Güncelleme Tarihi:
YNETNEWS: Ahmedinejad: 11 Eylül saldırılarının arkasında ABD var
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad Birleşmiş Millletler (BM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, 11 Eylül 2001’de yapılan saldırıların ABD ve İsrail ekonomisini kurtarmak için düzenlendiğini söyledi.
Ahmedinejad’ın konuşması esnasında çok sayıda Avrupalı ve ABD’li temsilci protesto kapsamında genel kurul salonunu terk etti. ABD’nin BM sözcülerinden Mark Kornblau, “Ahmedinejad İran halkının iyi niyetini summak yerine, her zamanki gibi Yahudi karşıtı komplo teorilerini öne sürüyor” yorumunu yaptı. ABD’li temsilcilerin ardından Almanya, Fransa ve İngiltere’nin tesilcileri de salonu terk ederken, Ahmedinajad konuşmasını yarı yarya boş kalan salona karşı sürdürdü:
“ABD hükümeti içindeki bazı organlar Siyonist rejimi kurtarmak amacıyla gerileyen ülke ekonomisini tersine çevirmek ve Ortadoğu’daki emellerinden kopmamak için bu saldırıyı planladı. ABD halkının büyük çoğunluğu ve dünya çapındaki birçok ülke ve politikacı bu görüşü savunuyor.” Ahmedinejad, “eğer Müslümanlar saldırıların arkasında olsaydı, ABD onları kendi amaçları doğrultusunda ifşa ederdi” ifadesini kullandı.
Saldırılar hakkında hiçbir zaman titiz bir soruşturma gerçekleştirilmediğini söyleyen Ahmedinejad, tüm ülkelerin davet edileceği bir terör konferansı düzenleme niyetinde olduğunu belirtti.
Ayrıca, Siyonist güçlerin Filistin ve komşularının zarar gördüğü beş savaşa neden olduğunu söyleyen Ahmedinejad, İsrail’i Lübnan ve Gazze savaşında korkunç suçlar işlemekle suçladı.
WASHINGTON POST: FARC gerillalarına büyük darbe
Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, ülkesinin FARC (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) gerillaları ile 46 yıldır süren savaşında en büyük başarılardan birini elde ettiğini duyurdu. Santos, ülkenin güney bölgesindeki FARC kampına düzenlenen askeri hava saldırısında 57 yaşındaki Jorge Briceno adıyla bilinen gerilla komutanının öldürüldüğünü belirtti.
Savunma Bakanı Rodrigo Rivera ise Perşembe günü düzenlediği basın toplantısında Briceno’nun öldürüldüğünü doğruladı. Santos ise, New York’ta yaptığı açıklamada, Briceno’nun terörün sembolü olduğunu ve ölümüyle FARC’a büyük bir darbe vurduklarını söyledi.
El Mono Jojoy adıyla bilinen ve gerçek adı Luis Suarez olan gerilla komutanı, lakabınıı Kolombiya’nın güneyindeki geniş ovalarda bulunan solucandan almıştı. Suarez, 1990’larda büyük askeri tesislere saldırılar düzenlemeiş ve yüzlerce asker ile polisin rehin alındığı saldırıların başını çekmişti.
Suarez’in ortadan kalkması, tutuklanması ve neden olduğu uyuşturucu trafiğinin önüne geçilmesi adına Kolombiya’ya milyarlarca dolar yapan ABD için de olumlu bir gelişme oldu. Suarez’in geçmişte rehin aldığı kişiler arasında ABD Savunma Bakanlığı için çalışan üç müteahhit de bulunuyordu. Bu kişiler Kolombiya askeri güçlerinin düzenlediği operasyonla beş sene tutuklu kalmalarının ardından 2008’de kurtarılmıştı.
DAILY TELEGRAPH: Einstein’ın görecelik teorisinin insanlar üzerindeki etkisi kanıtlandı
Bilim insanları, insan ölçeği üzerinde değerlendirildiğinde, Dünya’dan ne kadar uzaklaşılırsa zamanın o kadar hızlı geçtiğinin doğruluğunu kanıtladı. Bu şekilde, bir kulübede yaşayan insana kıyasla, bir gökdelenin tepesinde yaşayan kişinin daha çabuk yaşlandığı doğrulanmış oldu.
ABD’nin Colorado eyaletindeki Ulusal Standar ve Teknoloji Enstitüsü uzmanlarının savunduğu teoriye göre, yer kabuğundan ne kadar uzaklaşırsanız, zaman o kadar hızlı ilerliyor. Bilim insanları, yıllardan beri tartışılan ve kabul edilen teorinin dünyanın en gelişmiş saatlerini kullanılarak artık kesin bir doğruluk içinde ölçülebildiğini belirtti. Böylece, sadece basamak çıkmanın insanları daha hızlı yaşlandıracağını öne sürüldü.
Uzmanlar, basamakları çıkarken sadece 0.3 metre yükseklik farkıyla zamanın saniyenin çok küçük bir oranda daha hızlı ilerlediğini fark etti. Bu şekilde, sadece birkaç basamak yukarı çıkmak insan ömründen saniyenin “90 milyarda biri” kadar zaman çalıyor.
James Chin-Wen Chou adlı bilim insanı, 380 metre yüksekliğinde Empire State Binası kadar yüksek bir yerde yaşayacak insanların saniyenin 14 milyarda birini kaybederek yaşayacalarını belirtti. Chou ve meslektaşları, bu durumun nedenini yüksek yerlerde daha az yerçekimsel güce maruz kalınması olarak gösterdi.
JERUSALEM POST: Netanyahu: BM paneli soruşturma öncesinde İsrail’e karşı tavır aldı
İsrail Başbakanı Benjamin Neyanyahu, Gazze Özgürlük Filosu’na İsrail askerlerince yapılan baskını “uluslararası insan haklarına aykırı” bulan Birleşmiş Milletler (BM) panelini taraflı ve orantısız olmakla suçladı. Netaynahu’nun bürsoundan yapılan açıklamada, üç uzmandan oluşan panelin İsrail’in eylemlerini “saplantı derecesinde” takip ettiği belirtildi.
İsrail’in,Mavi Marmara’nın güvertesine çıkan askerlerin saldırıya uğradığını gösteren görüntüleri yayımlamasına karşın uluslar arası hukukun ihlal edildiğine ve kabul edilemez bir gaddarlığın yaşandığına yönelik kararın çıkmasının ardından Netanyahu’nun tepkisi sert oldu.
Başbakanlık bürosu yayımladığı açıklamada, “Tüm dünya İsrail askerlerini pusuya yatmış bir şekilde bekleyen, terörü temsil eden ve askeri boru ve bıçaklarla öldürmeye çalışan eşkiyalarn görüntülerini izledi. Ancak tüm bunlar panel tarafından göz ardı edildi ve en başından beri kararlaştırılmış olan bir sonuç çıktı” denildi.
Diğer yandan, Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, panelin açıkladığı raporun sonuçlarını geçersiz kılmaları için dünyanın dört bir yanındaki elçiliklere çalışma başlatmaları talimatı verdi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “İnsan Hakları Konseyi soruşturmanın başlamasından önce İsrail’i suçlu göstermiş ve sonuç olarak da karar değişmemiştir” denildi.
BBC: ABD’li kadın tutuklu cinayet suçlarından idam edildi
Kocasını ve üvey oğlunu öldürtmekten dolayı ölüm cezasına çarptırılan Teresa Lewis, Virginia eyaletinde idam edildi. Lewis böylece ABD’de son beş yılda, Virginia eyaletinde ise 1912’den beri idam edilen ilk kadın mahkum oldu.
Zihinsel sorunları olduğu belirtilen Lewis, 2002 yılında kocası ve oğlunu öldürmesi için katil tutmuştu. ABD Yüksek Mahkemesi ve Virginia valisinin idam cezasını red talebini geri çevirdiği Lewis, TSİ 04.00’da idam edildi.
Lewis, son saatlerini Jarratt kentinde kaldığı hapishanede ruhsal danışman ve aile üyeleriyle geçirdi. Hapishane sözcüsü Larry Traylor, Lewis’in son yemeğinde ise fırında tavuk, bezelye, elmalı turta ve Dr. Pepper istedi. AP haber ajansı ise, idama götülürken Lewsi’in ağlamaklı olduğunu ve çenesini sımsıkı tuttuğunu belirtti.
İdamından kısa bir süre önce, 41 yaşındaki kadın, öldürülen kocası Julian Lewis’in kızı Kathy Clifton’ın orada bulunup bulunmadığını sordu. Lewis, yan odada idamı seyredenler arasında olan Clifton için, “Kathy’nin onu sevdiğimi ve yaşananlar için üzgün olduğumu bilmesini istiyorum” dedi. Bunlar Lewis’in son sözleri oldu ve TSİ 04.13’te öldüğü belirtildi.
Lewis, 30 Ekim 2002’de tuttuğu katilin kocası ve üvey kızını öldürebilmesi için evinin kapısını açık bırakarak evi terk etmişti. Zeka geriliği nedeniyle cinayetten sorumlu olamayacağı öne sürülen kadının idamdan kurtulabilmesi için son girişim Ağustos ayında yapılmış anca mahkeme tarafından reddilmişti.
INDEPENDENT: Kraliçe Buckhingham Sarayı’nı ısıtmak için yoksullara ayrılan yardımı kullanmaya çalışmış
Bilgi Özgürlüğü Yasası altında elde edilen belgelerde, İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in Buckhingham Sarayı’nı ısıtmak için bakanlarına okul, hastane ve düşük gelirli aileler için ayrılan parayı kullanıp kullanamayacaklarını sorduğu ortaya çıktı.
Belgelerde, bakanların ortaya çıkması halinde skandala neden olacak bu öneriye karşı çıktıkları yer alıyor. Belgelere göre, 2004 yılında Kraliçe’nin doğalgaz ve elektrik tüketimi yarı yarıya artarak yıllık bir milyar sterlinin üzerine çıktı. Ayrıca Kraliçe’nin sarayına hükümetin ayırdığı 15 milyar sterlinlik bütçe hükümet içinde tartışmalara neden oldu.
O dönemde okul, hastane ve düşük gelirli ailelere yardım için ayrılan 60 milyar sternlinlik bütçeden Kraliçe’nin kullanmak istemes ise anında reddedildi. Dahası, Kraliçe’nin mali işler müdürü yardımcısının Kültür, Medya ve Spor Bakanlıklarına devletin Buckhingham Sarayı ve Windsor Kalesi’nin elektrik ve ısıtma giderleri için daha fazla bütçe sağlayıp sağlamayacağını sormuş.
İngiltere’de Kraliyet Ailesi için toplanana 38 milyar dolarlık verginin yanı sıra, talep edilen ek kaynağın karşılanmasına İngiliz parlamentosu ilk başta sıcak bakmasına rağmen sonra karşı çıkmış. Ortaya çıkan belgeler, Kraliyet Ailesi’nin doğalgaz faturasının 2002’de 319 bin sterlinden 2006’da 526 bin sterline, elektriğin ise aynı dönemde 249 binden 513 bin sterline çıktığını gösteriyor.