Güncelleme Tarihi:
GUARDIAN: Ortaya çıkarılan belgeler tansiyonu yükseltiyor
Afganistan savaşı hakkında on binlerce gizli belgenin ortaya çıkarılması, ABD, Afganistan ve Pakistan arasındaki tansiyonun yükselmesine neden oldu. ABD kongresi, Pakistan’ın Taliban militanlarını desteklediği iddialarına tepki gösterirken, benzer bir gerilim Kabil ve İslamabad arasında da yaşandı.
Üç ülke arasında gerginliğe neden olan belgeler, Afganistan savaşının altı yılı hakkında gizli tutulan bilgileri içeriyor. Belgelerde ayrıca, koalisyon güçleri tarafından öldürülen ancak ölümleri gizli tutulan siviller hakkında bilgiler yer alıyor.
Kayıtlara göre, 2007 yılında Celalabad’da bir operasyon düzenleyen ABD Deniz Piyadeleri, 19 sivili öldürdükleri, 50’den fazlasını da yaraladıkları operasyonları hakkında yanlış rapor tuttu. Aynı yıl içinde, üst düzey bir Taliban liderinin saklandığını düşündükleri noktaya altı tane 900 kiloluk bomba atan koalisyon güçleri, olayda 150 militanın öldüğünü kaydetti. Yerel halk ise, olayda 300 sivilin öldüğünü öne sürdü.
Diğer çarpıcı bilgiler arasında ise şunlar yer alıyor:
- Koalisyon güçleri komutanları 2004-2009 yılları arasında El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in bulunduğu yer hakkında çok sayıda istihbarat aldı, ancak CIA, 2003’ten bu yana Bin Ladin’in gizlendiği yer hakkında kesin bir bilgi olmadığını öne sürerek bu istihbaratları değerlendirmedi,
- ABD güçleri, yıllardan beri izlenen strateji altında Afganistan halkının “yüreğini ve düşüncelerini” kazanmayı başaramadı,
- Güneydeki Ferah eyaletinde, polis teşkilatının şefi olarak adı çıkmış bir katil atandı.
Savaş hakkındaki belgeleri ortaya çıkaran WikiLeaks sitesinin kurucusu Julian Assange, dün Londra’da bir basın toplantısı düzenledi. Assange, ellerindeki belgelerde savaş suçlarına ait delil bulunduğunu ve son sözü mahkemelerin söyleyeceğini belirtti.
Belgelerde yer alan ve biri 2007 yılında başkent Kabil, diğeri 2008 yılında Helmand eyaletinde İngiliz askerlerin karıştığı sivil ölümler hakkında İngiltere Savunma Bakanlığı detaylı bir açıklama yapmadı. Bakanlık, olaylar hakkında tutulmuş olan kayıtları incelediklerini ve iddia edilen sivil ölümlerin araştırıldığını belirtti.
Liberal Demokrat Parti’nin dış politika sözcüsü Menzies Campbell, belgelerin Başbakan David Cameron’un geri çekilme tarihi olarak belirlediği 2015’i çok daha ileri bir tarihe atabileceğini öne sürdü. Menzies, Afgan ordusu ve güvenlik güçlerinin ülkedeki kontrolü sağlamaları açısından 2015 yılına kadar olağanüstü bir çaba gerektiğini söyledi.
Uluslararası Af Örgütü, yaptığı çağrıda NATO’dan “Afgan sivil kayıpların tespit edilmesi için net, birleşik bir sistem uygulanmasını” istedi. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon ise, belgelerin koalisyon güçlerini veya muhbirlerinin hayatını tehlikeye atıp atmadığı yönünde incelendiğini açıkladı.
ABD Başkanı Barack Obama’nın basın sözcüsü Robert Gibbs, dün akşam WikiLeaks’in ortaya çıkardığı belgelerin ABD güçleri için çok büyük bir tehdit olduğunu söyledi. Gates, belgelerdeki içeriğin değil ancak, yer alan isim, operasyon, kaynak ve diğer benzeri bilgilerin kamuya açılmasının tehlike unsuru olduğunu ifade etti.
NEW YORK TIMES: Iraklı militanlar yaralılar için kan çalıyor
Iraklı doktorlar ve sağlık yetkililerinin belirttiği göre, sağlık tesislerinde yakalanma riskini ortadan kaldırmak isteyen El Kaide militanları, yaralı arkadaşları içim hastanelerden çaldıkları kanlarla kan bankaları oluşturdu.
Yetkililer, bu amaç altında Sünni Arap nüfusun yoğun olduğu bölgelerde bulunan hastanelerin baskınlara maruz kaldığını ve bu esnada güvenlik güçlerinin neredeyse tamamen yetersiz kaldığını belirtti. Hastanelerin sıkça baskına uğraması ve güvenliğin militanlara müdahale etmemesi, ABD güçlerinin ülkeden ayrılmasından sonra ülkede yaşanabilecek güvenlik açıkları hususunda endişelere neden oluyor.
Anbar eyaletinde, Suriye sınırında bulunan bir hastanenin yetkilileri, 2005’ten bu yana baskınların yaşandığını ve militanların kan depolarını yağmaladıklarını belirtti. Hastanelerde militanlarla işbirliği yaptığı düşünülen çalışanlara yönelik şüpheler artarken, militanların çaldıkları kan ile nasıl tedavi uyguladıkları yönünde soru işaretleri mevcut.
Iraklı doktorlar, El Kaide’nin kan nakli yapabilen, hatta daha ciddi tıbbi işlemler yürütebilen uzmanları olduğunu ileri sürüyor.
CNN: Karzai: NATO 52 sivili öldürdü
Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai Pazartesi günü NATO’yu kınayan bir açıklama yaparak, Helmand eyaletinde düzenlenen saldırıda 52 sivilin öldürülmesinden koalisyon birliklerini sorumlu gösterdi.
NATO ise isyancıların dışında sivil zayiata yönelik bir kanıt olmadığını öne sürdü. Devlet Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Cuma günü Rigi köyünde yapılan saldırıda ölenlerin sivil olduğu belirtildi. NATO’nun öncülüğünü yaptığı Uluslararası Güvenlik Destek Gücü (ISAF) ise, konu hakkında Afgan hükümetiyle ortak bir soruşturma açılacağını duyurdu.
ISAF sözcülerinden birinin yaptığı açıklamada, Rigi köyündeki sivil ölümlere yönelik iddiaların asılsız olduğu ve Afgan yetkililer ile yapılacak olan ortak soruşturmada elde edilecek tüm bilgilerin açıklanacağı belirtildi.
ISAF, Rigi köyünün 10 kilometre güneyinde düzenlenen ortak bir askeri operasyonda Afgan güçlerinin pusuya düşürülmesi üzerine helikopterle isyancılara karşılık verildiğini ifade etti. ISAF, saldırıda biri Taliban komutanı olmak üzere altı militanın öldüğünü iddia ediyor.
XINHUA: Venezüella Kolombiya ile barışçıl bir uzlaşma umuyor
Venezüella, Pazartesi günü yeni göreve gelen Kolombiya hükümetinin Caracas ile beraber çalışacağını ve Latin Amerika’da yaşanan gerginliğe ortak bir çözüm bulunacağını umduklarını belirtti.
Açıklama Venezüella’nın Birleşmiş Milletler (BM) elçisi Jorge Valero tarafından, Venezüella’nın Kolombiya ile diplomatik ilişkilerini kestiğini açıklamasının ardından geldi. Valero, Kolombiya’nın yeni Devlet Başkanı Juan Manuel Santos’un Kolombiya’nın benimsediği dünya politikasını değiştireceğini ve barışçıl bir çözüm bulmak için Venezüella ile birlikte çalışacaklarını umduğunu belirtti.
Valero, Latin Amerika’nın geçmişinde elde ettiği tecrübelerin, Venezüella’nın şu an yaşadığı gibi bir durumdan diyalog ve diplomasi ile çıkılması gerektiğine işaret ettiğini söyledi. Ancak Valero’nun açıklamalarının ardından Kolombiyalı diplomatlardan herhangi bir açıklama gelmedi.
Bu hafta başında, Kolombiya Venezüella’nın 1980’lerde satın aldığı İsveç yapımı silahların Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri (FARC) gerillalarının eline geçtiğini öne sürmüştü. Kolombiya uyuşturucu kaçakçılığı yapan gerillaların Venezüella'ya sığınarak Bogota hükümetiyle çatıştığını belirtmişti.
Kolombiya, bu ayın başlarında BM’nin uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele için ülkelerinde üç merkez açacağını açıkladı. Ancak Valero BM ve Kolombiya’nın Latin Amerika’da savaş riskini yükselttiği suçlamasında bulunmuştu.
Perşembe günü bir açıklama yapan BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ise, iki ülke arasındaki gerginliğin diplomasi ile çözüleceğini umduğunu belirtmişti.
SKY NEWS: Cameron Türkiye’nin AB üyeliği için mücadele edecek
İngiltere Başbakanı David Cameron, Türkiye ziyaretinde yapacağı konuşmada kendisini Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği sürecindeki çabalarının “olabilecek en güçlü savunucusu” ilan edecek.
Cameron, Türkiye’nin Doğu ve Batı dünyasını birleştiren ve uluslararası güvenlik endişelerini azaltan merkez olduğunu ifade edecek. Ankara’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelecek olan Cameron, Türkiye’nin coğrafi konumunun Afganistan’ın geleceğini şekillendirmede ve Ortadoğu’da barış sağlanması sürecinde çok önemli bir yer tuttuğuna değinecek.
Cameron ayrıca, Türkiye’nin İran ile ilişkilerini kullanarak, Tahran’ın uluslararası kamuoyu ile yaşadığı tansiyonun düşürülmesi için destek isteyecek. İngiltere Başbakanı, ardından Başbakan Tayyip Erdoğan ile İngiltere ve Türkiye arasında ticaret, savunma ve kültürel bağlara dayanan “stratejik ortaklık” anlaşmasına imza atacak.
Cameron’un Türkiye’nin AB üyeliğine verdiği destek, lideri olduğu Muhafazakâr Parti’nin birçok üyesinin yanında, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin düşünceleriyle uyuşmuyor.
Ancak Cameron, Türkiye’nin NATO asker ittifakında desteğini öne çıkartarak Türkiye’nin Avrupa’da hak ettiği yeri elde etmesi gerektiğini belirtecek. Cameron, “Türkiye'nin Avrupa’yı savunurken, Avrupa çadırında oturmasına izin verilmemesi doğru değil” demesi bekleniyor.