Güncelleme Tarihi:
THE TIMES: Nadir’in 17 yıllık kaçışı bugün sona eriyor
Kıbrıslı Türk milyoner Asil Nadir, bugün gönül rızasıyla İngiltere’ye dönerek Polly Peck şirketinin iflasıyla ilgili milyonlarca dolarlık sahtecilik suçlamalarıyla karşı karşıya gelecek.
Dün gece Times’a konuşan 69 yaşındaki nadir, KKTC’deki evinden ayrılarak İngiltere’ye döneceğini ve 1993’te ülkeyi terk etmesiyle yarıda kalan davayı sürdüreceğini belirtti. Öğlen saatlerinde Onur Air’e ait bir uçakla KKTC’nin Ercan Havaalanı’ndan ayrılacak olan Nadir’in uçağında kendisinden başka eşi, Londra’daki avukatları, şahsi yardımcıları ve gazeteciler bulunacak.
Polly Peck’teki yönetimi ve Thatcher hükümetine verdiği destekle 1980’lerin sembolü haline gelen Nadir’in 3 Eylül’de mahkemeye çıkarılması bekleniyor. Nadir’in daha önce önerdiği elektronik kelepçeli ev hapsi uygulamasının duruşmadan önce başlaması söz konusu değil.
Nadir, “30 yıldır İngiltere vatandaşıyım ve dürüstçe yargılanmayı hak ediyorum. Masum olduğuma inanıyorum ve bu bana güç veriyor” dedi. Nadir 1980’lerdeki akıl almaz servetini, şirketinin hissedarlarını kandırıp şirketi hortumlayarak elde etmekle suçlanıyor.
Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Nadir’in davasıyla Ankara’nın da yakından ilgilenmesi bekleniyor.
BBC: Wikileaks beklenen CIA belgelerini açıkladı
Muhbir sitesi Wikileaks AB’nin “terör ihracatçısı” olarak görülmesinin yaratacağı sonuçları inceleyen belgeyi kamuoyuyla paylaştı. Şubat 2010 tarihli üç sayfalık rapor ABD’de yaşayan bireylerin terör olaylarına karışmasının “yeni bir olay olmadığına” işaret ediyor.
CIA’e ait bir iç yazışma olan raporda ABD’de yaşayan kişilerin karıştıkları terör olayları listeleniyor. CIA’in Red Cell (Kırmızı Hücre) birimi tarafından hazırlanan raporla ilgili olarak CIA Sözcüsü George Little, “O kadar da büyük bir olay değil” yorumunu yaptı.
Kırmızı Hücre, CIA’in internet sitesinde 11 Eylül saldırılarından sonra teröre sıra dışı bir yaklaşık getirmek ve düşünmeye iten raporlar hazırlamakla görevli bir birim olarak tanımlanıyor.
Little, “Kırmızı Hücre’den gelen böyle analitik çalışmalar kişileri düşünmeye itmeyi ve farklı görüşleri ortaya koymayı amaçlamaktadır” dedi.
ABD’de yaşayan ya da mali kaynakları ABD’den gelen Yahudi, Müslüman ve İrlandalı-Amerikalı teröristlerin saldırılarının altını çizen rapor saldırıların ABD algısını nasıl değiştireceğini sorguluyor.
Raporda, “ABD’de yetişmiş İslamcı teröristlerin saldırılarına çok fazla önem veriyoruz, ancak burada yetişip dünyanın başka yerlerinde saldırılar yapan teröristleri göz ardı ediyoruz” denildi. Raporun başlığı da “Ya yabancılar ABD’yi terör ihracatçısı olarak görürse?”
THE NEW YORK TIMES: Kim Jong Il’in Çin’e gittiği iddia ediliyor
Güney Koreli bir yetkili, Kuzey Kore lideri Kim Jong Il’in bugün özel bir trenle Çin’e gittiği söylentilerini araştırmakta olduklarını belirtti. Haber Güney’in ulusal haber ajansı Yonhap ve yüksek tirajlı gazetesi Chosun tarafından bildirildi.
Adının açıklanmasını istemeyen istihbarat yetkilisi bu yönde işaretler olduğunu doğrularken detayları açıklamayı reddetti. Eğer doğru çıkarsa bu Kim’in Kuzey Kore’nin en büyük ticari ortağı ve yardım kaynağına yaptığı toplamda altıncı, son üç ayda ikinci gezi olacak. Kuzey Kore ve Çin gezi sonlanana kadar bu tür haberleri teyit etmiyor.
Kim’in Çin gezisi, ABD eski Başkanı Jimmy Carter’ın tutuklu pazarlığı için Pyongyang’a gidişinin bir gün sonrasında geldi ancak Carter’ın Kim’le görüştüğüne dair herhangi bir açıklama yapılmadı. Kim’in, ABD’den bu kadar önemli bir konuğu ağırlarken çin’e gitmesi çok sıra dışı bir durum.
Kim’in önümüzdeki aybaşında görevi oğlu Kim Jong Un’a bırakması bekleniyor. Bu gezinin amacının oğul Kim’i Çinili yetkililere tanıtmak olduğu ifade ediliyor.
CNN: “Meksika’da bulunan 72 ceset ABD’ye giden göçmenlere ait”
Meksikalı yetkililer Çarşamba günü yaptıkları açıklamalarda, Meksika’nın kuzeybatısında dün bulunan 72 cesedin, ABD’ye gitmekte olan göçmenlere ait olduğunu duyurdu.
Ulusal Güvenlik Stratejisi Sözcüsü Alejandro Poire, yapılan ilk incelemede kurbanların Honduras, El Salvador, Brezilya ve Ekvador’dan gelen yasadışı göçmenler olduğu sonucuna ulaştıklarını bildirdi.
Cinayetlerin sebebi halen araştırılıyor ancak yetkililer Meksika’nın uyuşturucu kartellerinin artık göçmenleri kaçırmaya başladığını belirtti. Poire, “Meksika kurumları bu suçluların operasyon yapılarını ve gelir kaynaklarını kurutmuştur. Bu yüzden artık göçmenleri gasp etmeye ve kaçırmaya başladılar. Ayrıca göçmenleri militan olarak da kullanıyorlar” dedi.
Uluslararası Af Örgütü de olayla ilgili açıklamasında, “Bu bulgular bir kez daha Orta Amerikalıların kuzeye gitmek isterken karşı karşıya kaldıkları tehlike ve şiddeti ve Meksikalı yetkililerin onları koruma konusundaki başarısızlığını gösteriyor” dedi.
Benzer toplu mezarlar Mayıs ayından bu yana Meksika’nın çeşitli yerlerinde bulunmuştu.
ASSOCIATED PRESS: BM’den Kongo’da tecavüz açıklaması: Haberimiz yoktu
Birleşmiş Milletler’in Kongo temsilcisi Çarşamba günü yaptığı açıklamada Kongo’da yaşanan toplu tecavüz olayıyla ilgili bölgedeki iki barış gücü birliğine bilgi verilmediğini ancak BM’nin benzer olayların bir daha yaşanmaması için iletişimi artırmaya çalıştığını söyledi.
BM Özel Temsilcisi Roger Meece, en az 154 Kongolu sivilin iki hafta boyunca maruz kaldığı korkunç tecavüzler hakkında barış gücü askerlerinin bilgisi olmadığını, bunun da sivilleri korumanla görevli bu birimlerin faaliyetlerinin yetersiz olduğuna işaret ettiğini söyledi.
Şu an köylülerden günlük rapor alma sistemini değerlendirdiklerini belirten Meece, eğer bir gün rapor gelmezse o zaman sorun olduğunu anlayacaklarını ve bölgeye araştırma birliği göndereceklerini ifade etti.
Meece’in bu açıklaması Pazartesi günü Ruandalı ve Kongolu isyancıların dört gün boyunca 200 kadın ve bazı erkek çocuklara tecavüz ettiği haberlerinin ardından BM’den yapılan en detaylı açıklama oldu.
Bu Birleşmiş Milletler’in sivilleri koruma konusundaki ilk yetersizliği değil. Daha önce de 1995’te Srebreniça’da ve 1994’te Ruanda’da BM’nin barış gücü askerlerinin koruması altındaki bölgelerde vahşet olayları yaşanmıştı.
HAARETZ: Filistin Yönetimi Doğu Kudüs’teki inşaatların da durdurulmasını istiyor
Filistin Yönetimi’nden Beyaz Saray’a gönderilen mesajda İsrail’in yerleşimleri durdurma kararının Doğu Kudüs’ü de kapsamsı gerektiği ifade edildi.
Önümüzdeki hafta Washington’da yapılacak görüşmeler öncesi hazırlık toplantılarında Filistinliler yerleşimlerin durdurulması dışında bir formülü kabul etmediklerini açık bir dille ortaya koydu. Filistin Yönetimi 26 Eylül tarihinde 10 aylık moratoryumun bitişinden sonra bile ABD’nin Yeşil Hattın dışında inşaat yasağına verdiği desteği sürdürmesini umuyor.
Saeb Erekat liderliğindeki Filistinli müzakerecileriler ABD’lilere İsrailli hukukçuların hazırladığı bir raporu götürdü. Filistinliler bu belgenin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun iddialarının aksine hükümetin özel topraklarda inşaat yapımını yasaklama yetkisi olduğunu gösterdiğini belirtti.
Konuya yakın bir kaynak, Amerikalıların inşaatların durdurulması konusundaki tavrını değiştirmediğini belirtti. Kaynak, Beyaz Saray’ın Başbakan Yardımcısı Dan Meridor’un teklif ettiği “büyük sitelerde inşaata devam edelim, küçük yerlerde durduralım” teklifini kabul etmeye yanaşmadığını söyledi.