Dünya basınından manşetler - 3 Mart

Güncelleme Tarihi:

Dünya basınından manşetler - 3 Mart
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2011 11:07

Dünya basınında öne çıkan haberler:

Haberin Devamı

GUARDIAN:Libya’da savaş daha yeni başladı

Guardian’ın Libya’daki muhabiri Martin Chlov, Brega’da tanık olduğu çatışmaları aktardı. Chulov, Kaddafi yanlılarıyla isyancı güçlerin arasında ilk büyük çatışmaya sahne olan Brega’nın, Libya’daki savaşın asıl başladığı yer olduğunu belirtti.

 

İşte Chulov’un Libya’daki gelişmeleri anlatan yazısı:

 

“Kaddafi yanlısı güçlerle doğudan gelen isyancıların çatıştığı Brega kentinde Çarşamba günü altı kişi hayatını kaybetti. Bingazi’nin 240 km güneyindeki Brega’nın eteklerinde yerel saatle saat 06.30’da, makineli tüfeklerin sesi gelmeye başladı.

Haberin Devamı

 

“Aynı zamanda bir sanayi kenti olan Brega’da, kimyasal maddelerin üretildiği bir fabrikada çalışan Wais Werfali adlı görgü tanığı, Kaddafi güçlerinin 60-70 araçlık bir konvoyla geldiklerini, bölgede mevzilenip, civarda yaşayan aileleri canlı kalkan olarak kullandıklarını anlattı.

 

“Gün batımına doğru, isyancılar daha güneydeki Adcebiya kentinden bölgeye akın etmeye başladı. Libya’nın doğusunu kontrol etmek için belirleyici olacak çatışmalar böylece başlamış oldu.

 

İNTİKAM AMAÇLIYDI

“Yaşanan çatışmalarda en az altı kişi ölürken, onlarca kişi yaralandı. Yaralananlar, Brega’daki yetersiz donanıma sahip polikliniklere taşındı. Bir hemşire “Kan getirin” diye bağırırken, Hintli bir doktor, “Şehrin dört bir yanından insanlar kan bağışlamak için geliyor” dedi.

 

“Brega’ya yapılan saldırı stratejik olmaktan çok intikamı amaçlıyor gibi görünüyor. Çarşamba günü Kaddafi yanlısı güçlerin kontrolü ele aldığı kentte, bir üniversite, bir havaalanı, küçük bir liman ve birkaç fabrika var. Bingazi’ye eneri sağlayan tesisler, bir petrol rafinerisi, Sirte Oil şirketi de bu bölgeye yakın bulunuyor.

Haberin Devamı

 

“Son birkaç gün içinde, Kaddafi’ye bağlı güçler Sirte’den Bingazi’ye kadar olan yaklaşık 200 km’lik yolu geride bıraktı.

 

“Ecdebiye’ye giden anayoldan Brega’ya uzanan otoyolda, uçak savar bataryaları taşıyan kamyonlar güneye hareket etti. Bingazi’de ise isyancılara katılan askerler, uçak savar silahlarının kullanılması üzerine eğitim alıyor.

 

“Biz ilerledikçe, çatışmaların Brega’nın sanayi bölgesinde yoğunlaştığı anlaşıldı. Top mermileri kuma düşerken, üniversitenin olduğu bölgeden isyancıların üzerine atılan havan topları havada patlamaya başladı. Biraz ilerledikten sonra, büyük bir patlama duyduk. Bir grup isyancının üniversiteye bakan bir mevzisinden siyah dumanlar yükseliyordu. Oradakilere ne olduğunu öğrenemedik.  

Haberin Devamı

 

SAVAŞ UÇAKLARI DEVREDE

“Anayola çıkmadan önce birkaç kilometre daha ilerledik. Bir süre sonra bir MiG savaş uçağı hızlı bir şekilde bize ilerliyordu. 200 metre solumuzda inanılmaz bir patlama oldu. Birkaç saniye sonra toz bulutu altında kaldık. Uçak savar bataryalarını taşıyan kamyonetler hızla anayola inerek kuzeye hareketlendi.

 

“Kentin eteklerinde sabitlenmiş bataryalar düzenli olarak havaya ateş etti. Adcebiya’daki kontrol noktasında, ikinci bir uçak pilotunun paraşütle atladığı söylentileri dolaştı. Kaddafi’nin savaş uçakları, güneydeki paralı askerleri, merkezdeki sadık aşiretler ve batıdaki bazı bölgeler, isyancı komutanlar için güçlü bir tampon oluşturacak gibi görünüyor.

Haberin Devamı

 

“Görünürde isyancıların kontrolünde olan Brega’da, Libya’daki savaş daha yeni başlamış gibi görünüyor.”

 

YNETNEWS: Ortadoğu’da kazanan Türkiye

Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Manfred Gerstenfeld, Arap ülkelerinde halk isyanlarına tanık olunan bir dönemde, Türkiye’nin bölgesel gücünün giderek arttığına dikkat çeken bir makale kaleme aldı.

 

İşte Manfred Gerstenfeld’in makalesi:

Türkiye şu an için Ortadoğu’dan Kuzey Afrika’ya kadar Müslüman ülkelerini etkisi altına alan kaosun tek kazanını gibi görünüyor. Türkiye bunun için özel bir şey yapmasından çok diğer ülkelerin güç kaybetmesinden kaynaklanıyor.

 

Mübarek’in devrilmesinin ardından, Mısır’da uluslararası derecede benzer güce sahip bir liderin gelmesi yıllar alacak. Bu esnada ise dikkatlerin kendi üzerinden başka bir yöne kaymasından fayda sağlamak istiyor.

Haberin Devamı

 

Türkiye için, İran iki alternatif senaryo sunuyor. İlki, Ahmedincad iktidarda kalır ancak güç kaybeder. Bu şekilde, Tahran’a yönelik yaptırımların devam etmesi halinde Türkiye buradaki ihracatlarını artırabilir. İkinci senaryo ise molla rejiminin devrilmesi. Bu durumda İran’ın Ortadoğu’da egemenlik kurma mücadelesi devre dışı kalacak.

 

Türkiye’nin bölgede kaosların yaşandığı bir dönemde istikrarlı tavırlar sergilemesi, Batı’daki konumunu da güçlendirdi. NATO üyesi olarak, Türkiye Batı’nın birçok savunma sırrına erişim sağlıyor.

 

YAHUDİLERLE İLİŞKİ

Türkiye’nin İsrail ve Yahudilere yönelik tavırları, yaşadığı siyasi değişimleri de gözler önüne seriyor. 2004 yılında İsrail’i “devlet terörü” yapmakla suçlayan Başbakan Tayyip Erdoğan, 2005 yılında, iki ülke arasındaki pürüzleri eritmek için İsrail’e gitti.

 

2008’de Cologne’de yaptığı konuşmada, Erdoğan birçok Alman’ı kızdırdı. Erdoğan, Almanya’daki Türklerin asimile edilmemesi gerektiğini ifade etti. Bu hafta içinde Almanya’ya yaptığı ziyarette, Almanya’da doğan Türk çocuklarının ana dilleri olarak Türkçe’yi benimsemeleri gerektiğini söyledi.

 

Erdoğan, belirsiz tavırlarını bir süre daha devam ettirebilir. Ancak, nihayetinde Türkiye bir dünya gücü değil. Kendisini sürekli olarak böyle yansıtamaz. Aslında, Türkiye, ekonomik olarak gelişmemiş altyapısıyla büyük bir bölgesel güç.

 

WASHINGTON POST: Wikileaks destekçisi Er Manning idam edilebilir

ABD ordusu, Wikileaks sitesine Irak ve Afganistan savaşları hakkında gizli belgeler sızdırdığına inanılan Er Bradley Manning hakkında, aralarında idam cezası almasına neden olabilecek 22 farklı suçlamada bulundu.

 

Açılan 22 dava hakkında konuşan savcılar, Manmning’in “düşmana yardımda bulunmaktan” suçlu bulunması durumunda, idam edilebileceğini belirtti.

 

Açıklamada “düşmanın kim olduğu” tanımlanmazken, 23 yaşındaki Manning, ABD’li yetkililerin asker ve sivillerin hayatını tehlikeye atabileceğini iddia ettiği belgeleri sızdırmakla suçlandı.

 

Manning’e yönelik yeni suçlamalar arasında, istihbarat bilgilerinin internette yayımlanmasına neden olmak, bu bilgilerin düşmanların eline geçebileceği gerçeğini göz ardı etmek ve ordunun bilgi teknolojileri yasaklarını ihlal etmek yer alıyor.

 

Ordu sözcülerinden Yüzbaşı John Haberland, Manning hakkında açılan davalar için, “Bu durum, Manning’in işlediği suçların ne denli büyük olduğunu gösteriyor” dedi.

 

Eğer Manning hakkındaki suçlamalardan hüküm giyerse, en yüksek ceza kapsamında ömür boyu hapis ve en düşük askeri rütbeye düşürülme riskiyle karşı karşıya kalacak. Manning’in destekçileri ise yeni suçlamalar karşısında şaşkınlıklarını ifade etti. Mannign için bağış toplayan Courage to Resist örgütünün başkanı Jeff Paterson, “Manning’in düşmana yardım etmek suçlamasıyla karşı karşıya kaldığına” inanamadığını belirtti.

 

Paterson, düşmana yardım etmek hususunun öne çıkarılmadığını belirtirken, idam cezası seçeneğinin masaya konduğunu söyledi.

 

REUTERS: Bernanke: Kesintiler 200 bin kişiyi işinden edebilir

ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, Cumhuriyetçi Parti’nin savunduğu bütçe kesintisi planının ABD’nin ekonomik büyümesine çok büyük bir engel oluşturmayacağını ancak gelecek iki yıl içinde 200 bin kişinin işine mal olabileceğini belirtti.

 

Demokrat Parti ise Cumhuriyetçilerin öne sürdüğü plan kapsamında yaşanacak iş kaybının 700 bin civarında olacağını belirtiyordu.

 

Bernanke, Temsilciler Meclisi’nde tartışılan 60 milyar dolarlık kesintinin büyümeyi ilk yıl yüzde 0.2, ikinci yıl ise yüzde 0.1 azaltmasını beklediklerini söyledi. Bu rakamın, "birkaç yüz bin kişilik istihdama denk geleceğini" söyleyen Bernanke, "Kısaca önemsiz olduğu söylenemez" ifadesini kullandı.

 

Ekonomik toparlanmayı ne kadar iş kaybının etkileyeceğini sorusu üzerine, Bernanke uzun dönemde bütçe açığı için varolan endişelerden çok işsizliği azaltmaya odaklandıklarını ifade etti.

 

Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Temsilciler Meclisi, bütçede 61 milyar dolar kesintileri öngören bir bütçeyi onaylamış, Senato'da çoğunluğu ellerinde bulunduran Demokratlar ise bu planın ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceğini savunmuştu.

 

Bütçenin yasalaşması için Kongre'nin her iki kanadında da kabul edilmesi gerekiyor.

 

TIMES: London School of Economics’e Kaddafi’ye destek eleştirisi

Kaddafi rejiminde görev alacak yüzlerce kişinin eğitilmesi kapsamında, değeri 1 milyon sterlini (1 milyon 600 bin dolar) bulan anlaşmalar yaptığı ortaya çıkan London School of Economics (LSE), inceleme altına alınma riskiyle karşı karşıya.

 

İngiltere’deki diplomatik kaynaklar, özel ticari anlaşmaların Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam tarafından yapıldığını belirtti. Seyfülislam, LSE’de eğitim görmüş ve üniversiteye büyük miktarlarda bağış yapanlardan biri olmuştu.

 

LSE’nin, Kaddafi rejimiyle kurduğu yakın ilişkiler, Wiklileaks sitesinin ifşa ettiği belgelerde de ortaya çıkmıştı.

 

LSE ile Seyfülislam arasında yapılan anlaşmada, Kaddafi rejiminde görev alacak 400 kişinin liderlik ve yöneticilik alanında eğitilmesi için İngiltere’ye getirilmesine ve elit tabakadan 250 kişiye, Libya’da eğitim verilmesine karar verilmişti.

 

Diplomatik kaynaklar, Trablus’taki büyükelçiliğin Seyfülislam’ın önderliğinde yapılan anlaşmalardan haberdar olduğunu belirtti.

 

LSE’nin Libya’nın rejimi için seçkin kişileri eğiteceği bilgisi, Libya Ulusal Ekonomik Gelişim Kurulu’nun (NEBD) ABD’li diplomatlarla yaptığı bir toplantının detaylarını ortaya çıkaran bir Wikileaks belgesiyle su yüzüne çıktı.

 

GELECEĞİN LİDERLERİ

Belgede, NEBD’nin İngiltere’de hükümeti ve LSE ile değişim programında işbirliği yaptığı, bu kapsamda “geleceğin lideri” olacak 400 öğrencinin yöneticilik ve liderlik eğitimi alacağı ifade ediliyor.

 

LSE, Kazakistan ve Vietnam gibi gelişmekte olan diğer ekonomilerden de öğrenciler yetiştirdi. Üniversite’nin yönetici konseyi, Salı günü Kaddafi rejimiyle arasına mesafe koyulmasına yönelik plan üzerinde anlaşma sağladı. Planın detayları belirtilmedi.

 

LSE’nin yönetici konseyi üyelerinden Şami Çakrabarti, “Tüm konsey yaptığı anlaşmadan dolayı pişmanlık duyuyor” dedi Çakrabarti, Kaddafi’nin başında olduğu bir vakıftan 1.5 milyon sterlin bağış alındığında konseyde bulunuyordu.

 

Söz konusu bağıştan sadece 300 bin sterlin alındığı ifade edildi. LSE, Kuzey Afrikalı öğrencilerin eğitilmesi için yeni bir burs başlatılacağını belirtti. Kaddafi’nin bağışından geri kalan kısmın ise kabul edilmeyeceği açıklandı.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!