Güncelleme Tarihi:
The Jerusalem Post
Boris Morozov: Rusya neden İran’ın bomba yapmasından korkmuyor ve hatta ona yardım ediyor?
1) Rusya'nın İran’da güçlü bir istihbaratı var.
2) İran esas olarak İsrail, Suudi Arabistan ve Türkiye’ye tehdit. Bu bölgesel gerilimi artıracak ve Rusya’nın buradaki pozisyonunu güçlendirecek.
3) Rusya İran’la olan ekonomik ilişkilerinden vazgeçmek istemiyor İran’da nükleer bir tesis kurulması Rusya’nın işine geliyor. Çünkü Moskova İran’ahammadde ve mühimmat ile tüketim ürünleri satıyor.
4) İran, Taliban ve Kuzey Kafkasya’da Rusya’ya ciddi bir tehdit olan Vahabiler gibi Selefi Sünni radikallere karşı.
5) Rusya ve İran dünya petrol piyasasının önde gelen tedarikçilerinden. Bölgede gerginliğin artması petrol fiyatlarının yükselmesi anlamına geliyor. Ayrıca Rusya genel olarak yaptırım fikrine inanmıyor.
The New York Post
Amir Taheri: Irak’ta üç ay sonra yapılacak seçim bölgenin ve buradaki Amerikan rolünün kaderini çizebilir. Maliki, Caferi ve Allavi’nin öncülüğündeki üç kamp öne çıkıyor.
Maliki etnik ve mezhep bağlarının üstüne çıkmayı ve güvenliği vaat ederken bazı Sünniler ve Kürtlerin desteğini alıyor. Caferi ise İran’ın adayı. Sadr da burada. Allavi’yi ise laikler ve Arap devletleri destekliyor. Kürtler bölünmüş durumda. Barzani Maliki’yi destekleyebileceğini söylerken, Değişim Partisi de İran hakimiyetine karşı.
Talabani’nin partisi ise ABD liderlik gösteremiyorsa Kürtlerin Arap milliyetçiliğine karşı İran’a bakması gerektiğini savunuyor.Kürt Hizbullah’ı da İran’dan yana. Bu genel durumun arkasında Obama’nın Irak’tan hızla çekilebileceği düşüncesi var.
Amerikan yanlısı Iraklı politikacıların eli zayıflıyor. Caferi kendisini iktidardan ABD’nin düşürdüğünü, Sadr ise Amerika’yı kendisinin kovduğunu iddia ediyor. Kürtler bile artık Amerikan karşıtı bir hava kazanmak için eski sosyalist geçmişlerine atıf yapıyorlar.
Maliki ABD’nin adamı olarak görünmekten korktuğu için Irak-ABD anlaşmasını referanduma sunmaya çalışıyor. İran ise Maliki’yi yenmek için para, siyasi sermaye, istihbarat ne gerekirse kullanmaya kararalı görünüyor. Buna Irak’ın suyunu kesmek ve Sistani’ye baskı yapmak da dahil. Son yoklamalarda Maliki’nin oyu yüzde 51 görünüyor. Obama işi biraz sıkı tutsa Irak hala kazanılabilir.
Financial Times
Gideon Rachman: Evet Obama kelebek gibi uçuyor ama yumruklarını daha sert vurmalı. Zayıf bir başkan olduğu düşüncesi tehlikeli bir şekilde yayılıyor. Nobel kazanmanın faydası olmaz. Şimdi hasımları bu ödülle onun “hiç bir şey başarmadan alkışları toplayan”, sürekli özür dileyen, içeride değil dışarıda sevilen, tereddüt içinde, zayıf ve “yalancı bir Mesih” olduğunu iddia ettiklerinde ne kadar haklı olduklarını söyleyecekler. Önde gelen bir Avrupalı politikacı Obama’nın Ortadoğu’da zayıf bir portre çizdiğini ve “eğer yeni yerleşim bölgeleri olmayacak diyorsa olmamalı” sözleriyle belirtiyor.
Barış süreci ve İran’la ilgili vaat edilen değişim gelmedi. Afganistan’la ilgili kameraların önünde bir kararsızlık yaşanıyor. Sağlık reformu çok yavaş ilerliyor. Obama “nutuk atarak problemler çözülmez” dedi ama kendisi nutuk atmaktan dışında pek bir şey yapmıyor.
Ama haksızlık da etmeyelim; Bush ona çok kötü bir “el” bıraktı (iki savaş, ekonomik kriz ve sevilmeyen bir Amerika). Clinton da iyi başlamayıp sonra toparlamıştı. Obama’nın en azından henüz fiyasko denebilecek bir hatası yok. Hem Hamlet gibi kararsız olmak ve mantıklı olmaya çalışmak Bush gibi “içgüdüleriyle” hareket etmekten iyidir.
Ancak siyasette hız da önemlidir. Barış için çaba sarf etmek iyi bir şeydir ama ABD Başkanı bir an önce hızla kazanabileceği bir kavga başlatmalı.Sadece sempati değil korku da yaratabilmeli.
Başyazı: Finans krizinden ve ekonomi bilim dalının yaşadığı güven bunalımından sonra bu yılki Nobel ödülü bu branşın hala ışık tutabileceği önemli hakikatler olduğunu gösterdi.
The Wall Street Journal
Roger Bate: Mutluluk gayrisafi yurtiçi hasıladan (GSYH) öte bir şeydir. Ölçülmesikolay değildir. Robert Kennedy, GSYH’nin hayatı yaşanmaya değer kılan şeyler hariç her şeyi ölçtüğünü söylemişti. GSYH sağlık, güvenlik ve özgürlük gibi önemli şeyleri ölçmüyor. Önemli ama aynı zamanda ölçülebilir şeylerden oluşan yeni endeksler geliştirmek mümkün.
Zachary Karabell: ABD’nin Çin’e bu kadar borçlu olmasının muhtemel sonuçları karar alıcılar tarafından bile tam anlaşılmıyor.Borç bir süper güç için gerçek bir engel olabilir. Zamanında İngiltere’nin başına ne geldiğini unutmayalım: İmparatorluğu, güçlü bir ordusu ve dünya ticaretinde merkezi bir konumu vardı ama borç bunların hepsini yedi.Amerika dünyada büyük çaplı bir rekabet yaşamaya alışık değil. Ayrıntıları aşıp büyük resmi görmez, kendimizi toplamaz, yeni ürünler ve fikirler üretemezsek, güce ve başarıya “aç” ve dinamik Çin’in bizi geride bırakması kaçınılmaz olur.
Michael Auslin: Yeni Japon hükümeti ile beraber Asya Birliği söylemi yine dillendirilir oldu. Bölgedeki ülkelerin farklı ekonomik ve siyasi sistemlere sahip olması Avrupa Birliği tarzı bir entegrasyonu imkansız kılıyor. Pekin, Avustralya ve Hindistan gibi demokratik ülkeleri böyle bir sürece katmak istemiyor. Pekin daha küçük ve kontrol edebileceği bir yapı istiyor.
Asya’da denenip yarım kalmış çok sayıda bölgesel girişim oldu. Çünkü amaçlar ve öncelikler tanımlanamadı ve bunları gerçekleştirecek mekanizmalar kurulamadı. Asya’daki bütünleşme denemeleri Amerikan faktörünü dikkate almadıkları için genelde başarısız oluyor. Bölgedeki en büyük güvenlik sağlayıcı aktörün ABD olduğu unutulmamalı.
Los Angeles Times
Richard Fontaine ve John Nagl: Gerilla ile mücadelede meşru bir hükümetin elzem olduğu varsayımı ve Afganistan’da bu olmadığı için başarı şansı olmadığı iddiası gerçekleri yansıtmıyor. Seçime gölge düşmüş olması işimizi zorlaştırır ama başarıyı imkansız kılmaz. Afganistan’da başarı şansı Irak’a göre daha fazla. Irak’ta Sünnilere Şii çoğunluğun hakimiyetini kabul ettirmek gerekiyordu. Afganistan’da ise insanları Taliban’a yaklaştıran böyle bir etnik faktör yok.
Yoklamalar halkın büyük oranda Taliban ideolojisine ve örgütün tekrar iktidara gelmesine karşı olduğunu gösteriyor. Taliban’ın başarısı kendi meziyetlerinden çok Afgan hükümetinin yaptığı hatalardan kaynaklanıyor. Hükümete yerel düzeyde yönetişim ve refahın artması konusunda yardım etmeliyiz. Bu da ancak yavaş yavaş gerçekleşebilir. Gerilla ile mücadele zahmetli ve maliyetli bir şeydir. Panikleyip kaçmamalı ve sabırlı olmalıyız.
Foreign Policy
Michael Scheuer: Afganistan’da ya “oyunu sertleştirmeliyiz” ya da eve dönmeliyiz. Arası yok.
Yedioth Ahronoth
Dan Schueftan: Filistinliler kendilerini “mutlak kurban” olarak görmeye alıştılar ve siyasi olarak bir türlü olgunlaşamıyorlar.Bu kültür öyle kapsayıcı ki sorumlu davranmaya çalışanları bile etkiliyor. Radikaller hep kazanıyor.
Yoram Ettinger: Nobel ödülü ABD dış politikasını Avrupaileştirme amaçlıdır.
Christian Science Monitor
Nathan Stock: Ya Hamas’ı muhatap kabul edeceğiz ya da ileride daha radikal örgütlerle baş etmek zorunda kalacağız.