Güncelleme Tarihi:
Başbakan Bülent Ecevit, bugün yapılacak koalisyon liderleri toplantısının, ulusal hukukla ulusal üstü hukukun ilişkisi üzerinde odaklaşacağını belirterek, „Bu toplantıda da uyumlu ve uzlaşmacı tutumun, yeni bir örneğini verebileceğimizi umuyorum“ dedi.
Ecevit, Ankara Barosu tarafından düzenlenen, beş gün sürecek „Hukuk Kurultayı 2000“ toplantısının, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde gerçekleştirilen açılışına katıldı. Başbakan Ecevit, burada yaptığı konuşmada, hukukun adilliği, yargı erkinin bağımsızlığı, yasaların ve uygulamaların insan hakları ile uyumluluğu ve ulusal hukukun, ulusal üstü hukukla bağdaşıklığı sorunlarının, birkaç yıldır Türkiye’nin gündeminde öncelikli bir yer tuttuğuna işaret etti.
Hukuk kurultayının, bu sorunlara yapıcı ve somut çözümler önereceği inancını ifade eden Ecevit, „Bugün öğleden sonra Başbakanlık’ta yapıcak koalisyon liderleri toplantısı da ulusal hukuk ile ulusal üstü hukukun ilişkisi üzerinde odaklaşacaktır“ diye konuştu.
Ecevit, bilinen kişisel düşüncelerini toplantı öncesinde yinelemeyi doğru bulmadığını belirterek, şöyle devam etti:
“Çağımızda yalnız ekonomi değil, hukuk da, özellikle demokratik ülkeler topluluğunda giderek küreselleşmektedir. Hatta insan hakları bağlamında, hukuk hızla evrenselleşmektedir.
Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz derinleştikçe biz de kendi ulusal yaşamımızda çağımızın bu gerçeğini daha çok ayırımına varacağız.
Birkaç ay önce gerçekleştirdiğimiz bir Anayasa değişikliği ile uluslararası tahkimi ve özelleştirmeyi sağlam temellere dayandırıcı bir adım atmış olmamız, gerek ekonomide, gerek hukukta, kürüselleşmeye uyum sağlama çabamızın, somut göstergelerinden biridir.“
Ecevit, önemli olanın küreselleşmek ile ulusal egemenlik arasındaki duyarlı dengenin özenle gözetilmesi olduğunu söyledi. Ecevit, 7 aydır işbaşında bulunan 57. Hükümet döneminde, hukuk düzenindeki ve insan hakları alanındaki bazı eksiklikler ve aksakları gidermek, demokrasinin daha sağlam temellere dayandırılması ve ekonomiyi çağdaşlaştırma yolunda hızlı ve kararlı adımlar atıldığını belirtti.
Bu kısa süre içerisinde kapsamlı yasa değişiklikleri gerçekleştirildiğini ifade eden Başbakan Ecevit, şöyle dedi:
„Koalisyon ortağı partilerin gerek kendi aralarında, gerek muhalefetle ilişkilerinde uyumlu ve uzlaşmacı bir tutum izlemeleri bu başarının sağlanmasında en önemli etken olmuştur.
Bugün, öğleden sonra yapacağımız toplantıda da bu uyumlu ve uzlaşmacı tutumun yeni bir örneğini verebileceğimizi umuyorum. Duyarlı dengeler üzerinde siyasal ve ekonomik istikrar sağlama çabaları olumlu sonuçlar verdikçe halkımız geleceğe umutla bakmaktadır. Dış dünyada da devletimizin saygınlığı yükselmektedir. Böyle bir sürece gölge düşürmeyi, herhalde koalisyon ortağı partilerden hiçbiri içine sindiremez.“
Başbakan Bülent Ecevit, yargı düzenindeki başlıca sorunun, soruşturma sürecindeki kısıntılardan kaynaklandığını, bu kısıntıların nedenlerinden birisinin de Türkiye’de hala idam cezasının kaldırılmamış olması olduğunu söyledi. Ecevit, “İdam cezası engeli olmasa, toplum vicdanını sarsan birçok karanlık olay aydınlatılabilir“ dedi.
Ecevit, konuşmasında, 57. Hükümet döneminde, birçoğu köklü reform niteliğinde, 100’ü aşkın yasa hazırlandığını ve yürürlüğe konulduğunu belirtti. Çıkarılan yasalardan örnekler veren Ecevit, bu yıl da yeni Medeni Yasa Tasarısı, Yerel Yönetimler Reformu Tasarısı ve yeni Ceza Yasa Tasarısı’nın gündeme getirmeyi planladıklarını bildirdi.
Gündeme getirilmesi planlanan yasal düzenlemeler arasında, anlatım özgürlüğünü daha da geliştirecek yasa değişiklikleri, milletvekillerinin dokunulmazlığının sınırlandırılmasına ilişkin Anayasa değişikliği ile depreme dayanıklı yapılaşma için gerekli İmar Yasası değişikliğinin de yeraldığını anlatan Ecevit, bu yıl ayrıca kapsamlı bir tarım reformunun ilk adımlarının atılabileceğini, hukuk ve adalet alanındaki eksikliklerin giderilmesine başlanılabileceğini umduğunu söyledi.
Yargı düzenindeki başlıca sorunun, soruşturma sürecindeki kısıntılardan kaynaklandığını belirten Ecevit, şunları kaydetti:
„Bu kısıntıların nedenlerinden biri de Türkiye’de hala idam cezasının kaldırılmamış olmasıdır. O yüzden Avrupa’da yakalanan suçlulardan bazıları Türkiye’ye iade edilemiyorlar ya da ancak idamlık olmayan suçlarından dolayı yargılanmaları koşuluyla iade ediliyorlar. Oysa idam cezası engeli olmasa, bu gibi suçlu ve sanıklardan alınacak bilgiler ve kanıtlar, toplum vicdanını sarsan birçok karanlık olayı aydınlatabilir. Türkiye, idam cezasını hem kaldırmıyor, hem de 16 yıldır uygulamıyor. 57 idam hükümlüsünün dosyaları, yıllardır rafa kaldırılmış durumda. İdam cezasını kaldırarak, bu çelişkiden de bir an önce kurtulmamız gerekir.“
CEZALAR ARASINDAKİ DENGESİZLİK: Ecevit, Avrupa’da Türkiye’nin dışında, idam cezasını yürürlükte tutan başka bir ülkenin kalmadığına işaret ederek, şöyle dedi:
„Soruşturma sürecindeki tıkanıklığın bir başka nedeni de emniyetin yetkileri ile savcılığın yetkileri arasında, belki büyük ölçüde uygulamadan kaynaklanan çelişki veya belirsizliktir. Bu bağlamda, çapraz sorgu sistemi ile adli zabıta çözümlerinin tartışılmasında yarar görüyorum.
Hukuk düzenimizin, kamuoyunu rahatsız eden bir özelliği de cezalar arasındaki dengesizliktir. Kimi durumlarda, azılı katiller veya devleti ve halkı soyanlar, hukuk düzenimizdeki çelişkilerden yararlanarak çok küçük cezalar ile kurtulurken, hatta bazen zaman aşımı sayesinde hiç ceza görmezken, bir pankart açan, duvara bir döviz yazan veya açlığını bastıramayıp iki dilim baklava çalan çocuklar, yıllar süren hapis cezalarına mahkum ediliyorlar. Bu çelişkilerden de bir an önce kurtulmamız gerekir.“
CEZAEVLERİ: Başbakan Ecevit, yargıyı ilgilendiren bir başka sorunun da özellikle terör eylemleri nedeni ile mahkum edilenlerin, cezaevlerini eğitim ve eylem karargahına dönüştürebilmeleri olduğunu söyledi. „Bu durum, devletimizin bir ayıbıdır. Cezaevlerinde asayiş sağlanmadan, ülke düzeyinde de asayiş sağlanamayacağı bellidir“ diye konuşan Ecevit, bu sorunun çözülmesi amacıyla, somut önlemler almaya başladıklarını bildirdi. Önlemler arasında, koğuş düzeninden, oda düzenine geçilmesinin de yeraldığını belirten Ecevit, bu amaçla planlanan 6 yeni cezaevinin, kısa sürede tamamlanacağını kaydetti.
Bülent Ecevit, cezaevlerindeki sorunun, bir başka nedeninin de ilgili devlet kuruluşları arasında işlevsel bir işbirliği kurulamamış olmasının oluşturduğuna işaret etti. Ecevit, bu eksikliği gidermek için 8 yıl önce Adalet, İçişleri ve Sağlık Bakanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı arasında başlatılan protokol çalışmasının, gereken düzeyde ele alınmadığı için 8 yıldır bürokrasi ağına takılıp kaldığını kaydetti.
Kısa süre önce Başbakanlık’ta yapılan bir toplantıyla sürüncemede kalan bu konunun sonuçlandırıldığını anlatan Ecevit, bu girişimin ve kararlılığın ilk olumlu sonucunun, Metris ve Bandırma Cezaevlerinde, bayramın ilk günü çıkan ayaklanmanın kısa sürede bastırılmasıyla alındığını söyledi.
Adaletin, devletin temeli olduğunu vurgulayan Ecevit, „Bu temeli sağlamlaştırmak, başta gelen bir ulusal görevdir“ dedi.
Başbakan Ecevit, Atatürk’ün, hukuk alanında gerçekleştirdiği devrimle laik hukuk düzenine geçildiğini ve çağcıllığın önündeki engellerin aşıldığını, bundan dolayı Atatürk’ü şükranla andıklarını sözlerine ekledi.
Ecevit, konuşmasının ardından, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Arslan’ı odasında ziyaret etti.
Ecevit, bugün yapılacak koalisyon zirve ile ilgili soruları ise yanıtsız bıraktı.