Dünya enerjinin geleceğini konuşuyor

Bir yandan gelişmekte olan ülkelerin gün geçtikçe artan enerji ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı yönünde alternatifler geliştirilirken, diğer yandan gezegenin geleceğini tehdit etmekte olan küresel ısınmanın önüne geçmek için sera gazlarının atmosfere salınımının nasıl kontrol altına alınacağı tartışılıyor.

ABD’nin Pittsburgh şehrinde 24-25 Eylül tarihlerinde yapılacak G20 zirvesinin en önemli gündem maddelerinden bir tanesi gelişmiş ülkelerin karbon salınımlarının kontrolü olacak. NATO bile küresel ısınmayı güvenlik gündemine almış durumda.  

Alternatif enerji tartışmalarının ortasında da hem siyasi hem de teknik boyutlarıyla nükleer enerji oturuyor. Çünkü nükleer enerji, güvenlik ve atıkların depolanması gibi teknik meselelerin yanısıra diplomasi açısından da oldukça sıkıntılı bir konu.

En büyük sıkıntı da nükleer enerji üretmek için gerekli uranyum zenginleştirme işleminin aynı zamanda silah yapımında kullanılıyor olması. Bu açıdan başı en çok ağrıyan ülke de kuşkusuz İran. Tahran yönetimi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş üyesine ve Almanya’ya müzakere teklifi paketini sundu. Ancak bu teklifler arasında uranyum zenginleştirme programının durdurulmasına dair bir madde yer almıyor.

İRAN-VENEZÜELLA EKSENİ

New York Times gazetesi de ABD’nin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nezdindeki büyükelçisi Glyn Davies'e dayandırdığı bir haberinde, İran’ın elinde bomba yapmaya yetecek derecede zenginleştirilmiş uranyum olduğunu belirtti.

Gazete, eğer Tahran yönetimi uranyum zenginleştirme programına devam etmekte ısrar ederse bölgedeki istikrarsızlığı daha da artıracağını ifade etti.

Mahmud Ahmedinecad hükümeti uzun süredir sürdürdüğü uranyum zenginleştirme çalışmalarının tamamen sivil amaçlarla, yani elektrik üretmek için olduğunu ve kesinlikle silah araştırmaları yapmadıklarının altını defalarca çizmişti. Buna rağmen Manhattan Savcısı Robert Morgenthau’nun hafta başında Brookings Enstitüsü’nde yaptığı bir konuşmada söylediği sözler gündeme bomba gibi düştü.

İran’ın Venezüella’nın uzak köşelerinde silah üretimi yapan fabrikalar kurduğu konusunda ihbarlar aldıklarını ama bu konudaki kanıtlarının kısıtlı olduğunu ifade eden Morgenthau’nun sözleri Venezüella lideri Hugo Chavez’in Mahmud Ahmedinecad’a verdiği koşulsuz destek ve Amerikan karşıtı duruşu düşünüldüğünde şaşırtıcı değil.

Latin Amerika’nın petrol üreticisi Venezüella’nın, bölgede lider olma çabası Brezilya’da bulunan petrol dolayısıyla tehlikeye girdi. Geçtiğimiz hafta bulunan ilk rezervlerin ardından dün bulunan dev bir havza, 2 milyon varillik kaynak olduğunu işaret etti.

İngiliz The Guardian gazetesinin bugünkü haberinde öngördüğü üzere, Brezilya, 2020 yılında günde 5.7 milyon varillik üretimle Venezüella’nın bugünkü üretimini ikiye katlamayı başarabilir.

ÇİN “YEŞİL ENERJİ” DİYOR

Diğer yandan, dünyanın en büyük sera gazı üreticisi Çin de hem temiz hem de verimli enerji kaynaklarına yönelme kararı aldı.

Pekin’in Çin’i dünyanın yenilenebilir enerji üretiminde lider yapma kararının ardından dün, Amerikalı First Solar şirketinin Çin’in Moğolistan bölgesinde dünyanın en büyük güneş panellerini inşa edeceği açıklandı.

Yaklaşık 65 kilometre karelik yüzey alanıyla Manhattan adası kadar bir yer kaplaması planlanan güneş panelleri, 2019 yılında tamamlandığında 2000 megawatt’lık elektrik üretmesi bekleniyor.

Bu da The Times gazetesinin hesaplarına göre Dungeness Nükleer Enerji İstasyonu’nun toplam üretiminin iki katına ve Çin’deki üç milyon hanenin elektrik tüketimine denk düşüyor.

Küresel İklim ve Alternatif Enerji Zirvesi’nde açıklama yapan internet devi Google’ın sözcüsü Bill Weihl, Reuters’e yaptığı açıklamada güneş panelleri için kullanılan aynalarda kullanılmak üzere yeni teknolojiler geliştirdiklerini, bu yeni teknolojilerin güneş enerjisi santrallerinin inşaat maliyetlerini en az dörtte bir oranına azaltacağını ifade etti.