Duygularla savaşma başarılı ol

Güncelleme Tarihi:

Duygularla savaşma başarılı ol
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 1998 00:00

Haberin Devamı

Psikolog Daniel Goleman öz-disiplin, kararlılık ve empati gibi insan yetkinliklerinin, 'EQ' adını verdiği duygusal zekanın bileşkeleri olduğunu savunuyor. İnsanların başarısında 'IQ'dan daha fazla 'EQ'nun rolü olduğunu öne süren Goleman,

1 Haziran'da 'İşyerinde Duygusal Zeka' başlıklı bir konferans vermek üzere Türkiye'ye geliyor. Duygusal zeka araştırmacılarına göre

duygularla savaşmak zaman ve enerji kaybı.

Daniel Goleman'ın 'Duygusal Zeka' (Emotional Intelligence) adlı kitabı 1995 yılında New York Times'ın 'En Çok Satan Kitaplar' listesinde bir numaraya çıktığında, IQ meselesini kafasına en çok takan toplum olan Amerika'da yeni bir rüzgar esmeye başlamıştı: EQ yani Emotional Qualities. Kitap çok sattı ve listedeki yerini bir yıl korudu. Dünyanın çeşitli ülkelerinde de bu ilgi sürdü; 24 dile çevrildi, uluslararası şatışı üç milyona ulaştı. Duygusal zeka kavramı eğitim çevrelerinde de büyük yankılar uyandırdı. Kitap yayınlandıktan kısa bir süre sonra 700 kadar okul, eğitim programlarına duygusal eğitim dersleri katmak için çalışmalara başladı.

Beynin düşünen parçasının yanısıra, duygusal bir parçasının da olduğu uzun bir zamandır biliniyordu. Ama bu iki parçanın birbirine nasıl bağlı olduğu konusundaki sorular ise ancak 1990'lı yıllarda yanıtlarını bulmaya başladı. 'Duygusal zeka' terimini ilk kullanan bilim adamları Yale Üniversitesi'nden Peter Salovey ve New Hampshire Üniversitesi'nden John Mayer'di; ama Goleman'ın çalışması bu kavrama popülerlik getirmişti.

EQ'nun günümüzdeki en önemli ismi Daniel Goleman, 'İşyerinde Duygusal Zeka' adlı bir konferans vermek üzere Türkiye'ye geliyor. Konferans 1 Haziran'da Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'nda gerçekleştirilecek.

KÖTÜYÜ İYİYE DÖNÜŞTÜRMEK

Bilimsel araştırmaların çoğu beynin düşünen parçasının ölçümüne ve gelişimine yönelikti. Bu araştırmalar sonucu IQ kavramı ortaya atılmıştı. Birçok IQ testi icat edilmiş ve IQ'su yüksek insanlar önemsenmişti. Ta ki 1990'lı yıllara kadar. Artık EQ da IQ kadar önemseniyor.

Bu alandaki en popüler ürünü veren Goleman'ın başlangıç noktası çok ilginç. Diyor ki: ‘‘Bu yüz yıl boyunca, bilim adamları, beyin donanımına ve zihnin yazılımına tapındılar; kalbin karışık güçleri ise şairlere bırakıldı’’. Bilişsel teori, Goleman'a göre insanların en çok merak ettikleri sorulara yanıt veremiyor. Goleman bu soruları, ‘‘Neden bazı insanların iyi yaşamak için Allah vergisi bir yetenekleri var gibidir; neden sınıftaki en zeki çocuk geri kalan yaşamında da muhtemelen en zengin kişi olmaz; neden bazı insanları görür görmez severken, bazılarına güvenmeyiz; neden bazı insanlar daha az esnek bir ruhu batıran belalar karşısında sağlam kalırlar. Kısacası zihnin ve ruhun hangi özellikleri kimin başarılı olacağını belirler?’’ diye sıralıyor. Bu sorular insanların en çok merak ettikleri sorular mıdır, bilinmez ama kitabın tüm dünyada çok ilgi gördüğü açık.

EQ teorisine göre, duygusal zeka, kişisel davranışları, reaksiyonları, iletişim biçimini belirleyen yetenekler, tutumlar, yeterliklerden oluşuyor. Tüm bu faktörlerin başarı derecesi, memnuniyet, diğer insanlarla iletişim kurabilmek, stresle başa çıkabilmek, kendinle barışıklık, kontrolü algılayış, ussal ve duygusal mutluluğun derecesi üzerinde etkileri bulunuyor. Daha anlaşılır bir söyleyişle; duygusal zeka insanların mutluluklarını arttırabilmeleri amacıyla duygu ve mantıklarını dengelemelerini sağlayan duygusal farkındalık ve duygusal idare becerisi anlamına geliyor. Goleman kitabında etrafında döndüğü bu kavramı, ‘‘Ne şekilde iyi, ne şekilde kötü hissettiğimizi ve kötüyü iyiye nasıl dönüştüreceğimizi bilmektir’’ cümlesiyle açıklıyor.

Goleman psikolojide ve iş yaşamındaki insan ilişkilerinde çığır açan bu araştırmasında, yüksek IQ'lu kişilerin bocaladığı, normal IQ'ya sahip insanların ise gayet iyi başa çıktığı faktörleri örneklerle açıklıyor. Kararlılık, öz-motivasyon, tepki kontrolü, heves olarak sıralanan bu faktörler zeki olmanın başka bir yolu. EQ araştırmacılarına göre, bu tür faktörlere sahip insanlar iş ve özel yaşamlarında başarılı bireyler.

IQ'NUN ZITTI DEĞİL

Goleman'ın yaklaşımına göre her şeyden önce EQ, IQ'nun zıttı değil. Bir insanda birinin varlığı diğerinin olmadığı anlamına gelmiyor. Konu üzerine çalışan araştırmacılar, IQ ve EQ'nun birbirlerini nasıl tamamladıklarını anlamak için uğraş veriyorlar. Örneğin stres ile başa çıkabilme yeteneğinin konsantrasyon ve zekayı kullanma yeteneğini nasıl etkilediği araştırmacılar için çözülmesi gereken öncelikli bir problem. Günümüzde EQ araştırmalarının odağında beynin duygu ve mantıktan oluşan iki kısmının insan yaşamında oynağı roller yer alıyor. Psikologlara göre insanların çoğu kendisini kötü hissetiği zaman genelde hiçbir şey hissetmemeye çalışıyor. Sonuçta bu çaba psikologlara göre aslında gerçekle savaşmak anlamına geliyor. Genellikle de sonuçta hayal kırıklığı ortaya çıkıyor.

Psikologlar modern insanın mutsuzluklarıyla başetmek için genellikle 'güçlü' olmayı seçtiğini, duygularını bastırdığını ya da inkar ettiğini söylüyor. Böyle bir çaba insan beyninin düşünen kısmının, hisseden kısımını bastırması anlamına geliyor. Geriye ne düşünen ne de hisseden mutsuz bir insan kalıyor. Duygusal zeka araştırmaları beynin her iki kısmının da farklı bir fonksiyonu olduğunu ve ancak birbirleriyle çatışmadıkları zaman işlevlerini en iyi şekilde yerine getirdiklerini gösteriyor.

Duygusal zeka araştırmacılarına göre duygularla savaşmak zaman ve enerji kaybı. İnsanın kendisi olması yerine, olması istenen kişi olmaya çalışması sosyal bir olgu. Araştırmacılar bu konuda ‘‘Mutlu olmak için yapmamız gereken şey aslında kendimiz olmaktır. Zaman içinde gelişebilir, değişebiliriz, fakat eğer kendi doğamıza ters düşecek bir şekilde gelişmeye çalışırsak doğaya ve milyonlarca yıllık evrime karşı savaşıyoruz demektir’’ diyorlar.

Mutlu, sağlıklı, başarılı

EQ araştırmalarından ortaya çıkan bazı temel sonuçlar psikologlar tarafından şöyle sıralanıyor:

Yüksek EQ'lu insanlar daha mutlu, daha sağlıklı ve ilişkilerinde daha başarılılar;

Yüksek EQ'lu insanlar iş yaşamında çok hızlı yükselirler, ast ve üstleri tarafından sevilirler;

EQ'su yüksek insanların bağışıklık sistemleri daha güçlüdür;

IQ'nun tersine EQ yükseltilebilir. İnsanların kendilerini ifade biçimi ve duygularını kullanma şekilleri kayda değer biçimde değiştirilebilir;

İnsanların duygusal zekaları dünya çapında yükselme eğilimindedir;

Şimdiye kadar çocukların duygusal gelişiminin önemi büyük ölçüde görmezden gelinmiştir;

Yüksek EQ'lu insanlarda aşağıdakilerin hepsi görülür: Duygu ve mantık arasında denge; Kendi duygularının farkında olma; Başkalarına empati ve sevecenlik duyma; Kendiyle barışık olma.

EQ'nuz IQ'nuzu döver!

Gönül her ikisinin de yüksek olmasını diler ama insanın her istediği gerçekleşmez. Araştırmacılar, IQ ile EQ arasındaki farkların da ancak birinin düşük olduğu hallerde ortaya çıktığı görüşündeler. IQ ve EQ'nun insan yaşamında yaptığı değişimlere birkaç örnek:

Yüksek IQ, sizi iyi bir edebiyat profesörü yapar; yüksek EQ eklendiğinde, edebiyat bölümü başkanı olursunuz.

Yüksek IQ, sizi evlilik psikoloğu yapar; yüksek EQ, mutlu bir evlilik yapmanızı sağlar.

Yüksek IQ sayesinde kolejdeki diploma töreninde veda konuşması yapan son sınıf birincisi olursunuz; yüksek EQ, sizi öğrenci birliği başkanı yapar.

Yüksek IQ, sizi parlak bir mali analist yapar; yüksek EQ, sizi şirketin yönetim kurulu başkanı yapar.

Yüksek IQ, size bir psikiyatri teorisi buldurur; EQ'nuz yüksekse, psikiyatriste gereksiniminiz yoktur.

Yüksek IQ, sizi kanun adamı yapar; yüksek EQ eklendiğinde, parlak bir savcı olursunuz.

Duygusal zekanız kaç?

Peki duygusal zeka nasıl hesaplanıyor? Duygusal zekanın ölçülebileceği birçok durum, araştırmaların başladığı günlerden itibaren bilinmesine karşın, kapsamlı bir ölçüm yapılamıyordu. Ancak bugün artık bu tür bir test hazırlanmış durumda. Artık Türkiye'de de ölçtürülebiliyor. EQ'sunu ölçtürmek isteyenler PDR International'in 0 212 282 11 90 no'lu telefonundan bilgi alabilirler.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!