Güncelleme Tarihi:
Bilginin çok ve kolay ulaşılır olması insanların daha bilinçli olmasını sağlamamaktadır. Küreselleşme ile birlikte Amerikan tarzı yaşam tüm dünyaya yayılmaktadır. Araştıran, okuyan, düşünen bir toplumun yerini giderek tek tuşla istediği bilgiye ulaşan hazırcı bir toplum almaktadır.
Bir kitap veya bir makale baştan sona kadar okunmamakta sadece hızla taranmaktadır. Böylece giderek Mankurtlaşan bir insan tipi ortaya çıkmaktadır. Mankurt bazı işlemler sonucu öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren ve düşmanının kuklası haline gelmiş zavallı bir insan tipidir.
Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un 1980 yılında yazdığı ‘Gün Uzar Yüzyıl Olur’ adlı eserinde Kırgız destanlarından yararlanarak güncelleştirdiği bir kişiliktir. 21. yüzyıl insanı, özellikle eğitimli orta kesim mobil bir hayat sürmeye başlamıştır.
21. yüzyıl insanının düşünecek zamanı yoktur
Cep telefonu bu gereksinimden ortaya çıkmıştır. Küçük ama konforlu evler, az ve taşınabilir eşyalar, sık iş ve buna bağlı olarak sık şehir ve ülke değişimi. İş sırasında sık yurtiçi ve yurtdışı iş gezileri. 21. yüzyıl insanının düşünecek zamanı yoktur.
Gündelik yaşamın boğucu temposu nedeniyle, değil düşünmeye kendine veya ailesine bile ayırıcak zaman bulamaz. Bu koşuşturmaca içinde okuyup, düşünüp aynı zamanda birşeyler üretmek mümkün değildir. Bu noktada, çağımızın yeni mesleği ve yeni kurumu olan stratejist ve düşünce merkezlerinin iş düşmektedir.
Düşünce merkezleri ve strateji Mankurtlaşan insan yapısına karşı çıkmaktır. Düşünce merkezleri, modern çağda yerini hızla almaya başlayan, düşünce ve çözüm üretmek amacıyla vakit ayırma lüksüne sahip insanlardan oluşan uzmanlardan oluşan birimlerdir.
Hareketsizlik ve strese bağlı rahatsızlıklar
Çağımızda düşünce merkezlerinin işlevselleşmesi ile birlikte efektif ve hızlı düşünce üretimi artmış ancak bu merkezlerde çalışan insanlarda hareketsizlik ve strese bağlı rahatsızlıklar da ortaya çıkmaya başlamıştır.
Saatlerce bilgisayar karşısında oturmanın sağlık üzerinde etkileri
Bu rahatsızlıkların çoğu uzun saatler bilgisayar karşısında çalışmak, sürekli yeni birşeyler üretme ve yaratma baskısı, aşırı çay, kahve ve sigara kullanımı, uzun süre kapalı ortamlarda bulunma ve uzun süre toplantılarda kalma gibi nedenlere bağlıdır. Günboyu oturmak ve strese bağlı olarak abur cubur yemekten kaynaklanan kilo alımı (obesite), bazı kişilerde ise tam tersine strese bağlı zayıflama hatta bazılarında aşırı stres nedeniyle zona ve ürtiker benzeri hastalıklar, kötü beslenme ve sürekli dışarda yemek yeme neticesinde iç organlarda yağlanma, aterosklerotik kalp hastalıkları ve hipertansiyon, sürekli oturarak çalışmaya bağlı olarak hemoroid, kıl dönmesi, damar yetmezliği, bacaklarda venöz tromboz ve buna bağlı gelişebilen akciğer embolileri, , strese bağlı tik edinme, sinirlerine hakim olamama, depresyon ve huzursuzluk, bilgisayar bağımlılığı, sürekli monitöre bakmaya bağlı ortaya çıkan göz kuruluğu, gözlerde kızarma ve çeşitli göz hastalıkları meydana gelmektedir.
“Torasik çıkış sendromu”
Yanlış oturma tarzı nedeniyle oluşan kamburluk gibi postür bozukluları, boyun ve bel ağrıları, sırt ve bel kaslarının sürekli gergin durumda bulunması ve zayıflaması ile bel fıtıkları, fibromiyalji sendromu gibi rahatsızlıklar da ortaya çıkabilir. Masa başı çalışan stratejistlerde sürekli olarak baş, boyun ve omuzların öne doğru eğik biçimde tutulmasıyla, “torasik çıkış sendromu” adı verilen, çeşitli sinir ve damarlara baskı sonucu değişik bulgularla ortaya çıkan bir tablo görülebilir.
“Karpal tünel sendromu"
Klavye kullanmaktan dolayı el ve parmak eklemleri hastalıkları çıkabilir. El bileğinin pozisyonu ve tekrarlayan hareketleri nedeniyle “karpal tünel sendromu” gibi el bileğinde sinir sıkışmasına bağlı kol ve ellerde ağrı, uyuşma ile seyreden bir rahatsızlık oluşabilir. Sürekli dirsekleri sert bir zemine dayama, dirsekte ulnar sinir sıkışması nedeniyle ağrı ve uyuşmalara, dirsek bursiti gibi mikrobik de olabilen rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Sürekli “mouse” kullanmaya bağlı omuzlarda tendinit gibi eklem rahatsızlıkları da görülebilir.
Depresyon riski her zaman yüksek
Stratejistler, yirmidört saatlerini toplantılar, konferanslar, beyin fırtınaları, görüşmeler, kokteyller, yemekler, iç ve dış iş gezileri vb. aktiviteler ile dolu bir şekilde geçiren sosyal insanlar olmalarına karşın, internet, sürekli okuma-yazma, dış politika gibi sanal konularla fazla ilgilenmeleri nedeniyle gerçek dünyadan uzaklaşabilirler bu da depresyona yol açabilir.
Ve işte en etkin ilaç...
Stratejistlerde hareketsizlikten kaynaklanan hastalıkların görülme olasılığı yüksek olmasına karşın sürekli zihinsel aktivite gösterdikleri için Alzheimer ve erken bunama gibi hastalıkların gelişme riskini azdır. Ayrıca farklı düşünceler üretme çabası kişiyi yaşama bağlı kılar. Bu nedenle düşünce merkezlerinde çalışan kişiler düzenli spor yaparak hareketsizliği, sağlıklı beslenme ile olası kalp hastalıklarını ve stresten mümkün oldukça uzak durararak depresyon gibi ruhsal bozuklukları önleyerek daha verimli düşünceler üretebilirler.