Oluşturulma Tarihi: Haziran 08, 2002 00:00
AnkaraBaşbakan’ın doruğa katılamaması kamuoyu gözünde, sağlık durumunun vahim olduğu ve devam edemeyeceği izlenimini arttırdı. “Hükümet sorunu” ve “erken
seçim” konusu daha da ön plana çıktı.Bu satırlar yazılırken zirve henüz sonuçlanmamıştı. Bundan dolayı alınan kararları yorumluyorum. Ancak, Başbakan’ın katılamaması, doruğun gündemini de değiştirdi. Şimdiye kadar, Ecevit’in üzülmesini istemeyenler “Başbakanımız düzelecek ve görev başına dönecek” diyorlar, herkes de inanıyormuş gibi yapıyordu. Son gelişme bu oyunu bitirdi.Başbakan’ın iyileşemeyeceği artık ortada. Belki koalisyon dengelerinin bozulmaması için biraz daha sürdürülebilir, ancak artık yeni bir başbakan ve erken seçim daha da öncelikli şekilde gündeme oturacaktır.Kendimizi ne kadar aldatırsak aldatalım, bu oyunu aylar boyunca oynayamayız. Koalisyon ortakları aralarında anlaşıp “Başbakanımıza bağlıyız” diyerek, devam ettrebilirler, ancak uzun süremez.Türkiye’nin önündeki 5-6 ay içinde çok önemli kararlar alması gerekiyor. Yataktan kalkamayan bir Başbakanla bu kararların saptanması imkansızdır.Ecevit artık hem kendine, hem de etrafına eziyet etmemeli ve Türkiye’nin önünü açacak adımlar atmalıdır.*ASKER “BALANS AYARI” YAPTI…Genelkurmay Başkanlığının son açıklaması, çok kimsenin kafasını karıştırdı.Gazeteciler, isim vermeden bir “yetkili komutana” dayanarak, Genelkurmay’ın idam ve Ana dilde öğrenim önündeki engellerin kaldırılması konularında esnek bir tutum benimsediği haberini vermeşlerdi. Hemen ardından TÜSİAD heyeti Genelkurmay’ı ziyaret etti ve yanı yönde mesajlar aldı. Bütün bunlardan sonra da MGK toplantısı gerçekleşti. Oradan çıkan sonuçta aynıydı.Biz dahil herkes ayağa kalktı.Siyasilerin yapamadığını yine asker yapmıştı.Toplumun nabzını iyi tutmuşlar, Türkiye’nin önünü açmışlar, beklentileri de değerlendirmişlerdi.Aradan 1 hafta geçtikten sonra, Genelkurmay Başkanlığı bir yazılı açıklama yaptı ve basında çıkan haberleri, TÜSİAD’ın değerlendirmelerini yalanladı.Çok kimse, biz dahil şaşırdık. Kafalar karıştı.Hep tekrarlıyorum, toplum olayları dışardan izler. Vatandaş ve medya, işin içinde gerçeketn ne olduğunu bilmek durumunda değildir. Toplum söylenenlere bakarak algılama yapar ve yorumlar.İlk akla gelen, basının ve sivil toplum örgütlerinin askerin söylediklerini çarpıtarak veya kendilerine yontarak yansıttığı idi. Oysa, hem gazeteciler, hem de TÜSİAD kimle konuştuklarını açıklayarak, TSK’dan gelen mesajları tekrarladılar.Genelkurmay ise, “hayır, yanlış anladınız” diyor.Ortada bir kargaşa var.Kime inanacağız?Asker yalan söylemez. Gazeteciler ve TÜSİAD neden yalan yalan söylesin veya çarpıtsın?Ontada birşeyler dönüyor ve kamuoyu anlayamıyor. Bu arada toplumda sayısız senaryolar üretiliyor. Sokaktaki insan, 2 inci Başkan Büyükanıt’ın, 1 inci Başkan Kıvrıkoğlu’nun onaylamadığı hiçbir görüşü ortaya atamayacağını, Genelkurmay’ın geleneğinde “komutan ne derse, politika odur” ilkesinin şaşmadığını bilmez ki…Dışardan bakan normal vatandaşlar, Genelkurmay’ın son açıklamasını şöyle yorumladı:- TSK, idam ve Kürtçe konusunda dışa fazla esnek bir görüntü verdiği ve bunun da medya, politikacılar ve bazı sivil toplum örgütleri tarafından çarpıtılarak yansıtıldığını gördü ve “balans ayarı” yaptı.- TSK içinde kafalar karışık ve görüş farklılıkları var.Belki de bu varsayımların hiçbiri doğru değildir ve son açıklamalar bambaşka nedenlerle yapılmıştır.İşte bu kadar bilinmeyenli bir denklem olursa, insanlarında kafası karışıyor.Bence, TSK’nın toplum ile arasında bir iletişim sorunu vardı ve bu sorun hala devam ediyor.ÖZÜRLÜLERE YARDIMÜlkemizde zihinsel deformasyona uğramış pek çok çocuk var. Ancak bunların pek azı içinde bulundukları duruma uygun şekilde eğitiliyorlar.Sarıyer İlköğretim okulu, bünyesinde değişik zihinsel düzeyde, otistik, down sendromlu, konuşma- dil problemleri olan, zihinsel deformasyona uğramış çocukların eğitim gördükleri 2 özel eğitim sınıfında 25 çocuğa eğitim veriyor. Ayrıca Sarıyer genelinde ilköğretim çağını aşmış (16 yaş üzeri) çok özürlü var. Bu kişilerin eğitim alabilecekleri bir imkanları yok.Bu bağlamda, Çayırbaşın’da “Özürlüler Okulu” kurma çalışmaları ile uğraşan SARAM-DER (Sarıyer Rehberlik ve Araştırma Merkezini Koruma ve Özel Eğitime Muhtaç Çocuklara Yardım Derneği) bu çabayı desteklemek için 13-14-15 Haziran tarihlerinde Sarıyer Halk Eğitim Merkezinde kermes düzenliyor. Yarınımız olan çocuklarımıza yardımcı olabileceğimiz bu fırsatı kaçırmak istemeyeceğinizi düşündüm. 0212 271 31 84 numaralı telefonu arayın (Mihriban Karaer), gidin ve bağışta bulunun.LAİLA, İSTANBUL’A RENK VERİYORDünya’nın çok yanını dolaştım, ancak Laila gibi, konumu ve mantığı bu kadar güzel bir yer görmedim…Boğazın nefis manzarasına karşı açık havada nefis
yemek yiyebiliyorsunuz, ardından da isterseniz kalıp geceyi müzikle tamamlıyorsunuz. İsterseniz, yemek yerine sadece müzik dinlemeye ve dans etmeye gidiyorsunuz.7-8 ayrı restoran ve bardan oluşan Laila kendi içinde apayrı bir dünya. Böyle bir kavramı geliştirmek ve Laila’yı yaratabilmek büyük başarı.Bazıları eleştiriyor oysa ben tam aksine Laila ve onun gibi eğlence yerlerinin İstanbul’u renklendirdiklerine inanıyorum. Sadece bizler için değil, turistler içinde bulunmaz bir eğlence merkezi.Önemli yanı konseptinin çok değişik olması.Bir kent’i cazip hale getiren unsurlar da, işte böyle Laila tipi yerlerin artmasıdır.Eleştirmek, kapatmaya çalışmak, Televizyon ekranlarından uzaklaştırmak için yasal önlemler almak yerine, tam aksine teşvik verilmeli.Bu mekanın fikir babası Edip İlkbahar’a ve hayatta tutanlara İstanbullular adına teşekkür ederim.NEDEN BIRAKILDI, NEDEN TUTUKLANDI?Garip değil mi?Alanya’daki tecavüzcü Hakan Karayavuz’un Şartlı Tahliye Yasasından yararlandırılıp serbest bırakıldıktan sonra tekrar yakalanıp hapse atılması çok kimsenin kafasındaki soru işaretlerini arttırdı.Antakya sorumlu İnfaz Savcısının mütalaası üzerine, Antakya Ağır Ceza Mahkemesi Karayavuz’un tahliyesine karar vermişti.Ardından kıyametler koptu.Sivil Toplum Örgütleri ayaklandılar. Hollanda resmi bir ziyaretini iptal edince, bu defa Alanya Cumhuriyet Başsavcısı tahliye kararına itiraz etti. İskenderun Ağır Ceza Mahkemesi, Karayavuz’un başka suçlarınında dikkate alınması gerektiğine karar verince, Karayavuz yıldırım hızıyla yine yakalanıp hapse atıldı.Toplumdaki kuşkular arttı.Demek ki, serbest bırakmalarda hata yapılıyor. İyi incelenmeden tahliye kararları veriliyor.Şimdi sormak gerekiyor:- Savcılar ve mahkemeler bu kadar dikkatsiz mi?- Dikkatsizliği yapanlara soruşurma açılmayacak mı?“AYIP SOKAĞINDA AŞK BAŞKA…”Sokaktaki insanın günlük yaşamınızı ve de kendinizi görmek istiyorsanız, Doğan Katırcıoğlu’nun bu kitabını okuyun. Market Press Uluslararası Basın Ajansı tarafından basılıp dağıtılan (0212 528 18 24- 0212 519 38 08) kitap yaz aylarında rahatlıkla yutup bitirivereceğiniz bir çalışma.
button