Güncelleme Tarihi:
Özel Kalem müdürleri Tevfik Ertürk, “Ailesinden şüphelenilmesinin normal bir zekayla izahı mümkün değil” derken, Fevzi İşbaşaran da, “Bu işin üzerine gitmeyelim yoksa sizin üzerinize dönüyor diye aile korkutulup olay kapatılmak isteniyor” yorumunda bulundu. Özal’ın ‘sırdaş’ isimlerinin değerlendirmeleri şöyle:
FARAZİYEYE DEĞİL DELİLE BAKARIM
- Engin Güner: Öldürülmüş de olabilir, zehirlenmiş de olabilir, bunu kimse gözardı edemez. Ama bu bir hipotezdir, bunun delillerle kanıtlanması gerekir. Otopside zehirlenmediği yönünde rapor çıktı, otopsiyi yapan devletin kurumu, güvenmemiz gerekir. Onun için hipotezlerle hareket etmek, faraziyelerden yola çıkmak yerine ortada bir gerçek var, o da Özal’a yapılan suikasttir. Bu, Kartal Demirağ’ın bunu tek başına yapması mümkün olan bir şey değil, arkasında mutlaka bazı güçler vardır, illa bir şey yapılmak isteniyorsa bunun üzerine gidilmesi gerekir. Zaten oradan hareketle de eğer böyle 2’nci bir teşebbüs olmuşsa ona da ulaşılabilir. Rahmetli o suikasti araştırmış, kendisine de birtakım bilgiler gelmişti ama üzerine gitmedi, ‘Şimdi bu konulara girersek kalkınma hamlesini durdurmuş oluruz, bunları boş verin biz işimize bakalım’ dedi. Şimdi ‘zehirlendi, şu oldu bu oldu’ deniyor, ben bilemiyorum ama hissiyatım, çok ciddi bir kalp hastasıydı, aşırı kiloluydu, son seyahati olan Türk Cumhuriyetleri’nde kendisini çok yormuştu, onun için ben eceliyle öldüğünü düşünüyorum, çünkü bütün tespitler kalpten öldüğü yolundaydı, benim kanaatim de bu.
NORMAL ZEKÂYLA İZAHI YOK
- Tevfik Ertürk: 9 sene beraber çalıştım. Bu süre içinde suikast de oldu, uçak kazası da. Mesela, Amerika’da yaptırılan küçük ‘ANA’ uçağı geldiğinde ‘Bunu düşürmek isteseniz bile düşüremezsiniz’ demişlerdi ama ABD seyahati dönüşü İstanbul’dan Ankara’ya giderken kör uçuşla acil iniş yapmak zorunda kaldık. Sonra kongredeki suikast girişimi. Bunlardan netice alamayınca böyle bir zehirlenme hadisesi olmuş olabilir mi? Biliyorsunuz, kendisi kalp ameliyatı olmuştu. Ameliyatı yapan Dr. DeBakey vefatından 2 ay önce geldi, kontrollerin sonunda da gayet sağlıklı buldu ve gitti. Bu olaydan 2 ay sonra böyle bir işin birdenbire olması... Herkesin başına da gelebilir ama böyle bir konuda aile meselesini düşünmek herhalde bütün ihtimallerin bittiği noktadır. Böyle bir şeyi düşünmek mümkün değildir, bunun ne mantıkla ne de normal bir zekayla izahı mümkündür. Ölümünden sonra her şey yapıldı, bir şey de tespit edilemedi. Semra Hanım’ın, rahmetlinin rahatsızlığında kendisine nasıl itina gösterdiğini hatırlıyorum, her eşin yapacağı iş değil, çok ciddi bir şekilde meşgul oldu kendisiyle, onun için böyle bir şeyi kesinlikle kabul etmiyorum.
KORKUTUP KAPATMAK İSTİYORLAR
- Fevzi İşbaşaran: Bu yöntemle bu işten bir sonuç çıkarılabileceğine inanmıyorum. Bunu beni tanık olarak davet ettiğinde savcıya da söyledim, kendisi de bana katılmıştı. Bu konunun, Meclis’in gizli oturumunda konuşulması, sonra da gizlilik içinde soruşturulması gerekirdi. Rahmetlinin karısını, oğlunu, kızını da şüpheli yapmışlar, böyle bir ülkede ne yaparsın. Semra Hanım’la rahmetlinin birbirlerine olan sevgisini herkes bilir. Bu şu demektir, ‘Bu işin üstüne gitmeyelim, yoksa bakın sizin üzerinize dönüyor.’ Aile korkutulup bu işi kapatmak istiyorlar demektir. Eşinin ölümünden sonra Semra Hanım uzun süre şoka girdi, çocuklarının da hayati tehlikesi vardı, onları korumaya çalıştı. Korunmalarını istedi, kapıya bir polisle bir araba verdiler. Geçen sene koruma uyuyunca evine hırsız girdi.