Güncelleme Tarihi:
UPI: Kıbrıs’ta sınıra kurulan baz istasyonu krizine neden oldu
Kıbrıs Rum Kesimi Savunma Bakanı Costas Papacostas, Rum Kesimi’yle KKTC arasındaki tampon bölgede kurulan antenlere yönelik eleştiride bulundu. Papacostas, tampon bölgesinde bulunan Dasaki tis Achnas ve Mammari köylerine yerleştirilen antenlerin statükoyu bozduğunu belirtti.
Kıbrıs haber ajansının verdiği bilgiye göre, Papacostas antenlerin askeri bir mesele olmadığını ancak hükümetin bu konuda soruşturma yürüttüğünü belirtti. Papacostas açıklamasında, “Bu konuyu titizlikle inceliyoruz, gerekli olan tüm bilgileri topluyoruz ve Türklerin antenleri telekomünikasyon amaçlı yerleştirdikleri iddialarını araştırıyoruz” dedi.
Papacostas, “insanların endişelenmemesi gerektiğini, durumun kontrol altında olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz hafta yerleştirilen antenlerin GSM operatörü özel bir şirkete ait olduğu düşünülüyor.
NEW YORK TIMES: İran, nükleer tesislerini ziyaret etmesi için Batı ülkelerine davetiye gönderdi
İran, Rusya, Çin ve bazı Avrupa Birliği (AB) üyelerini Ocak ayı içinde nükleer tesislerini ziyaret etmeleri için davet edecek. Ancak, davet edilen ülkeler arasında ABD yer almadı.
ABD tarafından, İran’ın nükleer programına karşı olan ülkeler arasındaki ittifakı bölmeyi amaçladığı belirtilen davet, Washington tarafından reddedildi. Dışişleri Bakanı P.J Crowley, “Bu akıllıca bir taktik ancak İran’ın Uluslararası Enerji Kurumu’na (UAEK) karşı sorumluluklarını karşılayamaz.
Bu hamle uluslararası kamuoyunun İran’ın nükleer programı üzerindeki ilgisini değiştirmeyecek” dedi. Crowley, İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin kararlarını ihlal ettiğini hatırlattı.
Avrupalı diplomatlar ise İran’ın davetinin, en azından bu ayın sonunda İstanbul’da yapılacak müzakerelere kadar kabul edilmesinin beklenmediğini belirtti. İsmini açıklamak istemeyen bir diplomat, “Bu davet İran’ın bir taktiği gibi görünüyor. Nükleer programlarının önüne bir sis perdesi çekmek ve konuyla ilgisiz unsurları gündeme getirmek istiyorlar” dedi.
İran, davet mektubunu Rusya, Çin ve AB üyesi ülkelere ve bazı diğer ülkelere gönderdi. Ancak normalde İran’la nükleer programı üzerinde müzakerelerde bulunan Güvenlik Konseyi üyesi ABD, davetiye gönderilen ülkeler arasında yer almadı.
Crowley, “Posta kutumuzda bir davetiye mektubu yok” dedi.
AP haber ajansına konuşan bir diplomat, İran’ın Natanz ve Buşehr kentlerinde bulunan nükleer tesislerinin kapılarını açacağını ve aynı zamanda üst düzey iki yetkiliyle görüşmeler düzenleyeceğini belirtti. Bu isimler, İran’ın çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ve nükleer baş müzakerecisi Said Celili.
İran’ın, Natanz ve Buşehr’deki tesisleri yabancılara açması, Kum kentinde bulunan ve 2009 yılında keşfedilen gizli uranyum zenginleştirme tesisinin gözlerden uzak tutulmak istendiği düşüncesini doğurdu.
Natanz’daki uranyum zenginleştirme tesisi de uluslararası kamuoyu tarafından bir tehdit olarak görülürken, Buşehr’de Rus teknolojisiyle inşa edilen nükleer santral daha düşük bir tehdit olarak kabul ediliyor.
İran, Batı’nın endişelerinin aksine, nükleer programının sivil amaçlı olduğu konusunda ısrarlarını sürdürüyor.
WALL STREET JOURNAL: Brezilya, para politikasında Çin’e baskı oluşturacak yeni güç olarak görülüyor
Brezilya’nın değeri çok yüksek olan para birimi, Latin Amerika’nın yeni ekonomik devini önemli bir alanda ABD’nin müttefiki haline getirebilir: Küresel ticari dengesizlikleri ortadan kaldırmak adına Çin’e para biriminin değerini artırmasına yönelik baskıda bulunmak.
Brezilya’nın yeni Ticaret Bakanı Fernando Pimentel, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Çin’in düşük değerli para birimini gündemlerine almayı düşündüklerini belirtti. Öte yandan, Brezilya’nın 1 Ocak günü resmen göreve başlayan yeni Devlet Başkanı Dilma Rousseff, Nisan ayında Çin’e düzenleyeceği ziyarette bu konuyu ele alacak.
Çin, uluslararası ticarette kendisine fayda sağlamak için para birimi yuanın değerini bilerek düşük tuttuğu gerekçesiyle uzun süreden beri ABD’nin eleştirilerine maruz kalıyor.
Brezilya, aralarında Çin’de olmak üzere, para birimlerini yönlendiren devletleri eleştirmişti. Kısa bir süre önce, Brezilya Çin’e yönelik eleştirilerini bir kenara koyarak, uzun dönemde faiz oranlarını düşük tutmak için para basan ABD’ye ağır eleştirilerde bulunmuştu. Ancak yakın zamanda Brezilya’nın iki ülkeye bakışı değişecek gibi görünüyor.
Geçtiğimiz yıl 19 Ocak tarihinde ABD Başkanı Barack Obama ve Çin Devlet Bakanı Hu Jintao’nun görüşmesinden bu yana yuan yüzde 1 değer kazandı. 15 Aralıktan bu yana ise yuan dolar karşısında yüzde 1 daha yükseldi. Böylece, Haziran ortalarından itibaren yuan yüzde 3’lük bir değer artışı gösterdi.
Para birimi politikalarında bugüne kadar Pekin ve Washington arasında gidip gelen Brezilya, Kasım ayında Seul’da yapılan G20 zirvesinde, daha çok dolara odaklı bir tavır sergilemişti.
REUTERS: Avustralya’daki sel felaketi kömür ticaretini vurdu
Avustralya’nın son yıllarda yaşadığı en büyük sel felaketi, Salı günü kömür madenlerinin bulunduğu bölgedeki halkı yaşadıkları yerleri terk etmeye zorladı. Bir türlü önüne geçilemeyen seller, şu ana kadar Fransa ve Almanya’nın toplamı kadar büyük bir alanı etkisi altına aldı.
Bu durum, ülkenin en büyük kömür üreticisi Queensland eyaletini felç ederken, kömür fiyatları da hızla yükselmeye başladı.
Yıllık 90 milyon ton üretim yapan madenlerin bulunduğu bölgenin selin etkisi altında bulunması, maden şirketlerinin işlemlerini engellediği gibi uzun dönemde kömür fiyatlarını yukarı çekecek gibi görünüyor. Yetkililer, Avustralya’nın 2009 yılında yaptığı 259 milyon ton kömür ihracatının yüzde 35’ini kapsayan bölgenin tehdit altında olduğunu belirtiyor.
Diğer yandan, son iki hafta içinde selin vurduğu bölgelerden 200 bin kişi tahliye edildi. Queensland kıyılarındaki Rockhampton kasabasında 500 kişi tahliye edilirken, şu ana kadar bin kişinin evsiz kaldığı belirtildi.
JPMorgan analisti Helen Kevans, “Şu an için tahmin yürütmek çok zor ancak selin üretim ve talep üzerinde oluşturduğu etki GSYİH’nın yüzde 0.4’üne denk geliyor diyebiliriz” yorumunu yaptı. Bu rakam, Avustralya’nın yıllık 1.3 trilyon dolar olan GSYİH’nda beş milyar dolara denk geliyor.
TIMES: KDV artışı İngilizler için 600 sterlin ek ödeme anlamına geliyor
Times’ın yaptığı araştırmaya göre, İngiliz hükümetinin KDV’yi yüzde 2.5 oranında artırması, orta sınıf ailelerin her yıl 600 sterlin ek ödeme yapmasını gerektirecek. Koalisyon hükümetinin borç açığını kapatmak amacıyla KDV’yi yüzde 17.5’ten 20’ye çıkarması, politik alanda büyük tartışmalara neden oldu. Ekonomi Bakanı George Osborne ve muhalefet İşçi Partisi’nin lideri Ed Miliband, kendi ekonomik planları üzerinden birbirlerine ağır eleştiriler yöneltti.
İngilizler, gece yarısından önce geçerli KDV oranı üzerinden stok yapmak için mağazalara hücum ederken, Osborne, Miliband’e yüklenerek, kamu hizmetlerinde milyarlarca sterlin tasarruf yapabilmek için daha iyi bir plan sunmasını istedi.
Osborne, KDV oranının artırılmasıyla elde edilecek 13 milyar sterlinin ülke borcunun kapatılmasına yardımcı olacağını ve halkın yüksek fiyatların acısını paylaşmak zorunda olduğunu belirtti.
Miliband, Osborne’a misilleme yaparak, KDV artırımının 250 bin kişinin işine mal olacağına ve KOBİ’lerin büyük darbe yiyeceğini öne sürdü. Deloitte danışmanlık şirketi, gıda ve çocuk giysileri gibi temel ürünleri kapsamayan KDV artışının en çok orta sınıf aileleri etkileyeceğini belirtti.
Şirketin yaptığı araştırma, yıllık geliri 70 bin sterlim olan bir ailenin her hafta 10.80 sterlin, yani yılda 561 sterlin ek ödeme yapması gerekeceğini ortaya koydu. En büyük fatura ise boş zamanlarını değerlendirmek için sinema ve tiyatro gibi faaliyetlere yönelen İngilizlere çıkacak.İngilizler, bu tür faaliyetler için haftada 3.49 sterlin daha fazla ödeme yapacak.