Güncelleme Tarihi:
Dünya Su Günü, her yıl 22 Mart’ta temiz su kaynaklarının önemine dikkat çekmek ve bu kaynakların sürdürülebilir şekilde yönetilmesini desteklemek amacıyla düzenlenmektedir. Temiz su kaynaklarına yönelik uluslararası bir günün kutlanması, 1992 yılında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda önerilmiştir. Bu doğrultuda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 22 Mart 1993 tarihinde 1. Dünya Su Günü’nün kutlanmasına karar verilmiştir. Her yıl Dünya Su Günü kapsamında temiz su kaynaklarına yönelik bir tema belirlenerek bu konunun önemi vurgulanmaktadır.
2015 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 6 numaralı maddesi, 2030 yılında herkesin güvenilir suya ve sanitasyona erişim sağlayabilmesine yöneliktir. Fakat bugün, milyarlarca insan hâlâ güvenilir suya erişememektedir. Kadınlar, çocuklar, mülteciler, yerliler, engelli insanlar ve daha pek çok insanı kapsayan dışlanmış gruplar, çoğu zaman dikkate alınmama ve bazen de ayrımcılığa uğramaları nedeniyle; ihtiyaçları olan güvenilir suya erişmek ve bu süreci yönetmek için kendileri çaba göstermektedir.
Güvenilir su, güvenli bir şekilde yönetilen içme suyu hizmeti olarak tanımlanmaktadır. Bu doğrultuda; yerinde erişilebilen, ihtiyaç olduğunda ulaşılabilen ve temiz su olarak ifade edilmektedir. 2019 yılı 22 Mart Dünya Su Günü teması, “kimseyi geride bırakmamak (leaving no one behind)” olarak belirlenmiştir. Tema, söz konusu çok sayıdaki insanın güvenilir suya erişiminde geri planda bırakılmasının nedenlerini ele alarak su krizi ile mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Söz konusu tema, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamındaki 6 numaralı maddesini de kapsamaktadır.
Su, kim olduğuna ve nerede olduğuna bakılmaksızın bir insan hakkıdır. Suya erişim; toplum sağlığı, sürdürülebilir kalkınma ve aynı zamanda istikrarlı ve refah bir dünya için temel oluşturmaktadır. Çok sayıdaki insanın güvenilir suya erişememesi, küresel olarak toplumların ilerlemesinin önüne geçmektedir. Birleşmiş Milletler, 2010 yılında temiz ve güvenilir içme suyu ile hıfzıssıhhayı bir insan hakkı olarak tanımlayarak; bunun yaşam hakkının tam olarak yerine getirilebilmesi için zorunlu olduğunu kabul etmiştir.
İnsanlar çeşitli nedenlerden dolayı güvenilir içme suyuna erişimde sıkıntı yaşamaktadır. Bu nedenler arasında; cinsiyet, ırk, din, sosyal sınıf, dil ve millet, engellilik, yaş ve sağlık durumu, toprak mülkiyeti, ikamet, ekonomik ve sosyal durum ile iklim değişikliği, çevresel faktörler, nüfus artışı, çatışma, zorunlu yer değiştirme ve göç gibi diğer faktörler yer almaktadır.
Suya erişimde kimseyi geride bırakmamak için dışlanan veya görmezden gelinen insanlara yönelik çabalara odaklanmak gereklidir. Su hizmetleri, dışlanmış grupların ihtiyaçlarını karşılamalı ve karar verme süreçlerinde bu grupların seslerine kulak verilmelidir. Yasal çerçeve, tüm insanlar için su hakkı çerçevesini tanımalıdır. Ayrıca en fazla ihtiyacı olan kişileri adil ve etkin bir şekilde hedefleyen yeterli bir fon oluşturulmalıdır.