Güncelleme Tarihi:
Eskişehir Şehit Yalçın Baykuş İlkokulu sınıf öğretmeni Ebru Kapaklıkaya okumayı erken öğrendiği için okula da erken başladı ama küçük bir çocuğun okuldaki öğrenme yolculuğu sırasında yaşadığı zorluklar hep kulağına küpe oldu. Adana’da bir köy okulunda 5 yaşında ilkokula başlayan Ebru Kapaklıkaya Niğde Üniversitesi sınıf öğretmenliği n mezun olduğunda aklında sıradışı bir öğretmen olmak vardı. Çocukluğunda eğitim hayatında yaşadığı öğrenme zorluklarını ve handikapları, öğrencileri yaşamasın diye farklı öğretim metotları uygulamaya başladı. Ebru öğretmen örneğin velilerin de desteğiyle hazırlanan kartondan dekor ve kostümlerle sınıfta bir trafik ortamı oluşturuyor ve aynı anda hem alfabeyi hem de rakamları öğretiyor. Küçük öğrenciler, trafik ışıkları, yolda ilerleyen araçlar üzerinden pek çok farklı konuyu aynı anda öğreniyor. Çocuğun bireysel becerilerine ve ilgi alanlarına, bireysel öğrenme hızına ve karakter özelliklerine uygun bir yöntem olan ‘Montessori Eğitimi’ni zengin şekilde uygulayan eğitimcilerden olan Ebru öğretmen şu an 3’üncü sınıf öğrencileriyle devam eden öğretmenlik serüvenini şöyle anlatıyor:
‘BU ÇOCUKTAN BİR ŞEY OLMAZ’ DEMİŞLERDİR
“Yaptığım her şey kendi öğrenciliğimden aslında. Okuma yazmayı erken öğrenince öğretmen 5 yaşımda kaydını yapalım demiş. İlkokula erken başladığım için 15 yaşımda üniversiteli,19 yaşımda öğretmen oldum. Parlak bir öğrenci değildim. Birleştirilmiş sınıfta klasik öğretim yöntemlerinde başarısızdım. ‘Bu çocuktan bir şey olmaz’ demişlerdi. Ortaokul ve lisede başarısızlık hissi beni sardı. Köyde düğünlerde şarkı söyleyen bir çocuktum. Lisede bir öğretmenimin ‘bildiğin yoldan yürü’ demesiyle bir gitar aldım, konserlere çıktım.
ÖĞRETMEN, ÖĞRENCİ, VELİ ÜÇGENİ
Bizim velilerimiz evde dizi izlemek yerine çocuğuyla yarınki ders için materyal hazırlığı yapıyor yapıyor. Çocuk tabletle oynamak yerine mesela bir kostüm üretiyor. Sessiz bir çocuğun giderek kendini ifade etme becerisine sahip bir çocuğa dönüştüğünü görünce veliler de bu sisteme inandı.
BU ÇAĞIN ÇOCUKLARINA UYGUN BESTELER
Diğer yandan Ebru öğretmen hazırladığı ‘Cebimdeki Notalar’ projesinde öğrencilerinin yazdığı şiirlerden çocuk şarkıları yaptı. 15 bestesi olan ve 4’ünü öğrencileriyle hazırlayan Ebru öğretmen projenin ikinci yılında öğrencilerine ve 100 meslektaşına ukulele öğretti. Cumhuriyetin 100’üncü yılı için besteledikleri ‘Ata’m Gamzelerimde’ ise yüzlerce okulda gösterilerde kullanıldı. Ebru Kapaklıkaya;
“Bir orman şarkısı var; ‘tohumlar fidana, fidanlar ağaca’... Yıllardır bunu söylüyoruz. Müzikler, ritimler çok değişti. Bu çağın çocuklarına uygun besteler yapmak istedik” dedi.