Güncelleme Tarihi:
WASHINGTON POST: Obama’yla Cumhuriyetçiler arasında sessiz vergi görüşmeleri
Beyaz Saray ve Kongre’de bulunan Cumhuriyetçiler, ABD’de yaşayan herkesin vergi artışlarıyla karşı karşıya kalmasını önleyecek ve ekonomiye milyarlarca dolar aktarılmasını sağlayacak bir anlaşmayı önlemek için perde arkasında görüşmelerini sürdürüyor.
Kongre’nin bir dizi vergi kesintisinin genişletilmesiyle ilgili tarihlere karşı görüş belirtmesiyle görüşmeler son günlerde hız kazandı. Vergi kesintilerinin bu ay itibarıyla sonlanması öngörülüyordu.
Görüşmeler, Kongre’de Cumhuriyetçilerin söz hakkının ve yasama süreçlerindeki etkinliğinin arttığı yeni bir dönemin de başlangıcı oldu.
Cumhuriyetçiler Demokratların Bush döneminde bütün gelir gruplarına uygulanan vergi kesintilerini en azından bir süre için daha uzatmasını talep ediyor.
GUARDIAN: “Assange için yeni tutuklama emri çıkarıldı”
İsveçli yetkililer dün yaptıkları açıklamalarda Wikileaks kurucusu Julian Assange hakkında yeni bir tutuklama emri çıkarıldığını duyurdu. Ancak bu açıklama Assange’ın avukatları tarafından yalanlandı. Bu arada Wikileaks’in Twitter sayfasından TSİ 07:30’da yapılan açıklamada server’larının çökertildiği belirtildi. Siteye şu an giriş yapılamıyor.
Wikileaks’in Twitter mesajında “Wikileaks.org adresi ABD’li everydns.net’in kitle saldırının ardından çökmüş durumda. Gücümüzü korumamıza yardım edin” denildi ve siteyi ayakta tutmak isteyen kullanıcıların bağış yapabilecekleri linkler verildi.
İngiltere Ciddi ve Organize Suçlar Dairesi’nden gelen talep üzerine harekete geçen İsveçli yetkililer Assange için yeni bir tutuklama emri çıkardı. Assange hakkında, İsveç’te Ağustos ayında tecavüz ve cinsel taciz suçlamalarıyla dava açılmıştı.
Davayla ilgili orijinal belgelerin yetersiz olduğu zira iddia edilen bütün suçlar yerine sadece en ağır suçla ilgili en yüksek ceza talebinde bulunduğu, bunun da teknik bir hata olduğu ifade edildi.
Dün itibarıyla Assange’ın Çarşamba günü bu hata yüzünden az daha tutuklanacakken kaçmayı başardığı ve İngiliz polisinin kendisinin yerini bildiği yönünde teyit edilmemiş bilgiler kamuoyunda duyuruldu.
Ancak Assange’ın Londra’da bulunan avukatı Mark Stephens, İsveç’te, Avrupa’da ya da uluslararası kamuoyunda bir tutuklama emri çıkarılmadığını söyledi.
Reuters haber ajansına konuşan Stephens, “Kendisiyle ilgili bir tutuklama emri yok. Sadece Interpol’ün kırmızı bülteni var. Bu da bir tutuklama emri değil, yetkilileri Assange’ın hareketlerinin takip edilmesi yönünde uyaran bir mesajdır” dedi. Stephens, Assange’ın neyle suçlandığına dair hiçbir bilgileri olmadığını da sözlerine ekledi.
Interpol, İsveç Savcısı Marianne Ny’ın Assange’ı sorgulayamadığı gerekçesiyle 18 Kasım tarihinde Stockholm Mahkemesi’nin altığı tutuklama emrinin ardından Wikileaks kurucusunu arananlar listesine aldı.
Polis kaynakları Assange için bir insan avı düzenlenmediğini ancak yeri belli olduğunda güvenlik güçlerinin istihbarat paylaşımında gideceğini belirtti. Adı açıklanmayan bir kaynak, “Bazı çevrelerin Assange’ın Londra’nın dışında bir yerde olduğu yönündeki inancının sonucunun ne olacağını görmek zorundayız” dedi.
Assange’ın bugün Guardian’a internet üzerinden bir röportaj vermesi bekleniyor.
Öte yandan ABD’de de Assange’a yönelik eleştiriler sürüyor. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı William Burns, Washington’da yaptığı açıklamada, gizli yazışmaların Wikileaks tarafından yayımlanmasının, ABD’nin diplomatik çabalarına “ağır zarar verdiğini” söyledi.
AFP: Londra ile Washington arasında casus uçak kavgası
ABD ve İngiltere hükümetlerinin, 2008 yılında ABD’nin Kıbrıs Rum Yönetimi’nde bulunan hava üssünü kullanarak casus uçuşlar yapılması konusunda ihtilaf yaşadığı ortaya çıktı. Wikileaks’in yayımladığı belgelerin ortaya koyduğu detaylar Londra’nın bu itirazının altında potansiyel hak ihlallerine dahil olma endişesi yattığı belirtildi.
İngiltere hükümeti özellikle Lübnan, Türkiye ve Kuzey Irak üzerinde uçuş yapan ve Beyrut ile Ankara’ya istihbarat sağlayan ABD U2 uçaklarının operasyonlarına itiraz etti.
Wikileaks belgeleri İngiliz yetkililerin Akrotiri Hava Üssü’nden yapılan gizli operasyonlar konusunda daha fazla bilgi talep ettiğini gösterdi. İngiltere özellikle operasyonlarda başka hükümetlerin de yer alıp almadığı noktasında ABD’lileri sorguladı. Bunun amacının da muhtemel yasal risklerin değerlendirilmesi olduğu belirtildi.
George W. Bush döneminde yaşanan bu tartışmalar bir ABD’li diplomatın iki geleneksel müttefik arasında bir “güvensizlik” ortamı doğduğu yorumunu yapmasına neden oldu.
18 Nisan 2008 tarihinde Washington’a gönderilen bir mektupta, “Türkiye/Kuzey Irak sınırı ve Lübnan üzerinde yapılan son U2 uçuşları, İngiltere hükümeti tarafından daha dikkatle incelenmesi gereken önemli yasal ve siyasi meselelerin altını çizdi” denildi.
NEW YORK TIMES: Wikileaks Afganistan’daki yolsuzluğun belgesini yayımladı
Wikileaks’in ABD Dışişleri Bakanlığı’nın gizli yazışmalarını kamuoyuyla paylaşmasıyla patlak veren Cablegate’in beşinci gününde yayımlanan belgelerde, Afganistan bir rüşvet, zorlama ve zimmete para geçirme ülkesi olarak görülüyor.
Örneğin geçtiğimiz Ocak ayına ait bir belgede, ABD Büyükelçiliği yetkilileri, Afganistan’ın yeni kabinesinde yer alması muhtemel isimlerden bahsediyor. Tarım Bakanı Asıf Rahimi, “Hakkında rüşvet iddiaları bulunmadığı teyit edilen tek bakan” olarak tanımlanıyor.
Bir Afgan yetkili ise ülkedeki diplomatlara, ABD’nin ülkedeki kalkınma projelerinden “dört aşamada” nasıl para hortumladıklarını anlatıyor: “Müteahhitler bir projeyle ilgili olarak ihaleye girdiğinde, inşaat izinleri için başvuru yapıldığında, inşaat sırasında ve kurdele kesme töreninde.”
Kabil Belediye Başkanı Abdül Ahad Sahibi’nin geçtiğimiz yıl zimmetine büyük miktarda para geçirmek suçuyla tutuklanması yolsuzlukla mücadelede çok önemli bir zafer olarak görülse de Wikileaks’in yayımladığı belgeler bambaşka bir hikaye anlatıyor. Buna göre Sahibi yolsuzlukla bağlantılı bir toprak dağıtım planını bozduğu için “kanguru mahkemesi adaleti”nin kurbanı olmuş.
Afganistan’da yolsuzluk yapıldığı herkesçe bilinen bir durum ancak, Wikileaks’in belgeleri bu durumun nasıl ilişkiler üzerinden geliştiğini, boyutlarının ne kadar büyük olduğunu ve Afgan hükümetini bölgede terörle mücadelenin köşe taşı haline getiren ABD hükümetinin önünde ne büyük bir sorun olduğunu göstermesi açısından önemli.
Belgeler ABD’li diplomatların “balığın baştan koktuğu”na yani yolsuzluğun Devlet Başkanı Hamid Karzai’den başladığına inandığını gösteriyor.
JERUSALEM POST: Suriye’ye ait uydu fotoğraflarında nükleer tesis şüphesi
Suriye’nin batısında bulunan ve birçok bina ve yüzlerce füze benzeri yapıya ev sahipliği yapan bir tesisin, İsrail’in 2007 yılında yerle bir ettiği Şam’ın kuzeydoğusundaki bir tesisle bağlantılı olduğu düşünülüyor.
Washington merkezli, Bilim ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü’nün (ISIS) ele geçirdiği, Masyaf bölgesine ait uydu fotoğrafında bir dağ geçidine yerleştirilmiş ve etrafı hendeklerle çevrilmiş bir tesis görülüyor.
Uydu fotoğrafında herhangi bir güvenlik önlemi göze çarpmazken, ISIS, tesisleri dağ geçitlerine inşa etmenin genel koruma ve izolasyon için çok önemli olduğunu belirtti.
Fotoğrafı inceleyen ISIS Başkanı David Albright, Jerusalem Post’a yaptığı açıklamada, Masyaf’da bulunan tesisin bir askeri depo olabileceğini söyledi. Albright, açıkta duran yüzlerce parçanın füze ya da kamyon yatağı olabileceğini ifade etti.
Albright, “Bir tesisi keşfettik, diğer üç tesisin ise tahmini yerlerini belirledik” dedi.
Öte yandan dün, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu idari birimi, Suriye’nin El Kibar reaktörünün tesislerine müfettişlerin girişine izin vermemesini değerlendirmek amacıyla Viyana’da bir araya geldi.