Güncelleme Tarihi:
HAARETZ: İsrail özür dilemeyi ve tazminat ödemeyi kabul edebilir
Türk yetkililer, İsrail’le yapılan iki görüşmenin ‘çok olumlu’ olduğunu belirtirken, İsrail’in prensipte Gazze Özgürlük Filosu baskını için Türkiye’den özür dilemeyi ve baskında ölenlerin ailelerine tazminat ödemeyi prensipte kabul ettiği belirtildi.
İki ülke, aralarındaki krizi sona erdirecek bir anlaşmayı imzalamaya çok yakın. Cenevre’de iki taraf arasında yapılan görüşmelerin ardından Türkiye temasların süreceğini belirtti.
İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) Gazze filosu baskını soruşturma panelindeki temsilcisi Yosed Ciechanover, Pazartesi günü ikinci kez Türk diplomat Feridun Sinirlioğlu ile bir araya geldi.İkili arasında görüşmeler İsrail’in özür dilemesi ve baskında hayatını kaybeden Türk aktivistlerin ailelerine tazminat ödenmesi için bir formül üretmeye odaklandı.
Haaretz, Sinirlioğlu ile Ciechanover’in, fikirlerini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İsrailli meslektaşı Benjamin Netanyahu’ya sunmak konusunda anlaştığını öğrendi. Görüşmede, İsrail prensipte özür dilemeyi ve tazminat ödenmesini kabul etti. Türkiye ise İsrail’in bu iki hamleyi yapması halinde Tel Aviv ile ilişkilerini ‘normalleştireceğini’ ve büyükelçisini yeninden İsrail’e göndereceğini ifade etti.
Buna rağmen, Türkiye’den özür dilenmesi ve tazminat verilmesi yasal ve politik çerçevede sıkıntılı bir durum ortaya koyuyor. Bu tür konularda tecrübesi bulunan Avrupalı bir diplomat, özür dilemenin tazminat vermekten daha zor olduğunu belirtti. Türkiye ve İsrail, Erdoğan’ın özür olarak kabul edeceği, Netanyahu’nun ise özür olarak görmeyeceği bir ‘açıklama’ üzerinde çalışıyor.
WALL STREET JOURNAL: Türkiye Avrupa’nın yeni otomobil devi oldu
Geçtiğimiz yıla kıyasla otomobil üretimini üçte bir oranında artıran Türkiye, otomobil ve küçük ticari araç satışında Kasım ayı verilerine göre yüzde 31 artış sağladı. Pazartesi günü açıklanan verilere göre yıllık üretimin 1.05 milyon araç olarak belirleyen Türkiye, bu rakamla Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’yı geride bıraktı.
İki ülke, 2004’te Avrupa Birliği’ne (AB) katılmalarının ardından kıtanın otomobil fabrikaları haline gelmişti.
İkinci çeyrekte ekonomisi Çin kadar hızlı bir büyüme gösteren Türkiye’nin, ticaret dünyasında da Ortadoğu, Afrika, ABD ve AB ile de ilişkileri gittikçe düzeliyor. Deloitte finansal danışmanlık şirketi verilerine göre, üretilen her 10 araçtan yedisinin ihraç edildiği Türkiye’de 22 milyar dolarlık bir otomotiv sanayisi mevcut. 230 bin işçinin çalıştığı bu dev sanayi Türkiye’nin toplam ihracatının da yüzde 20’sini kapsıyor.
En son, Çin’in Chery Automobile şirketi Avrupa’ya araç ihraç etmek için Türkiye’de fabrika açtı. Yine de, Türkiye’nin hiç yerel markaya sahip olmaması, taşıt ve yakıtlar için alınan yüksek vergiler uzun dönem talebin düşük kalmasına neden oluyor. Şu ana kadar da Türk hükümetinin vergileri düşüreceğine dair bir gelişme yaşanmış değil.
BLOOMBERG: Türkiye üç elektrik şebekesini ihaleye çıkarıyor
Türkiye, şu ana kadar yabancı yatırımcılardan 10 milyar doların üzerinde teklif alan üç elektrik şebekesini bugün ihaleye çıkarıyor. İhaleye çıkarılacak şebekeler arasında İstanbul merkezli Asian, Antalya’da bulunan elektrik şebekesi ve Adana civarında bulunan Akdeniz liman bölgesine elektrik sağlayan şebeke satılacak.
Deloitte LLP finansal danışmanlık şirketinin 9 Kasım tarihli verilerine göre, Türkiye’nin elektrik şebekeleri ve jeneratör satışı yaptığı enerji alanında, yıllık talebin yüzde 6 artmasının bekleniyor. Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız ise 2023 yılı itibariyle 150 milyar dolarlık enerji yatırımına ihtiyaç duyduklarını belirtti.
Türkiye Özelleştirme İdaresi geçtiğimiz yıl içinde 15 elektrik şebekesi sattı. Bu satışlara yabancı yatırımların yaptığı teklifler 10.8 milyar doları buldu. Bu satışlar henüz tamamlanmamışken, ödemelerin gelecek yıl yapılması bekleniyor.
Bugün yapılacak ihale için toplam 39 teklif alındı. Teklifte bulunan şirketler arasında Hacı Ömer Sabancı Holding ve Avusturya’nın Verbund şirketinin ortak girişimi olan Enerjisa, Mmeka Makina İthalat bulunuyor.
NEW YORK TIMES: ABD küresel silah ticaretinin önüne geçemiyor
Wikileaks belgeleri, Ortadoğu’daki yasadışı silahlanmanın ne kadar önüne geçmeye çalışsa da, başta Suriye ve İran olmak üzere ABD’nin çabalarında yeterince başarılı olamadığını gösteriyor.
Şubat ayında ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Suriye’ye gönderdiği bir kriptoda, “Geçtiğimiz hafta yaptığımız görüşmede Suriye’nin Hizbullah’a yeni füzeler göndermediği belirtildi. Yine de biz Suriye’nin bu tür eylemlerinin farkındayız. Bu yüzden hükümet olarak bundan son derece rahatsız olduğumuzu belirtmeliyim” dediği ve ciddi bir uyarıda bulunduğu ifade edildi.
Şam’daki ABD Büyükelçiliğinden gönderilen kriptoda ise iddialar reddedildi. Ancak dokuz ay sonra ABD’li yetkililer Suriye’den Lübnan’a silah transferinin devam ettiğini bildirdi.
Wkileaks’in belgeleri, ABD’nin Scud füzeleri, Sovyet tankları ve uçaksavar silahlarının Ortadoğu’da yayılmasını önlmeye çalışan ABD’nin çabalarına ışık tuttu. İstihbarat ve satış anlaşmalarını inceleyen ABD’li yetkililer, dış ülkelerin sahte şirketler, gizli bankalar ve dünyanın dört bir yanında iş yapan nakliyatçılarla işbirliği yaptığını ortaya çıkardı.
Belgelerde, ABD’li yetkililerin Yemen’e keskin nişancı tüfeği satan bir Sırp karaborsacının faaliyetlerini önlemeye çalıştıkları, Çin’in füze teknolojisini Pakistan’a satmaya engellemek istedikleri ve Hindistanlı yetkilileri zehirli gaz yapımının önlenmesi için kimya sanayisi hakkında sorguya çektikleri yer alıyor.
ABD, İran’ın S-300 hava sistemlerini Rusya’dan temin etmesinin önüne geçmiş olsa da, belgeler Sudan’ın Badr Havayolları tarafından Tahran’a silah taşındığını ortaya koydu. Bu silahların İran’dan Gazze’deki militan örgüt Hamas’a iletildiği tespit edildi. Ancak Sudan, uçaklarında yükün tarım ürünleri olduğunda ısrar etti.
ABD, tüm gücüyle başta İran olmak üzere Ortadoğu’da silah yayılımını önlemeye çalışsa da, diplomatları çileden en büyük faktörün bölgeye füze teknolojisi sağlayan Kuzey Kore olduğu belirtildi.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un verilerine göre, Hizbullah’ın elinde bulunan roket sayısı yaklaşık 50 bin. Bunların arasında İsrail’in tüm bölgelerine erişebilen 40-50 adet Fatih 110 füzeleri ve 10 adet Scud-D füzesi bulunuyor.
GUARDIAN: Wikileaks Rusya’ya karşı hazırlanan gizli NATO belgelerini açıkladı
Wikileaks’in sızdırdığı belgelerden elde edilen yeni bilgiler, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından Rusya’ya karşı hazırlanmış ilk gizli savunma planlarını ortaya çıkardı. Doğu bloğu ülkelerini Rusya’nın tehditlerine karşı savunmayı öngören planların içeriği, bu yıl ABD’nin verdiği talimat üzerine sadeleştirilmiş.
Belgelere göre, dokuz ABD, İngiltere, Almanya ve Polonyalı birliklerin oluşturduğu dokuz NATO bölüğü, Polonya’nın veya üç Baltık ülkesinin tehdit altında kalması halinde savaşa hazır hale getirilmek için ayrılmış. Söz konusu Baltık ülkeleri ise Estonya, Letonya ve Litvanya. Planda, Polonya’nın kuzeyinde ve Almanya’da bulunan limanlar, deniz muharebesi olasılığında ABD ve İngiliz gemilerine hizmet vermek için tanımlanmış.
Elde edilen bilgiler, NATO’nun gizli savunma planları doğrultusunda Rusya’ya karşı ilk savunma tatbikatının gelecek yıl yapılmasının öngörüldüğünü gösteriyor. Planların, Kasım ayında Lizbon’da düzenlenen NATO konferansında Avrupalı liderler tarafından sessizce onaylandığı düşünülüyor.
ABD Başkanı Barack Obama’nın, Rusya ile ilişkileri “sıfırlama” politikası izlemesine rağmen, Dışişleri Bakanlığı ani bir politika değişiminde iki ülke arasındaki gerginliğin artmasından endişe ediyor.
Doğu Avrupa’nın savunma planları, bu yılın başlarında NATO’nun Brüksel’deki merkezinde düzenlenen gizli bir toplantıda alınan kararla onaylandı. Toplantıda bir araya gelen ABD ve Almanya, NATO’daki bütünlüğü sağlamak ve Rusya’ya karşı bir bakış açısı oluşturmayı kararlaştırdı.
2004’ye NATO’ya üye olmalarından beri, Letonya, Litvanya ve Estonya, NATO’da ikinci sınıf üye muamelesi gördükleri şikayetinde bulunuyor ve detaylı savunma planlarında yer almayı talep ediyordu.
TIMES: Afganistan’daki İngiliz birliklerinin geri çekilme tarihi öne alınabilir
İngiltere Başbakanı David Cameron, Afganistan’daki İngiliz birliklerinin gelecek yıl Noel dönemine geri çekilmeye başlayabileceklerini ifade etti. Helmand eyaletindeki İngiliz birliklerini ziyaret eden Cameron, mücadelelerindeki ilerleme hakkında “çok iyimser” olduğunu ve Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’yi ima ederek, bazı açıklamalara rağmen çabalarını hiçbir şeyin yıpratamayacağını belirtti.
Cameron, gelecek yıl Helmand’da bulunan 9 bin 500 askerin geri çekilmeye başlayabileceğini ve 2015’te tüm muharebe güçlerini İngiltere’ye dönmüş olacağını söyledi.
Afganistan’a Cameron ile birlikte giden Genelkurmay Başkanı General David Richards, daha hızlı geri çekilmeye yönelik bir takvimin oluşturabileceğini belirtti. Helmand eyaletinin başkenti Laşkar Gah’ın etrafında konuşlanan İngiliz askerleri, 330 bin nüfuslu kenti 20 bin ABD askerinin desteğiyle korumaya çalışıyor.
2006’da bölgeye gönderilen 3 bin 100 İngiliz askeri ise o dönem 1.7 milyon nüfuslu eyaletin tümünü korumakla yükümlüydü. Cameron, Afganistan’a yaptığı ikinci ziyarette kontrol noktalarını ziyaret etti. Askeri yetkililer, Laşkar Gah ve Geresk arasındasın altı haftada sadece bir çatışma olduğunu belirtti.