Güncelleme Tarihi:
OBİT KURULABİLİR
“Türkiye, İran, Irak ve Suriye arasında Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’nın (OBİT) kurulmasını istedik. OBİT kurulsa Ortadoğu’nun sorunlarını çözmek için egemen güçlere gerek kalmazdı. Bir grup ‘Rusya’, başka bir grup ‘Amerika gelsin beni kurtarsın’ demeyecekti. Dört ülke kendi sorunlarını masaya yatırıp akılcı projelerle çözebilirdi. Ortadoğu’yu renkli kılmak mümkün, çünkü her inançtan, etnik kimlikten insan var, farklı yaşam tarzları var, bunlar bölgenin zenginliği olarak görülebilir. Başlangıçta Türkiye, İran, Suriye ve Irak kurucu olur. Örneğin Mısır, İsrail, Lübnan, Ürdün daha sonra OBİT’in bir üyesi olabilir. ABD gözlemci olarak katılabilir. Bölge kendi sorunlarını, kendi birikimi ve dinamikleri ile çözecek kapasiteye sahip. Barışı sağlayacak, yeraltı kaynaklarını her ülkenin kendi çıkarları doğrultusunda kullanabileceği, siyasal ve ekonomik birliğe dönüşebilirdi, kurulabilseydi.
AVRUPA’YA ANLATTIM
OBİT’in, bölgenin, dünyanın siyasal dönüşümünde önemli bir güç olarak ortaya çıkabileceğini düşünüyorduk. Halen de bu düşüncedeyim. Türkiye halen bunu kaçırmış değil. Dört ülkede de bölgenin sorunlarına akılcı çözümler bulacak kadrolar var. Bunu AB yetkilileri ile yaptığım görüşmede de anlattım. ‘Ortadoğu’da ne oluyor’ diye sordular. Ortadoğu’yu karıştıran sizsiniz. Ortadoğu’da demokrasi yok, özgürlükler yok, kan akıyor. Bu insanlar nereye gidecek, Avrupa’ya gidiyor. Neden Avrupa, çünkü demokrasi, özgürlük istiyor, iş bulmak istiyor. AB bu bölgeye katkı yaptı mı? Yapmadı, uzun süre izledi, ne zaman göçler kapısına dayandı; ‘Vay nereden çıktılar’. Siz çıkardınız, görmeniz lazımdı. Onlara da söyledik; OBİT’e siz de destek verin, kurulsun AB de gözlemci olabilir.
DEMOKRASİ RÜZGÂRI ESER
Ortadoğu’ya barışın gelmesi, Afrika’dan Rusya’ya, Kafkaslar’dan Avrupa’ya kadar bütün bölgede demokrasi rüzgârının esmesine yol açacak, diktatörlükler yıkılacaktır. Atatürk, Cumhuriyet’i kurduğu zaman bütün İslam dünyası örnek aldı. İslamiyet’in bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük devrim Cumhuriyet, ikincisi yok. Zenginlikleri başlarına bela olmuş. Bölgenin aydınları, Arap dünyasının aydınları bir araya gelip bu sorunu çözebilmeli.
Türkiye çok akıllı bir politika izleyip bunun ön adımlarını atar, tarafları davet eder, Dışişleri Bakanlığı bürokratları gider, üniversiteler arası işbirliği olabilir, kültür, resim, sinema, her alanda müthiş bir işbirliği olabilir.
BİR AYIP YAŞANIYOR
Batı dünyasında bir ayıp yaşanıyor, mülteciler arasında ayırım yapıyorlar. Üniversite bitireni alıyor, diğerlerini dışarı atıyor. Gelen kişi yoksul eğitimsiz diye onu açlığa ve yoksulluğa mahkûm ediyorsun, yetişmiş doktora, mühendise gel diyor imkân veriyorsun. Akademik dünyada bunun tartışılması lazım, düşünürlerin tartışması lazım.”
BÜTÇEYİ KULLANSINLAR
BM bünyesinde FAO (Food and Agriculture Organization - Gıda ve Tarım Örgütü) var. Niye Türkiye’de üretilen fazla ürünleri satın alıp Afrika’da yoksullara dağıtmaz? Sadece bizde değil Fransa’da, Hollanda’da da üretim fazlası olabilir. BM bunları satın almalı ve dünyanın yoksul ülkelerine dağıtmalı. Yüz binlerce çocuk açlıktan ölüyor. Orada kamplar var, burada da fazla ürün var, BM’nin de önemli bir bütçesi var, alın bu ürünleri oraya verin. Hem buradaki çiftçi kazanacak, oradaki açlık önlenmiş olacak, dünya kazanacak. BM üyeleri zaten oranın bütçesine katkıda bulunuyor. Bu iki projeyi ne Türkiye ne ABD ne de AB tek başına gideremez, ama bütün dünya ülkelerinin olduğu BM var. Zaten kıtlık olduğu zaman ilk müdahale eden BM oluyor. Dolayısıyla bu bütçeyi yoksul ülkeler için kullanabilir. Sanayi fazlası olduğu zaman da aktarabilmeli.”