Güncelleme Tarihi:
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada tutuklu sanıklardan suç tarihinde kurmay albay rütbesiyle Genelkurmay Başkanlığı Personel Dairesinde Proje Şube Müdürü olan Mustafa Barış Avıalan savunmasını yaptı.
İddianamede 6-9 Temmuz 2016 tarihlerinde FETÖ'nün "Hava Kuvvetleri imamı" Adil Öksüz tarafından Ankara Konutkent'teki villada darbe organizasyonuyla ilgili toplantılara katıldığı ve suç tarihinde herhangi bir yazılı emir ve görev olmamasına rağmen saat 19.00 sıralarında Akıncı Üssü'ne geldiği belirtilen Avıalan, "bu davaların sonucunun baştan belli olduğunu" ileri sürdü, iddianameye, gözaltı ve savcılık işlemlerine ve cezaevi koşullarına ilişkin eleştirilerde bulundu.
Avıalan, "Savunma amacımın ikna etmek değil, sonradan belki lazım olur diye kayıtlara geçirmek olduğunu ifade etmek istiyorum. İç hukuk yollarından en ufak beklentim olmadan, vicdanlara değil de sadece SEGBİS denen kayıt sistemine seslendiğim şekli bir faaliyet, hatta tarihe karşı bir vazife olarak görüyorum." diye konuştu.
Birçok sanığın ifadelerinde "Aldatıldım, emirleri sorgulamadan yerine getirdim" türünde sözler söylediğini belirten Avıalan, "Bir asker için emre itaat, amire güven şu demektir: Yap derse yapılır, at derse atılır, öl derse ölünür. Ama amir 'Şunu sorgula' derse, sorgulanmaz. Realite budur. Bu realitenin bugüne kadar da hem ülke hem TSK olarak çok ekmeğini yediğimizi hatırlatmak isterim" dedi.
"KİTABI ALMAK İÇİN GİTTİM" DEDİ
Sanık Avıalan, 14-15 Temmuz'da doktora yapmak istediği alan derslerine çalışmak için sağlık gerekçesiyle izin aldığını, Genelkurmay Karargahı'nda unuttuğu bir kitabı almak için de Karargah'ın karşısında yer alan lojmanlardan iş yerine giderek ders kitabını aldığını, yaklaşık 2 saate yakın burada zaman geçirdiğini savundu.
Karargahta bulunduğu sırada eski Genelkurmay Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün kendisini gördüğünü, "Akşam YAŞ provası var" dediğini, kendisinin de izinli olduğun söylemesi üzerine Partigöç'ün biraz sinirli bir tavır takındığını ifade eden Avıalan, lojmanına döndükten sonra saat 18.00 sıralarında askeri hattan arandığını, ismini söylemeyen bir askerin "harekat yıldırım" emri verildiğini belirterek, ciddi bir istihbarat olduğu, terör saldırısı olabileceği ve yürütülecek faaliyetlere dair elindeki metni okuduktan sonra Genelkurmay temsilcisi olarak Akıncı Üssü'ne çağrıldığını söylediğini öne sürdü.
'PARTİGÖÇ VE TALU'YU ARADIM, ULAŞAMADIM'
Aynı askeri hattan amiri Partigöç ve İlhan Talu'yu aradığını ancak ikisine de ulaşamadığını, bu sırada saatin de Akıncı Üssü'nde olunmasını istediği saatin yaklaşması üzerine sivil kıyafetlerle yola çıktığını, çalıştığı şubeye tahsisle askeri araçla Akıncı Üssü'ne ulaştığını söyleyen Avıalan, "Telefonla gelen emirlerin Karargah personeli için rutin bir uygulama olduğunu bildiğim için bu emri yadırgamadım ve telefondaki kişinin net ifadeler kullanmasından, Genelkurmay Başkanının da faaliyete katılacağını söylemesinden, bunun gerçek bir faaliyet olacağına inandığım için Akıncı Üssü'ne gittim." dedi. Avıalan, Akıncı Üssü'ne gitmeden önce kiminle muhatap olacağını öğrenmek için üssü aradığını ancak kimseden sağlıklı bilgi alamadığını ileri sürerek, "Yaşadıklarım ve şu an bulunduğum durumdan anlıyorum ki Akıncı Üssü'ne gitmem için birileri tarafından hazırlanmış ve uygulanmış bir faaliyet kapsamında özel olarak seçildim. Başka bir deyişle ben; aldatmayla sakatlanmış bir irade sonucunda Akıncı Üssü'ne gittim. Bir aldatmaca karşısında kuvvetli bir asker davranışı sergileyememek haricinde isteyerek ve bilerek bir suç işleme kastım yoktur" ifadesini kullandı.
Akıncı Üssü'ne saat 19.30 civarında giriş yaptığını ve bu nedenle iddianamede belirtilen "Akıncı Üssü'ndeki öğleden sonra gerçekleşen darbe hazırlık toplantılarına katıldı" şeklindeki değerlendirmenin doğru olmadığını iddia eden Avıalan, şöyle devam etti:"Akıncı Üssü'ne gittiğimde bina dışında resmi ve sivil kıyafetli insanlar gördüm. Ben ilk olarak bina önündeki kamelya gibi bir yere gittim. Orada selamlaştığım kişilere 'Siz neden geldiniz?' diye sordum. İçlerinden biri, 'Bir toplantı ve sonrasında bir tatbikat olacakmış' gibi bir şeyler söyledi. Bir süre sonra sivil kıyafetli biri, 'Genelkurmaydan gelen var mı?' diye seslendi. Ben de elimi kaldırdım ve yanına gittim. Ne yapacağımızı sorduğumda, 'Kritik bir faaliyet, bazı hususlar netleşmedi, karar verilince duyurulacak' gibi şeyler söyledi. Görevini sorduğumda irtibat elemanı olduğunu söyledi ve bana A4 büyüklüğünde bir zarfı uzatarak, 'Bu zarfı Genelkurmay Karargahı'na götürmeniz gerekiyor' dedi. Ben şaşırdım ve zarfı götürecek başka kimsenin olup olmadığını sordum. Bunun üzerine cebinden başka bir kağıt çıkartarak, 'Başka kimse yok. Bunu götürün ve bu numarayı arayın. Gelen kişiye bu zarfı verin' dedi. Kağıtta yazılı şahsın ismini de söyledi fakat hatırlamıyorum. Ben zaten Genelkurmayda çalıştığımı, neden bu numarayı arayıp gireceğimi söylediğimde, 'Genelkurmayda tatbikat olabilir o yüzden giriş çıkışta sıkıntı yaşarsınız' şeklinde şeyler söyledi. Verdiği cevap ve üslup hoşuma gitmediği için zarfı götüremeyeceğimi söyledim. Bunun üzerine arkadan gelen bir şahıs, alaycı bir üslupla, 'Albayım zarfı sizin götürmenize gerek kalmadı. Madem siz yolu bilmiyorsunuz, siz burada kalın ve bir tehlike yaşamayın' dedi. Açıkçası bu alaycı ve tehditkar tutum karşısında ürktüm."
YÜZ ANALİZİ İSTEDİ
Sanık Avılan’ın daha önceki duruşmalarda salonda bulunan kürsünün kaldırılması ve tek tip kıyafet tartışmaları ile açıklamalarda bulunması üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, “Burada bize konferans vermeyeceksiniz. Savunmanızı yapacaksınız” sözleriyle tepki gösterdi. Avıalan’a savunmasının ardından 143. Filodaki görüntüleri gösterildi. Sanık, görüntülerdeki kişinin kendisinin olup olmadığının tespit edilmesi için yüz analizi yapılmasını talep etti.
KUYRUK ACISI TARTIŞMASI
Avıalan’ın çapraz sorgusu sırasında ise gerginlik yaşandı. “Siz darbe olduğunu anladıktan sonra ne yaptınız kurmay albay olarak” sorusuna Avıalan, “Ben silahımla sadece şahsi güvenliğimi sağladım. Başka da bir şey yapamadım” diye yanıtladı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı avukatı Hüseyin Aydın, “Bu kadar şehit gazi yakını varken ve silahsız olarak canlarını ortaya koyarken siz er meydanından kahramanlıktan söz etmeye utanmıyor musunuz?” eleştirisinde bulundu.
Bunun üzerine Avıalan, “Kuyruk acısıyla söylenen sözler. Müdahale etmeseniz susma hakkımı kullanacağım” dedi.
Bu cevap üzerine avukatlarla sanık arasında tartışma yaşandı. Sık sık tartışma yaşanan sorgu sırasında bir avukat "Ben askeri terminolojiyi bilmem. Sivil bir insan olarak 15 Temmuz gecesi vatanımıza kast eden FETÖ’cü iblislere karşı sokağa çıktım. Ve çok şükür ki vatanım için bu iblislerin silahından çıkan kurşunlar ayağımdan yaralandım. Sanık mertlik meydanı gibi ifadeleri nasıl kullanabiliyor" dedi.
SUSMA HAKKIMI KULLANIYORUM
Avukat Aydın sanığın sözlerine “Terbiyesizliğin lüzumu yok. Kuyruk acısı olan sensin. Fetullahçıların kuyruk acısı var” tepkisini gösterdi.
Avukatların, Avıalan’a yönelik tepkilerinin sürmesi üzerine sanık, “Sorguma son verme hakkım var mı? Bu durumda sorulan sorulara cevap vermeyeceğim” diyerek susma hakkını kullanacağını bildirdi. Mahkeme duruşmayı başka sanıkların ifadesinin alınması için bugüne erteledi.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR