onun dışında tabii, ticari, ekonomik konular, bir gezi sırasında masaya getirilip çözülemez. Ama, bunları çözmenin güvenilir bir mekanizmasını gündeme getirdi ABD. Şimdiye kadar yapılan komisyon toplantılarıyla ilgili olmaksızın, onun ötesinde değişik bir model getirdi ve bir ortaklık anlayışı içinde Türkiye ile ABD'nin çok üst düzeyde temsil edilecek kimseler arasında diyalog olacağı, müzakereleryapılacağı belli oldu. Bu görüşmeler sürecinde tabii aramızdaki en duyarlı konularda, ticari ve ekonomik açıdan en duyarlı konular da gündeme getirilecektir. Tarih bile şimdiden belirlendi. Şubat ayı sonunda ABD'ni de Sayın Larson gibi çok etkili ve yetkili bir devlet adamının temsil edeceği dahi belli oldu. Yani, ABD bu konuyu çok ciddiye aldığını gösterdi. Onun ötesinde şu aşamada bir şey beklemek zaten mümkün değildi. Ama, bu arada dediğim gibi, organize sanayii bölgeleriyle ilgili olarak çok açık bir niyet ifadesini dile getirdi ABD. Turizm konusunda yeşil ışık yakması da bence önem taşıyor. Bunun ötesinde sorunları böyle 2-3 günlük toplantılarda çözmek mümkün değil.Masaya getirmek mümkün, niyet belirtmek mümkün. Onlar yapıldı, onun ötesinde cepten para çıkarılıp cash olarak ödemek görülmüş bir şey değildir biliyorsunuz. Keşke olsa."
Başbakan Ecevit, "Görüşmede Kıbrıs'la ilgili bir koşul ileri sürüldü mü" sorusuna ise "Hayır, hiçbir şekilde bir koşul öne sürülmedi. Bunu Sayın Bush ile görüşmemizde biz kendimiz dile getirdik. Sayın Denktaş'ın Sayın Klerides ile başlattığı diyalog sürecinden mutluluk duyduğumuzu,bundan hemen değilse bile zaman içinde olumlu sonuçlar çıkabileceğini belirttik. Bunun ötesinde söz konusu olmadı." yanıtını verdi.
Başbakan Ecevit, "Askeri borçların ertelenmesi konusu gündeme geldi mi?" sorusunu ise şöyle yanıtladı: "O isteğimizi belirttik. Öteden beri belirtiyoruz. Şubat sonunda yapılacak toplantıda da eminim ki, bu da öncelikli olarak ele alınacaktır.
"Türkiye, tüm dünyanın sorunlarıyla ilgileniyor. 'Bütün dünyanın sorunlarında Türkiye de artık rol alıyor' dediniz. Dünya Türkiye'nin sorunlarıyla ne oranda ilgileniyor? Gelmeden önce çok büyük vaatlerde bulunuldu, beklenti çıtası bir hayli yüksekti ABD'dekibu temaslarınızın ardından Türkiye'ye dönüşünüzde yoğun bir ekonomik paket ya da yardımla döneceğiniz şeklinde. Ama, görülüyor ki şu anda sadece yapılacak edilecek şeklinde ifadeler var. ABD'den umduğunuzu gerçekten buldunuz mu?" sorusuna ise "Türk basınında ve siyaset çevrelerinde bu beklentiler dile getirilirken ihtiyatlı davranılması gerektiğini defalarca vurguladım. Fakat, tabii büyük bir istek var ABD ile ilişkilerimizin özellikle ticari ve ekonomik alanda daha çok gelişmesi için büyük bir istek var kamuoyunda. Bu isteğin belirtilmiş olması da bize bir güç katıyor aslında. Ama, ben bir yandan da aynı zamanda böyle hemen birtakım somut sonuçlar alınamayacağını özellikle vurgulamış durumdayım." yanıtını verdi.
Son olarak "Burada bütün ABD'li yetkililer görüşmelerinde, dün Başkan Bush'un da size ifade ettiği gibi Türkiye'nin İslam ülkelerine model bir rolünde bahsediliyor. Türkiye, bu role ne kadar hazır? Diyanet İşleri Başkanımızın bu geziye katılması veya Türkiye'de İslam Konferansı Avrupa Birliği toplantısının düzenlenmesi dışında biz neler yapacağız böyle bir model olabilmek için" sorusuna ise "Bizim bir şey yapmamıza gerek yok. Bizim kendi modelimizi dünyaya tanıtmamız önemli. Bu konuda da çok mesafe alındı. Özellikle, 11 Eylül trajedisinden sonra Türkiye'nin rejiminin gerek İslam alemi için, gerek doğu-batı ilişkileri için ne kadar önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkmış oldu. Şu görüldü ki, Türkiye modeli şunu gösterdi ki, İslam demokrasiyle bağdaşabilir, çağdaşlıkla bağdaşabilir, hatta istenirse laiklikle bağdaşabilir. Bunları Türkiye kanıtlamış durumda. Şimdi birçok İslam ülkesi de hepsi değilse bile çoğu Türkiye'nin bu modelini de ilgiyle izliyorlar ve bunu esin kaynağı olarak değerlendirmeye başladılar" yanıtını verdi