Güncelleme Tarihi:
VOICE OF AMERICA: Yunanlılar yeni bir yaşam kurmak için Türkiye’ye kaçıyor
Yunanistan ve Türkiye arasında son dönemde yaşanan gelişme, bir zamanlar savaşın eşiğine gelmiş iki ülke için son derece şaşırtıcı bir durumu gözler önüne seriyor.
Yunanistan’ın içine girmiş olduğu derin ekonomik kriz, bazı Yunanlıların daha iyi bir yaşam fırsatı elde edebilmek için başta İstanbul olmak üzere Türkiye’ye gelmeye zorluyor. Bu insanlardan bir tanesi, İstanbul’daki özel üniversitelerden birinde öğretim görevlisi olarak işe başlayan Eleni Varmazi.
Varmazi, “Türkiye’nin yanı sıra İngiltere, İrlanda, Brüksel ve Kıbrıs gibi Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelere de başvurdum. Türkiye’de sahip olduğum iş ve öğrencilerimle çok mutluyum. Burada kurduğum düzen Londra veya Berlin’de hayat kurmaya çalışmaktan daha kolay. Hafta sonları ülkemi ziyaret edebiliyorum. Buraya benim dışımda başka Yunanlıların geldiğini ve iş bulduklarını biliyorum” dedi.
Varmazi gibi Türkiye’de hayat kuranlardan bir başkası, Bilkent Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Ionis Grigoriadis. Grigoriadis, sayıları artarak Türkiye’ye gelmeye başlayan Yunanlıların, iki ülke arasındaki ilişkilerin düzeldiğine işaret ettiğini söyledi.
Grigoriadis, “1990’larda savaşın eşiğine geldiğimiz günlerden çok uzağız. Yunanistan’dan öğrenciler Türkiye’ye dil öğrenmeye geliyor. Geçtiğimiz yıl Türk dizileri Yunanistan’da büyük ilgi gördü. Herkes, tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de sorunlar olduğunu biliyor. Ancak zamanla her şey daha dengeli bir yaklaşım altında gerçekleşiyor” yorumunda bulundu.
İstanbul’daki Yunan topluluğunun üst düzey isimlerinden olan Laki Vingas da, bir zamanlar çökme noktasına gelen topluluklarının şimdi bu tehlikeyi atlattığını belirtti. Vingas, “Bir zamanlar çocukları liseden mezun olur olmaz Yunan aileler göç ederdi. O yüzden 100 bin olan nüfusumuz üç bine kadar geriledi. Kimse Türkiye’de yaşayan Ortodoks Yunan olduğunu söylemezdi. İnsanlar kimliğini, dinini saklardı. Ancak bu durum artık değişti. 21’inci yüzyılı bir dönüm noktası olarak görüyoruz” ifadesini kullandı.
İstanbul’da kaç Yunan kökenli kişinin çalıştığını ortaya koyan resmi bir rakam yok. Ancak şu an az sayıda olan bu insanların hızla arttığı düşünülüyor. Analistler, Yunanistan’da yaşanan kriz döneminde Türkiye’nin güçlenen ekonomisinin zamanla daha fazla Yunanlıyı İstanbul’a çekeceğine inanıyor.
GUARDIAN: İsrailli yetkililer Filistinli mahkumların avukat edinmesini engelliyor
İsrail ve Filistin insan hakları örgütlerinin bugün yayımladıkları raporda, İsrail iç güvenlik servisi Şin Bet’in, Filistinli mahkumların avukat tutmalarını sistematik olarak engelledikleri belirtildi.
İsrail İşkence Karşıtı Halk Komitesi (PCATI) ve Filistin Mahkumlar Kulübü örgütleri, Batı Şeri’da gözaltına alınan Filistinlilerin tutuldukları tesislerde tüm dünyayla bağlantılarının kesildiğini öne sürdü. Rapor ayrıca, tutuklulara “sistematik şiddet” uygulandığını ve işkence yapıldığını belirtti.
Rapor, 2005 ve 2007 yıllarında tutukluların yüzde 70 ile 90’ının verdikleri ifade tutanaklarına imza atmadan önce avukat tutmalarına izin verilmediğini, tutukluların ortalama 16.7 gün boyunca dış dünyadan izole edildiklerini ifade etti.
Öte yandan, Şin Bet iddiaları reddetti ve yasal hizmetlere erişimi sağlanmayan tutuklu sayısını açıklamadı. Rapor hakkında yorum yapması istenen Şin Bet yetkilileri, “Yasalara uygun olarak kullanılan bir araç, tutukluların bir süre boyunca avukatlarla erişimini engellemektir. “Fiziksel ve psikolojik alanda kötü muamelenin” gözlemlenmesini engellemek için tutukluların avukat edinmesinin engellendiği iddiası asılsız” denildi.
İsrail’de yasal olarak gözaltı süresi 48 saat. Güvenlik ihlalleri durumunda bu süre 21 güne çıkarken, ordu yasaları kapsamında gözaltı süresi 90 güne kadar uzayabiliyor.
FINANCIAL TIMES: Çin’in yeni füzesi Pasifik’teki güç dengelerini değiştirdi
ABD’li askeri yetkililer, Çin’in geliştirdiği gemi savar füzesinin, Pasifik’teki askeri güç dengesinde büyük değişimlere yol açabileceğini belirtti. ABD’nin Pasifik bölgesindeki en üst düzey komutanı Amiral Robert Willard, bölgedeki ABD uçak gemilerine tehdit oluşturan balistik füzenin “işlemsel kapasiteye” eriştiğini belirtti.
Willard’ın açıklamaları, ABD’nin Pasifik’teki askeri gücünü sanıldığından daha az koruyabileceğinin işaretini verdi. Pasifik ülkeleri Çin’in bölgede hızla artan askeri gücünden endişe duyarken, kısa bir süre önce Japonya yeni bir savunma planı hayata geçireceğini açıklamış ve bu planın Çin’in artan gücünü dengelemeyi amaçladığını belirtmişti.
Analistler, Dongfeng 21 D füzesinin, ABD uçak gemilerini Çin karasularından iyice uzaklaşmaya zorlayabilecek kapasitede bir teknoloji sunduğunu belirtti. Çin, ABD’nin müdahalede bulunmasını istemediği Tayvan Şeridi’nde nüfuzunu artırmak için Dongfeng 21 D füzesini öne çıkartabilir.
Karadan ateşlenmesi için tasarlanan füze, uyduların yardımıyla uçak filolarını vurma özelliğine sahip. Uyduların yanı sıra, balistik füze hedefini bulmak için insansız hava aracı ve ufuk ötesi radar kullanacak. Uçak gemileri ve bu gemilere eskort eden savaş gemileri ise bu tür bir saldırıya karşı tamamen savunmasız olacak.
Çin’in yeni füzesi hakkında bilgisi bulunan Pentagon, Pasifik’teki gücünü yitirmemek için daha bölgedeki donanma ve hava gücü operasyonlarını daha bütünleşmiş bir konsepte taşımayı planlıyor.
ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Eylül ayında yaptığı açıklamada, Çin’in geliştirdiği yeni nesil füzelerin, uçak gemilerini konuşlandırdıkları bölgeleri yeniden gözden geçirmeye neden olabileceğini belirtti. Gates, “Eğer birileri Asya’da hedefini yüzlerce kilometre öteden vurabilecek gemi sava kruvazör veya balistik füzeler geliştirirse, gelecekte uçak gemilerini nasıl farklı şekilde kullanabilirsiniz?” demişti.
Analistler, Çin’in yeni silah teknolojisini bu yıl içinde denemiş olabileceğini anak bu konuda kesin bir delil bulunmadığını belirtti.
WALL STREET JOURNAL: Hindistan, İran yaptırımlarında ABD’ye destek olacak
Hindistan, İran ile iş yapan yerel şirketler üzerindeki kısıtlamaları artırarak, ABD’nin nükleer programı nedeniyle yaptırımları uyguladığı Tahran’a karşı ekonomik önlem ağını artıran ülkeler arasına katıldı.
Hindistan, 1974’te kurulan Asya Takas Birliği’nde (ACU) İran’ın en büyük ticari ortağı. Merkezi Tahran’da bulunan ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kurulan birliğin amacı, Güney Asya’daki ticareti artırmak.
Hindistan Rezerv Bankası, Pazartesi günü ülkenin borç veren kurumlarına ACU üzerinden İran ile yaptıkları işlemleri sonlandırmaları talimatını verdi. Geçtiğimiz Cuma günü, merkez bankası yerel şirketlerin petrol ve doğalgaz ticaretinde yapılan ödemelerde ACU mekanizmalarını kullanamayacağını belirtti.
İran, ACU üzerindeki işlemlerini 2009’a oranla bu yıl yüzde 50 artırdı. Yetkililer, ABD’nin son bir yıl içinde ACU üzerindeki işlemlerin kısıtlanması konusunda Hindistan ile görüştüğünü belirtti. En son olarak, Kasım ayında Hindistan ziyaretinde bulunan ABD Başkanı Barack Obama, Hindistan’ın Birleşmiş Milletler (BM) güvenlik Konseyi adaylığını desteklemesinin yanında, nükleer teknolojilerde ticareti kontrol eden gayri meşru organ olan Nükleer Tedarikçiler Grubu’na katılması isteğini belirtmişti.
ABD’nin müttefiklerine İran’la yaptıkları ticareti azaltmaları yönündeki baskıları sonucu, İran’ın para birimi Ekim ayında yüzde 10 değer kaybetti. Ülkenin en büyük nakliyat şirketi, uluslararası sigorta şirketlerinin kargoları için işlem yapmalarını reddetmesi nedeniyle 500 milyon dolar borca girdi.
Bu gelişmelere rağmen, Tahran ekonomik yaptırımların nedeni olan nükleer programında geri adım atmayı düşünmüyor.
JERUSALEM POST: İsrail ordusu Demir Kubbe savunma sistemi tatbikatını erteledi
İsrail Savunma Güçleri (IDF), kısa bir süre içinde test edilmesi beklenen füze savar Demir Kubbe sisteminin tatbikatını erteledi. Yetkililer, ertelemenin sistemin son geliştirme aşamasında kaynaklandığını belirtti.
Yapılacak testlerin ardından, İsrail’in uzun süreden beri geliştirdiği savunma sistemi faaliyete girecek. IDF, Demir Kubbe’nin ilk olarak geçtiğimiz yaz aylarında faaliyete geçmesini öngörmüş ancak bu karar Kasım ayına ertelenmişti. Geliştirme safhasındaki aksaklıklar nedeniyle, sistemin test edileceği tarih birkaç hafta daha ileriye çekildi.
Düzenlenecek tatbikatta, Gazze Şeridi’inde İsrail üzerine atılan çeşitli füzelerin engellenmesini sağlayacak önlemler test edilecek. Yapılacak olan tatbikatlarda, İsrail Hava Kuvvetleri (IAF) denetiminde olacak. IAF yetkililerinden Tüm General Ido Nehushtan, “Geliştirme aşamasındaki sürecin henüz tamamlanmadığını” belirtti.
İsrail Uzay Havacılık Sanayi tarafından geliştirilen Demir Kubbe, birçok füzeyi aynı anda takip edebilecek kapasiteye sahip çok yönlü radar sisteminden oluşuyor. Sistemde 20 füzeye müdahale edebilecek füze ateşleyicisi de bulunuyor.
Aşdod yakınlarındaki Hatzor Hava Üssü’nde bekletilen ve henüz konuşlandırılması aşamasında kesin bir karar verilmeyen sistem, 100 kilometrelik bir alanı koruyabiliyor.
BBC TÜRKÇE: Rusya ve İspanya arasında casusluk krizi: 4 sınır dışı
İspanya ve Rusya arasındaki casusluk krizi, dört diplomatın sınır dışı edilmesine neden oldu.
Kasım ayında İspanya'nın casusluk yaptıkları şüphesiyle iki Rus diplomatı sınır dışı ettiği öğrenildi.
İspanyol Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan bir açıklamada, Rusya'nın karşılık olarak geçtiğimiz hafta iki İspanyol diplomatı sınırdışı ettiği doğrulandı.
Son kriz, iki ülke arasında bir yıldır devam eden yüksek düzey ilişki kurma çabalarını takip ediyor.
Bu ilişkinin bir parçası olan kültürel değişimler çerçevesinde, Rusya'nın 2011'i "İspanyol Yılı," İspanya'nın ise "Rus Yılı" ilan etmesi bekleniyordu.
İspanya'nın önemli gazetelerinden El Pais, İspanyol hükümetinin bu ilişkiyi bozmamak adına geçen ay gerçekleşen sınırdışıları duyurmadığını yazdı.
Karşılıklı sınırdışı etmelerin, iki ülke arasında 1977'de diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasından beri yaşanan en büyük kriz olduğu belirtiliyor.
Ancak İspanyol Dışişleri Bakanı Trinidan Jimenez'in Moskova'ya yapacağı 17 Ocak tarihli ziyaretin ertelenmediği açıklandı.
Casusluk iddialarının detayları ise henüz bilinmiyor.