Erdal Kaplanseren
Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2005 01:16
Motorola’nın yatırım yaptığı İsrailli bir araştırma şirketi, duvarların ötesini görmeye olanak veren devrimsel bir teknoloji geliştirdi. Bu teknolojiden hem askeri, hem de kurtarma hizmetleri alanlarında faydalanılabilecek. Deprem sonrasındaki arama ve kurtarma çalışmalarında da bu teknoloji kullanılarak göçük altında kalan insanları görmek mümkün olabilir.
Bilimkurgu filmlerinde görülen ve Süpermen’in kızılötesi bakışlarıyla ancak başardığı duvarların arkasını görebilme yeteneği, yeni geliştirilen UWB (Ultra Geniş Bant) adlı teknoloji sayesinde gerçek oldu. Tel Aviv’in kuzeyindeki Herzliya’da faaliyet gösteren Camero adlı şirketin geliştirdiği bu sistem, 20 metre mesafeden, bir duvarın arkasının üç boyutlu görüntüsünü kaydedebiliyor. Ultra Geniş Bant, bir tür radar teknolojisi... Oluşturulan üç boyutlu görüntüler, ultrason cihazıyla elde edilen görüntülere benziyor olsa da çok daha kaliteli. Duvarın arkasında neler olup bittiğini gerçek zamanlı olarak gösteren UWB teknolojisi, özellikle güvenlik ve kurtarma kurumlarının ilgisini çekiyor.
Hayat kurtaracak
Özellikle güvenlikle ilgili operasyonlarda böyle bir alet kesin belirleyiciliği olan bir avantaj sağlıyor. Örnegin, rehin alma olaylarında ve baskınlarda içeride bulunan kişilerin iyi ayırt edilmesi gerekir. İçeride olup bitenleri, kimin nerede olduğunu görmek için, duvarların arkasını gösteren bu devrimsel teknolojiden faydalanılabilecek. Şehirlerdeki terör ve diğer suç olaylarının artması ve doğal afetlerdeki kurtarma operasyonlarındaki çaresizlik, bu teknolojinin gerekliliğini gözler önüne seriyor.
Bir duvarın öbür tarafında bulunan her şeyin üç boyutlu resimlerini üretebilen bu radar sistemi, diğer sistemlerin aksine, çelik ve diğer maddelerle güçlendirilmiş duvarlardan da geçebiliyor. Üstelik yüksek çözünürlükte görüntüler sağlıyor. Her ne kadar figürler biraz bulanık olsa da, bu sistem sayesinde duvarın arkasında olup bitenler gerçek zamanlı takip edilebiliyor. Camero’nun Başkanı Aharon Aharon’a göre bu yeni sistem sadece askeri ihtiyaçlar için üretilmedi. ‘Özellikle felaketzedelerin yıkılmış bir binadan ya da bir yangından kurtarılmaları gerektiğinde, bu teknoloji hayat kurtaracak’ diyen Aharon’a göre kurtarma güçleri yıkıntıları toplamak için inanılmaz kaynakları ve çok değerli zamanı boşa harcayabiliyor veya alevlerin içine girerek hayatlarını tehlikeye atıyorlar. UWB sayesinde ise duvarların arkasında ne olduğu tam olarak belli olmasa bile, devrimsel bir adım atılmış olacak.
Motorola destekli
Sıradan radyo dalgalarının duvarların arkasını gösterme ve kullanışlı olacak çözünürlükte görüntüler verme konusundaki yetersizliği, UWB sisteminin geliştirilmesine vesile oldu. Radyo dalgaları ile ilgili bir diğer problem, metal çevresinde çok iyi sonuç vermemeleriydi. Bu nedenle Camero, geliştirmekte oldukları teknolojinin çelikle güçlendirilmiş beton duvarlarda bile çalışmasını sağlayan sofistike bir yazılım geliştirdi. Yapılan kılı kırk yaran araştırma ve testlerde, radyo frekansı teknolojisi, sinyal işleme ve üç boyutlu resimleme konularında yüzlerce deneme yapıldı.
Camero, bu projesini JVG, Walden Israel ve Motorola Ventures gibi destek fonlarından aldığı 5 milyon dolarlık kredilerle tamamladı. Bu yıl içerisinde ilk ürünlerini vermesi öngörülen UWB sisteminin bir de rakibi bulunuyor. Time Domain isimli şirket de duvarların ötesini göstermek için UWB teknolojisini kullanıyor ve şimdiden milyonlarca dolarlık alet siparişi almış durumda. Ama Camero’nun teknolojisi pek çok önemli açıdan daha üstün.
Öncelikle, 20 metrelik bir uzaklıktan kullanılması mümkün; oysa Time Domain’in ürünü, söz konusu duvarın tam yanında bulunmak zorunda. İkincisi ise, Camero’nunki odada bulunan her şeyin detaylı bir resmini veriyor, ama Time Domain’in ürünü objelerin yerlerini belirlerken, şekilleri ve ebatları konusunda hiç bilgi vermiyor.