Güncelleme Tarihi:
WALL STREET JOURNAL: Türkiye Wikileaks iddialarını savuşturdu
Türk yetkililer, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı güvenilmez bir otoriter, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunu ise tehlikeli boyutta bir İslamcı olarak belirten belgelerdeki yorumları savuşturdu.
Davutoğlu, Pazartesi günü yaptığı açıklamada kendisini tehlikeli İslamcı ve imparatorluk hayalleri olan biri olarak tanımlayan belgelere aldırış etmedi ve “ABD-Türkiye ilişkilerinin sızdırılan belgelerden etkilenmeyeceğini” söyledi. Analistler, sızdırılan belgelerin arasında Ankara’daki elçilikten ABD’ye gönderilen sekiz bine yakın belge olduğunu ve AK Parti iktidarı ile liderleri hakkında tartışma yaratacak iddialar bulunduğundan Türk basınının çok büyük bir ilgiyle gelişmeleri takip ettiğini belirtti.
Davutoğlu hakkındaki iddiaları içeren 2004 yılına ait belgede, Davutoğlu’nun Erdoğan üzerindeki İslamcı nüfuzu bulunduğu ifade ediliyor ve Erdoğan’ın “yağcı danışmanlarla” çevrili “otoriter” biri olduğu belirtiliyor. Daha yakın tarihli bir belgede ise Davutoğlu’nun Osmanlı İmparatorluğunu yeninden diriltmek hakkındaki yorumları yer alıyor.
Ortaya çıkan binlerce belge arasında ABD’nin PKK’ya yardımcı olduğu iddiaları da yer alıyor. Analistler, Türk liderlerin belgelerin neden olacağı etkiyi azaltmak için diplomatik yazışmalar ile politika arasına çizgi çekmeye çalışacağını tahmin ediyor.
Bilgi Üniversitesi’nden İlter Turan, Türkiye’nin Irak işgali için ABD’ye topraklarından geçiş izni vermemesine değinerek, AK Parti hükümetinin göreve geldiği yıllarda çekilen elçilik mesajlarında yer alan bilgilerin, son yıllardakine kıyasla çok daha fazla eleştiriye açık olduğunu belirtti. Ancak bu gelişmeler son yıllarda giderek önemini yitirdi. Yakın zamanda çekilen iç yazışmalarda Türkiye’nin doğuya kayma endişelerine rağmaen batıdan kopmadığının altının çizildiği belirtildi.
Turan, “Türkiye’nin ne yaptığı ve nereye gittiği konusunda soru işaretleri oluşmuş olabilir ancak bu politik seviyede değildi. Bence her iki tarafzaten yorucu olan bir ilişkiye daha fazla zarar vermenin kısıtlı olduğunu ortaya koyacak” dedi.
HAARETZ: Teşekkürler Türkiye: Türkiye olmasaydı Gazze ablukası aynen devam edecekti
Haaretz gazetesi yazarı Amos Harel, “Teşekkürler Türkiye” başlıklı makalesinde, Gazze politikasının değişmesini ve İsrail’in uğradığı uluslararası baskının azalmasını sağladığı için Türkiye’ye teşekkür etti:
Eğer Türkiye’nin Gazze Özgürlük Filosu’nda yer alan Mavi Marmara gemisine yapılan baskın olmasaydı, İsrail’in Gazze ablukasını değiştirmesi çok düşük bir olasılık olarak kalacaktı. Baskının ardından İsrail büyük bir uluslararası karmaşanın ortasında kaldı. Yine de İsrailli yetkililer, en azından bir konuda filonun organizatörlerine, özellikle İslamvı İHH’ye az da olsa minnettarlık duymalı.
Eğer Gazze filosu olmasaydı, Gazze politikasının değişmesi oldukça şüpheli bir konu olarak kalacaktı. Beredeyse iki yıldan bu yana, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu hükümeti ve ondan önceki Ehud Olmert hükümeti, Gazze’ye sadece gemilerin erişimini engellemekle kalmadı, ayrıca sınırdan geçen mallar üzerinde kat kısıtlamalar uyguladı.
Akılsızca ve faydasız olan bu uygulama, İsrail’in uluslararası alanda sayısız kınamaya maruz kalmasına neden oldu. Diğer yandan, Refah kapısıyla Sina Yarımadasını birleştiren tünellerde silah kaçakçılığı devam etti. Ordunun silah taşıyıp taşımadıklarını araştırmak için gemileri durdurması anlaşılır bir şey ancak, “değerli malları” geri çevirmesi için bir açıklama bulmak zor.
Hükümet Mavi Marmara olayına kadar katı politikasını sürdürdü. Baskının ardından, hükümet Gazze politikasında hızlı bir değişime gitti ve yasaklı olan birçok malın snırdan girişine izin verdi. Bu bir aşağılama olduğu gibi, baskının ardından gelen soruşturmada birçok eksik adım atıldı. Mavi Marmara, Gazze politikasında belirgin bir değişim sağladı. Gazze İsrail toprağı ve Hamas rejimi arasında kapana kısılmaya devam ediyor.
İsrail artık Gazzelilerinm çektiği sıkıntıların tek sorumlusu olarak görülmüyor. Eylül ayında Filistinliler için bağış toplanması için düzenlenen bir konferans bunu açıkça gösterdi. Diğer yandan, Gazze’ye gelmek isteyen gemi sayısı ciddi oranda azaldı. Çünkü onların amacı Gazze’ye ilaç ve gıda taşımak değil, İsrail ile yüzleşmekti. Ancak, uluslararası topluluk onların iddialarına daha az ilgi gösteriyor ve onlar saldırıya maruz kalacak filo oluşturmakta eskisi kadar hızlı olamıyor.
NEW YORK TIMES: ABD ve Güney Kore, Pyongyang ile görüşmeyi reddetti
ABD, Güney Kore ve Japonya, Kore Yarımadasında yaşanan gerilimin ardından Kuzey Kore ile acil görüşmeler yapılmasını öneren Çin’in teklifine sıcak bakmıyor. Sarı Deniz’de Pazartesi günü başlayan tatbikatın ardından açıklama yapan Obama yönetimi yetkilileri, hafta sonunda Çin’in yaptığı teklifin kabul edilmesi halinde, Pyongyang’ın kışkırtıcı davranışlarının ödüllendirilmiş olacağını belirtti.
Pekin ise süresiz olarak ertelenen nükleer görüşmelerde yer alan ülkeler ABD, Japonya, Güney Kore ve Rusya’yı Kuzey Kore ile görüşmeye çağırdı. Beyaz Saray sözcüsü robert Gibbs, “Kore Yarımadasındaki gerginliği bir dizi halka ilişkiler girişimiyle düzeltmeyi düşünmediklerini” ifade etti.
Gibbs, “Kuzey Kore geçen hafta ortaya koydukları davranışı sona erdirmeye ymnelik anlayış ve uzlaşma göstermedikleri ve nükleer silahsızlanma konusunda ciddiyet göstermedikler sürece masaya oturmak sadece bir halkla ilişkiler faaliyeti olur” açıklamasında bulundu.
ABD, acil görüşme talebi yapan Çin’den, Kuzey Kore’nin eylemlerinin göz ardı edilemeyeceği mesajını göndermesini istiyor. Buna rağmen Pekin, son iki hafta içindeki gelişmelerde tarafsız kalmayı tercih etti. Öte yandan, Kuzey Kore üzerinde nüfuzu bulunan Çin’in teklifini kabul etmeyerek, Obama yönetimi Kore Yarımadasındaki uzlaşma imkanını daraltıyor olabilir.
WASHINGTION POST: Wikileaks belgeleri ABD’nin dünya ilişkilerini zedeledi
Wikileaks’in en son açıkladığı belgelerin ardından açıklama yapan yabancı diplomat ve hükümet yetkilileri, sızdırılan bilgilerin ardından ABD’yle hassas konularda etkileşim göstermenin zorlaşacağını belirtti. Dünyanın dört bir yanındaki yabancı yetkililerin tepkisi şöyle:
İngiltere: Eski bir diplomat olan Carne Ross, ülkelerin birbirleri üzerinde casusluk yapmalarının kabul edilmesi zor olduğunu belirtirken, “Daha zararlı olanı, ABD’nin iç yazışmalarının yıkıcı bir etki yapacak şekilde gözler önüne serilebilmesi. Diplomatlar, ABD ile güven gerektiren konularda bilgi paylaşmadan önce iki defa düşünmeli” dedi.
Fransa: Eski bir savunma yetkilisi ve diplomat olan Froncois Heisbourg, Lizbon’daki NATO zirvesinde ABD’nin siber güvenliğe dikkat çektiğini hatırlatarak, “ABD’nin siber güvenlik hakkında yapacağı bir konuşma duyacağım zaman, oldukça rahatsız edici eleştirilerde bulunacağım” yorumunu yaptı. Fransa Dışişleri Bakanlığı ise gizli yazışmaların ortaya çıkarılmasının “sorumsuzca” olduğunu belirtti.
İsrail: İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, sızdırılan belgelerin ABD’li diplomatlar için dış politikada dürüst değerlendirmeler yapmalarını zorlaştıracağını ve yabancı liderleri ABD’ye karşı daha şüpheli bir hale sokacağını ifade etti. “Diplomasi gizlilik üzerine kuruludur” diyen Netanyahu, “Gazetecilik ise ifşa etmeye dayalıdır ve Wikileaks olayında anladığım şey ABD’nin gelecekte işini yapmakta zorlanacak olması” dedi.
Irak: Irak Dışişleri Bakanı Hoşya Zebari, Wikileaks’in sızdırdığı diplomatik belgelerin ve bu sızıntının yaşandığı dönemin “çok kötü etkileri olduğunu” çünkü Irak’ın hükümet kurabilmek adına iç politikada rekabeti aşmaya çalıştığını söyledi.
Pakistan: ABD’nin önemli müttefiklerinden Pakistan, ortaya çıkan belgelerin ardından ABD’li diplomatların Washington’a gönderdikleri telgrafların doğruluğu hakkında şüpheler oluştuğunu belirtti. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Abdül Basit, İslamabat’ın, belgelerde Suudi Arabistan’ı küçümseyen açıklamalar yapıyormuş gibi gösterilmesinden memnun olmadığını belirtti.
Afganistan: Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin sözcüsü Wahed Ömer, sızdırılan belgelerin önemini göz ardı etti. Ömer, okudukları hakkında şaşkınlığa uğramadıklarını ve ABD ile ilişkilerinin bozulmayacağını ifade etti.
Hindistan: ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi daimi adaylığı konusunda “kendi başına önde koşan aday” olarak tanımladığı Pakistan, sızan bilgiler konusunda öfkeli. Eski bir ulusal güvenlik danışmanı Brajeş Mişra, “Bu belgeler kesinlikler ABD ile Hindistan arasında dargınlığa neden olacak” dedi.
Rusya: Belgelerde Rusya Başbakanı hakkında “Alfa-erkeği” tanımının kullanılması hakkında yorun yapan Global Politics dergisi editörü Fyodor Lukyanov, “bu büyük olasılıkla Putin’in gururunu okşayacak” dedi.
FINANCIAL TIMES: Euro bölgesindeki çabalar yangını söndürmeye yetmiyor
Avrupa Birliği (AB) liderlerinin İrlanda’ya yapılacak 85 milyar dolarlık yardım paketinin ilk görüşmesinde sonuçsuz kalırken, euro değer kaybetmeye ve İtalya ile İspanya’nın borçlanma maliyetleri artmaya devam etti.
Diğer yandan, Portekiz ve Belçika’nın piyasa faiz oranlarında yaşadığı artış, İrlanda’daki krizin Avrupa’ya yayılabileceği endişelerini artırdı. Yatırımcılar ise Pazar günü açıklanan ve AB’nin gelecekteki krizlerle baş etmeyi öngören mekanizmasının euro ülkelerini borçlarını geri ödeme kabiliyetlerini riske attığını belirtti.
Credit Suisse danışmanlarından Robert Parker, “Görülen o ki hükümetlerden yatırımcılara bir risk transferi yapılıyor” yorumunda bulundu. Gözler ise ekonomik çöküş yaşamak için çok güçlü oldukları kabul edilen İtalya ve İspanya’ya çevrilmiş durumda.
Merkez Bankası’nın verilerine göre 1.849 milyar euro ile Avrupa’nın en büyük hükümet borcuna sahip olan İtalya’da, merkez sağ hükümet yılsonunda bütçe açığını yüzde 5 azaltmayı amaçlıyor. Ancak piyasalar Başbakan Silvio Berlusconi hükümetinin kişisel sorunlarının süresiz politik belirsizliğe neden olabileceği ve kemer sıkma politikasının başarısız olmasından endişe duruyor.