Güncelleme Tarihi:
İran Petrol Bakanı Yardımcısı Türkiye’nin, İran’ın güney ve batısında inşa edilecek iki petrokimya tesisi için Tahran’la işbirliğine gideceğini söyledi.
Bakan Abdülhüseyin Bayat, Mehr Haber Ajansı’na yaptığı açıklamalarda, “Son dönemde Türk şirketlerle olan görüşmelerimizi hızlandırdık. Müzakerelerimizi Pars Özel Ekonomik Enerji Bölgesi’nin ikinci bölümünde inşa edilecek üre ve amonyum tesislerine ve Miyandoab petrokimya birimine odaklıyoruz” dedi.
Ulusal İran Petrokimya Şirketi’nin de yönetici direktörü olan Bayat, “Miyandoab’ın PVC petrokimya birimi, tamamlandığında yılda 539 bin ton petrokimya ürünü üretecek” dedi.
Bayat, daha önce aynı şirketle bir Türk şirketi arasındaki metanol üretim birimi inşaatıyla ilgili görüşmeleri hatırlattı. Öte yandan Batı Azerbaycan eyaletinde de bir polietilen tesis kurulması için Türkiye’yle görüşüldüğünü belirten Bayat, henüz kontrat imzalanmadığının ve batı etilen boru hattının Türkiye’yi kapsayacak şekilde genişletilmesi için bir planları olmadığının altını çizdi.
Bayat İran’ın Umman, Endonezya, Malezya, Venezüella, Rusya ve Güney Afrika gibi ülkelerden şirketlerle de müzakerelerde bulunduğunu belirtti.
REUTERS: BM İnsan Hakları Konseyi Mavi Marmara tanıklarını dinliyor
Birleşmiş Milletler’den Pazartesi yapılan açıklamada İnsan Hakları Konseyi’nden müfettişler İsrail’in kanlı Gazze filosu baskınının tanıklarının sorgusuna başladığı belirtildi.
Resmi açıklamada üç kişilik soruşturma ekibinin Londra ve Cenevre’deki tanıkları dinledikten sonra Türkiye’ye geçtiği daha sonra da Amman ve Ürdün’e devam edeceği ifade edildi.
İngiltere ve Trinidad’dan yargıçların ve Malezyalı bir insan hakları savunucusundan oluşan ekibin İsrail’e girişinin engellendiği ifade edildi.
Üçlünün raporunu 27 Eylül’de 47 ülkelik konseye sunması bekleniyor. İslam Konferansı Örgütü, Rusya, Küba ve Çin’in ağırlığı altında olan konsey, Haziran ayında Batı’nın karşı çıkmalarına rağmen soruşturma başlatılmasına karar vermişti.
BBC: Rehine fiyaskosundan sonra Hong Kong’da Filipinlere seyahat yasağı
Hong Kong yetkilileri dün yaşanan rehine krizinin ardından düzenlenen kurtarma operasyonunun bir felakete dönüşmesine sert tepki gösterdi ve ülkeye her türlü seyahati yasakladı.
Çin hükümeti de operasyonla ilgili detaylı soruşturma talebinde bulundu. Filistin Devlet Başkanı Benigno Aquino, cevapları en kısa zamanda sağlama sözü verdi.
Polisin, saldırgan sekiz rehineyi öldürmeden önce neden otobüse girmeyi başaramadığı sorusu, soruşturmanın merkezinde yer alıyor. Filipinlerin başkenti Manila’nın polis şefi Leocadio Santiago adamlarının rehine krizini yönetimini savundu.
Yerel televizyona konuşan Santiago otobüs şoförünün kaçıp, saldırganın rehineleri öldürmeye başladığını bildirene kadar kuşatmanın sürmesinin mantıklı olduğunu söyledi.
Bu arada Hong Kong Filipinleri kara listeye aldı. Ülkeye bütün seferlerin iptal edilmesi, Filipinlerdeki Hong Kong vatandaşlarının en kısa zamanda ülkelerine dönmesi talep edildi. Hong Kong’da bayraklar yarıya indirildi. Hong Kong borsasında bir dakikalık saygı duruşu yapılacak.
Doktorlar ve psikologları taşıyan iki uçak olaydan sağ kurtulanları geri getirmek için Filipinlere gönderildi. Çin Dışişleri Bakanı Filipinler’deki meslektaşını arayarak cinayetlerden “şoke olduklarını” belirtti.
YNETNEWS: ABD Mahmud Abbas’ın yerleşim blöfünü gördü
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ABD’nin “Batı Şeria’daki yerleşim inşaatlarındaki moratoryumun kısa süre içinde sona ereceğini bildiğini”, ancak “iki tarafın da müzakereleri zorlaştıracak adımlardan kaçınması gerektiğini” söyledi.
Bakanlık sözcüsü PJ Crowley’nin bu sözleri Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın dün yaptığı, “inşaatlar yeniden başlarsa müzakereler biter” açıklamasının ardından geldi.
Crowley, meselenin ilk toplantıda İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Abbas ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton arasındaki ilk görüşmede masaya yatırılacağını söyledi.
Crowley, “Moratoryumun bitmek üzere olduğunun ve bu durumun Eylül ayında yeniden gözden geçirilmesi gerektiğinin farkındayız” dedi.
Konunun müzakereler dâhilinde olduğunu söyleyen ABD’li bakanlık sözcüsü “Bu yüzden müzakere istiyoruz. Bu konuların hiçbiri müzakere olmadan çözülemez” dedi.
CNN: Jimmy Carter tutuklu pazarlığı için Kuzey Kore’ye gidiyor
ABD eski başkanı Jimmy Carter, ülkeye yasadışı yollardan girdiği gerekçesiyle tutuklu bulunan bir Amerikan vatandaşının salıverilmesini görüşmek üzere Kuzey Kore’ye gidiyor.
İki Obama yönetimi yetkilisinin ve duruma yakın bir başka kaynağın dün gece doğruladığı üzere Carter bugün Kuzey Kore’ye giderek Aijalon Mahli Gomes’in serbest bırakılması için görüşmeler yapacak.
Gomes, Çin-Kuzey Kore sınırını izinsiz geçtiği ve ne olduğu belirtilmeyen bir “düşmanca davranış” yüzünden Nisan ayında sekiz yıllık çalışma kampı cezasına çarptırılmıştı.
THE TIMES: Tiger Woods ve Elin Nordegren kesin olarak boşandı
Ünlü golfçü Tiger Woods ve eşi Elin Nordegren, özel hayatlarının kameralar önüne dökülmesinin üzerinden dokuz ay geçtikten sonra dün resmi olarak boşandıklarını duyurdu.
Olaylar sırasında Woods, bir dizi kadınla ilişkisi olduğunu itiraf ederek “örnek sporcu” imajını yitirmişti.
Çiftin 1 ve 3 yaşındaki çocuklarının velayetini paylaşmasına, İsveçli Nordegren’in 500 milyon dolar tazminat almasına karar verildi.
Böylece Woods’un ayrılığı en pahalı boşanmalardan biri olarak tarihe geçti.
Çift dün yaptığı ortak açıklamada, “Evliliğimiz bittiği için üzgünüz ve birbirimize hayatın en güzel şeyleri getirmesini diliyoruz. Artık evli olmasak da iki mükemmel çocuğumuz var ve onların mutluğu her zaman olduğu gibi yine bizim için en önemli şey olacak” dedi.
RUSSIA TODAY: Almanya suçla mücadele için Türkiye’den polis ithal edecek
Almanya’daki Türk göçmenler zaman zaman topluma adapte olamadıkları ve yüksek suç oranları dolayısıyla eleştiriye maruz kalıyor. Alman yetkililer bu sorunun çözümünü Türkiye’den polis getirmekte buldu.
Yeni plan kapsamında Türk polisi Alman meslektaşlarına sorunlu bölgelerde destek olacak. Ancak plana şimdiden eleştiriler gelmeye başladı. Eleştiriler özellikle polisin Türk topluluklarla nasıl başa çıkılacağını bilmediği konusunda yoğunlaşıyor.
Köln’de yaşayan bir Alman olan Krystal Tank, “Bu plandan hoşlanmadım. Rus ve Polonyalı azınlıkların kendi polisleri yok. Türklerin polisinin olması bir ayrımcılık. Eğer Türk polisimiz olursa diğer insanlar Alman polisine saygı göstermez” dedi
Planın destekçileri ise ayrımcılık yapmak istemediklerini ancak Türk topluluklara daha sempatik bir yaklaşımı amaçladıklarını söyledi
WALL STREET JOURNAL: Standard & Poor’s Türkiye için kaygılı
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s Pazartesi günü yayımladığı raporda Türkiye’nin önümüzdeki dönemdeki kredi notuyla ilgili kaygılarını ortaya koydu. Raporda hükümetin genişleyen mali politikalarının daha büyük bir bütçeye ve cari açığa neden olabileceği belirtildi.
Bu uyarı seçim dönemi öncesi Ankara’nın harcamalarının artabileceği endişesi doğrultusunda geldi. Rapor hükümetin bu ayın başında mali kural uygulamasından geri adım atmasının ardından doğan kaygıları destekledi.
S&P analisti Frank Gill, “Önümüzdeki yıl yapılacak Temmuz seçimleri öncesi, Türk hükümeti iç piyasadaki talepteki toparlanmayı geleceğe yönelik mali tamponlar oluşturmak için kullanma konusunda gönülsüz görünüyor” dedi.
Gill, “Yetkililerin bunun yerine daha tavizkar bir uzun vadeli mali duruş sergilemeye yatkın olduğunu düşünüyoruz. Bu da bize göre Türkiye’nin cari açığındaki büyümeyi daha da derinleştirecek ve ülkenin bu iki borç yükü altında rekabetçiliği ve kredi notu konusunda soru işaretleri yaratacaktır” dedi.