Güncelleme Tarihi:
Ayvalık'ın Küçükköy Mahallesi Sarımsaklı mevkisinde yaşayan Adil Buluş (42), geçen günlerde teknesiyle balık tutmak üzere Sarımsaklı sahilinden denize açıldı. Denizin kapkara olduğunu fark eden Buluş, cep telefonu kamerasıyla çektiği görüntüyü sosyal medya hesabından paylaşıp, duruma tepki gösterdi. Yetkililerden kirliliğin nedenini tespit etmesini isteyen Adil Buluş, denizin kapkara bir renge dönüşmesi konusunda ise bölgedeki zeytinyağı fabrikası sahiplerini suçladı.
’MANZARA KARŞISINDA ŞOKE OLDUM’
Denizin her yıl zeytin hasadı zamanı renginin simsiyah olduğunu belirten Adil Buluş, fabrika sahiplerine ve insanlara sesini duyurabilmek için böyle bir video çektiğini söyledi. Buluş, "Sarımsaklı’da kendime ait küçük bir tekne ile denize açılmak ve balık yakalamak istedim. O pislikte değil balık yakalamak, balığın yemi görmesi bile mümkün değildi. O gün deniz simsiyahtı. Bu belli bir alanda değil, Badavut'a kadar gidiyordu. İşletemiyorsan veya arıtmayı çalıştıramıyorsan o fabrikayı kapat. Biz mağdur oluyoruz. Bizim ekmek teknemiz deniz ve kumsal. Fabrika sahipleri kendi ceplerini dolduracak diye bizim ve çocuklarımızın geleceğiyle kimsenin oynamasına müsaade etmem. Kimse de müsaade etmesin" dedi.
’TURİZME BALTA VURULUYOR’
Ayvalık Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Halil Coşkun ise Nikita Deresi'ne direkt olarak fabrika veya zeytin sıkım yerlerinden zeytin karasuyu deşarj edilmesi nedeniyle kirliliğin oluştuğunu ve bunun büyük bir risk olduğunu söyledi. Çevre derneği olarak kirliliği yetkililere ihbar ettiklerini ifade eden Coşkun, bir an önce sorunun kaynağının tespit edilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Dünyaca ünlü Sarımsaklı sahillerinde zeytin karasuyu yüzünden turizme balta vurulmaktadır. Karasuyu, döküldüğü denizi kirletiyor. Canlıların yok olmasına neden olabilecek bir kirlilik söz konusu. Çevre derneği olarak bu konunun takipçisi olacağız. Sarımsaklı'nın turizme çok büyük katkısı var. Burada yatırım yapan turizm şirketleri, bu görüntü sonrası insanları buraya nasıl davet edecek merak ediyoruz. Aynı zamanda bu bölgede yaşayan insanlar için sağlıklı bir ortam oluşturulmuyor ve deniz yok ediliyor. Bu karasu atıklarının bir an önce durdurulması gerekiyor. Nikita Deresi üzerindeki fabrikaların deşarj noktalarından örnekler alınarak, özellikle hafta sonları kontrol edilip bu deşarjın önüne geçilmesi gerekiyor. Bu bir hastalık nedenidir, çevre kirliliği felaketidir. Doğada bu şekilde yıkıcı kirletmelerin önüne geçmek zorundayız."
5 YIL ÖNCE TOPLU BALIK ÖLÜMLERİ YAŞANMIŞ
27 Eylül 2013'te toplu balık ölümlerinin yaşandığı Nikita deresinde arsenik miktarının çok yüksek çıkmasına rağmen, kirletici kaynaklar bir türlü tespit edilemiyor. Toplu balık olaylarının yaşandığı olay üzerine dönemin Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü, dere çevresinde 50ye yakın fabrika olduğunu belirterek, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'nün konuya el atması gerektiğini, bunun yerel ölçekli bir iş olmadığını söylemişti. Numunelerin gönderildiği İzmir Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsü'nden gelen raporda, dere suyunda 307 mg/l arsenik bulunduğu belirlenmişti.
Son olarak görülen kirliliğin ardından bir vatandaşın BİMER'e şikâyet dilekçesi yazdığı öğrenildi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, haftada bir rutin denetim yapılan bölgede 17 Ocak günü de bir denetim yapıldığı, zeytin sezonunun sonu olması nedeniyle kapalı olan fabrikalar dışında yaklaşık 10 fabrikada inceleme gerçekleştirildiği belirtildi. Bölgede aşırı yağışlara bağlı sel görüldüğü, Nikita Deresi'nin tabanında 10-20 yıldır biriken tortunun denize ulaştığı, yarım metreye ulaşan zeytin karasuyu posasına derede ve denizde rastlandığı bildirildi. Ancak kaçak deşarj ihbarları alınmasına karşın fabrikalardan herhangi bir kaçak deşarj tespit edilmediği öğrenildi.
Bu arada, DSİ 25. Bölge Müdürlüğü'nün Nikita Deresi ıslahını programa aldığı ve ıslah yapıldığı takdirde kaçak deşarj konusunun netlik kazanacağı belirtildi.