Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2003 02:05
Başlık biraz zihin bulandırıcı görünüyor ama paniğe kapılmayın, hepsini açıklayabilirim. Önce dünyanın tüm otomobilleri ile başlayalım.
Dünyanın sayılı referans dergilerinden biri olarak kabul edilen Alman Auto Motor Sport Dergisi'nin her yıl yayınladığı Auto Katalog, Türkiye'de Türkçe olarak yayınlandı. Kataloğu hazırlayan ekibin başında Hakan Özenen var. Hakan daha önce uzun yıllar Oto Show dergisini hazırlamıştı.
Auto Katalog'da dünya üzerinde üretilmiş 2004 model tüm otomobiller hakkında fotoğraf, test izlenimi ve teknik özellikler bulunuyor. Tüm marka ve modeller tek tek taranarak, özellikle teknik veriler tablosu tamamen yeniden oluşturulmuş ve Türkiye'ye ithal edilmeyen modellerle birlikte, ithal edilenlerin ve Türkiye'de üretilenlerin teknik verilerine de yer verilmiş. Sloganları boşuna ‘‘Dünyanın otomobili bu katalogda’’ değil yani. Otomobil alacaksanız ya da otomobilinizi değiştirmeyi düşünüyorsanız, kaçırmayın derim. Fiyatı 12 milyon 500 bin lira. Yalnız KKTC'de 15 milyona satılıyor, haberiniz olsun.
*
Malumunuz google, üçte ikisi sularla kaplı, kuzey ve güney kutup noktalarında hafif basık olsa da küre biçimiyle hem kendi etrafında, hem de güneşin etrafında dönen, şahane mavi gezegenimizin en popüler internet arama motoru. froogle da google'ın yeni hizmetinin adı. Online alışveriş yapmak isteyenler için. Giriyorsunuz www.froogle.com adresine, satın almak istediğiniz ürünün adını arama kutusuna yazıyorsunuz, internette aradığınız şeyi satan sitelerin listesi dökülüyor. Listedeki adreslerden birini seçince, otomatik olarak o siteye bağlanıyorsunuz. froogle'ın görevi sadece aracılık etmek. Girip biraz dolaştım. Her dilde arama yapmak mümkün. Ancak Türkçe siteler bakımından biraz zayıf. Örneğin cüzdan, pantolon veya etek yazınca tek bir adres bile gelmiyor. Fakat cep telefonu diye arama yapınca gayet doyurucu sonuçlar alıyorsunuz. Online alışveriş yapmak istiyorsanız ama elinizde belirli bir adres yoksa kullanabilirsiniz, gayet faydalı.
*
Geçen hafta da değinmiştim, çocuklarla alışveriş yapmak zor. Hele bir de yaşları küçükse... Bir arkadaşım henüz yürümeye başlamış bebeğiyle alışverişe gittiğinde, sadece deli gibi koşan bebeğin peşinden koşarken gördüğü ve denemeden askıdan aceleyle kaptığı ürünleri alırdı ve eve gidince neler aldığını görüp, oturup ağlardı. Alışveriş merkezleri ve mağazalar annelerin bu sıkıntısını tespit edip, mekanın bir köşesine çocuk oyun alanları kurmaya başladılar. Ancak pek çoğunda çocuklara göz kulak olacak bir görevli yok. Sadece enerjik veletler annelerinin yakasından düşsün diye yapılmış alanlar. Koton'un Metrocity şubesinde de bir çocuk oyun alanı var. Bir başka çocuklu arkadaşım geçenlerde uğramış. Üç yaşındaki kızı rahat vermiyor tabii. Istırabını fark eden bir görevli, ‘‘İsterseniz kızınızı oyun alanına bırakabilirsiniz’’ demiş ama bizimki başında bir görevli bulunmadığından yanaşmamış. Öyle ya, bebek ilk fırsatta mağazadan dışarı kaçsın, sonra tüm alışveriş merkezinde ara dur. Üstelik altta metro istasyonu var, arama çalışmaları Taksim'e kadar genişleyebilir. Sıkıntısını söyleyince görevli, ‘‘Amaaann canııımmm, kolayı var’’ demiş. ‘‘Takarız bir alarm, olur biter.’’ Böylece kızın üzerine, giysilere takılan alarmdan takılmış ve oyun alanına salınmış. Ötmeden kapıdan çıkma ihtimali olmadığından da arkadaşım rahat rahat alışveriş yapmış. Fena bir yöntem değil hani.