Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2001 00:00
‘ESKİ tas, eski hamam’ başlıklı dünkü yazımızda, Adana İl Özel İdaresi'nin açtığı, Köy Hizmetleri'nin toplam 1 trilyonluk 14 içme suyu ihalesinin nasıl yapıldığını anlatmıştık. Valilik hemen soruşturma açmış; ihaleleri onaylamıyor.Adana'dan arayan müteahhitler, olayın ortaya çıkarılması nedeniyle teşekkürlerini ilettiler bize. Bunlardan birinin anlattıkları çarpıcıydı:‘‘İhale için verdiğiniz dosyanız ne kadar sağlam olursa olsun, eğer tezgáh kurularak işin birisine verilmesi kararlaştırılmışsa, yok mühür çıkmamış, pul eğri yapıştırılmış gibi gerekçelerle sizi ihaleye sokmazlar. Rekabet koşulları olmadığından kırım da yapamazsınız. Adana'daki ihale şimdiye kadar örneği görülmemiş şekilde % 5 kırımla satıldı. Adana'da bunları herkes konuşuyor.’’Her zaman böyle mi olur ihaleler...- Hayır; Köy Hizmetleri İl Müdürü Osman Akdoğdu zamanında her zaman rekabete açıktı. İhaleler, % 50-60 indirimle gidiyordu. Dürüst davrandığı için organizasyon kuranlar kendisinden rahatsızdı... Baktık, terfien Sıvas'a Bölge Müdürü olarak gönderilmiş... Yerine Kayseri'den bir müdür geldi, tezgáh çalışmaya başladı. Bir müdür, İl Köy Hizmetleri İçme Suları Şube Müdürü Muzaffer Doğan'ın, Yeterlik Komisyonu Başkanı Nihat Özdağ'ın (Görevden alınan Bayrampaşa eski Cezaevi Müdürü Mahir Özdağ'ın kardeşi) müteahhitlerle ilişkilerini bilmez mi; servetlerini araştırmaz mı? Özdağ makamında nasıl silahla dolaşabilir? Organizatör Sedat Akyol'un kim olduğunu bilmez mi?BAKAN: ÜZÜLÜYORUMBu konuşmadan az sonra Devlet Bakanı Yılmaz aradı, ‘‘Gerçi bu ihaleyi Özel İdare yapmış; vali onaylamıyor. Ancak soruşturma için müfettiş gönderiyorum’’ dedi.‘‘Önce müteahhitlere üzülüyorum’’ diyen Yılmaz şunları söyledi:‘‘Önce anlaşırlar, sonra kaybedenler ağlaşır. 60-70 müteahhit ihale için bir araya geliyor, anlaşıyor, sonra da bazıları ortaya çıkıp yakınıyor. Yahu devlet onlara anlaşın mı diyor? Hayır... Biri yürekli olarak ortaya çıkıp, ben anlaşmaya dahil olmuyorum diyemiyor. Çünkü bir daha ihale alamama, dışlanma korkusu yaşıyor. Eğer sen ülkeni seven namuslu bir müteahhitsen git zarfını at, oyunu boz. Anlaşma yapıldıysa ortaya çık açıkla.’’Peki buna bir çözüm yolu...- Dünyanın hiçbir yerinde ihalelerde gizli anlaşmayı ortaya çıkaracak bir kanun, bir model bulunamadı. Her müteahhidin arkasına bir polis takamazsınız, telefonları dinleyemezsiniz. Ben buna karşılık şöyle bir yöntem geliştirdim: Onay için gelen ihaleleri bölgesel bazda değerlendiriyorum. Örneğin, Antalya'da bir ihalenin kırımı % 7-8 ise onaylamıyorum, yaklaşık 15 dolayında ise onaylıyorum. Hakkári içinse 7 kırım yapılmışsa iyidir diyorum. Hakkári'de dozeri bulmak zordur, Antalya'da kolaydır. Oyunu ancak böyle bozabiliyorum.Adana'da ne yapacaksınız bu durumda?- Yeterlilik dosyalarını inceleyeceğim; müfettiş gönderiyorum. Vali Oğuz Kaan Köksal da onaylamıyor ihaleleri...Acaba kim kınanmalı?KÖŞENİZDE emekli Albay Remzi Saka'nın ‘‘Pakdemirli'yi kınıyorum’’ başlıklı bir yazısı çıktı. Acaba kimin kınanması gerekirdi diye düşündüm.Size ekte fotokopisini gönderdiğim bütçe sunuş kitapçıklarından alınan tablolardan görüleceği gibi (bunlar gazetelerde aynen yayınlanır) 1997 yılı maaş tablolarında kıdemli albay, teğmen ve astsubay çavuş maaşları mukayeseli olarak verilirken 1997'den sonra bunlar yayınlanmıyor.1989 yılında bir profesör, birinci sınıf hákim, korgeneral ile eşit maaş alırken bugün başçavuş kadar alamıyor. Böyle bir durum adil ve dengelidir deniliyorsa mesele yok. Kınayan arkadaşımız evinin penceresi önüne çıkıp haykırabilir; ‘‘Maaşlarda şimdi adalet yerini buldu’’ diye.Şimdi profesör ve hákimlerin hayali, başçavuş maaşı kadar maaşa kavuşmaktır. Benim bilgi edinmem geciktiği için veya oğlumun askerliği dolayısıyla 1 milyar dolarlık bir kaynak gösterdiğim şeklindeki beyanlar gülüp de geçilecek olanlardır. Bir tabir vardır; ‘‘zırva tevil götürmez’’ diye...Prof. Ekrem PAKDEMİRLİ-Manisa MilletvekiliEKREM Pakdemirli'yi kınamak herhalde emekli bir albaya düşmez. TSK'nın yetkili kişileri zaten gerekli cevapları basın yoluyla vermişlerdir. Pakdemirli bedelli askerlik için önerilerde bulunmuş ve eğer teklifinin kabul görmesi halinde oğlunun bu haktan yararlanamayacağını basın yolu ile defalarca kamuoyuna bildirmiştir. Oğlu Bekir Pakdemirli'nin askerlik görevinden kaçmasının iddia edilmesi mümkün değildir. Kendisi Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden başarı ile mezun olmuş, master yapmıştır. Yaşı 28 olup önümüzdeki kasımda askere gitmek üzere başvurmuştur. Türkiye'nin en genç yaşta alınan pilot brövesine sahip, Ankara Maket Uçak Kulüp Başkanı, lisanslı dalgıç ve kayak sporcusu Pakdemirli'nin TSK'ya faydalı bir vatan evladı olacağını tahmin etmek herhalde zor değildir.Bülent SUDA-İSTANBULDinçer’in alınganlığıDÜNKÜ 'Operasyona ince çalım' başlıklı yazımızda, 'Vurgun Operasyonu'nda alt soruşturmaları yürüten büro amiri Metin Aşık'ın, Yapı İşleri'nden sonra İller Bankası ve Karayolları'ndaki ihalelerle ilgili çalışma yaparak bilgi ve belge topladığını, ancak Ankara Emniyet Müdürü Hasan Yücesan tarafından görevden alındığını yazmıştık. Karayolları Genel Müdürü Dinçer Yiğit, bu yazıya karşılık bir faks göndermiş. Faksı okuduk, yazımıza da tekrar baktık; Yiğit'in neden alınganlık gösterdiğini anlayamadık. Ama dediklerini merak ediyorsanız ‘‘Karayolları'nın usullere uygun, dürüst, ilkeli ve özverili çalışmalarıyla kamuoyunda haklı bir saygınlık kazandığını, bu saygınlığa gölge düşürebilecek ve kuruluşumuzun adının spekülatif haberlerde yer almasına yol açacak aslı olmayan hiçbir davranışa izin vermeyeceğimizi, bu kuruluşun Genel Müdürü olarak açık ve net bir şekilde ifade etmek isterim. Teşkilatımızın tüm faaliyetleri, bu ülkede yaşayan her Türk vatandaşının bilgi ve değerlendirmesine açıktır. İsteyen ve merak eden herkese en ince ayrıntısına kadar günün her saatinde bilgi ve belge sunmaya hazırız’’ diyor.Oğur ve Gasparyan'a 11 Eylül darbesiBEST FM'in DJ'si Arzu Çağlan yazıyor: Türkiye'nin en saygın müzisyenlerinden Erkan Oğur ve Ermeni sanatçı Djivan Gasparyan'ın (Dünyaca ünlü duduk ustası sanatçı, Oğur ile bu yaz İstanbul'da konser vermişlerdi.) ‘‘Fuad’’ albümü şu günlerde ülkemizde en çok ilgi gören çalışmalardan biri. Erkan Oğur, daha önce de 'Eşkıya' filminin müziklerinin yer aldığı albümüyle büyük beğeni toplamıştı. 'Fuad' albümüne ise dünyanın değişik ülkelerinden hem Türk, hem de Ermeni müzikseverlerden büyük talep geldi. Fakat, 11 Eylül saldırılarından sonra garip bir durum yaşandı. 'Fuad' albümünü satmak için yapımcı firma Kalan Müzik'le anlaşan Amerikalı Tower Records şirketi 11 Eylül'den sonra 5.000 siparişini iptal etti. Bu iptalin ardından Amerika'nın artık İslam ülkelerinden gelecek kültür ürünlerine de bir ambargo uygulama kararı olduğu söyleniyor. Peki hani Amerika özgürlükler ülkesi idi, herkes eşitti, sanata dokunulmaz ve sansür yapılmazdı? Önce Amerikan televizyonlarının haberleri ve görüntüleri makaslandı. Şimdi ise bir müzik albümüne bile yasak geliyor.MESAJ‘‘1. Uluslararası Gençlik ve
Sinema Şenliği' başlıklı uluslararası etkinlik 15 Ekim tarihinde CRR Konser Salonu'nda, Altın Portakal Festivali'nin beş ödül kazanan genç yönetmeni Handan İpekçi'nin ‘‘Büyük Adam Küçük Aşık’’filmi ile başlıyor.
button