"Düşünen kadınlar, ne kadar korkutucu bir fikir!"

Güncelleme Tarihi:

Düşünen kadınlar, ne kadar korkutucu bir fikir
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2012 15:03

Bu hafta Türkiye'de vizyona giren 'Bekarlığa Veda' isimli romantik komedi filminin yönetmeni Leslye Headland'ın, hurriyet.com.tr'ye özel röportajı...

Haberin Devamı

Kendi yazdığı bir oyundan esinlenilerek çekilen 'Bekarlığa Veda' filminin yönetmen koltuğuna da oturan Leslye Headland, filmi ve yaratım sürecini anlattı.

YEDİ GÜNAHTAN 'OBURLUK'

'Bekarlığa Veda' yedi büyük günahı ele alan bir dizi iddialı oyundan bir tanesi. "Bir sanatçı olarak ahlak veya ahlaka uygunluk konusunu çok ilginç bulduğunu" dile getiren Headland, filme ilham kaynağı olan tiyatro projesini şu sözlerle aktardı:

"Yedi büyük günah konulu oyunlar dizisi aslında küçüklüğümden beri kendi içimde demlendirdiğim ve yazmaya başladığım bir ürünün toplamı aslında ve geri dönüp baktığımda, yazmaya kalktığımda ortaya çıkan ürün de o oldu. Her oyunda iki amaç vardı: Birincisi, günaha dair genel bir kanıyı, yaygın olmayan bir kanıyla yan yana getirmek; ikincisi de bu birlikteliği desteklemek için popüler kültürün bazı unsurlarını kullanmak. 'Bekarlığa Veda', oburluk günahı hakkındaydı. Bu günaha dair genel kanı aşırı kilolu bir kadınken, yaygın olmayan kanıysa, tıpkı filmdeki başkarakterlerimizin yaptığı gibi, materyalizm ve cinsellik anlayışı çerçevesinde, keyif verici uyuşturucu maddeler kullanmak yoluyla tüketim yapan bir kadından ibaret. Kısacası, bu iki kanaati bir araya getirerek ortaya nasıl bir şey çıktığını gördüm. Öyküdeki popüler kültür unsuru, bekar kadın olgusunun yanında düğün ‘endüstrisi’. Bunun ne anlama geldiği, kadınlara ne yaptığı, bunun kadınları nasıl karşı karşıya ve bir araya getirdiği, kadınlığın yanında Amerikalılığın bir parçası olan, büyük bir tablo. Öyle bir şey ki, bu ülkedeki anlamı diğer ülkelerden çok farklı."

Haberin Devamı

Filmin fragmanı için tıklayın

"KENDİMİ AŞÇI GİBİ HAYAL ETTİM"

'Bekarlığa Veda'yı sinemaya uyarlamayı, henüz ortada bu yönde bir teklif yokken tasarladığını söyleyen yönetmen, Adam McKay ve Will Ferrell'dan gelen teklifi hemen kabul edip çalışmalara başlamış. Headland, kendi eserini beyaz perdeye uyarlarken, aklına David Mamet'in 'Tiyatroda izleyenler şu anda neler olduğunu merak ederken, sinemada bir sonraki sahnede neler olacağını merak ediyor' sözünü temel almış:

Haberin Devamı

"Tiyatro oyunu karakter temelli ve insanları bir odaya doldurup ocağı son ayar açıp kazanı kaynatmaksa, sinema filmi daha çok olay örgüsü çerçevesinde ilerlemeli. Nereden bakılırsa bakılsın oyun bir odanın içinde birbirleriyle konuşan insanlardan ibaretse, film daha çok bir gelinliği tamir ettirmekle ilgili olmalı. Aksiyon filmi olmayacağı belliydi ama filmin omurgasında aksiyon bulunmalıydı. Oyunu sinemaya uyarlarken yaptığım şeylerden biri de kendimi yemek yapıyormuş gibi hayal etmek oldu. Tiyatro oyununu et sote gibi düşünecek olursak, sinema filmi de etten yapılan bir yemek olmalıydı ama et soteden farklı bir şey olmalıydı. Aynı malzemelerden, karakterlerden ve sahnelerden yapılan ama farklı bir öykü ortaya koyan, özgün bir şey olmak zorundaydı."

Haberin Devamı

"YÖNETMEN BULUNAMAYINCA BANA GELDİLER"

Headland'ın aktardığına göre, Gary Sanchez senaryo haklarını aldıktan sonra öncelikle auteur yönetmenlerin kapısını çalmış ama çoğu geri çevirmiş çünkü auteur yönetmenler, başka birinin yazdığı senaryoyu yönetmek istememiş:

"Yönetmen bulma konusundaki çabalar sonuç vermeyince, Adam yönetmen koltuğuna oturma konusunda fikrimi sordu. Sinema filmi yapma konusunda hiçbir şey bilmediğimi belirttim. Gerçek anlamda bir sinemaseverim ama daha önce ne elime kamara aldım ne de bir kısa film çektim. Adam da sinema alanında diploması olan birindense oyuncuları iyi tanıyan birini gözü kapalı yeğleyeceğini söyledi. Benimle çalışacak ekibe gerçekten yetenekli ve teknik konularda bana yardımcı olacak kişiler dahil edeceğini belirtti. Öyle de oldu, yapım sürecinde etrafımda inanılmaz bir görüntü yönetmeni, kurgucular ve oyuncular vardı; hepsi de bana çok yardımcı oldu."

Haberin Devamı

GELİNLİK YIRTMA SAHNESİ

Headland filmde rol alan Isla, Kirsten ve Lizzy içinse şunları düşünmüş:

“Bir gün benim cümlelerimin ağızlarından çıkması için sabırsızlanıyorum. Ağızlarından benim kafamdan uydurduğum zırvaların dökülmesi için onlara has bir rol yazmak için sabırsızlanıyorum. Bu üç oyuncu da, senaryoyu yazarken aklımda bulundurduğum, eski okul sinema yıldızlarına çok benziyorlar. Kirsten Dunst Barbara Stanwyck’e, Isla Fisher bence Marilyn Monroe’ya, Lizzy Caplan da Katherine Hepburn’e benziyor."

Üç oyuncunun birlikte harika olduğunu anlatan yönetmen, aralarında gerçekten özel bir şeyin yaşandığı anın ikinci haftada çekimini yaptıkları, gelinliği yırttıkları sahne olduğunu söyledi. Üç oyuncu da ayrı ayrı ona giderek "O sahneyi çekerken, uzun zamandır hissetmediğim bir şey hissettim" demiş.

Haberin Devamı

CİNSİYET ROLLERİNE MEYDAN OKUYOR

Bekarlığa Veda’da geleneksel cinsiyet rollerine kasten meydan okunuyor. Erkekler neyi ve kimi istedikleri konusunda kendilerinden daha emin ve tutarlı gözükürken, kadınlar ise anlaşılması daha güç ve arzuları konusunda pek de romantik değiller. Leslye Headland, filmin bu özelliğini ise şöyle açıklıyor:

"Bekarlığa Veda’daki karakterlerin kadınları yansıttığını söyleyemem. Ben kadınların beyazperdede görmedikleri duyguları tadan ve mücadeleleri örnekleyen kadın karakterler yaratmak istedim. Tabiri caizse, gerçek dünyaya çıktıklarında benzerlerini bulabilmek mümkün. Katie ile arasında bağdaşım kurabilecek kızlar vardır muhtemelen ama Katie gerçek bir kişi değil. Regan gibi aşırı derecede baskın, 30 yaşına kadar evlenmek isteyen ve başka insanlar kendisine kadın desin diye basmakalıp bir listedeki her şeyi harfiyen kontrol eden kadınlar var mıdır? Muhtemelen. Ama bunlar abartılı karakterler ve durumlar. Bir yarayı çok derin deşeceğiz ve bu insanların ya hoşuna gidecek ya da böyle bir şeyi onlara neden yaptığımızı soracaklar kendilerine."

AĞZI AÇIK KALAN SEYİRCİYE GERÇEĞİ YUTTURMAK

Tiyatro yönetmeni Tripp Cullman'ın, "Seyircileri güldürdüğümüzde ağızları açık kalıyor, gerçeği ancak o anda yutturabiliriz" sözünü paylaşan Headland sözlerine şöyle devam ediyor:

"Seyircileri kandırarak daha ciddi ve önemli bir şeyin içine sokmak amacıyla bir karakterin hareketlerinin sahteliğine ve çirkinliğine yeterince güldürebilmek için neredeyse soytarılığa başvuruyoruz. Bu dediğimi özellikle Isla’nın canlandırdığı karakterde hissedebiliyorsunuz. Filmin ilk yarısında insanları güldürmek için varken, işimizi doğru yapabilmişsek, filmin sonunda ona güldüğünüz için kendinizi biraz suçlu hissedeceksiniz."

"DÜŞÜNEN KADINLAR; NE KADAR KORKUTUCU!"

Nasıl kadın olunacağını keşfetmeye çalışan kadınlara dayanan Amerikan komedi filminin azlığının altını çizen yönetmene göre, "ahlaki açıdan doğru şeyi yapıp yapmamak arasında mücadele veren kadınları bulmak için", Lubitsch ve Sturges gibi yönetmenlere kadar gitmemiz gerekiyor. Headland'ın yakın zamanlardan aklına gelen tek film ise 'En İyi Arkadaşım Evleniyor'.

Headland'ın, "İç gözlem unsurları korku türünde daha mı yaygın?" sorusuna yanıtı da hayli ilginç:

"Düşünen kadınlar, ne kadar korkutucu bir fikir!"

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!