Güncelleme Tarihi:
Uluslararası Patent Birliği (UPB) Konsey Başkanı Kemal Yamankaradeniz, WIPO'nun raporunu AA muhabirine değerlendirdi.
WIPO'nun yayınladığı “Patent Raporu 2006”da elde edilen bilgilerin, özellikle teknolojik yenilik yapıp rekabet etmekten başka çaresi kalmamış olan Türk sanayicisi için büyük önem taşıdığını belirten Yamankaradeniz, raporda dünyada yapılan patent aktivitelerinin ötesinde, ülkelerin rekabetçi olabilmek için teknolojik alanda hangi çalışmalar içinde olduğunu gösteren veriler bulunduğunu söyledi.
Tüm dünyadaki patent başvurularına bakıldığında, 1985 yılında toplam 884 bin 400 adet patent başvurusu yapılırken, bu rakamın 2004 yılında 1 milyon 599 bin adete ulaştığını ifade eden Yamankaradeniz, 1985 ile 1995 yılları arasında dünyada en çok patent başvurusu yapılan ülkelerin; Japonya, ABD, Avrupa Birliği, Güney Kore ve Çin olduğunu kaydetti.
EN BAŞARILI ÜLKE GÜNEY KORE VE ÇİN
Bu raporda en çok dikkat çeken durumun Güney Kore ve Çin'in elde ettiği başarılar olduğunu anlatan Yamankaradeniz, şöyle dedi:
“Güney Kore, 1950'li yıllarda Türkiye'den çok çok gerilerde iken 50 yılda sanayi, refah ve teknoloji üretme bakımından bizden çok ileri bir seviyeye gelmiştir. Çin ise tıpkı bir zamanlar Moğolların yaptığı askeri istilalar gibi günümüzün sanayi ve ekonomi istilacısı olarak bilinmekte. Bunun da ötesinde taklitçi bir ülke olarak bilinirken dünya sıralamasında çok kısa zamanda teknoloji üretme bakımından en ön sıralara geçmiş olması takdire şayandır.”
PATENT BAŞVURUSUNDA ÖNDE GELEN ÜLKELER
Yamankaradeniz, 2004 yılında en çok başvuruyu Japonya, ABD, Güney Kore, Çin, ve Almanya'nın yaptığını, İlk beş patent ofisinin (Japonya, ABD, Güney Kore, Çin, Avrupa Patent ve Almanya) başvuru sayısının dünyada yapılan toplam patent başvurusunun yüzde 75'ini teşkil ettiğini kaydetti.
Bir ülkenin kendi içinde yapmış olduğu patent başvurusunun, o ülkenin teknolojik yenilik üretip rekabet edebilme yeteneğini gösterdiğini dile getiren Yamankaradeniz, bir ülkeye dışarıdan yapılan patent başvurularının da o ülkedeki istikrarı ve küresel sermayenin duyduğu güveni gösterdiğini anlattı.
Dolayısıyla hem bir ülkedeki toplam patent başvurusunun hem de o ülkenin ürettiği patent başvuru sayısının çok önemli olduğunun altını çizen Yamankaradeniz, patent başvurusu çok olan ülkelerin teknolojik bakımından güçlü ve zengin ülkeler, patent başvurusu olmayan ülkelerin ise zayıf ve fakir olduğuna dikkat çekti.
Yamankaradeniz, “Türkiye'nin durumu ise maalesef içler acısıdır. Türkiye dünyada üretim bakımından 17. sıraya girerken, patent sıralamasında maalesef ilk 20'ye bile girememektedir” dedi.
Dünyadaki 15 patent ofisinin 1995 yılından 2004 yılına yerli patent üretmedeki durumlarına bakıldığında Çin'in yüzde 557 oranında artış ile ilk sırada yer aldığını, Çin'i yüzde 365 ile Hindistan ve yüzde 76 ile Güney Kore'nin izlediğini belirten Yamankaradeniz, Türkiye'nin 1995 ile 2004 yılları arasındaki patent başvuru artış oranının yüksek olmasına karşın, toplam başvuru adedinin 5 binlerin altında olduğu için dikkate alınmadığını söyledi.
Bir ülkedeki patent başvuru sayısının yüksek oluşunun, özellikle teknolojik inovasyon yeteneğinin bir ölçüsü olduğunu anlatan Yamankaradeniz, “Eğer bir ülke insanı yenilik üretiyor ve bunu fikri mülkiyet yönetimi ile ticarette kullanabiliyorsa o ülke kalkınır. Türkiye'nin bu sıralamada olmaması, bizler için acil ve hemen tedbir alınması gereken bir durumdur” değerlendirmesinde bulundu.
ÜLKELERE YAPILAN YABANCI PATENT BAŞVURULARI
Ülkelere yapılan yabancı patent başvurularının genel anlamda o ülkenin hedef pazar, üretim üssü, teknolojik yatırım bakımından değeri ve küresel sermayenin tercih edilebilirliği ile ilgili olduğunu anlatan Yamankaradeniz, “Bir ülkede patent başvurusunun çok olması, yabancı patentler ağırlıkta olsa dahi iyidir. Çünkü o ülkede üretim veya ticaretin yapılabilirliğini gösterir” dedi.
Yamankaradeniz, bu açıdan bakıldığında bir ülkeye yurt dışından gelen patent başvuruları açısından ilk sırayı Çin'in aldığını, Çin'i, Singapur, Brezilya ve Meksika'nın izlediğini bildirdi. Türkiye'nin yine bu değerlendirme bakımından da sıralamaya girmemesinin üzücü olduğuna dikkat çeken Yamankaradeniz, şunları söyledi:
“Türkiye'de teknolojik yenilik oranının çok düşük olması, belki bazı sebeplerden dolayı kabul edilebilir, katılması zor bir görüş olsa da. Ancak başka ülkelerin Türkiye'yi patent korumasına değer bir ülke olarak görmemesi yenilik üretmemekten daha kötü ve düşündürücü bir olaydır.”
Yamankaradeniz, nüfus başına patent üretimine bakıldığını ise 1 milyon insanın yılda 2 bin 884 adet patent üretme yeteneği olduğunu, bu rakamın Güney Kore'de 2 bin 189 adet, ABD'de 587 adet olarak gerçekleştiğini belirterek, Türkiye'de ise 1 milyon kişinin yılda 7 patent ürettiğini söyledi.
Araştırma ve geliştirme faaliyetleri sonucunda patent elde etme konusunda ise Güney Kore'nin başarısına işaret eden Yamankaradeniz, bu ülkede her 1 milyon dolarlık Ar-Ge harcamasından 4,60 adet patent üretimi yapıldığını kaydetti.
Yamankaradeniz, Türkiye'de bu oranın ise 0,14 adet olarak gerçekleştiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Burada en çok dikkat çeken durum, Güney Kore'nin başarısıdır. Güney Kore, en verimli Ar-Ge uygulayan ülkedir denebilir. Tüm dünyanın gözden kaçırdığı bir durum ise (Ar-Ge'ye yüksek miktarda para ayırmak) demek, firmaları rekabetçi hale getirir anlamına gelmiyor. Firmaların elindeki kaynaklar az veya çok olsun, ne olursa olsun verimli Ar-Ge yani patent stratejilerine dayalı Ar-Ge yapması gerekir. Güney Kore kökenli şirketler bu açıdan örnek alınacak şirketlerdir.”
“TÜRKİYE'DE PATENT SEFERBERLİĞİ YAPILMALI”
Kemal Yamankaradeniz, Türkiye'de 1995'ten sonra başta patent, marka ve tasarım kanunları olmak üzere fikri mülkiyet alanında bir çok konuda devrim niteliğinde çalışmalar yapıldığını, ancak bunun yeterli olmadığını söyledi.
“Bizler koşmaya çalışırken bazıları bizden daha iyi koşuyor” diyen Yamankaradeniz, bu durumda tüm kesimlerin başta sanayici, sivil toplum örgütleri ve kamunun harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.
Firmalarda acilen fikri mülkiyet yönetimine geçmesi gerektiğini, işçiliğe dayalı rekabetten fikriyata dayalı rekabete geçilmesinin doğru olacağını anlatan Yamankaradeniz, “Türkiye'de acilen 'Patent Seferberliği' başlatılmalıdır. Patent odaklı Ar-Ge büyük önem taşımaktadır” dedi
Yamankaradeniz, Türk Patent Enstitüsünün gelişmiş patent ofisleri gibi verilerini halka açmasının takdire şayan olduğunu, fikrî mülkiyeti daha geniş kesimlere anlatmak zorunda olduğunu sözlerine ekledi.