Güncelleme Tarihi:
HAARETZ: Türkiye’ye yalancı diyen Lieberman’a Netanyahu’dan cevap
Pazar günü yaptığı açıklamalarda Türkiye, Filistin Yönetimi ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’yu hedef alan Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, İsrail hükümetinde krize neden oldu.
Türklere yalancı diyen, Filistin Yönetimi’nin gayri meşru olduğunu belirten ve Netanyahu’nun Ortadoğu barışı için verdiği sözleri eleştiren Lieberman’a cevap, Netanyahu’dan geldi. Başbakanlıktan yapılan açıklamada, “Lieberman’ın pozisyonunun İsrail’i temsil etmediği” belirtildi.
Lieberman, geçtiğimiz gün açıklamasında Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu hedef alarak, “Lübnan’ı ziyaret eden ve İsrail’i tehdit eden Erdoğan’ın yalanlarına artık tahammül edemiyorum. Aynı şey, Carmel yangınında İsrail’e gönderdikleri yardımın aynısını Tel Aviv’in ancak günler içinde yapabileceğini öne süren Davutoğlu için de geçerli” dedi. Lieberman, sözlerinin ardından, 1999 yardımında İsrail’in Türkiye’ye 240 kişilik yardım ekibi gönderdiğini hatırlattı.
Lieberman ayrıca, dokuz kişinin öldüğü Gazze Filosu baskını için, Türkiye'nin özür talep etmesinin "küstahlığın da ötesinde" olduğunu söyledi ve "terörizmi desteklediği için" asıl Türkiye'nin İsrail'den özür dilemesi gerektiğini öne sürdü.
Bu açıklamalara cevap veren Başbakanlık, Liberman’ın yorumlarının “kendi şahsi düşüncelerini ilettiğini, İsrail’in duruşunu sadece başbakanın ifade edebileceğini” belirtti.
Öte yandan, İşçi Partisi de Lieberman’ı kınayan bir açıklama yaptı ve “Netanyau’nun liderliğini yaptığı İsrail hükümeti, iki halk için iki devlet öngörmektedir” denildi.
Ana muhalefet partisi Kadima ise Lieberman’ın açıklamalarından güç alarak, “Lieberman’ın sözleri tüm İsraillilerin bildiği bir şeyi gösterdi: İsrail’de gerçek politikalar izleyen bir hükümet yok. Tersine, yönünü bilmeyen ve lideri olmayan bir hükümet var” açıklamasında bulunuldu.
LIEBERMAN’IN SÖZLERİ
Diplomatların yer aldığı bir konferansta konuşan Lieberman, Netanyahu hükümetini topa tutarak, mevcut hükümetin tüm üyeleri tarafından kabul gören bir dış politika uygulamasının mümkün olmadığını belirtti. Lieberman, “Eğer bir politika yürüteceksek, mevcut hükümet kısaca ortadan kalkmalı” ifadesini kullandı.
Lieberman ayrıca, Filistinlilerle bir yıl içinde temel konularda anlaşılmasının mümkün olmadığını söyledi ve Netanyahu’nun barış için verdiği sözlerin “gerçek dışı” olduğunu ifade etti. Filistin Yönetimi’nin seçimler yapmadığına dikkat çeken Lieberman, “onlarla barış yapmamalıyız” dedi.
AGENCE FRANCE PRESSE: İran ‘Siyonist casusu’ ölüm cezasına çarptırdı
Tahran savcısı Abbas Cefari Dolatabadi, Pazar günü “Siyonist rejim” adına çalışan bir casusun İran Devrim Muhafızları tarafından idam cezasına çarptırıldığını belirtti.
Mehr haber ajansı, savcının “Casusun kimliği alınan kararın onaylanmasından sonra açıklanacak” dediğini belirtti. Ayrıca, Dolatabadi ayrıca diğer casusluk olaylarının da araştırıldığını ifade etti.
Ekim ayında, İran basın organları iki İranlının İsrail için casusluk yapmaktan suçlandığını belirtmişti. Nükleer programı ve ordusuna karşı sıkça casusluk faaliyetleri yürüttüğü gerekçesiyle İsrail’i suçlayan İran, 26 Kasım tarihinde üst düzey iki nükleer bilim adamına düzenlenen saldırıdan da ABD ve İngiltere’yi sorumlu tuttu.
İran nükleer programında yer alan iki nükleer bilim adamından Macid Şahriari, arabasına yerleştirilen bombanın patlaması nedeniyle ölmüş, Abbasi Davani adındaki diğer bilim adamı ise benzer bir saldırıdan yaralı kurtulmuştu.
GUARDIAN: Koalisyon hükümetine verilen destek büyük yara aldı
Guardian/ICM tarafından düzenlenen ankete göre, İngiltere’nin 70 yıldan bu yana ilk kez iktidara gelen koalisyon hükümetine verilen destek önemli ölçüde azaldı.
Anket, göreve gelmelerinden bu yana geçen altı ayın ardından, koalisyon hükümetini destekleyerek, seçmenlerin sadece yüzde 43’ünün doğru tercihi yaptıklarına inandığını gösterdi. Bu görüşün tersini savunanlar ise yüzde 47.
Rakamlar, seçimlerin yapıldığı Mayıs ayında koalisyon hükümetine verilen yüzde 59 seviyesindeki desteğin önemli ölçüde azaldığını gösterdi. O dönem koalisyon hükmetine karşı gelen yüzde 39 oranındaki seçmen kitlesinde artış yaşanırken, İşçi Partisi, yüzde 39 destekle son üç yılın en yüksek oy oranına ulaştı.
Aynı rakamlar Liberal Demokratlar için sadece yüzde 13, Muhafazakar Parti içinse yüzde 37. Anket aynı zamanda, hükümet politikalarına yönelik seçmenlerin olumsuz görüşe sahip olduğunu gösterdi. Katılımcıların yüzde 45’i, hükümetin izlediği kemer sıkma yönteminin olumlu sonuç vermeyeceğine inanıyor. Dahası, ankete katılanların yüzde 49’u ulusal sağlık sisteminin eskisinden daha kötü bir hal alacağını düşünürken, eğitim sistemi için aynı görüşü besleyenlerin oranı yüzde 54.
WALL STREET JOURNAL: Yatırımcıların ilgisi gümüş fiyatlarını yükseltti
Yatırımcılardan gelen beklenmedik talep gümüş fiyatlarını hızla yukarı çekerken, spekülatörler ve maden şirketleri de gümüşe olan ilgisini artırdı. Geride kalan son dört ay içinde, gümüş tahminlerin ötesine çıkarak yüzde 51 oranında değer kazandı. Böylece enflasyon öncesi dönemde son 30 yılın en yüksek seviyelerinden birini yakalamış oldu.
Perşembe günü ons başına değeri 29.31 dolardan kapanan gümüşün, 2010 başındaki ons başına fiyatı 16.822’ydi.
Altın, platin ve paladyumla birlikte dört değerli metali oluştan gümüş, bu yıl değeri yüzde 86 artan paladyumun ardından, yüzde 74’le en çok değer kazanan ikinci metal oldu. Altın, yüzde 26 değer kazanırken, aynı oran bakır için yüzde 28’in biraz daha altında gerçekleşti.
Metal fiyatları, fazla üretim ve sanayi talebindeki toparlanmanın donuk kalmasına rağmen artış göstermeye devam etti. Birçok analist, bu faktörlerin 2010 boyunca metal fiyatlarına limit koyacağını öngördü ancak bu gerçekleşmedi. Analistlerin beklentisinin dışına çıkan gelişme, piyasalara yüksek miktarda para akışı sağlayan yatırımcılar oldu.
Diğer yandan, yatırımcıların gümüşe gösterdiği ilgi, kısmen küresel ekonomideki gelişmeleri yansıtıyor. Bazı analistler, fiyatların 2010’un başlarında görüldüğü gibi ons başına 15 dolara kadar gerileyebileceğini, ancak kar-zarar dengesinin yine de sağlanacağını belirtiyor.
United Mining Group Başkanı Greg Stewart, “Bana kalırsa madencilik alanında yeni bir döneme giriyoruz” yorumunu yaptı.
CNN: Mossad başkanı sahte pasaportlar için özür dileyecek
Mossad’ın yeni başkanı Tamir Pardo’nun, Ocak ayında Dubai’de üst düzey bir Hamas yetkisine düzenlenen suikastta sahte pasaportlar kullanıldığı için İngiliz hükümetinden özür dilemeye hazırlandığı belirtildi.
İngiliz basını, Dubai’de kaldığı otelde düzenlenen suikastta öldürülen Hamas yetkilisi Mahmud El Mebhuh’un cinayetinde kullanılmak için hazırlanmış sahte pasaportlar için Pardo’nun özür dileyeceğini ifade etti.
Haberlere göre, üst düzey bir Mossad yetkilisi “gelecekte pasaportlarının kötü amaçlı kullanılmayacağı konusunda İngiliz hükümetine resmi taahhütlerde bulunduğunu” belirtildi. Dışişleri Bakanlığı ise bu konuda açıklama yapmayı reddetti.
Telegraph gazetesinin haberine göre, ismi belirsiz kaynaklar, Pardo’nun gelecek ay İngiltere’ye düzenleyeceği ziyarette özür dilemeyi planladığını belirtti. Hamas’ın askeri kanatlarından birinin başında olan Mahmud El Mebhuh’un öldürülmesinde sahte İngiliz pasaportlarının kullanıldığının ortaya çıkmasının ardından, İngiltere, İsrailli diplomatlardan birini Mart ayında sınır dışı etmişti.
Dönemin Dışişleri Bakanı David Miliband, sahte pasaportların kullanılmış olmasının “kabul edilebilir olmadığını” ve İngiltere’nin müttefiki olan İsrail’in davranışının “açılan yaranın üstüne hakaret” niteliği taşıdığını belirtmişti.