Dünya basınından manşetler - 9 Eylül

YNETNEWS: Lieberman’ın barış karamsarlığına tepki geldi

İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın Pazar günü yaptığı, “Bu nesil barışı göremez ama Filistin Yönetimi de şiddete dönüş yapmaz” açıklamalarına hem Filistin Yönetimi yetkililerinden hem de hükümetten tepki geldi. Taraflar Lieberman’ın barış sürecinin önündeki bir engel olduğunu söyledi.

Aşırı milliyetçi Yisrael Beitinu (İsrail Evimiz) partisinin kongresinde konuşan Lieberman İsrail ve Filistinliler arasında öngörülebilir bir gelecekte barış anlaşması sağlanmasının mümkün olmadığını söyledi. Lieberman, önemli tavizler verilse ve sınır anlaşmaları yapılsa bile çatışmanın sonunu getirecek ve Filistinlilerin İsrail’i Yahudi devleti olarak tanımasını sağlayacak bir çözümün elde edilemeyeceğini ifade etti.

Lieberman, “Önümüzdeki yılı bırakın önümüzdeki nesil için bile” barışın imkânsız olduğunu söyledi. Öte yandan Dışişleri Bakanı Mahmud Abbas’ın savaş istemediğini ve İsrail’le savaşmayacağını kabul ettiğini de sözlerine ekledi.

Başbakan Benjamin Netanyahu’ya yakın kaynaklar, bu açıklamaları önemsiz göstermeye çalışarak Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın iyi işleyen bir ilişkileri olduğunu belirtti.

Ancak üst düzey bakanlar Lieberman’ın “siyasi oyunları” olarak gördükleri bu sözlerle ilgili kaygılarını dile getirdi.

Bir kabine bakanı, “Bu önemli bir sorun. Filistin Yönetimi Dışişleri Bakanı böyle bir laf söylese boğazına sarılırdık” dedi.

Filistinli hükümet sözcüsü Hassan Hatib ise Lieberman gibi siyasetçilerin İsrail hükümetinde yer almasının barış yönündeki her türlü ilerlemeye engel olduğunu çünkü barışın işgalin sonu anlamına geldiğini ancak Lieberman’ın işgal ve yerleşim hayranı olduğunu söyledi.

Hatib, Lieberman’ın İsrail hükümeti üzerindeki etkisi ne olursa olsun kendisini Dışişleri Bakanı olarak gördüklerini belirtti.

Netanyahu’nun partisi Likud ve Muhalefetteki Kadima’nın milletvekillerinden de benzer eleştiriler geldi.

Likud içinden isimler ise Netanyahu’nun Lieberman’ın aşırılıklarından faydalanmak istediğini belirterek, “O ne kadar ileri giderse Netanyahu’nun imajı da o kadar güçleniyor” dedi.

Ynet’e konuşan Likud’a yakın kaynak, “Koalisyon istikrarını koruyor. Lieberman istediğini söylüyor ama Netanyahu’yu sessizce destekliyor” dedi.

DAILY TELEGRAPH: El Baradey’den fotoğraf skandalına “karalama kampanyası” cevabı

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu eski Başkanı ve Mısır muhalefet lideri Muhammed El Baradey, kızının dün hükümet yanlısı gazetelerde çıkan mayolu fotoğraflarının bir “karalama kampanyası” olduğunu söyledi.

Mısır basınında, Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek yanlısı gazetelerde El Baradey’in kızı Leyla’nın mayo giyip güneşlenen ve alkol servis edilen mekânlarda vakit geçiren fotoğraflar yayımlanmış ve “El Baradey’e oy verirseniz sizin de kızlarınız böyle olacak” mesajı verilmişti.

Leyla El Baradey’in Facebook profilinden çalınan fotoğraflar gazetelerden önce Facebook’ta “El Baradey’in Aile Sırları” başlığıyla bir başka albümde yayınlandı. Grubu kurup fotoğrafları yayınlayanın Leyla’nın babasının siyasi duruşunu beğenmeyen bir arkadaşı olduğu söylendi. Ancak El Baradey yerel bir gazeteye yaptığı açıklamada, kendisi “demokrasi ve ekonomik reform” istediği için hükümetin böyle bir taktik uyguladığını söyledi.

Bağımsız Destur gazetesine konuşan El Baradey, “Böyle bir kampanya demokrasi isteyen her ki olursa olsun hükümetin verdiği sıradan ve tek cevaptır” dedi.

Fotoğrafların yayınlandığı Facebook grubunda Leyla’nın kendi profilinde siyasi ve dini görüşlerini “çok liberal” ve “agnostik” olarak ifade ettiğini gösteren bir ekran resmi de yer aldı. Bütün bunlar, bir kesim tarafından El Baradey ailesinin Batı’nın ahlaksızlığına kapıldığına işaret eden kanıtlar olarak görüldü.

Leyla’nın Avrupalı ve Müslüman olup olmadığı bilinmeyen bir yatırım bankacısıyla evli olması da tartışmalara neden oluyor. El Ahram Siyasi ve Stratejik Çalışmalar Merkezi’nden analist Dia Raşvan, “Leyla’nın fotoğraflarının etkisi büyük olacak. Hele ki Ramazan ayında olduğumuzu düşünürseniz” dedi.

BBC: Almanya nükleer enerji santralliyle 12 yıl daha devam edecek

Almanya’da Angela Merkel başbakanlığındaki koalisyon hükümeti, ülkedeki nükleer enerji santrallerinin ömrünü ortalama 12 yıl daha uzatma kararı aldı.

Yetkililerin açıklamalarına göre, anlaşma kapsamında bazı santraller faaliyetlerine 2030’lara kadar devam edecek. Daha önceki hükümet 2021 yılında bu santrallerin faaliyetlerinin sonlandırılmasını talep ediyordu.

Öte yandan yenilebilir enerji kaynakları projelerinin fonlanması için hizmet şirketlerine yeni ücretler de ödenecek.

Merkel, yenilenebilir kaynakların henüz nükleer enerjiyi bir kenara bırakmayı gerektirecek kadar gelişmiş olmadığını söyledi.

Pazar gecesi planı görüşmek üzere bir araya gelen bakanlar Almanya’nın 17 nükleer santralinin en eskisinin 2021’de değil 2029’da devreden çıkarılacağını, diğerlerinin ise 14 yıl daha faaliyet göstereceğini belirtti.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller’den oluşan bir önceki koalisyon hükümeti santrallerin 2021’de kapatılması kararını almıştı. Bu yeni anlaşma üzerinde çalışmalar ve müzakereler aylardır sürüyordu.

Alman haber ajansı DPA, anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için parlamentonun onayından geçmesi gerektiğini bildirdi.

CNN: Şili’de madenciler için yeni plan: Petrol sondajı

Şili’de çöken madende mahsur kalan işçiler toprak altında bir aylarını doldururken, yetkililerden kurtarma operasyonlarında kullanılmak üzere yeni bir çözüm teklifi geldi.

C Planı olarak adlandırılan plan kapsamında, işçileri kurtarmak için petrol kuyusu açmak için kullanılan sondaj cihazlarından faydalanılması öngörülüyor. Böylece şu an uygulanmakta olan diğer iki plandan daha hızlı bir çözüm elde edilmesi planlanıyor.

Ancak sondaj cihazının Şili’nin kuzeyinde bulunan Iquique şehrinden San Jose’ye getirilmesi ve daha sonra monte edilmesi gerekiyor.

Şilili yetkililer CNN’e yaptıkları sunumda sondaj cihazının montajının Eylül ayının ortalarında tamamlanacağını ve çalışmaların başlayacağını belirtti. Ancak yetkililer buna rağmen madenciler için öngörülen takvimde bir değişiklik olmayacağını ifade etti.

Zemin şartlarına ve kullanılan teknolojiye göre işçilerin Kasım sonu ya da Aralık bağına kadar yüzeye çıkmaları beklenmiyor.

THE NEW YORK TIMES: İngiltere İşçi Partisi’nde yeni skandal

İngiltere’de üst düzey politikacılar hükümetten Başbakanlık İletişim Danışmanı Andy Coulson’ın News of the World’ün editörüyken gazetecilerden ünlü kişilerin cep telefonu mesajlarının yasadışı bir biçimde takip edilmesini istediği yönündeki suçlamalara cevap vermesini istedi.

The News of the World’ün mesajlarını takip ettiği iddia edilen bir grup insan aynı zamanda Metropolitan Polisi’ni 2006 ve 2007 yılında düzenlenen soruşturmada eldeki bütün kanıtları incelememekle de suçluyor.

Tony Blair döneminde başbakan yardımcısı olan ve telefonlarına girildiği iddia edilen yüz binlerce kişiden biri olan İşçi Partili siyasetçi Lord Prescott polisin sorularıyla ilgili olarak kendisine hiçbir zaman net bir açıklama yapmadığını söyledi.

The Observer gazetesine konuşan Lord Prescott, “Metropolitan Polisi’nin taleplerimle ilgili yürüttüğü süreçten kesinlikle tatmin olmadım” dedi. Tekrarlanan birçok talepten sonra telefon hackleme olayının kurbanı olabileceğini öğrendiğini söyleyen Lord Prescott, polis açıklama yapamamayı sürdürürse davayla ilgili yargıya gideceğini söyledi.

THE TIMES: “Sakine’ye bir kez daha 99 kırbaç cezası verildi”

Zina yaptığı iddiasıyla recm cezasına çarptırılan İranlı kadın Sakine Muhammed Aştiyani’nin oğlu annesine “yolsuzluğu ve ahlaksızlığı yayma” suçundan 99 kırbaç cezası verildiğine inandığını söyledi.

Sajad Gadirzade, geçtiğimiz hafta Times’da annesi olduğu iddia edilen başı açık bir kadının fotoğraflarının yayınlanmasıyla Tebriz’deki hapishane yetkililerinin kndisine ceza verdiğini söyledi. Gadirzade, Aştiyani’nin Tebriz’deki avukatı Hutan Kian’a hafta sonu cezanın infaz edildiğinin söylendiğini ancak bu bilginin teyit edilemediğini ifade etti.

Aştiyani’nin kaçan Tahran’daki avukatı Muhammed Mustafai tarafından iyi niyetle gönderilen fotoğrafın daha sonra Aştiyani’ye değil, İsveç’te yaşayan İranlı bir kadına ait olduğu ortaya çıkmıştı.

Dün Kian’a telefonla ulaşmak mümkün olmazken Uluslararası Recmle Mücadele Kampanyası’nın koordinatörü Mina Ahadi, avukatın taşlama olayını doğruladığını söyledi. Londra’daki İran büyükelçiliği de cezanın infaz edildiğini teyit edemeyeceğini ve etmeyeceğini söyledi.

Gadirzade ise fotoğrafın annesini cezalandırmak için bir bahane olduğunu belirtti. Aştiyani’nin oğlu eğer uluslararası kamuoyundan bu olaya bir tepki çıkmazsa recmin de infaz edileceğini belirtti.