OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 30, 2004 00:00
Ä°nsanlık tarihi gelecekte ortaya çıkacak tehlikeleri anlatanlarla dolu. Benim aklıma gelen bu konudaki en çarpıcı örnek Unabomber. Gerçek ismi Theodore Kaczynski olan Unabomber, 17 yıl boyunca üniversitelerde bilgisayar ve genetik konularında araÅŸtırma yapan bilim adamları öncelikli olmak üzere çeÅŸitli kiÅŸilere bombalı paketler gönderip sonunda teknolojik ilerlemenin insanlığı mahvedeceÄŸini anlatan bir manifestoyu New York Times ve diÄŸer önemli yayın organlarında bomba tehdidi ile yayınlatmış biri.GeçtiÄŸimiz hafta ‘Biohacker’ (Biyolojik haklayıcı) deyimini ilk kez duyduÄŸum bir makale ile karşılaşınca Unabomber’i hatırladım. Haklayıcı (hacker) genel anlamıyla çeÅŸitli bilgisayar programlarından yararlanarak, sistemlere ya da kullanıcılarına zarar veren kimseler için kullanılan bir deyim. ‘Biohacker’ deyimi ise canlılara zarar veren virüsleri ve biyolojik ajanları yaratacak kimseler için kullanılacak. Neden mi? Çünkü, yakın gelecekte biyoteknoloji ürünlerinin tasarlanmasını saÄŸlayan araçlar kolaylıkla eriÅŸilebilir hale gelecek. Bunun yanı sıra, biyoteknolojinin gizleri çözülecek ve bu bilgilere ulaÅŸmak kolaylaÅŸacak. Bu da yeni çaÄŸda biyolojik silahların kolaylıkla tasarlanabilir hale gelmesine imkan tanıyacak. Bu tür kıyamet senaryolarına fırsat vermemek için biyoteknoloji konusundaki lider devletler bu araçların ve önemli bilgilerin el deÄŸiÅŸtirmesine, nükleer maddelere uygulanan kısıtlamalara benzer kısıtlamalar getirmesi bir nebze de olsa rahatlatıcı. Yine de Unabomber gibi felaket habercileri haklı olabilir mi diye de düşünmeden edemiyorum.Sabit diskli müzik çalarTüketici elektroniÄŸi dünya devi Sony en sonunda sabit diskli bir müzik çaları piyasaya sürdü. 1,8 inç sabit disk kullanan müzik çalar 20 Gigabyte kapasiteye sahip ve 30 saat aralıksız müzik dinlemeye olanak veriyor. Müzik çalar MP3 ve Microsoft’a ait WMA müzik dosya tiplerini destekler görünse de aslında sadece Sony’e ait ATRAC adı verilen müzik formatını destekliyor. ArÅŸivinizi müzik çalara aktarırken MP3’ler ATRAC formatına çevriliyor ve sabit diske o ÅŸekilde yazılıyor. ATRAC’ın MP3’e göre avantajı daha az yer kaplaması. Dolayısı ile aynı büyüklükteki sabit diske Sony’nin müzik çaları daha fazla parça kaydedebiliyor. HoÅŸ ve elegan tasarımına karşın ‘al beni’de iPod’un gerisinde kalan bu ürün sadece ATRAC formatında kaydetmesi dolayısı ile benim tercih etmeyeceÄŸim ancak Sony’nin ilk sabit diskli ürünü olmasıyla da önemi olan bir ürün. Ä°NSANLIK NANOTEKNOLOJÄ° DEVRÄ°MÄ°NÄ°N EŞİĞİNDEGeçenlerde Orson Scott Card’ın ‘Ender’in Oyunu’ adlı bilim kurgu kitabını okudum. Card 1977’de yazdığı bu kitapta, Ä°nternet’i, elektronik postayı ve bugün kullandığımız birçok aÄŸ uygulamasını hayal edip, detaylı biçimde anlatmış. Bilimkurgu romanlarında geçen gelecek hikayelerinin gerçekleÅŸtiÄŸini görmek, oldukça heyecan verici. Nanoteknoloji alanındaki geliÅŸmeleri izledikçe de ister istemez aklıma Michael Crichton’un yazdığı ‘Av’ adlı bilim kurgu roman geliyor. OkumuÅŸ olanlarınız hatırlayacaktır, bu romanda Nanoteknoloji harikası makineler kontrolden çıkar ve bir felaketler zinciri baÅŸlatırlar. Nanoteknoloji cephesindeki ilginç geliÅŸmeleri Crichton’un vizyonunun gerçekleÅŸmeyeceÄŸini umarak izlemekte fayda var.Yunanca’dan gelen Nano başına geldiÄŸi ölçü biriminin milyarda biri anlamına geliyor. ÖrneÄŸin bir saç teli yaklaşık 80 bin nanometre geniÅŸliÄŸinde. 100 nanometreden küçük teknoloji uygulamalarına da Nanoteknoloji adı veriliyor. Nanoteknoloji uygulamaları özellikle savunma, enerji ve bilgisayar sektörlerinde devrim yapacağı tahmin ediliyor. Åžu anki Nanoteknoloji uygulamaları henüz oldukça basit ancak bu teknoloji yeni bir devrimin eÅŸiÄŸinde. Tahminlere göre 2015 yılında toplam Nanoteknoloji pazarı 1 trilyon dolara ulaÅŸacak. Hal böyle olunca da üniversiteler, firmalar ve yatırımcılar Nanoteknoloji patentleri almak için büyük uÄŸraÅŸ içindeler. Ä°lginç olan nokta ise 1996’dan bu yana yapılan patent baÅŸvuruları patlama yapmış. Sadece 2003 yılında 8 binin üzerinde nanteknoloji patenti alınmış. IBM, Canon, Micron ve 3M firmaları en çok patent alan firmalar olmuÅŸlar. Nanoteknoloji patentleri konusundaki bu trend daha önce ortaya çıkan Biyoteknoloji gibi yeni teknoloji alanlarının ilk zamanlarına büyük benzerlik göstermesi, Nanoteknolojinin yakın geleceÄŸindeki devrimin bir göstergesi. Biliyorum siz bunu okur okumaz, bunlar elbette güzel ancak nasıl bu alanlara gireceÄŸiz, nasıl yakalayacağız bu teknolojileri diye soruyorsunuz. Ben de soruyorum, aklıma yine telekomünikasyon alt yapısına yapılan senelik 40 milyon dolarlık yatırım geliyor. Hele diyorum ÅŸu iletiÅŸim altyapısına yapılan yatırımlar milyar dolar seviyesine çıksın, Türkiye’nin her noktası fiber aÄŸlarla örülüsün sıra bu tip yeni teknolojilere gelecek, evvela ÅŸu alt yapı iÅŸini bir çözelim.Â
button