Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2001 00:00
Başbakan Bülent Ecevit, İspanya'daki resmi temasları çerçevesinde Kral Juan Carlos tarafından kabul edildi. Başbakan Ecevit, İspanya Parlamento Başkanı Luisa Fernanda Rudi ile görüşmesinin ardından Zarzuela Kraliyet Sarayı'na geçti. Ecevit, basın mensuplarının görüntü almalarının ardından Kral Carlos ile yaklaşık 15 dakika görüştü. Görüşmeye, Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile Başbakanlık Dışişleri Danışmanı Erdal Tümer de katıldı.İSPANYOL İŞADAMLARINA DAVETEcevit, Carlos ile yaptığı görüşmenin ardından İspanya İşverenler ve Sanayiciler Konfederasyonu'na geçerek, Türkiye-İspanya İş Forumu'nda konuştu. Başbakan Bülent Ecevit, İspanyol işadamlarına Türkiye'nin ekonomik dengelerini yeniden kurmak amacıyla hazırlanan programı ve çıkarılan yasaları anlattı ve yatırım yapmaya davam etti. Ecevit, Türkiye ile İspanya arasında önemli işbirliği fırsatları bulunduğunu bildirdi. Bülent Ecevit, İspanya'ya yaptığı ziyaretin ikinci gününde Türk-İspanya İş Forumu toplantısına katılarak bir konuşma yaptı. Forumun, verimli ve karşılıklı avantaj sağlayan bir işbirliği için yararlı bir araç olduğunu belirten Ecevit, Türkiye'nin ekonomik açıdanzor bir süreçten geçtiği bir dönemde bu toplantının düzenlenmesinin, sorunların kısa süre içinde aşılacağı inancının, Türkiye'nin yakın dostları tarafından da paylaşıldığını ortaya koyduğunu ifade etti. 1980'lerden bu yana Türk ekonomisinin geçirdiği değişimi anlatan Başbakan Ecevit, tarıma dayalı ekonomiden sanayi toplumuna geçildiğinive ihracatta sanayi ürünlerinin payının arttığını belirterek, ''Değişim çarpıcıydı'' dedi. Ecevit, ''Türkiye'nin bu başarıları, temel yapısal düzenlemelere dayanıyordu. Yapılan değişiklikler içinde devlet müdahalesinin azaltılması, esnek döviz kuru politikası, liberalleştirilmiş ithal rejimi, yabancı yatırımın cesaretlendirilmesi, özelleştirme, adem-i merkezileştirme gibi uygulamalar sayılabilir'' diye konuştu. 'YÜKSELMEYE ADAY 10 ÜLKE ARASINDA'ABD Ticaret Bakanlığı'nın yaptığı bir araştırmaya göre, Türkiye'nin dünya ekonomisinde daha üst sıralara yükselmeye aday 10 ülke arasında yer aldığını belirten Ecevit, satın alma gücü paritesi esas alınarak yapılan hesaplamalara göre de 410 milyar dolarlık milli geliriyle hali hazırda dünyanın 22. büyük ekonomisi olduğunu söyledi. Başbakan Ecevit, şöyle devam etti: 'Büyük Türk şirketleri bölgesel ve uluslararası pazarlardaki açılımlarıyla çok uluslu statü kazanma yolundadır. Küçük ve orta ölçekli Türk firmaları da gerçekten başarılı. Uyum, esneklik ve yenilikte çarpıcı kazanımlar elde ettiler. Bugün özel sermaye Türk şirketlerinin sadece Rusya'daki yatırımları 8,5 milyar dolara ulaşmıştır. Türk müteahhitlik şirketleri39 ülkede toplam 40 milyar dolarlık proje üstlenip, 50 binden fazla kişiyi istihdam ediyor.Türkiye, turizm alanında da kayda değer yatırımlar yapıp önemli faydalar sağladı. Bu yıl Türkiye'yi 12 milyonu aşan turist ziyaret edip, 10 milyar doları aşan bir gelir bırakması bekleniyor. Tabii ki İspanya ile işbirliği bu sektöre önemli faydalar sağlayabilir.'' '30 MİLYAR DOLARLIK ENERJİ YATIRIMI' Ecevit, Türkiye'nin Hazar Denizi havzasının petrol ve doğalgaz kaynaklarının ulaştırılmasında kavşak noktası olacağını belirterek, Türkiye'nin, genişleyen sanayisinin enerji ihtiyacı için gelecek 10 yılda 30 milyar dolarlık yatırım yapmayı planladığını söyledi. Ecevit,''Bunun istikrarlı ortamda, ekonomik bakımdan sağlam projeler arayışındaki yabancı yatırımcılar için mükemmel bir fırsat sağlayacağını düşünüyoruz'' dedi. Türkiye'nin mali bakımdan zor bir dönemden geçtiğini hatırlatan Başbakan Ecevit, hükümetin bütün çabalarını ekonomik canlanma programına yoğunlaştırdığını söyledi. Ecevit, Kasım ve Şubat krizlerinin, özellikle bankacılık sektörünü olumsuz etkilere duyarlı hale getirip sermaye piyasalarında ciddi dalgalanmalara ve istikrarsızlığa neden olduğunu kaydetti. Ecevit, yeni ekonomik programda, sadece mevcut zorlukların aşılmasının değil, benzeri durumların bir daha yaşanmaması için yapısal reformların cesaret ve kararlılıkla hayata geçirilmesinin hedeflendiğini söyledi. Yeni ekonomik programın başarısının ön şartının kredibiliteden geçtiğine dikkati çeken Ecevit, ekonominin zayıflıklarının gerçekçi olarak değerlendirilmesinde samimi olunmasından dolayı, iç ve dış piyasalarda güvenin tutarlı olarak arttığını gözlemlediklerini bildirdi. 'ŞEFFAF DEVLET'Bülent Ecevit, koalisyon hükümetinin etkin ve uyumlu olarak çalıştığını, parlamentoda çoğunluğa sahip olduğunu ve devlette şeffaflığı gerçekleştirmenin önde gelen hedeflerinden birisi olduğunu kaydetti. Yeni ekonomik programın başarısının temeli olarak, siyasi reform sürecinin de hızlandırıldığını belirten Ecevit, devlet mekanizmasının modern, etkin ve şeffaflık içinde halka daha çok hesap verir bir hale getirilerek sağlıklı bir ekonominin kurulup idare edileceğini anlattı.Başbakan Ecevit, acil olanlarla birlikte gerekli tüm yasal düzenlemelerin en kısa zamanda çıkarılacağını belirtti.Yabancı yatırımcılara daha elverişli bir ortam yaratılması için Anayasa'da uluslararası tahkime olanak tanıyan değişikliğin yapıldığını kaydeden Ecevit, Fikri ve Sınai Mülkiyet Yasası'nın TBMM tarafından onaylandığını, şeffaflığın arttırılması için bütçe yasasında değişiklikler yapıldığını, Ekonomik ve Sosyal Konsey Yasası'nın da kabul edildiğini anımsattı. Ekonomide rekabet ve verimliliğin artırılmasına yönelik reformlar çerçevesinde Şeker, Sivil Havacılık, Petrol ve Doğalgaz yasalarının Meclis tarafından kabul edildiğini, Tütün yasasının da yakında parlamentoya sunulacağını söyledi. EKONOMİK PROGRAMEkonomik programda ilk aşamada, bankacılık sektöründe gereken düzenlemeyi yapmayı hedeflediklerini belirten Ecevit, bu çerçevede; kamu bankalarının bütçeye ek mali yükler getirmesinin önlenmesi, Kamu bankalarının yeniden yapılandırılması ve profesyonel yönetim altına sokulması için Merkez Bankası Yasası'ndaki değişikliğin parlamento tarafından onaylandığını anlattı. Başbakan Ecevit, bankacılık yasasındaki değişikliğin de yakında Meclis'e sunulacağını böylece bankacılık sektöründeki reformların, mali piyasalardaki belirsizliği azaltacağını, diğer piyasalara daha fazla güven verileceğini kaydetti. İkinci aşamada ise faiz oranları ve döviz kurlarının daha istikrarlı hale geleceğini, böylelikle ekonomik karar alıcılara orta vadeli perspektif sağlanacağını belirten Ecevit, kamu sektörü mali dengesinde iyileşme için bütçe hedeflerini tutturmaya kararlı olduklarını söyledi. Bülent Ecevit, makro-ekonomik dengelerin programın üçüncü aşamasında yeniden tesis edileceğini, böylelikle sürdürülebilir ekonomik büyümenin daha mümkün kılınacağını belirtti.Türk ekonomisinde bu yıl yüzde üç küçülme beklendiğini, ancak enflasyonu kontrol altında tutma çabalarıyla 2002 yılında GSMH'da yüzde 5 büyüme beklendiğini ifade eden Ecevit, 1999-2001 döneminde faiz dışı bütçe dengesinin GSMH'ye oranında 7.4 puanlık iyileşme sağlanacağını söyledi.Ecevit, faiz dışı bütçe dengesinin 2001'de GSMH'nin yüzde 5.5'i (yaklaşık 10 milyar dolar) fazla vereceğini anlatarak, bu durumun 2002'de daha da iyileşeceğini, böylelikle makro-ekonomik dengelerin üzerine oturacağı iyi bir temel kurulacağını ifade etti. AB İÇİN İSPANYA'YA TEŞEKKÜRGerekli reformları esasen Türkiye'nin kendi ulusal kaynaklarıyla yürütmeyi hedeflediklerini, bununla birlikte bankacılık sektöründe reform için IMF ve Dünya Bankası ile yakın işbirliği halinde dış fonların kullanımına gereksinim duyduklarını anlatan Ecevit, yabancı yatırımların Türk ekonomisine yeniden hayat kazandırılmasında önemli rol oynayabileceğini, bu amaçla yabancı sermayeyi Türkiye'de memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Türk vatandaşlarının diğer demokratik toplumların sahip olduğu daha yüksek yaşam standartlarına erişmesi için kararlı çabalarının geçici bir sekteye uğradığını anlatan Ecevit, bu amacın AB ile 40 yıl önce ortaklığın hukuki temellerinin atılmasıyla başladığını kaydetti.Ecevit, 1999 yılındaki Helsinki Zirvesi'nin bu süreçte önemli bir dönüm noktası olduğuna dikkati çekerek, İspanya'ya, Türkiye'nin AB sürecindeki mevcut statüsünün kazanılmasında verdiği destekten dolayı teşekkür ettiğini kaydetti.AB tarafından KOB'nin açıklanması ve Türkiye'nin Ulusal Programı'nı ABKomisyonu'na sunmasıyla ilişkilerin hukuki çerçevesinde kritik bir aşamanın geçirildini söyleyen Ecevit, Türkiye'nin tam üyelik hedefiyle siyasi ve ekonomik alanlarda Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirmeye kararlı olduğunu, bundan sonraki sürecin daha açık olduğunu ifade etti. Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye, hükümet, parlamento, özel sektör ve sivil toplum ne yapmak zorunda olduğunun tamamen bilincindedir. Herhangi bir şüphe ya da tereddüdümüz yoktur. Bununla birlikte hem Türkiye hem de AB'nin başarı yolunda bazı yükümlülükleri vardır. Bu çerçevede, İspanya'nın tecrübelerinden faydalanmayı ümit ediyoruz.'' İŞADAMLARINA ÇAĞRI Türkiye ile İspanya arasında tüm alanlardaki işbirliğinin her iki ülkenin yararına olacağına samimiyetle inandığını belirten Ecevit, şunları kaydetti: ''Türkiye'nin önemli bir ticaret ortağı olan İspanya, ihracat ve ithalatımızda sürekli ilk on sırada yer almaktadır. Ancak ikili ticaret dengesi sürekli İspanya'nın lehinedir. Eğer İspanyol işadamlarını Türkiye'de yatırım yapmaları için teşvik edebilirsek, serbest piyasa güçlerinin bu dengesizliği giderebileceğine eminim. Otomotiv sektörü ve tarıma dayalı sanayi gibi değişik alanlarda karşılıklı avantaj sağlayacak projeleri gerçekleştirebileceğimiz bakir fırsatlar vardır.'' Ecevit, dünyanın en büyük 9 projesi arasında yer alan GAP projesinde İspanya'nın tarıma dayalı sanayi ve gıda işleme firmalarının çok iyi yatırım fırsatları bulacaklarını söyledi. Türk ve İspanyol işadamlarını üçüncü ülkelerde yeni yatırımlar yapılmasında işbirliği yapabileceğini belirten Ecevit, Türk işadamlarının serbest pazar ekonomisine geçiş sürecindeki Orta Asya, Kafkasya ve Balkan ülkelerinde eşsiz tecrübeler edindiklerini söyledi. Ecevit, benzer şekilde İspanyol işadamlarının da Latin Amerika ülkelerinde uzun süredir iş yaptıklarını, bu bölgedeki yatırımlarda ABD'den sonra ikinci sırada yer aldıklarını belirtti. Bülent Ecevit, bir çok ürünün birbirine benzer oluşunun Türkiye ile İspanya'nın birbiriyle rekabet etmesi gerektiği anlamına gelmeyeceğini, bir çok sosyal ve kültürel benzerliklerin bulunduğunu, böylelikle karşılıklı yarar için işbirliğinin daha da kolaylaştırılması gerektiğini söyledi. Ecevit, 'Çabalarımızın birleştirilmesi iki tarafa da büyük yararlar sağlayacaktır' dedi.
button