Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin yeni Genelkurmay Başkanı, Işık Koşaner Cuma günü yeni görevini devralıyor. Sessiz ancak yılmaz bir laik olan Koşaner’in kendisini AB reformları ve hükümet politikaları arasında köşeye sıkışmış halde bulan ordunun yeni komutanının işi kolay olmayacak.
NATO’nun en büyük ikinci ordusundaki komuta değişikliği AK Parti’nin ülkedeki bir diğer laik muhalefet odağı olan yargıyla çatıştığı bir dönemde yaşanıyor. Analistler bu mücadelelerin Türkiye’nin geleceğinin belirlenmesinde çok önemli olduğuna inanıyor.
Komando subayı olarak eğitim gören daha sonra da istihbarat birimlerinde çalışan General Koşaner’in karşı karşıya kalacağı en büyük iki sınav darbe planları yapmakla suçlanan subayların davaları ve PKK terörüyle mücadele olacak.
Koşaner Yüksek Askeri Şura’da yaşanan gergin günlerin ardından genelkurmay başkanı olarak atanmıştı. Stratejik danışmanlık hizmeti sunan düşünce kuruluşu Avrasya Grup’un analisti Wolfgango Piccoli, “Koşaner’in işi çok zor olacak” dedi.
Piccoli ordu saflarında asker-hükümet ilişkileri konusunda bir memnuniyetsizlik olduğunu ve PKK terörünün yükselişte olduğunu hatırlattı.
Laikliğin savunucusu ordu, bugüne kadar dört hükümeti devirdi ancak Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde yapılan reformlar ordunun güçlerini sınırlandırdı. “Paşalar”ın gücü aynı zamanda ilk olarak 2002’de göreve gelen ve yükselen muhafazakar orta sınıf tarafından desteklenen AK Parti tarafından da kısıtlandı.
Askerlerle ordu arasında yaşanan sorunlara karşılık uzmanlar Başbakan Erdoğan hükümeti arasındaki ilişkilerin yumuşak olması bekleniyor. Ancak zaman zaman gergin anlar yaşanması da sürpriz değil.
Emekli General Necati Özgen, “Hükümetle bir çatışma yaşanacağını sanmıyorum. Koşaner bir demokrattır ve demokratik yöntemlerle silahlı kuvvetleri koruyacaktır” dedi.
Reuters’a konuşan Özgen, “Koşaner’in silahlı kuvvetlerin psikolojik erozyonundan etkilenmesi elbette mümkün. Daha çnce hiç bu yılki gibi bir YAŞ görmemiştik” dedi.
Koşaner, eski usül bir laik olarak tanınıyor ve açıklamalardan uzak durmasıyla biliniyor.
Türkiye 12 Eylül’de referandum için sandık başına gidecek. Eğer referandumdan ‘evet’ çıkarsa yapılacak değişiklikler sivillerin ordu üzerindeki kontrolünü artıracak. Askeri mahkemelerin yetki alanı kısıtlanacak, darbe planı yapmakla suçlanan askerler sivil mahkemelerde yargılanabilecek. AK Parti, reformların Türkiye üzerindeki askeri “vesayet”i sonlandırmak için gerekli olduğunu belirtiyor.
Koşaner’in genelkurmay başkanlığı döneminde “Balyoz” davası dolayısıyla yaşanacak gerginlikleri de izleyecek olan gözlemciler ordunun nüfuzunu kaybetmesinin kaçınılmaz olduğunu bildiğini, ancak hükümetin intikam alıyormuş gibi görünmemek için dikkatli olması gerektiğini ifade etti.
Avrupalı bir diplomat, “Her ülkenin orduya ihtiyacı vardır. Hükümet ve ordu Avrupa’nın geri kalanında olduğu gibi normal, demokrat bir ilişki kurmanın yolunu bulmalı” dedi.