Güncelleme Tarihi:
Gecekondularda kullanılan kaçak elektriğin bedeli, faturalarımıza yüzde 2.1 oranında yansıyor. Avrupa Yakası'nda yaşayanlar açığı kapatmak için mart ayında toplam 945 milyar lira ödedi.
Avcılar Firuzköy'de kaçak elektrik kullanan gecekonducularla Boğaziçi Elektrik Dağıtım (BEDAŞ) görevlileri arasında yaşanan olaylar İstanbul'da kaçak elektrik kullanımı sorununu yeniden gündeme getirdi. BEDAŞ görevlileri kaçak elektrik kullanımının yasalarda hırsızlık olarak nitelenmemesinden yakınırken bedeli ödenmeyen elektriğin faturasının tüm İstanbullular'a çıkarıldığını açıkladı.
Yetkililerden alınan bilgiye göre, kaçak elektrik bedeli her ay, her İstanbullu'nun faturasına yüzde 2.1 oranında yansıtılıyor. Mart ayında kentin sadece Avrupa Yakası'ndaki toplam fatura bedelinin 45 trilyonu bulduğu göz önüne alınırsa, bu yakada yaşayan İstanbullular'ın sadece bir ayda 945 milyar lira kaçak elektrik için ödeme yaptıkları ortaya çıkıyor.
Kaçak elektrik trafo yakıyor
Elektrik dağıtım şirketleri yasal boşluklar nedeniyle, kaçak elektrik kullanan gecekonduculara karşı çaresiz. Geçen hafta Firuzköy'de yaşananlar da bu çaresizliği sergiliyor.
Firuzköy, Esenyurt ve Avcılar ilçelerinin tam sınırında kurulu bir gecekondu bölgesi. Bölgenin herşeyi gibi elektriği de kaçak. Buraya göçedenler evlerini kurduktan sonra yine kendi diktikleri direklerle evlerine elektrik aktarıyor.
BEDAŞ görevlileri ise kepçelerin yardımıyla önce bu direklere bağlanan aktarım tellerini kesiyor, sonra da direkleri yıkıyor. Amaç sadece kaçak kullanımı önlemek değil, planlı yerleşime göre kurulmuş aktarım hatlarının fazla yükünü almak. Çünkü kaçak kullanım yüzünden trafolar ve diğer aktarım cihazları aşırı yüklenme yüzünden sık sık patlayarak ya da yanarak bozuluyor. Bu da kuruluş için önemli bir masraf kalemi. Çünkü yanan alçak gerilim kablosunun bir metresi 15 milyon lira. Yapılan bu çalışmayla hatlar üzerindeki yük, yeniden kaçak elektrik alınıncaya kadar yetkililerin deyimiyle ‘‘dinlendiriliyor’’.
Direklerin yıkılmasından sonra ise, kaçak elektrik kullanıcılarına gidilerek abone olmaları gerektiği anlatılıyor. Gecekonduculara ancak bu yolla elektriklerinin kesilmeyeceği ve diğer aboneler gibi enerji hizmetlerinden yararlanabilecekleri anlatılıyor.
Fakat ilk izlenim yerleşimcilerin kolay kolay aboneliğe yanaşmayacakları yönünde. Çünkü kaçak elektrik çekenler ısınma dahil her türlü ihtiyaçlarını elektrik enerjisiyle karşılıyor.
Yasal düzenleme gerekli
Boğaziçi Elektrik yetkilileri de bu durumun farkında. Yetkililer bu tür yerlerde halkın karşılıksız tüketime alıştığını ve sırf bu yüzden odun kömür bile almadığını söylüyor:
‘‘Sanki bölgede doğalgaz varmış gibi kışın bile hiç dumana rastlayamazsınız. Ahali evinin her odasına bir elektrikli ısıtıcı koymuş, bu biçimde ısınıyor. Burası yaz-kış tertemiz bir havaya sahip.’’
Yetkililer artık enerji çalmanın da ‘‘hırsızlık’’ kapsamına alınmasını istiyor. Kaçakla mücadele etmek için uygulanan önlemler hem çok masraflı, hem de sonuç vermiyor. Çünkü yıkılan direkler ekiplerin ayrılmasının ardından yeniden döşeniyor. Bu nedenle Boğaziçi Elektrik, üç ay önce başlattığı kaçakla mücadele programını elektrik hırsızlığının hukuki ve hükümeti ilgilendiren yönleriyle sürdürmeye kararlı.
Kaçak kullanımın SONUÇLARI
Sadece devletin enerjisi çalınmakla kalmıyor, aynı zamanda ortaya çıkan açık, faturalarını düzenli ödeyen aboneler arasında paylaştırılıyor.
Doğru teknik çoğu zaman bilinemediği için kondu-direklerde yüksek gerilim oluyor ve bu durum başta çocuk ve hayvanların can sağlığını tehlikeye atıyor.
Plansız elektrik kullanımı hatlar üzerinde yüklenmeye yol açıyor, hatlar ve trafolar yanıyor. Bu da dev masraflara neden oluyor.
Kaçak kullanıma karşı yürütülen mücadele insan ve zaman maliyetine neden oluyor.