Güncelleme Tarihi:
SÖKE - Aydın yolunda 24 Ocak’ta karşı yönden gelen kamyon, tıp fakültesi öğrencisi Beste Tibet Ceylaner’in kullandığı ve iki arkadaşıyla çıktıkları seyahat sırasında refüjü aşıp, araca çarptı. Arka koltukta oturan Mustafa Terzioğlu kazada hayatını kaybetti. Beste, kolları ve bacaklarındaki kırıklarla defalarca ameliyat oldu, 6 ay hastanede tedavi gördü. Hukuk mücadelesine başlayan anne Gülay Ceylaner, kamyon şoförü hakkında öğrendikleri ile şoke oldu. Yalnızca 6 ay sonra tutuksuz yargılanmaya başlayarak cezaevinden çıkan ve ehliyetini geri alan kamyon şoförü Serkan Hızlı’nın bu üçüncü ölümlü trafik kazasıydı. Daha önce de 2 kişinin ölümüne sebep olan kamyon şoförü, birkaç aylık hapis cezalarının ardından tekrar ehliyetini alıp, direksiyona geçip üçüncü ölümlü kazasını yapmıştı.
‘KAÇ KİŞİYİ ÖLDÜRÜNCE EHLİYETİ ALINACAK’
Sosyal medyada ve Change.org adresinde başlattığı kampanyanın nedenlerini anlatırken gözleri dolan anne Gülay Ceylaner, tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Kızımın kazasında öğrendim ki defalarca ölüme sebep olan trafik kazaları ardından bu canavarlar hâlâ dışarıda gezebiliyor, üstelik ceplerinde ehliyetleri ile yollardalar... Yaptıklarının bedelini ödemeyen canavarlarla aynı yollarda araç kullanıyoruz. Başka Mustafa’lar ölmemeli... Soruyorum; kaç kişiyi daha öldürünce bu şoförün ehliyetini alalım? Trafik kazaları ile birini hatta birkaç kişiyi öldürmenin cezası bu kadar hafif mi olmalı? Sesini çıkaramayanlar için ses olalım. Mustafalar yaşasın. Trafik kazalarına çocuklarını kurban etmiş annelerin biraz içi serinlesin. Ben bir anneyim. Yavrusunu kaybedip tekrar kavuşmuş bir anne.”
BİR ANNENİN İSYANI: HÂLÂ NASIL YOLLARA ÇIKABİLİYOR
- KIZI Beste’nin kazanın ardından aylar süren soluksuz sağlık mücadelesine başladığını söyleyen anne Gülay Ceylaner, yaşadıklarını da şöyle anlattı:
“Kızımın kazada çok ciddi hayati tehlikesi vardı. Ankara’dan nasıl gittiğimi bilemiyorum. Hayatımın en bitmeyen en uzun yolculuğuydu. Düşünün, kızım elini kolunu ayağını oynatamıyor, gözyaşlarını bile silemiyordu, ben sildim. İki bacağında, iki kolunda parçalı kırıklardan kaynaklı, platinler, çiviler, alçılar. Kaburgasında kırık. 6 ay hastanede kaldı. Çok zorlu bir süreçti. Yemeğini yediriyor, altını temizliyordum. Alçılar çıktı, her şeyi bir bebek gibi sil baştan öğrendi. Sporcuydu kızım, kickboksçuydu. Aylar sonra odadan çıkıp o tekerlikli sandalye ile hastanenin kafeteryasına çay içmeye indik. Hayatımda içtiğim en güzel çay oldu.
AMELİYATLAR OLACAK
Aylar süren tedavi ile yürümeyi tekrar öğrendi. Kol ve bacaklarında, göğsünde 350 tane dikiş, 50 cm yara izleri. Ama şükrediyorum kızıma tekrar kavuştum. Ama Mustafa’nın annesi? Onun tutunacak hiçbir şeyi yok.
Ve maalesef öğrendim ki arabamıza çarpan TIR şoförünün üçüncü ölümlü kazasıymış. Daha önce iki kişiyi daha öldürmüş, şimdi de Mustafa. Daha önceki ölüme yol açtığı kazalarda iki yıl ehliyeti alınmış, birkaç ay içeride yatmış. Aflarla çıkmış. Son kazasında altı ay içeride kaldı. Şimdi dışarıdan yargılanıyor. Ama ehliyetini geri aldı. Bu kişi yollarda. Kızım Beste ise ancak ayağa kalkabildi. Ama fizik tedavi süreci hâlâ devam ediyor ve devam eden tedavisinde yeni ameliyatlar bekliyor kendisini.”