Güncelleme Tarihi:
Hak edenler, listeye giremeyenler, listenin ne derece dengede olduğunu konuştuk durduk. Ve önceki akşam rehberin ikinci yıl seçkisi açıklandı. “Michelin’in eski süksesi yok, kime ne faydası var?” diyenlere aldanmayın. Zira bunu diyenlerin çoğu geçen yıl ödül törenine davet alabilmek için epeyce uğraştı. Ama sonra öğrendik ki sadece listeye giren şefler davet ediliyor ve özellikle şef davetleri sadece Fransa merkezden yapılıyor. Bunu bildiğimizden dolayı bu yıl “Ben niye davet edilmedim?” polemiği pek yaşanmadı.
URLA’NIN YILDIZI PARLADI
İzmir ve Bodrum’un listeye dahil edilmesi sahneyi renklendirdi. Maça Kızı ve The Kitchen olmak üzere iki tane bir yıldız alan Bodrum için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ama Urla, deyim yerindeyse parladı. Mesela en az kırmızı kadar prestiji olan yeşil yıldızların çoğu Urla’ya gitti bu yıl (Od Urla, Vino Locale, Hiç Urla).
Sahnede sanki sadece İzmir ve Bodrumlular ödül almış, İstanbul sönük kalmış gibi bir algı oldu. Sebebi geçtiğimiz yıl tavsiye listesine giren ve yıldız alanların ödüllerini koruduğunu açıklayıp sahneye çağrılmamaları oldu. Mesela Neolokal, Nicole, Araka ve Mikla ekibini hepimiz tekrar sahnede görmek isterdik.
Yine yıldız kadar önemli bir diğer ödül de “Genç Şef Ödülü”. Geçen yıl Mürver’in şefi Mevlüt Özkaya’nın aldığı ödül bu yıl Yeniköy’deki Red Balloon mutfağının başında bulunan 24 yaşındaki Ulaş Durmaz’a gitti. Bu ödül hepimizi sevindirdi. Ulaş son yıllarda gördüğüm en gelecek vadeden şeflerden. Tavsiyem bu ödülü iyi değerlendirsin, tecrübesini dünya çapında şeflerin yanında geliştirmek için çaba sarf etsin.
Ayrıca sadece yıldız alanlar değil, Bib Gourmand’a ve tavsiye listesine girenlerin de çok bariz artış olduğunu mekânların kendisinden biliyorum.
ADANMIŞLIK ÖDÜLÜ
Bu bir adanmışlık ödülü; mutfağa ve işine adanmışlık... Gördük ki yıldız alınca iş bitmiyor. Aksine o yıldızı kaybetmemek büyük bir sorumluluk, yıldızın sayısını arttırmak ise disiplinli ve sistematik bir çalışma gerektiriyor. Çok önemli bir nokta da yıldız mücadelesinin restoranlardaki standartları yukarı çektiği. Mesela yıldız alamayıp da yıldıza oynayanlar bir durup kendilerine şöyle bir baktılar. Tüm bunlara rağmen bu yıl kesin yıldız alır dediğimiz birkaç yerin tavsiye listesinde bile olmaması çok ama çok şaşırtıcıydı.
Tören sonrası Michelin Rehberi Uluslararası Direktörü Gwendal Poullenec ile buluştum. İlk sorum bizim ne zaman Tayland gibi olacağımızdı, yani lokal kategorizasyonlarımız ne zaman değer görecek diye sordum. E malum çok iyi klasik bir meyhane yeme içme sahnemizin omurgasının en önemli parçalarından biri. Sorumun cevabını “Hak edince” olarak aldım. Meyhanesiz bir liste olabilir mi? Olmamalı... En azından tavsiyelerde olmalı.
Bib Gourmand, paranızın karşılığını layıkıyla alacağınız yerler anlamına geliyor. Bu kısım birazcık karışmış gibi geldi bana. Mesela bizim esnaf lokantalarımız tam Bib Gourmand’lık. O yüzden İzmir’den Adil Müftüoğlu’nun ve Urla’dan Beğendik Abi’nin Bib Gourmand’a girmesine hepimiz pek sevindik.
İNANÇLARI ARTTI
Her şeye rağmen Michelin’in gelmesi gastronomi dünyamızda heyecan yarattı, şeflerin çok daha iyi şeyler yapabileceklerine dair inançlarını arttırdı. En büyük teşekkür Michelin’in Türkiye’ye gelmesine vesile olan TGA’ya. Ne kadar çok uğraştıklarına az çok şahit oldum. Bir ricam da töreni sunacak arkadaşı seneye daha dikkatli seçmeleri. Şefler bir yıl heyecanla bu geceyi bekliyor, üst üste yapılan hatalar şeflerin adlarının karıştırılması pek şık olmadı maalesef.