Dünya Güzeli bana "çok yakışıklı" dedi !

Güncelleme Tarihi:

Dünya Güzeli bana çok yakışıklı dedi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2002 17:56

"Dünyanın en güzel kızı benim için 'çok yakışıklı' dedi. Hani, övünmek için değil, sana da dese bana yazardın, ondan anlatıyorum. Dünyanın en aydın insanı da (bana göre en azından) 'Türkiye'deki gazeteciler çok aydın' dedi. Oradaki bir kaç Türk gazeteciden biri de bendim, hepimiz adına iltifatı kabul ettim."

Haberin Devamı

Londra'dan arkadaşım Faruk Eskioğlu'nun mektubu şöyle devam ediyor:

"Sevgili dost,

geçen hafta Londra gündemi oldukça yoğundu. Dünya güzeli Azra Akın onuruna Londra Büyükelçilik Konutu'nda bir resepsiyon verildi. İlk kez konutta kasvetli değil de lunapark coşkulu bir gece izledim. Azra, herkesle fotoğraf çektiriyor, sanatçılardan iş insanlarına pek çok konuk neşesini gizlemiyordu...

Okuyuculara, Azra'nın fotoğraflara yansıtılması zor bir özelliğini söyleyeyim: İçi gülüyor...

Gecenin sonuna doğru Londra'daki bazı gazeteci arkadaşlar da Azra ile fotoğraf çektirme yarışına katıldılar. Ben yine etik-metik karıştırıp çocukların canını sıktım tabii. Bir gazeteci arkadaşım "Yok mu başka foto çektirmek isteyen" der gibi sağa sola bakınan Azra'nın önüne iteledi. Ben "Yok sağolun, rahatsız olmayın lütfen" falan derken Azra elini uzattı.

Neyse Sevgili Serdar,

Azra ve ben... Flaşlar patlamaya başladı. Çocuklara, "Fotonun altına 'Dünyanın en güzel kızı ile en tipsiz erkeği' diye yazacaksınız biliyorum!" diye takıldım.

Azra, "Ooo Ye..." diye onayladı.

Azra'nın espirimi anlamadığını düşünen gazeteci arkadaşım, "Faruk kendisini  'ugly' diye yazmamızdan korkuyor" diye tercüme etti.

Azra, bana şöyle alıcı bir gözle baktı. Safça, "Ama o çok yakışıklııı..." dedi.

Hani Dr. Mazhar Osman demiş ya; "Sen bana deli dersen bir şey olmaz, ama ben sana deli dersem iş değişir..." Dünya güzelinden böyle bir iltifat almak gururumu okşadı valla.

Dur kaçma. Daha yazım bitmedi...

İkinci olay da şöyleydi:

Dil bilimci ve medya eleştiri yazarı Noam Chomsky'yi ne kadar sevdiğimi ve takdir ettiğimi bilirsin. Londra'daki Kürt İnsan Hakları Projesi'nin 10. kuruluş yılı dolayısıyla St. Paul Katedralinde bir konferans verdi. Chomsky'yi yaklaşık iki bin İngiliz aydını izledi. Beş yüze yakını da Katedralin dışında kaldı.

Chomsky, Türkiye'deki - basına her gün yansıyan - baskı ve işkence olaylarını kara mizah türünde anlattı. Salonu şöyle bir süzdüm. Hani çok okumaktan yüzü nurlanan hocalar vardır ya... Konukların entelektüelliği dinleyicilerin yüzüne yansımıştı sanki.

Chomsky'nin anlattığı baskı ve işkencenin benim yurdumda, benim adıma yapılmasından acı duydum.

Chomsky, konuşmasını bitirirken, Türkiye'yi ziyareti sırasında aydınlardan ve özellikle gazetecilerden büyük destek gördüğünü, özellikle çok cesur ve aydın gazetecilerin insan haklarına sahip çıktığını söyledi. Medya uzmanı, çizdiği karamsar tabloya muhalefet eden basından çok umutlu olduğunu aktardı.

Hani orada bir kaç Türk gazeteciden biri de bendim. Ve Chomsky'nin iltifatlarını hepimiz adına kabul ettim sessizce.

Sevgili dost,

Azra, dünyanın en güzel kızı. Ne yazık ki Chomsky'nin Katedralde İngiliz aydınlarına anlattığı çirkinleri örtmeye gücü yetmez..."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!