Dünyanın en eski bayramı Nevruz

Güncelleme Tarihi:

Dünyanın en eski bayramı Nevruz
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2012 11:52

Yüzlerce toplulukta farklı adlarla 5 bin yıldan bu yana kutlanan “nevruz”, kültürel miras yoluyla günümüze kadar ulaşan, Türk dünyasının millet bağını güçlendiren en önemli bayramlardan biri olarak kabul ediliyor.

Haberin Devamı

Dünyadaki birçok toplulukta farklı inanışlarda ve farklı isimler altında şenliklere konu olan dünyanın en eski bayramı “nevruz”, Avrasya'nın geniş coğrafyasında yaşayan halklarda baharın müjdecisi ve “yeni gün” olarak biliniyor.

Yeniden canlanmaya başlayan doğanın insanlara sunduğu bolluğu, bereketi, sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı ve dostluğu simgeleyen Nevruz, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Afganistan ve Tacikistan'da milli bayram olarak kutlanıyor.

Toprak Ana'nın tekrar nefes alarak yeşerdiği ve dirilişin tekrar başladığı gün olarak Farsça “yeni gün” anlamına gelen nevruz, dünyadaki çeşitli Türk topluluklarında “en ulu gün” olarak biliniyor ve “navrız”, “yeni gün”, “ulu kün”, “mart dokuzu”, “çıl pazı”, “şagaa”, “ısıah”, “yengi kün” gibi adlarla anılıyor.
Kimi topluluklar, bu günü Tanrı'nın dünyayı yarattığı gün, kimileri Nuh Peygamber'in yere ilk ayak bastığı gün, kimileri ise ilk insanın yaratıldığı gün olarak kutlarken, bazı topluluklar gece ile gündüzün eşit olduğu bu günü, bahar müjdecisi kabul ediyor.

Yeni bir yılın başlangıcı olarak yeniden doğuşu simgeleyen bu bayram, geleceğe dair umut, arzu ve temennileri de içinde barındırıyor. Bu yönüyle dünyada tek ve özgün olan Nevruz Bayramı doğadaki dirilişin yanı sıra insana dair umudu ve en güzel dilekleri de temsil ediyor.
Eski Türklerle İranlılar'ın yılbaşı olarak kabul ettikleri gün, Farsça “nevruz” olarak adlandırılıyor. Nevruz geleneği başta Türkler'in ilk takvimi olan Oniki Hayvanlı Türk Takvimi'nde görüldüğü üzere çok eskiden beri biliniyor.

Nevruzla ilgili efsaneler ve dinsel inanışlar

Nevruz, kapalı bir mekandan açık bir mekana doğru hareket etmeyi, güneşe, ısıya ve bolluğa duyulan özlemi gösteriyor. Efsane ve inanışlarda geçen ateşin doğması, Buzul Çağı'nda insanın ateşi icadını, dağları eritme Maden Çağı'na girişi, tarlanın sürülmesi, hayvanların evcilleştirilmesi Neolotik Çağ'a girişi sembolize ediyor.

Bugün de ateş, su, toprak, mağara gibi nevruz söylencelerinde geçen unsurlar tüm insanlığın vazgeçilmezleri arasında bulunuyor.
Ancak özellikle ateş Türkler için hangi din veya inanıştan olurlarsa olsunlar büyük önem taşıyor. Altay halklarından Tatarlar'a, Azeriler'den Karaimler'e, Gagauzlar'a kadar pek çok Türk halkı tarafından ateş ve su ruhsal ve bedensel arınma için gerekli görülüyor. Bu nedenle Türk coğrafyasında nevruzda ateş yakmak ve iyi dileklerde bulunarak ateş üzerinden atlamak bir gelenek sayılıyor.

Bütün Türk dünyasının coşku içinde kutladığı, gönüllerin geleceğe yönelik neşe, sevinç ve ümitle dolduğu bu özel günde, kederli olmak en büyük ayıp ve suç olarak kabul ediliyor. Kutlama törenlerinde bölgelere göre çok farklı oyunlar oynanırken, bu güne özel bazı yemekler pişiriliyor ve eğlenceler düzenleniyor. Topluca yenilen nevruz yemeğinden sonra insanlar birbirlerinin yeni yılını kutluyor ve mezar ziyaretleri yapılıyor.

Bu günde dargınlar barıştırılırken, parçalanmak üzere olan aileler mahallenin ileri gelenleri tarafından barıştırılıyor. Fakirlere, kimsesizlere ve yaşlılara maddi ve manevi yardım eli uzatılıyor. Gençler, yakılan nevruz ateşinin üzerinden atlıyorlar.

Türk topluluklarında yüzlerce yıldır kutlanan nevruz, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de farklı gelenekler oluşturdu. Osmanlı Sarayı'nda yaptırılan ve “nevruziyye” denilen macunlar, yıl başlarında ileri gelenlere ve halka sunuluyordu. Daha sonraları üzerlerine altın tozu dökülmüş kırmızı renkli nevruz şekerleri de hazırlanarak halka dağıtıldı.

Yörelerde ve Türk dünyasında Nevruz

Türkiye ve Türk kültürünün yayıldığı coğrafyalarda Nevruz Bayramı, ilginç adetlerle kutlanıyor. Bu adetlerden bazıları şöyle:
-Mersin-Silifke bölgesindeki Toros Türkmenleri'nde “Mart İpliği” adıyla bilinen Nevruz'da ağaçlara bez bağlanıyor ve nevruz günü yaylalara çıkılıyor. Yayla evlerinde bulunanlar gelen misafirleri evlerinde ağırlıyor, gelen grup silah atarak gelişini bildirirken, yayladakilerin başkanı da buna bir el ateş ederek cevap veriyor. Daha sonra karşılıklı silahlar atılıyor ve birbirlerine “Nevruzunuz kutlu, dölünüz hayırlı ve bereketli olsun” temennisinde bulunuluyor. O yıl 20 kuzu veya oğlağı olan sürü sahibi bir kurban kesiyor ve orada pişirilerek yeniliyor.

-Tahtacı Türkmenleri'nde nevruz, “Sultan Nevruz” adıyla anılıyor. Eski Mart ayının 9. günü kutlanarak yaylalara çıkılıyor. Bununla ilgili olarak, halk arasında “Mart dokuzundan sonra dağlar misafir alır” deniliyor.
-Gaziantep ve çevresinde 22 Mart gününe “Sultan Navruz” adı veriliyor. Halk arasındaki inanca göre, Sultan Navruz güzel bir kızdır ve 21 Mart'ı 22 Mart'a bağlayan gece batıdan doğuya doğru göç eder, bir başka inanca göre ise kuş kılığında uçan bir derviştir. Nevruz gecesi Sultan Navruz'un geçtiği saatte uyanık olanların bütün dileklerinin gerçekleşeceğine inanılıyor.
-Malatya'nın bazı köylerinde halk nevruzu “Kış Bitti Bayramı” olarak kutluyor.
-Ağrı ve çevresinde o gece gençler bir dilek tutarak kapıları dinleyip içerideki konuşmaları yorumlayarak niyetlerinin tutup tutmayacağını anlamaya çalışıyor.
-Giresun'da “Mart Bozumu” adıyla kutlanan nevruzda çevredeki akarsulardan su getirilip hayvanların üzerine serpiliyor.
-Edirne'de eski hasırlar yakılıp “mart içeri, pire dışarı” diyerek üzerinden atlanıyor.
-Özbekistan'da Nevruz sabahı yeni elbiselerini giyen halk, hazırladıkları halim, sümelek, samsa, çorba, pilav gibi yiyecekleri alıp kırlara çıkıyor. Sofralara “S” ile başlayan yedi yiyecek konuluyor.
-Türkmenistan'da hazırlıklarına bir hafta önceden başlanan nevruzda yeni yılı yeni elbiselerle karşılama adeti bulunuyor. Nevruz gününde ne kadar çok yiyecek hazırlanırsa yeni yılın da o kadar bereketli geçeceğine inanılıyor.
-Kazakistan'da her evin sofrasında ak olan yiyecekler, yeşillikler ve kırmızı et yemekleri bulunduruluyor. Nevruza özgü yemek “nevruz koje” hazırlanıyor.
-Kırgızistan'da bahara giriş bayramı olarak kutlanan nevruzda açık renk elbiseler giyiliyor.
-Azerbaycan'da niyet tutanlar akşamları “kulak pustu”ya çıkıyor. Niyet tutup kapıyı dinliyor, eğer bu evden kötü söz gelirse niyetlerinin kabul olmayacağına, iyi söz gelirse kabul olacağına inanılıyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!