Güncelleme Tarihi:
Okurların sorduğu sorular ve Assange’ın cevapları şöyle:
SORU: Sayın Assange, belgelerde bazı kişilerin kimlikleri XXXXX olarak görülüyor. Bazı çok önemli isimler olduğu gibi bırakılırken bazıları XXXXX’lenmiş. Bazı belgelerin sadece bazı kısımları yayımlanmış. ABD hükümeti dışında böyle kritik kararları kim alabilir. Bildiğimiz kadarıyla bu yöndeki yardım talebiniz ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından reddedildi. Ayrıca belgelerin yayımlanması konusunda bir sıra var mı yoksa rastgele mi seçiliyor?
Kamuoyuyla paylaştığımız belgeler geleneksel basın ortaklarımız ve bizim yazdığımız makalelere uygun olacak biçimde yayımlanıyor. Belgelerdeki isimler haberler üzerinde çalışan gazeteciler tarafından gizleniyor, çünkü bu insanlar hakkında yazı yazabilecek kadar belgelere hakim. Gizlenen kısımlar en azından bir başka gazeteci ya da editör tarafından daha değerlendiriliyor. Biz de sürecin işlediğini teyit etmek adına diğer kurumların sunduğu örnekleri değerlendiriyoruz.
SORU: Sizce dünyayı nasıl değiştirdiniz? Ayrıca hakkınızdaki bütün bu övgülerden sonra muhbirinizin ya da kaynağınızın sizden birkaç övgü sözünü hak ettiğini düşünmüyor musunuz?
Geçtiğimiz dört yıl boyunca, amaçlarımızdan bir tanesi her türlü riski alan ve büyük çabalar gösteren kaynağımızı devleştirmekti. Bu çabalar olmasa gazeteciler bir hiç olur. Eğer gerçekten Pentagon’un iddia ettiği gibi o genç asker, Bradley Manning son zamanlarda yaptığımız bu ifşaatların arkasındaki isimse, o zaman kendisi benzersiz bir kahramandır.
SORU: ABD Dışişleri Bakanlığı, sizin bir gazeteci olup olmadığınızı sorguluyor. Gazeteci misiniz? Bilgi aktaran bir kişi olarak ön plana çıkma gibi endişeniz yoksa, gazeteci olup olmamanız bir şeyi değiştirir mi?
Ben kurgusal olmayan düz yazı türündeki ilk kitabımı, başka bir yazarla birlikte 25 yaşımda yayımladım. O tarihten bu yana, kurgusal olmayan belgesellere katkıda bulundum, gazetelerde yayımlanan yazılar yazdım ve televizyon programlarında yer aldım. Bana göre, benim gazeteci olup olmadığım tartışılması ya da insanların bazı kuruluşlar hakkında yazmaya başlamasının ardından bu olayın gazetecilikle olan bağlarının araştırılması son derece gereksiz. Hala bir şeyler yazıyor, araştırıyor ve inceliyor olsam da, aslen yayıncı ve diğer gazetecileri organize edip, yönlendiren bir yayın yönetmeniyim.
SORU: Sayın Assange, bugüne kadar elinize UFO’larla ya da uzaylılarla ilgili bir belge ulaştı mı?
Birçok tuhaf tip bize UFO’larla ya da bir barbekü partisinde çiçeklerden bahsederken deccali keşfettikleriyle ilgili mailler gönderiyor. Ancak şu iki yayın kuralımıza uyan henüz olmadı:
1) Belgeler gönderen kişi tarafından yazılmış olmamalı
2) Belgeler orijinal olmalı
Ancak Dışişleri Bakanlığı belgelerinin henüz açıklanmamış kısımlarında UFO’larla ilgili kısımlar olduğunu söyleyebilirim.
SORU: Wikileaks bu “megasızıntı”yı yayımlamadan önce Wikileaks’in sitesinde bulunan diğer belgelere ne oldu? “Teknik aksaklıklar”ı aşıp bu belgeleri yeniden internette yayımlayacak mısınız?
Belgelerin çoğunluğu mirror.wikileaks.info adresinde yayında, geri kalanını da mühendislik sorunlarını hallettikçe siteye yükleyeceğiz. Bu yılın Nisan ayından bu yana kendi takvimimizi kendimiz belirlemiyoruz. Adımlarımız ABD hükümetinin bize karşı şiddet uygulamalarına odaklanıyor. Ancak benim ve diğerlerinin üç buçuk yıllık çalışmasının kamuoyu tarafından erişilebilir olmadığını görmek beni mutsuz ediyor.
SORU: Dünya üzerinde böyle bir etkiniz olmasını bekliyor muydunuz? Güvenliğinizden endişe ediyor musunuz?
Her zaman Wikileaks’in küresel bir rol oynayacağını ve 2007’de Kenya seçimlerinin sonuçlarını değiştirdiğinden bu yana bir dereceye kadar bunu yapabildiğini düşündüm. Ancak Wikileaks’in bu kadar önemli bir rol oynadığının iki yıl içinde fark edileceğini düşünüyordum ancak dört yıl sürdü. Demek ki programımızın gerisindeyiz ve yapacak çok işimiz var. Hayatlarımıza yönelik tehditler herkesin gözünün önünde kayıt altına alınıyor ancak bir süpergüçle başa çıkmamız gerektiğinde mümkün olan bütün önlemleri alıyoruz.
SORU: Geçtiğimiz beş günde ya da daha önce Irak ve Afganistan savaşlarıyla ilgili sızıntılarda, içinde Afgan muhbirlerin adı geçen belgelere yer verdiniz mi? Bu kelimeyi kullandığım için üzgünüm ama, insanları tehlikeli bir duruma sokmamak için isimlere sansür uygulamayı düşünüyor musunuz? Bu arada, tarih sizi affedecek. Elinize sağlık.
Wikileaks'in dört yıllık bir geçmişi var. Bu süreçte, böyle bir iddiayla karşılaşmadık. Pentagon gibi kuruluşlarda çalışanlar dahil bir kişi bile bizim çalışmalarımızdan zarar görmedi. İnsanları karşılıklı misillemelerin yaşandığı durumlara daha çok manipülasyon çabaları ve entrikalar sokar. Duruşumuzda herhangi bir değişikliğin yaşanmasını beklemiyoruz.
SORU: Her ne kadar sinir bozucu olsalar da DDoS saldırıları sizin için iyi bir reklam gibi görünüyor. En azından güvenilirliğinizi artırıyor. Şimdi Amazon'un sunucularından çıkarıldığınız söyleniyor. Bu açıklamaya katılıyor musunuz? Böyle bir olayın gerçekleşmesini bekliyor muydunuz?
2007'den bu yana, sunucularımızdan bazılarını bilinçli olarak, ifade özgürlüğü sorunu yaşandığını düşündüğümüz yerlere yerleştiriyorduk. Böylece, gerçekleri boş laflardan ayırmak istedik. Amazon da onlardan biriydi.
SORU: Kimsenin durduramayacağı bir işe başladınız. Yeni Dünya’nın Başlangıcı. Elinizde ACTA’yla ilgili belgeler de var mı?
Evet, telif hakkı ve patent endüstrisindeki ABD gibi devleri memnun etmek için oluşturulmuş Truva atı benzeri Sahtecilikle Mücadele Ticaret Anlaşması’yla (ACTA) ilgili de belgeler var elimizde. Aslına bakılırsa bir sızıntıyla Wikileaks’e ilk dikkat çeken de ACTA oldu.
SORU: Tom Flanagan, Kanada Başbakanı Baş Danışmanı, geçtiğimiz günlerde “Bence Assange’a bir suikast düzenlenmesi gerekiyor. Bence Obama bir ihale açmalı. Eğer Assange ortadan kaybolursa mutsuz olmam” dedi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Sayın Flanagan'ın ve böyle açıklamalar yapan diğer kişilerin cinayete azmettirmekle suçlanması gerektiği bir gerçek.
SORU: Batılı hükümetler basın özgürlüğünü garanti altına aldıklarından hareketle ahlaki otorite iddialarında bulunuyor. Wikileaks’e ve size yönelik yasal yaptırım tehditleri bu iddiayı zayıflatıyor. Batılı hükümetlerin Wikileaks’e saldırarak bu ahlaki otoriteyi kaybetme riskine girdiğini düşünüyor musunuz? Hatta en baştan şunu sorayım, Batılı hükümetlerin herhangi bir ahlaki otoritesi olduğuna inanıyor musunuz?
Batı temel güç ilişkilerini bir bağlantılar, krediler, hisseler ve holdingler ağı üzerinden malileştirdi. Böyle bir ortamda sözün “özgür” olabilmesi kolaylaşır çünkü siyasi iradedeki bir değişim çok nadiren bu temel araçlarda değişimi getirir. Batı’da ifade, gücü olmadığı için kuşlar kadar özgürdür. Ancak Çin gibi sansürün ağır olduğu ülkelerde, ifadenin hala gücü vardır ve bu güçten korkulur. Her zaman için sansürü ifadenin gücüne işaret eden bir ekonomik ilişki olarak görmeliyiz. ABD’nin büze yönelik saldırıları çok büyük bir umuda işaret ediyor; sözün mali duvarı yıkabilecek kadar güçlü olması umuduna.
SORU: Julian, Wikileaks'i temsil eden bir yüzün olması gerekli miydi? Organizasyonun bilinen bir temsilcisinin olmamasının çok daha iyi bir şey olduğunu düşünmüyor musunuz? Tartışmaların tamamı kişisel bir hal alıp, sizin üzerine yoğunlaştı. Her yerde sizin isminizle başlayan haberler yayılmaya, Wikileaks sizinle özleşleşmeye başladı. Artık kimse Wikileaks'ten bir kuruluş olarak bahsetmiyor. Pek çok kişi, Wikileaks'in arkasında başkalarının olduğunun bile farkında değil. Ve ben bu durumun Wikileaks'i savunmasız kıldığını düşünüyorum. Çünkü bu şekilde, düşmanlarınız sizi daha kolay suçlayabilir. İnsanları sizin kötü amaçlar güden bir kuruluş olduğunuza ikna ederlerse, yani sizi kadınlara tecavüz eden bir terörist olarak göstermek de olabilir bu, Wikileaks'in güvenilirliği büyük ölçüde sarsılacaktır. Bununla birlikte, bugüne kadar yaptıklarınıza saygı duymakla birlikte, bence siz ön plana çıkarken, Wikileaks'in perde arkasında kalan cesur ekibe haksızlık ediliyor.
Bu ilginç bir soru. İlk başlarda Wikileaks'i temsil eden birinin olmaması için çok çaba harcadım. Çünkü kuruluşumuzda egolara yer vermek istemedim. Biz de Fransız matematiklerin izinden gidip, takma isimlerle kullandık. Ancak bu durum insanların merakını artırmakla birlikte, bazılarının kendilerini kuruluşumuzun içinde varmış gibi göstermesine neden oldu. Günün sonunda, içimizden birinin halkın önüne çıkması gerekiyordu ve sadece kendişi ifşa etme cesareti gösteren bir liderlik kaynakların kendilerini riske etmesini sağlayabilirdi. Bu süreçte spot ışıkları altında kendini bulan ben oldum. Ardından farklı farklı saldırılara maruz kaldım. Ancak pek çok kişinin de güvenini kazandım.
SORU: İçinde olduğunuz bu oyun kazanılabilir mi? Teknik olarak, Amazon gibi hizmetler ve hizmet sunucularının doğrudan ya da dolaylı olarak hükümet kontrolünde olduğu bir durumda, güçlülerle saklambaç oynamaya devam edebilir misiniz? Ayrıca, -fiziksel olmasına gerek yok, teknik konular yüzünden- “oyundan çıkarılırsanız” elinizdeki belgeler için alternatifleriniz neler? Kampanyaya devam edecek ikinci bir grup aktivist var mı? Eğer elinizdeki malzemeler bir önbelleğin oyundan çıkarılması halinde oyunun sürmesini sağlayacak şekilde “dağılmış” durumda mı?
Dışişleri Bakanlığı arşivi ABD ve diğer ülkelerle ilgili önemli malzemelerle birlikte şifreli bir biçimde 100 binin üzerinde kişiye dağıtıldı. Eğer bize bir şey olursa, kilit kısımlar otomatik olarak kamuoyuyla paylaşılacak. Dahası Dışişleri Bakanlığı arşivleri birçok haber kurumunun elinde. Tarih kazanacak. Dünya daha iyi bir yere dönüşecek. Biz hayatta kalacak mıyız? Bu size bağlı.
http://twitter.com/HurriyetPlanet